Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /home/davam/public_html/engine/modules/show.full.php on line 292
davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Gündəm, DAVAMın yazıları > Azer Hasret: - Ermeni soykırım yalanlarının aslı astarı…
Azer Hasret: - Ermeni soykırım yalanlarının aslı astarı… |
24 Nisan günü Ermeniler`in dünyaya tekrar tekrar açılması için yıllar öncesi uydurulmuş soykırım bahanesinin daha bir yıldönümü. Şimdi onlar yeniden herkesi inandırmaya çalışıyor ki, 1915 yılında Osmanlı Devleti Ermeniler`i Ermeni oldukları için katletmiştir. Hem de 3-5 kişi olarak değil, hiç yüz bin falan da değil, tam bir buçuk milyon Ermeni Osmanlı tarafından katledilmişmiş de ve bu da bir soykırımmış. Ermeniler ve onların arkasındaki dünya güçlerine göre elbette. Ama o güçler hiç bir zaman Osmanlı toprakları içinde o dönemde bir buçuk milyon Ermeni`nin yaşamadığı gerçeğini de dile getirmezler. Yani bu kadar insan öldürüldüyse şimdi Ermeniler yer yüzünden silinmiş olmalıydı. Ama silinmediler, arttılar, türediler ve yalanlarını dünyaya duyuracak yeterince insanları da vardır.
Belgeler, hem de yalnız Osmanlı belgeleri değil de İngiliz, Fransız belgeleri, dönemin büyükelçilerinin imzaladığı kağıtlar Osmanlı sınırları içindeki Ermeniler`in sayısının 1,3 milyonu aşmadığını kanıtlamakta. Peki böyle olunca, yani topu topuna 1,3 milyon civarında Ermeni varken nasıl oldu da 1,5 milyon Ermeni`nin katledildiği yalanları ayak açabildi? Demek ki, birilerine böyle yalanlar gerekmektedir. Şimdi diyelim ki, bazıları kalkıp da Ermeniler`in öldürülmesi gerçeğini inkar ettiğimizi söyler. Bizim inkar minkar diye bir iddiamız yok! Evet, Ermeniler öldürüldü! Ama neden ve kaç kişi öldürüldü? İşte yanıt isteyen soru şu! Her taraftan taarruza uğrayan Osmanlı devleti topraklarına saldıranların Hıristiyan olması nedeniyle Hıristiyan Ermeniler`i orduya almıyordu. Devlet büyükleri, “Hıristiyanlar`ı Hıristiyanlar`la savaştırmayalım” diyordu. Güzel bir yaklaşım elbette. O yüzden de askere, savaşa giden Türkler ailesini, çoluğunu çocuğunu komşusu, yakını Ermeni`ye emanet ediyordu. Evet, emanet ediyordu. Tüm Türk erkekler orduya gidince ailelere arka olacak, yardımda bulunacak erkekler gibi Ermeniler`e itibar ediyorlardı. Çünkü Osmanlı tebaaları hala Ermeniler`in “milleti sadıka” olduğuna inanmaktaydı. Şimdi bir durumu göz önüne getirelim: Ermeni ailelerde genç yaşlı demeden tüm erkekler evinde. Ama Türk ailelerde yalnız çok yaşlı insanlar, çocuk ve kadınlar var. Yani aileyi geçindirmek için gereken güçlü erkekler evde yok. Durum böyle olunca, yani ortalık boş olunca Ermeniler kalkıp da onlara emanet edilen komşunun kadınına, kızına tecavüz ediyor, yaşlısını, çocuğunu yakıyor, evini de yağmalıyor. Ve durumu duyunca evine dönen Türk askerler de Ermeniler`i öldürerek öç alıyor. Aslında normal bir durumdur, ama zor durumda olan Osmanlı devletinin buna hiç ihtiyacı yoktu. O yüzden Osmanlı devleti 27 Mayıs 1915`te komşusunun kızına, kadınına tecavüz etmiş ermenileri başka vilayetlere yerleştirerek durumu kurtarmaya çalışıyor. İşte “Tehcir kanunu” böylece ortaya çıkıyor ve Ermeniler Güney`e doğru yer değiştirmeye zorlanıyor. Yani asıl amaç onları yok etmek değil, sadece yeni yerlerde iskan ettirerek hem savaşın içinden çekip almak, hem de Rusya`nın taarruzuna maruz kalan bölgelerde işbirlikçiliği önlemekti. Böyle durumda devletin yaptıkları doğrudur ve başka bir seçenek de yoktu. Tehcir sonucu 450 bin civarında Ermeni Suriye taraflara sürülüyor. Aşağı yukarı 50 bin kadar Ermeni yollarda açlıktan, hastalıktan, hatta soğuktan ölüyor. Amma yıllar sonrası asılsız iddialar ortaya atılıyor, 1,5 milyon Ermeni`nin katledildiği, soykırım yapıldığı dünyaya duyuruluyor. Yalan mı? Yalan tabii! Peki kimin böyle yalanlara ihtiyacı vardır? Tabii ki, Türkiye devletinin güçlenmesinden, kendi ayakları üzerinde durmasından rahatsız olan dünya güçlerinin! O zaman Ermeniler`in rolü nedir? Ermeniler ve onların önde gidenleri kendilerini hayali büyük Ermenistan hastalığına o kadar kaptırmışlar ki, şimdi birilerince uydurulmuş yalanlara kendileri bile inanmaya başlamışlar. İşte asılsız soykırım iddialarının aslı şu işte! Peki, neden 24 Nisan? Çünkü 24 Nisan 1915`te Osmanlı devletine karşı isyan eden çetelerin başındaki 2300 kadar Ermeni komiteci hapsedilmiştir. Yani hiçbir Ermeni`nin burnu bile kanamamış, sadece devlet güvenliği için hapse atılmışlar, o kadar. Ama bakın, dünyaya o tarihi 1,5 milyon Ermeni`nin soykırıma uğradığı gün olarak sunmaktalar! Bazen insanın aklından keşke Osmanlı devleti gerçekten o dönemde Ermeniler`in iddia ettiği rakamın hiç olmazsa yarısı kadar Ermeni`yi katletseydi de demek geçiyor. O zaman soykırım iddiaları bu kadar kızdırmazdı bizi. Ama sonra da düşünüyorsun ki, Türk milleti soykırımcı değildir, olamaz da. Birileri bize iftira atabilir, ama iftirayı önleyemedik diye huyumuzdan vazgeçecek değiliz ya. Biz soykırım yapmayız, zalim değiliz, mazlumun yanındayız her zaman. Bir zamanlar medeni Avrupa`nın topyekun yok etmek istediği Yahudiler`i de kurtaran Osmanlı devleti değilmiydi? Geri dön |