Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /home/davam/public_html/engine/modules/show.full.php on line 292
davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Gündəm, Türk dünyası-Turan, DAVAMın yazıları > Roza KURBAN: - ABDULKADİR İNAN’LA ANILAR
Roza KURBAN: - ABDULKADİR İNAN’LA ANILAR |
17 Aralık 2014 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından doğumunun 125.yıldönümü nedeniyle “Abdulkadir İnan’la Anılar” adlı toplantı düzenlenmiştir. Aslen Başkurt Türklerinden olan Abdülkadir İnan’ın yakınları, öğrencileri, onu kitaplarından tanıyan bilim adamları, millettaşları ve sevenlerini bir araya getiren bu toplantıya yoğun ilgi vardı. 1889 yılında Başkurdistan’da başlayıp 1976 yılında ikinci vatanı Türkiye’de son bulan bir ömrün acı tatlı anlarını, hüzün ve sevinçlerini, yalnızlığını, çalışma hayatını, kişilik özelliklerini içeren anılardan dinledik Abdulkadir İnan’ı. Konuşmacılar arasında Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, Prof. Dr. İsenbike Togan, Prof. Dr. Tuncer Baykara, Prof. Dr. Dursun Yıldırım, gazeteci Hadi Şenol ve Abdulkadir İnan’ın oğlu Mustafa Yaşar İnan vardı.
“Abdulkadir İnan’la Anılar” toplantısının açış konuşmasını Türk Dili Edebiyatı Bölümü’nün başkanı Prof. Dr. Abdulkadir Gürer yaptı. 1936 yılında açılan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin Doğu Türk Lehçeleri Bölümünde uzman olarak işe başlayan Abdulkadir İnan’ı anmaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren A.Gürer, İnan’ın fakülteye yaptığı büyük katkılarından söz etti. 2 oturum halinde gerçekleşen toplantının başkanlığını Hadi Şenol üstlenmişti. Toplantıda ilk söz alan isim, Abdulkadir İnan’ın hayatta olan tek öğrencisi Zeynep Korkmaz’dı. Korkmaz “Prof. Dr. Abdulkadir İnan’dan İzlenimler” başlıklı konuşmasında A. İnan’ın hayatından kısaca bahsettikten sonra hocasının kişilik özellikleri ile ilgili değerlendirmelerini dile getirdi. Zeynep Korkmaz, Abdulkadir İnan’ın 4 tane özelliğini şöyle sıraladı: 1) Çalışma başarısı ve çalışma azmi; 2) Vatan ve millet sevgisi; 3) Gerçek bir araştırmacı, bilim adamı; 4) Alçak gönüllülüğü; Abdulkadir İnan’dan birçok şey öğrendiğinden söz eden Zeynep Korkmaz, hocasının kart şeklinde yazıp sınıfa dağıttığı kâğıtlarda “kızım Zeynep” şeklinde hitap ettiğini anlattı. Zeynep Korkmaz’ın konuşmasını büyük bir merakla dinleyen katılımcılar, konuşma sonunda alkışları ile beğenilerini ifade ettiler. Birinci oturumun ikinci konuşmacısı Abdulkadir İnan’ın yakın arkadaşı Zeki Velidi Togan’ın kızı İsenbike Togan’dı. Oturum başkanı Hadi Şenol, Abdulkadir İnan’ın günlük hayatı ile ilgili anılarını anlatmasını istedi İsenbike Togan’dan. Abdulkadir İnan ve Z.V.Togan yalnız ölümün ayırabildiği iki kader arkadaşıdır. Bunları Z.V.Togan’ın hatıralarından da biliyorduk. Bu ayrılmaz iki arkadaşın çocukları da her daim kendilerini “amca çocukları” olarak nitelendiriyorlar. İsenbike Togan da farklı bir şey yapmadı, “Abdulkadir Bey Amca” diye başladı konuşmasına. Babası Zeki Velidi Togan’la Abdulkadir İnan’ın aralarına hiçbir şeyin giremediği bir dostlukları olduğunu dile getirdi. İsenbike Togan, ilerleyen yaşlarda babasının sesinin çıkmadığını, A.İnan’ın ise kulağının ağırlaştığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti, “Bu nedenle babamın ağzı Abdulkadir Bey Amca’nın kulak hizasına denk geliyor böylelikle birbirlerini tamamlıyorlardı.” Bu iki arkadaşın bilim hayatında bir birine ters düştüğü olaylardan birisinin de “güneş teorisi” olduğunu söyleyen İsenbike Togan, fakat bu zıt düşüncelerin onları birbirinden koparamadığını, Abdulkadir İnan’ın “Güneş Teorisi” ile ilgili eserini Zeki Velidi Togan’a armağan ettiğini belitti. İsenbike Togan, Abdulkadir İnan’ın babasına Başkurtlarda yaşlı anlamına gelen “kart” sözcüğüyle hitap etmesine şaşırdığını ve İnan’a “Neden babama kart diyorsunuz? Siz ondan daha büyüksünüz” diye sorduğunu ve “Ben babana hürmeten kart diyorum” yanıtını aldığını söyledi. Abdulkadir İnan Zeki Velidi’den 1 yaş daha büyük olsa da ona daima saygı duymuştur. Bununla ilgili Abdulkadir İnan’ın Zeki Velidi Togan hakkında yazdığı “Büyük üstadım: Zeki Velidi Togan” başlıklı yazısını hatırlatmak yerindedir. Oturumun üçüncü konuşmacısı Abdulkadir İnan’ın en yakını, yani oğlu Mustafa Yaşar İnan’dı. Konuşmasına toplantıyı düzenlemede emeği geçenlere teşekkür etmekle başladı Yaşar İnan. Babasından sevgi ve özlemle söz eden Yaşar İnan, aile içi ilişkilere de değindi. “İnsan sevgisini, doğa sevgisini, okuma sevgisini ben babamdan öğrendim” diyen Yaşar İnan “doğa sevgim beni orman mühendisi yaptı” dedi. Babasının, Başkurtlar ile ilgili anlattıklarında “Başkurtlar şecerelere çok önem verir, onun için her Başkurt 7 babasını bilir” diyerek ailelerinde Başkurt geleneklerinin devam ettirildiğinin altını çizdi. Abdulkadir İnan’ın ailesine verdiği önemi, “Yemek saatleri belliydi ve herkesin yemek zamanında evde olmasını isterdi.” diyerek örneklendiren Yaşar İnan babasının koyduğu kurallara uyulduğunu dile getirdi. Söz aileden açılmışken, İnan ailesinin toplantıya Yaşar Bey ve eşi Melek Hanım başta olmak üzere çocukları ve torunları ile birlikte katıldığını söylemek gerekir. Yaşar İnan’dan sonra söz sırası Dursun Yıldırım’daydı. Yıldırım, Abdulkadir İnan’ı eserlerinden tanıdığını belirtti. “Ben bilim dünyasındaki insanları ikiye ayırıyorum: Âlimler ve Bilimle Uğraşanlar” , şeklinde bilim adamlarını sınıflandıran Dursun Yıldırım, Abdulkadir İnan’ı “âlim” olarak nitelendirdi. “Eserlerini okuyarak öğrencisi oldum” diyen Yıldırım, A.İnan’ın eserlerinin düşünmeye, sorgulamaya yönlendirdiğini belirtti. Dursun Yıldırım, Abdulkadir İnan’ın Türk Kültürünün yolunu aydınlatan bir Türkolog, arkeolog, dil bilimci, yani mükemmel bir âlim oluğunun altını çizdi. Tuncer Baykara konuşmasında, Abdulkadir İnan’la 1965 yılında tanıştığını söyledi. Baykara, Abdulkadir İnan’ın, Atatürk ve çevresindekilerin “Türkçenin kökeni devrik cümledir” fikrine karşı “Türkçede devrik cümle yoktur” fikrini beyan etmiş olduğunu anlattı. Abdulkadir İnan’ın insanları kırmadan kendi fikirlerini kabul ettirdiğinin altını çizdi. Toplantının II. oturumu konuşmacıların Abdulkadir İnan’la ilgili anılarını anlatmasıyla devam etti. Gençlik yıllarında hikâyeler yazarak edebiyat dünyasına ilk adımlarını atan Abdulkadir İnan, Türkoloji alanında yazdığı önemli eserleriyle bugün de güncelliğini korumaktadır. Abdulkadir İnan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte çalışmış, günümüzde Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu olarak adlandırılan kurumların üyesi olmuş, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’nde görev almış, Ankara Üniversitesi’nin Doğu Türk Lehçeleri Bölümünü kurmuş ve tüm bu vazifelerini hakkıyla yerine getirmiş bir bilim adamıdır. Bilim dünyasına sayısız eser bırakan bu istisna insanı, gerçekleşen toplantı sayesinde yakından tanıma fırsatı bulduk. Hiçbir kaynakta bulamayacağımız anıları ilk ağızdan dinleyerek Abdulkadir İnan’ın nasıl birisi olduğu ile ilgili bilgi sahibi olduk. Abdulkadir İnan’la ile ilgili anılar bizi geçmişe: kâh Ankara Üniversitesi’nin sessiz koridorlarına, kâh sınıflara, kâh A.İnan’ın evine, kâh hasta yattığı hastane odasına, kâh Başkurt topraklarına götürdü. Bazen şaşkınlık, bazen merak, bazen hüzünle dinledik anlatılanları… Aslında anlatılanlar bir başarının öyküsüydü. Bir de Abdulkadir İnan ve Zeki Velidi Togan’ın çok az insana nasip olan efsanevi dostluğu yok mu? Hadi Şenol, “Herkese böyle dostluk nasip olsun!” diyerek sonlandırdı toplantıyı. Sıcak ve samimi bir ortamda geçen bu toplantı Abdulkadir İnan’ı kitaplarından tanıyanlara onu daha yakından tanımak ve anlamak için bir vesile oldu. Vatanından ayrılmak zorunda kalan birinin özlem içinde geçen film gibi hayatı… Başkurt Türklerinin Türkiye’deki bir temsilcisi olan kalbinde daima vatan, millet sevgisi barındıran Abdulkadir İnan sayesinde, Başkurdistan’ın mücadeleci ruhlu yiğit insanlar ülkesi olduğunu öğrendik… Geri dön |