Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /home/davam/public_html/engine/modules/show.full.php on line 292 davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Çap səhifəsi > Nihat Genc: - Patlamaya Geri Sayım Başladı
davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Gündəm, Türk dünyası-Turan, DAVAMın yazıları > Nihat Genc: - Patlamaya Geri Sayım Başladı

Nihat Genc: - Patlamaya Geri Sayım Başladı


Yeryüzü topraklarının en meşhur iki siması Papa ve Putin ardı ardına ülkemize geliyor başbakan Davutoğlu ortalıklarda gözükmüyor. Başbakanlığı henüz üç ayını doldurmadan Davutoğlu buharlaştı, hayır, masallardaki gibi balkabağına dönüştü… Saddamvari Kaddafivari ‘devlet başkanlığı’ çoktan kurulmuştur, hayrını görün.

Ezop hikayesinden bir satır: ‘kendilerine bir gölet kuran kurbağalar Tanrı’dan bir kral isteyince Tanrı onlara bir ‘kütük’ gönderir.’

Bir masalın içinde yaşıyoruz artık, kralın biri eski sarayı beğenmez her şeyi yepyeni yeni bir saray yaptırır ve sıra yatmaya gelince, hiç osuruk değmemiş bir yorgan istiyorum, der.

Her şeyi yepyeni Yeni Türkiye’nin Yeni Sarayı Papa’nın gazıyla kutsanmıştır, bilmem rahat etti mi, hayırlı olsun.

Eskiden üfürükçü hocalar insanların suratına tu tu tu tükürerek şifa dağıtırdı, aziz yel’in şifasını bir gün geçmeden gördük, Putin doğalgazı ucuzlatma sözü verdi.

Putin ‘merhaba asker’ cümlesini avcuna yazıp ezberledi, bu da bir şey mi, Tayyip Bey Putin’den üç gün önce esnafa ‘merhaba asker’ çekmeye başladı.

Ağa’nın kapısındaki köpek kendisini aşağılayan girip çıkanlara veryansın ediyor: ‘ağam bu kapıda koyunu kesti, ineği kesti, öküzü kesti, deveyi kesti, tavukları horozları kesti, hiç birine bağırmadınız, ağam ne dedeme ne babama ne bana daha elini kaldırıp bıçağını uzatmış değil, gelip bana tükürür beni tekmelersiniz…’. Doğru laf, doğrusu biz de köpeklerden özür mü dilesek, köpeklerle aramızda bir müzakere bir çözüm süreci mi başlatsak, bu işin sırrı nedir, bir Sırrı kolay yetişmiyor.

Tayyip bey Papa’nın kulağına demiş ki: ‘yahu Papa hazretleri eskiler der ki bir insanın dini bozuksa işi de bozuktur, ama şu sizin Avrupalılar’ın dini bozuk ama işi çok iyi, bu nasıl oluyor?’

Papa demiş ki: ‘bizimkiler işe dini, dini işe karıştırmaz’

Tayyip: O zaman şu Vatikan’ın kasasına ne diyeceksin?

Papa: Sana kutsal ruh’un mutluluk sermayesini verdik, Ermeni Soykırımı, Dersim, Zalim Esat diye, ye ye bitmiyor ve artık senin kasa benim kasayı çoktan geçti, daha ne istiyorsun?

Vampir yarasalar bolca kan emdiğinde hiç kan emememiş aç yarasaların önüne gelip kusup emdikleri kanı bölüşürmüş. Bilim adamları, dokuz ayrı mağaradan dokuzbin vampir yarasa üzerine bir deney yapıyor, görüyorlar ki, vampir yarasalar kendi mağaralarında yaşayan yakın akraba aç yarasaların önünde kusuyor, diğer mağaralardaki aç yarasaların midesiyle hiç ilgilenmiyormuş.

Çözüm Süreci İmralı’dan tehditlerine yine başladı, Mart’a kadar her dediğim yasa olmazsa kaos çıkar, diye meydan okuyor Apo. Daha bismillah yeni süreç yeni sezon yeni başlamıştı, eşek yine traktörün altında kaldı.

Eşeği traktöre çarpan köylü ağlayarak kazayı anlatıyor: ‘Gece kara, asfalt kara, yol kara, eşek kara, kader kara…’.

Artık hep aynı şikayet hep aynı nakarat Davutoğlu da sıkıldı, şimdi bir daha olmadı bir daha Dersim’i gündeme mi taşısın, ne yapsın o da şaşırdı, ipin ucunu kaçırıp izleyemeyenler için süreç’in kaldığı yeri hatırlatalım, en son CHP Dersim’den özür diliyordu ki Davutoğlu’na birileri önce siz Kuyucu Murat için özür dileyin, zapladım, işin sonu nereye vardı takip eden bana da yazsın.

Hikayenin masalın bir giriş gelişme sonuç’u bir kurgusu olur yani bir çatışma üzerine kurulur. Doğruysa sarayların masalların bu diyalektiği, Tayyip bey olmadı evlatları gün gelecek bir kuru soğan bulamayacak. İşte tarih engin trajik deneyimleriyle ortada, başka türlü muradına ermiş bir masal yoktur.

Evrimcilerin bir derin sorusu da ‘canlılar neden topluluk oluşturacak şekilde yaşarlar’.

Sebebi şüphesiz ekonomiktir, topluca savunurlar topluca çullanırlar topluca koparır ısırırlar. Üstelik hiç kimse hastalığıyla kendi başına uğraşamaz, kendi başına yiyecek bulması zordur, yani canlılar işbirliği için topluluk kurarlar.

Ama yetmez, lezzet avcıları da topluluklaşır, işte Adana Kebap, Trabzon pidesi, nicesi, ortak lezzetler, hayvanlar canlılar gibi insanları da bir araya getirir, yani şuraya varmak istiyorum, Çözüm Süreci’nde her şeyi çözdünüz, çiğ köfteye lahmacuna sıra ne zaman gelecek?

Evrimcilerin canlılar toplu yaşar fikrine ‘çözüm süreci’ de geldi dayandı, İmralı’da bir topluluk oluşturulmaya başlandı, giren çıkan ikamet eden popülasyon gittikçe büyüyor, ama terör canavarının huyu değişmiyor, ‘tekil’ neyse topluluk da o, fark etmiyor.

Ey insanlar, korkudan dilim varıp konuya giremiyorum, çözüm diye diye Türkiye’nin yarına geleceğe bir çıkış kanalı kalmadı.

Bir terör örgüt lideri idamla yargılandı ve hala hücresinden bir terör örgütünü kumanda edip yönetiyor, üstelik devletin himayesinde. Bu suçun cezası yok mu yasası yok mu?

CHP bu duruma niye bir cümle karşı laf etmiyor.

İki dilli mahkemeler de devreye girdiğine göre, geriye ne kaldı.

Şartlı tahliye olsa siyaset yapamaz o halde ‘siyasi bir affın’ zeminini hazırlamışlar, şimdi yatıştırmanın iknanın peşindeler.

Asla bölünmez parçalanmaz kardeşim karpuz mu bu kardeşim niye bölünsün kardeşim aşaması, çoktan bitmiş, başta CHP uyuyor, muhalefet uyuyor, kitleler uyuyor, halk uyuyor, Türkiye Cumhuriyeti uyuyor…

Devleti terör örgütü hepsi şimdi oturmuş BÜYÜK PATLAMA’yı beklemeye koyuldu. Birden bir halk ayaklanması bir iç isyan bir iç savaş ne zaman başlar? Daha var mı, seçim olmadan patlar mı? İşte tek düşünceleri bu ve aldıkları tedbire bakar mısın?

Hani Türkler tüp gaz kaçırıyor mu diye çakmakla kontrol eder ya, 6-7 Ekim’de Selahattin Demirtaş çakmakla iç savaş oluyor mu olmuyor mu bir testten geçirdiler, şimdi de Mart ayında bir yeni çakmak testine daha hazırlanıyorlar.

Çözüm süreci, kitleleri yakıp tutuşturacak çakmak testlerine kilitlendi.

Müzakere dediğimiz çakmak testine geldi dayandı, Apo: ‘patlatırız ha…’

Müzakerede BÜYÜK PATLAMA’ya geri sayım başladı…

Bir çakmak daha, parladı parlamadı, tutuştu tutuşmadı, yayıldı yayılmadı ,alev aldı almadı.

Milletçe beklediğimiz kilitlendiğimiz finale bakar mısınız, ha gayret az kaldı, ülke ne zaman patladı patlayacak…

Neresi? Türkiye, ne zaman, Apo patlatma tarihini verdi: Mart.

Tayyip bey, çakmak tutuşturmak testine başlamadan, benim de bir önerim var, isyanı yatıştırmak için önce şu rakıyı eski fiyatına indirin, faydası olur.

Bilmem yeri mi ama Büyük Patlama’dan önce bir merakım var gideremiyorum, Suriye’yi patlattı doymadı, peşine Türkiye, acaba doyar mı?

İkinci sorum: Avrupası Amerikası Natosu ve Aziz Yel’iyle kutsanmış yeni sarayınız, BÜYÜK PATLAMA’ya çok mu dayanaklı, hazır mı?
Nihat Genç
Odatv.com

Geri dön