Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /home/davam/public_html/engine/modules/show.full.php on line 292 davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Çap səhifəsi > Roza KURBAN: -TATAR DİLİ ve KAZAN DEVLET ÜNİVERSİTESİ.(.I yazı)
davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Gündəm, Türk dünyası-Turan, DAVAMın yazıları > Roza KURBAN: -TATAR DİLİ ve KAZAN DEVLET ÜNİVERSİTESİ.(.I yazı)

Roza KURBAN: -TATAR DİLİ ve KAZAN DEVLET ÜNİVERSİTESİ.(.I yazı)


Tatar Dili ve Kazan Devlet Üniversite’si birbirisi ile bağlantılı kavramlardır. Kazan şehri günümüzde Tataristan’ın başkentidir. Kazan denildiğinde, ilk akla gelen şey Kazan Tatarları ve Kazan Devlet Üniversite’sidir. Kazan, kale duvarlarında tarihi barındıran, mimari yapılarında geçmişi anımsatan çok eski bir şehirdir. Defalarca ateşe verilmiş ve her defasında küllerinden yeniden doğmuş olan bu şehrin Kazan Tatarları için ayrı bir önemi ve anlamı vardır. Kazan şehrinin kuruluşu ve adıyla ile ilgili çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre Kazan 1370 yılında kurulmuştur. O dönem Kazan’ı Bulgar kökenli Hasan Han yönetmiştir. Bazı tarihçilere göre Kazan şehrinin adı, hem kurucusu hem de ilk yöneticisi olan “Hasan” adından ileri gelmektedir. Zira eski zamanlarda yerleşim yerlerinin adı, kurucularının ismi ile adlandırılmıştır. “Hasan” sözcüğü zamanla fonetik değişime uğramış ve “H” sesi yerini “K” sesine bırakmış, yani “Hasan” “Kazan” olmuştur. Yazılı kaynaklarda ilk kez 1376 yılında Rus yıllıklarında Kazan şehrinden söz edilmiştir. 1437 yılında Kazan Hanlığı’nın kuruluşundan itibaren Kazan şehri payitaht olmuştur. O dönemler Kazan ticaret merkezi haline gelmiştir. 1552 yılında Korkunç İvan Kazan Hanlığı’nı işgal etmiş, şehirde olan tüm Tatarları kılıçtan geçirmiş, şehri yağmalamış ve yakmıştır. İşgalden sonra Kazan Tatarlarının Kazan’a girmesi yasaklanmış, şehre 60 kilometre uzaklıkta yaşamaları kararlaştırılmıştır. Zorla Hıristiyanlaştırma siyaseti bölgede büyük isyanlara neden olmuştur. Rus zulmünün doruk noktasına ulaştığı ve küçük büyük isyanların sıkça patlak verdiği XVIII. yüzyılda, bölgedeki gerginliği azaltmak için Çar Hükümeti geri adım atmak zorunda kalmıştır. Devlet menfaatleri gereği Rus Hükümeti Tatar Dili’ni de kullanmaya başlamıştır: “XVII. – XVIII. yüzyıllarda uluslararası ilişkilerde de Tatar dili kullanılmıştır. Rus Devletinin menfaatlerini savunmak için de, Tatarca bilen memurlar, askeri personel hazırlamak zarureti doğmuştur. İşte o zamanlarda yerli dilleri öğrenme okulları açılmıştır. Örneğin, 1730’lı yılların sonlarında tarihçi, siyasetçi V.N.Tatişçev Ruslara Tatar ve Kalmık Dillerini öğretmek için özel okullar açmış, sözlükler hazırlama işini düzenlemiştir.” (Safiullina, Zekiyev 1994: 126).

Kazan Üniversitesi


Çar Aleksandr I (1777–1825: 1801–1825 - Çarlık yaptığı yıllardır), 1804 yılında Kazan’da üniversite açmıştır. Kazan İmparatorluk Üniversite’si (kısaca Kazan Üniversite’si olarak adlandırılmıştır), Moskova ve Tartu Üniversitelerinden sonra Rusya’da açılan üçüncü üniversite olmuştur. Kazan Üniversite’sinin açılışı, yalnız Kazan’ın değil genel olarak Rusya’dan Uzak Doğu’ya kadar tüm Avrasya’nın kültürel hayatını etkilemiştir. Ayrıca bu büyük coğrafyada eğitim-öğretim işleri görevi de genç Kazan Üniversite’sinin omuzlarına yüklenmiştir. XIX. yüzyıl başlarında ister iktisadi, ister coğrafi konumu bakımdan Rusya’da Sankt-Petersburg, Aşağı Novgorod (Nijniy Novgorod) gibi daha uygun şehirler olmasına karşın Çar Hükümeti’nin üniversiteyi Kazan’da açmasının hiç kuşkusuz siyasi nedenleri vardır. Bilindiği üzere, Kazan – eskiden bağımsız bir devletin başkenti, bir Türk-Tatar şehridir. O dönem İdil-Ural ve Batı Avrupa’nın önemli medeniyet merkezlerinden birisidir. Bu manevi değeri olan medeniyet merkezinde güçlü bir hâkimiyet kurmak, köklenmek Çar Hükümeti’nin iç ve dış siyaseti açısından önemlidir. Ayrıca Rusya’nın Doğu’ya nüfuz etmesi bakımından önemli bir köprüdür. Kazan Üniversite’sinin Rusya’nın siyasi amaçlarını hayata geçirmek için kullandığı bir gerçektir. Ancak üniversitenin açılması, şehrin hayatının değişmesine, şehre yeni bir soluk gelmesine neden olmuş, bilim uğruna yapılan çalışmalar da bunun cabasıdır. Zaman içerisinde Kazan Üniversite’si bilim yuvası haline gelmiştir. İleride devir ve yönetim değişecek ancak Kazan Üniversitesi eğitim vermeye devam edecektir.

Büyük Katerina II’nin (1729–1796; 1762–1796 yılları arasında Rusya İmparatoriçesi) çıkardığı kanun gereği iyi derecede Tatarca bilen memurlar yetiştirmek için 1769 yılında Kazan’ın 1. Kolej’inde Tatar Dili okutulmuştur. Kolej’de Tatar Dili derslerini Segıyt Helfin (1732–1785) ve oğulları vermiştir. Helfinler eğitim işini kuşaktan kuşağa devrederek 60 yıl devamında sürdürmüştür. Segıyt Helfin 15 yıl, onun oğlu İshak Helfin (?-1800) 1800 yılına kadar öğretmenlik yapmıştır. Ondan sonra İshak’ın oğlu İbrahim Helfin (1778–1829) 28 yıl boyunca önce Kolej’de, sonra Kazan Üniversite’sinde Tatar Dili dersleri vermiştir. 1804 yılında açılan Kazan Üniversite’sinde Tatar Dili dersleri 1812 yılında verilmeye başlamıştır. 1828 yılında ise üniversitede Tatar Dili Kürsüsü açılmıştır. Kazan Üniversite’sinin rektörü olan tanınmış matematikçi N.Lobaçevskiy’in (1792–1856) teklifi ile üniversitede Şarkiyat Bölümü kurulmuştur. Şarkiyat Bölümü, Arap-Fars Dilleri ve Türk-Tatar Dilleri Kürsüsü olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Yeni kurulan Türk-Tatar Kürsüsünün başına İbrahim Helfin’in getirilmesi beklenirken, onun ani ölümü sonucu kürsü başkanlığına Aleksandr Kazem-Bek (1802–1870) atanmış ve 1846 yılına kadar bu görevini başarıyla sürdürmüştür. 1846’dan, Şarkiyat Bölümü 1855 yılında Sankt-Petersbug’a taşınana kadar ünlü tarihçi ve dilci İ.N. Berezin (1818–1896) bölüme başkanlık yapmıştır. Kısa bir zaman içerisinde Şarkiyat Bölümü’ndeki başarılı çalışmalar Avrupa’daki üniversitelerin de dikkatini çekmiştir. Berlin, Viyana, Londra, Paris üniversiteleri Kazan Üniversite’si Şarkiyat Bölümü öğretim üyeleri H.D.Fren (1782–1851), A.K.Kazem-Bek, İ.İ.Helfin, İ.N.Berezin, O.M.Kovalevskiy (1801-1878), M.G.Mehmüdovların (1824-1891) çalışmalarını ilgiyle yakından takip etmiştir. Ayrıca bilginlerin eserleri yurt dışında da yayımlanmaya başlamıştır. O dönem Kazan Üniversite’si Avrupa’daki 37 üniversite ile iletişim halinde olmuş, öğretim üyelerinin makaleleri bu üniversitelerle paylaşılmıştır.

Kazan Üniversite’si okullar için ders kitabı, öğretim metodu kitapları, ders programı üzerinde de yoğun çalışmalar yapmıştır. Üniversite, bu çalışmalar için Rus bilginleri dışında diğer millet bilginlerini de etrafında toplamıştır. Örneğin, “Tatarlar için – İ.İ.Helfin, M.G.Mehmüdov, S.B.Küklyaşev (1811-1864), G.E.Vahapov, H.Feyezhanov (1828-1866), K.Nasıyri (1825-1902), Ş.İ.Ehmerov (1853-1900), Çuvaşlar için – S.Mihaylov, N.İ.Zolotnitskiy (1829-1880), İ.Yakovlev, Mariler için V.Vasilyev, P.Yeruslanov, Mordvalar için – M.Yevseyev, M.Kolyadenkov vs gramer ders kitapları, sözlükler hazırlamışlardır.” (Tatar Edebiyatı Tarihi 1985: 15–16). Kayyum Nasıyri’nin - 120 sayfalık “Rusça-Tatarca Sözlüğü” (1878), “Lügat-i Rus” (1892), 10 binden fazla söz içeren 2 ciltlik “Lehçe-i Tatari” (1895) sözlüğü, “Enmüzec” (1895) adlı eseri, Segıyt Helfin’in 2 ciltlik “Tatarca-Rusça Sözlüğü” (1785), “Tatarca Gramer”, “Tatarca Elifba Kitabı” bunlardan bazılarıdır. Söz konusu bilginlerin kitapları Avrupalı Türkologlar tarafından da büyük bir beğeni ile karşılanmış ve takdir edilmiştir. Kazan Üniversite’si, o yıllarda tarihte iz bırakan Türkologların Okulu olmanın dışında günümüzde dahi güncelliğini kaybetmeyen eserler yazılmasına, yayımlanmasına ve dünyada tanınarak kabul görmesine vesile olmuştur. Bu başarının asıl nedeni ise Şarkiyat Bölümü’nde çalışanların konularında uzman olan kadrosundan kaynaklanmaktadır. Üniversite rektörü N.İ.Lobaçevskiy’in kadrolar konusundaki siyaseti bu başarıların başlangıç noktasıdır. Lobaçevskiy, dönemin milli eğitim bakanına şunları yazmıştır: “Doğu dilleri eğitimi verilen üniversite ve kolejlerde, öğrencilerin başarılı olması için gerçek Türk, Fars öğretmenleri çalıştırılmalıdır.” (Tatar Edebiyatı Tarihi 1985: 19). Lobaçevskiy’in önerisi üzerine, Kazan Üniversitesinde Tatarlardan - İ.Helfin, M.G.Mehmüdov, E.Deminov, S.Mortazin, Nuri ve Ehmet Ebdusattarovlar, Mekkeli Arap -Ehmed ibne Höseyen, Fars - Ebutalib Mir Mominov, Azerbaycanlı - Aleksandr ve Ebdusettar Kazem-Bek , Türk - Osman Kutluşi, Buryat - Dorji Banzarov ve başkaları çalışmıştır. Türkoloji sahasının gelişmesinde Kazan Üniversite’sinin bu kadrosunun büyük katkısı ve emeği vardır. Yıllar yılı devam edecek olan Türkoloji çalışmalarının ilk adımları Kazan Üniversite’sinde atılmıştır, dersek hiç de yanlış olmaz.
Ardı var....

Geri dön