Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /home/davam/public_html/engine/modules/show.full.php on line 292
davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Gündəm, Mədəniyyət, Türkün şanlı tarixi > Kürşad ve 40 Çerisi
Kürşad ve 40 Çerisi |
40 Kişiyle Çin Sarayını Basan Kürşad ve 40 Çerisi KÜRŞAD – Bir Türk (Göktürk, Tu jue) prensi… KÜRŞAD – Asıl adı Şu Tigin’dir. Kürşat adını amcası (ve son kağan) Kara Kağan vermiştir. KÜRŞAD – Kür eski Türkçe de ok anlamına gelir.(İsmin aslı şad ünvanıyla yazıldığından, Kürşad’tır. Fakat ses uyum kurallarıyla, Kürşat haline gelmiştir.) KÜRŞAD – Çin kaynaklarında Ashina Jiesheshuai olarak geçer… KÜRŞAD – Babası 619-621 yılları arasında Doğu Türk kağanı olmuş olan Çuluk Han’dır. Kür Şad ölmüş, fakat attan düşmemişti Ölmüş, fakat yenilmemişti… Kürşad, 621 senesinde Çinli eşi İ-çing Katun tarafından zehirlenerek öldürülen Doğu Göktürk Devleti kağanı Çuluk Kağan’ın küçük oğludur. Çuluk Kağan’ın ölümünden sonra kardeşi Bağatur Şad, Kara Kağan adını alarak hükümdar oldu ve ağabeyinin Çinli eşi ile evlenerek Ötüken’deki Türkler arasında huzursuzluğa yol açtı… Bir tarafta Çinliler, diğer yanda da Sırtarduş Bayurku, Dokuz Oğuz, Uygur gibi Türk boylarının Göktürklere başkaldırıp savaşmaları ve ayrıca İ-çing Katun’un Ötüken’de esir durumda yaşayan Çinli azınlığa destek çıkarak bunların zenginleşmesini sağlaması sayesinde giderek zayıflayan ve kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türkler, 629 senesinde Çinlilerle yaptıkları savaşta tuzağa düşerek yenilince Doğu Göktürk Devleti yıkıldı. Başta Kara Kağan ve Kürşad olmak üzere binlerce Göktürk Çinlilere esir düşerek Çin’in başkenti Siganfu’ya götürüldüler ve orada kendilerine tahsis edilen bölgede yaşamaya mecbur edildiler. Türkleri asimile edebilmek amacıyla Göktürk soylularını hassa ordusunda subay olarak görevlendiren Çinlilerin bu taktiği bir işe yaramamış, Türkler bağımsızlıklarına kavuşup yeniden devlet kurmak amacıyla fırsat kollamaya başlamışlardır. Kürşad da Çin hükümdarının ordusunda subay durumundadır fakat kılıcını milletinin özgürlüğü için çekeceği günü beklemektedir. Esaretin beşinci yılında Kara Kağan kahrından ölür. Esaretin onuncu yılında, yani 639 senesinde, Bozkurt soyunun en büyüğü konumundaki Kürşad durumun iyice kötüye gittiğini görerek kırk çerisi ile birlikte ihtilal yapmaya karar verir. Geceleri kılık değiştirerek Siganfu sokaklarında tek başına dolaşma adeti olan Çin hükümdarı Tay-tsung’u yakalayıp rehin almaya ve bu sayede Çin sarayına girerek orada bulunan Kürşad’ın ağabeyinin oğlu Urku Tigin’i kurtarıp, toplayabildikleri kadar Türk ile birlikte Ötüken’e giderek tekrar devlet kurmaya, Urku Tigin’i de kağan ilan etmeye karar verirler. Bu uğraşta başarılı olurlarsa budun kurtulacak, başaramazlarsa da dökülecek kanları geride kalanlara ödevlerini hatırlatacaktır. Fakat ihtilal için harekete geçtikleri gece sağanak halinde yağan yağmur yüzünden Çin hükümdarı sarayından dışarı çıkmaz. İhtilali ertelemenin sakıncalı olacağını düşünen Kürşad, kırk çerisiyle birlikte Çin sarayına yürür, amacı sarayı basarak hükümdarı esir almaktır. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında yüce dileğe doğru yürüyen kırkbir Türk yiğidi sarayın kapısına vardıkları anda cenk başlar. Yüzlerce Çinli askeri öldürürler ama binlercesi üzerlerine saldırmaya devam eder. Göktürklerin bir kısmı sarayın içinde savaşırken şehit olur, sağ kalanlar ise Kür Şad’ın önderliğinde saraydan çıkarak Vey ırmağına doğru ilerlerler, niyetleri ırmağı geçerek Ötüken’e doğru at koşturmaktır. Ama sağanak halinde yağan yağmur yüzünden yükselen sular köprüyü sürükleyip götürdüğü için karşıya geçemezler ve peşlerinden gelen Çin ordusu ile son kez cenke tutuşurlar. Binlerce Çinli askere karşı savaşan bir avuç Türk yiğidi peş peşe uçmağa varırlar. Sadece Kürşad sağ kalmıştır, tek başına Çin hükümdarlığına karşı savaşmaktadır. En sonunda O da şehit olur fakat elinde kılıcıyla atının üzerinde durmaktadır, öldüğü halde yere düşmemiştir… Kürşad ölmüş fakat yenilmemiştir… Kürşad ve kırk çerisinin yaptıkları ihtilalden sonra korkuya kapılan Çinliler, Siganfu’daki bütün esir Göktürkleri mecburen serbest bırakırlar. Göktürkler kırküç yıl boyunca dağınık bir şekilde yaşarlar, bazı Göktürk soyluları yeniden devlet kurma girişiminde bulunsalar dahi başarılı olamazlar… Fakat 682 senesinde Bozkurt başlı sancak tekrar kaldırılır ve Kutluk Şad (İlteriş Kağan) ile Bilge Tonyukuk İkinci Göktürk Devleti’ni kurarlar….. Bozkurtların Destanı Bumun Kağan’ın torunu, Çuluk Kağan oğlu Kür Şad Kırkların başı… Ölü Çinli yığınları üstünde Vuruşuyordu. Çin devletine karşı! Hey! Hey! Yine de hey! Hey! Bir yanda Çin ordusu, Öbür yanda Vey!… Ortada Kür Şad!… Olmaz böyle şey!… Kim derdi ki Kür Şad, Kemikle etti? O bir kişi değil, O bir devletti!… Bayraktı, vatandı… Bir özge candı Tepeden, tırnağa Kıpkızıl kandı!… Tanrı Kut soyunun Altın halkası… Yedi iklim üzre Düşer gölgesi!… Çinliye ölümdü, Türk’e kalkandı!… Bin üç yüz elli yıl Önceki dünden Odu gönlümüze Düşen volkandı!… Bozkurt ocağının sönmeyen odu, Çuluk Kağan Kür Şad, Korku bilmiyordu! Ölümcül yaralar almıştı, Ölmüyordu! Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU Geri dön |