davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Çap səhifəsi

Bilineni bir defa daha tekrarlayalım: FETÖ, tıpkı PKK, PYD, IŞİD, DHKP-C gibi bir terör örgütüdür. Bu ihanet yuvalarının ortak özelliği hedeflerine ulaşabilmek için her türlü kalleşliği yapmaları ve kan dökmeleridir. Bir cinayet şebekesi gibi çalışırlar, her yere yuvalanır ve birbirleriyle bağlantı kurarlar. Özellikle 15 Temmuz sonrasında bu kanlı yapı, bu kahpe ortaklık çok net şekilde ortaya çıktı. Birinin bıraktığı yerden diğeri devam ediyor, birin yarım bıraktığını diğer tamamlamaya uğraşıyor.
BEDELİ HEP BİRLİKTE ÖDÜYORUZ
Artık herkesin gördüğü, anladığı, bildiği bu hatırlatmayı şunun için yaptım. Terörle mücadele terör örgütünün adına, kimliğine, hedefine göre yapılmaz. Nasıl ki, hepsinin ortak hedefi bu ülkenin varlığı ve birliğini yok etmekse, mücadelede hedef de bunların alayını birden temizlemek olmalıdır. Nitekim, bu ölçü uygulanmadığı için Türkiye tarihinin en zor ve sıkıntılı dönemini yaşamak zorunda kalmış, etrafımız kuşatılmış ve oluk oluk kan akmıştır. PKK ile müzakere, PYD'yi görmezden gelme, IŞİD'i başkalarının sorunu olarak değerlendirme, FETÖ'nün her istediğini verme yanlışlarının sonunda Türkiye her türlü tehdit ve tehlikeye açık hale geldi. Bu ağır tablonun bedelini, bugün kanımızla canımızla hep birlikte ödemek zorunda kalıyoruz. Neyse ki, 15 şerrinin, bu yanlıştan dönülmesi gibi bir hayırlı tarafı ortaya çıktı ve iktidar sorumluluğu taşıyanlar, 14 yıldır sürdürdükleri hatalarına tamamen son verip, yepyeni bir dönem başlattılar. Bugün yapılanlar doğru ve haklı olduğuna göre, 14 yıldır yapılanların yanlış ve hatalı olduğu, kendiliğinden kanıtlanmaktadır.
TEK ÇARE HUKUK
Doğruyu görmüş, ihaneti tanış ve yanlıştan dönmüş olmak bir gelişmedir, ama sorunun ortadan kaldırılması için yeterli değildir. Önemli olan, terörle mücadelenin her şeyin önüne alınması ve tam bir kararlılık gösterilmesidir. Özellikle sayın Başbakanın açıklamalarında bunun izlerini görüyoruz. Ancak, uygulamada hala yanlışların, yetersizliklerin veya eksiklerin olduğu da ayrı bir gerçektir. FETÖ ile mücadelede varılan nokta tam bir cadı kazanıdır. Ülkenin Cumhurbaşkanı at izinin it izine karıştığını söylüyor. Bu durumun en çok terör örgütlerinin ve söz konusu olan FETÖ'nün işine yarayacağı açıktır. Haklı-haksız, suçlu-suçsuz birbirine karıştığı için kriptoların kendilerini gizlemesine çok uygun bir zemin oluştuğu gibi, bu haklı ve doğru mücadelenin sulandırılması ve kafalarda soru işaretleri oluşması gibi bir sonuç da ortaya çıkmaktadır. Tek çare hukuk ve liyakati öne çıkarmaktır ki, ilk günden bunu söyledik, bunu savunduk. Bu ölçülerin kaçırılması durumunda, iş başka ve muhtemelen çok daha karmaşık noktalara gidebileceği gibi, uluslararası hukukun müdahalesine de zemin hazırlanacaktır. Nitekim, daha şimdiden uyarılar gelmeye başlamıştır.
BEYHUDE ÇABALAR
Bazı gözaltılar ve tutuklamalar üzerinden yeni toplum mühendislikleri geliştirildiği, yeni operasyonlar yapıldığı endişelerimiz gün geçtikçe artmaktadır. Özellikle 15 Temmuz'da en kararlı, en etkili duruşu ortaya koyup, bu ihanetin büyümesine set çeken ve ülkenin bir felakete gitmesinin önlenmesinde hayati bir görev üstlenen, diğer taraftan bugüne kadar her söylediğinin, her itirazının, her tespitinin doğru ve haklı olduğu ispatlanan MHP'ye yönelik bazı kumpaslar kurulduğuyla ilgili şüphelerimiz yoğunlaşmaktadır. MHP var oldukça, hiçbir planlarının, hiçbir ihanetlerinin, hiçbir kalleşliklerinin sonuca ulaşamayacağını çok iyi bilenler, fırsatını bulduklarında hemen harekete geçiyorlar. Her ne kadar bu çabalar beyhude olsa da, bu tespitimizi, ülkeyi yönetenlerle de, soruşturma yürütenlerle de paylaşmış olalım. Şimdilik, bu kadarıyla yetinelim ve gelişmelere göre, bu konuyu daha sonra değerlendirmek gerekebileceğini de belirtelim.
FETÖ'YE DE PKK'YA DA AYNI MUAMELE
IŞİD'le mücadelede yöntem ve hedef, nihayet doğru seçilmiştir ve gereği yapılmaktadır. Bu kanlı örgütün sınırlarımızdan uzaklaştırılması, etki alanının daraltılması için kahramanlarımız canla başla mücadele ediyorlar. Temizlenen yerlerde oluşturulacak güvenli bölge sınır güvenliğimizin teminatı olacaktır. Doğru yapılan her işin sonuna kadar arkasında olacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Aynı kararlılık PKK-PYD için de geçerlidir ve kanlı yapının içerideki ve dışarıdaki bütün unsurlarına karşı topyekün bir mücadele verilmesi olmazsa olmazımızdır. Sayın Başbakanın, "savunmada kalmayacağız, taarruza geçeceğiz" yaklaşımı son derece isabetlidir. Aynı şekilde, FETÖ'cüler için ne yapılıyorsa PKK ve PKK'lılar için de aynı şeylerin yapılacağı ve bu kanlı örgütünün uzantılarının devlet içinden temizleneceği açıklamasının gereğinin yapılması şarttır. Tam bu noktada, bazı kesimlerin rahatsız olduğunu ibretle izliyoruz. İhanetin siyasi uzantılarının buna itiraz etmelerini anladık da, CHP'nin durumdan vazife çıkarıp ayağa kalkmasını bir türlü kabullenemiyoruz.
Hükümet elindeki Olağanüstü Hal uygulaması imkanını FETÖ'yle eş zamanlı olarak PKK için de uygulamalıdır. İhanetin, kalleşliğin, terör örgütüne yardım ve yataklığın, bu kanlı yapıya destek verip onaylamanın hukukla, demokrasiyle ne alakası olabilir? Jandarma Genel Komutanı bir ölüm kalım savaşı verdiğini söylemektedir. Bu mücadelede hiçbir unsuru, hiçbir ayrıntıyı dışarıda bırakmak gibi bir lüksümüz olamaz. Dünyanın neresinde bölücülere, katillere, teröristlere yardım ve destek olunmasına göz yumulur? Nasıl ki, FETÖ'nün başta devlet olmak üzere yuvalandığı her yerden temizlenmesi bu ülkenin varlığı ve güvenliği için şartsa, aynı şey PKK ve diğer terör örgütleri için de geçerlidir. Bu kadar açık ve bu kadar kesindir.

OHAL'de terör bitmeli