Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /home/davam/public_html/engine/modules/show.full.php on line 292
davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Xəbərlər, DAVAMın yazıları > Hocalı soykırımı 25'nci yılında
Hocalı soykırımı 25'nci yılında |
Orhan Karataş / 2017-02-25 08:48:18
Soykırım, geçen yüzyılın utancı olarak kalmamış, içinde bulunduğumuz asra da taşınmıştır. Bunun en vahşi örneklerinden birisi de çağdaş dünyanın gözleri önünde, 25 yıl önce Azerbaycan toprağı olan Hocalı'da Ermeniler tarafından yapılmıştır. Rus koruması altındaki Ermenistan, azgınlıklarına bir yenisini Azerbaycan topraklarının dörtte birini işgal ederek eklemiş, daha sonra da yüzyılın utancı olan bir soykırımı hayata geçirmiştir. Ermenistan işgalinden önce 11 bin 356 kişinin yaşadığı Hocalı kasabası, 26 Şubat 1992 tarihinde yağmalanmış, Türk ve Müslüman halk büyük bir katliama maruz kalmış ve tamamıyla yok edilmiştir. Uzun süre cesetlerin alınması bile mümkün olmamıştır. ANADOLU 'DA YAPTIKLARIYLA AYNI Ermeni güçlerinin Hocalı'da katlettiği Müslüman Türk sayısı Azeri resmî rakamlarına göre 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 kişidir. 487 kişi ağır yaralanmış, 1275 kişi rehin alınmış, 150 kişi kaybolmuştur. Çeşitli kaynaklar ölü sayısını bin 500 olarak vermişlerdir. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde insanların yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başlarının kesildiği görülmüştür. İnsanlık dışı her türlü işkenceye başvurulmuş, hamile kadınlar ve çocuklar hunharca katledilmiştir. Bu vahşet Ermenilerin yüzyıl önce Anadolu topraklarında yaptıkları katliamlarla birebir örtüşmektedir. Buna rağmen akla ziyan iftiralarla Türk milletinin suçlu gösterilmeye çalışılması, nasıl organize bir saldırıyla karşı karşıya kaldığımızın da ispatıdır. İnsan Hakları İzleme Konferansı, Hocalı'da yapılanları 21. yüzyılın en büyük katliamı olarak değerlendirmiş, Azerbaycan Parlamentosu katliamı soykırım olarak ilan etmiştir. RUSYA SOYKIRIMA YARDIM ETTİ Hocalı soykırımında Ermenileri cesaretlendiren ve her türlü desteği sağlayan Rusya olmuştur. Zamanın Sovyet lideri Gorbaçov çıkardığı bir kanunla Azerbaycan'ın bütün bölgelerinde av silahları da dahil olmak üzere her türlü silah toplanmıştır. Dağlık Karabağ'da bu görev Rus askerleri tarafından yerine getirilmiş ve tek taraflı işletilmiştir. Bu durumun sonucunda Ermeniler bölgede terör ve şiddet eylemine başlamış, 1990 yılı başlarında yaklaşık 186 bin Azeri, topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Hocalı Katliamı sırasında da Rus askerleri Ermenilere her türlü desteği sağlamışlardır. Rusya olaylarla ilgisinin olmadığını iddia etse de, Rus ordusundan kaçan askerler Ermenilerin safında katliam yaptıklarını itiraf etmişlerdir. Saldırılar sırasında Hocalı'da yaşayan Ahıska Türkleri de evlerinde yakılarak katledilmiştir. Kadın, çocuk ve yaşlılar dahil olmak üzere bütün siviller hunharca ve kalleşçe canlarından olmuştur. GAZETECİNİN ANLATTIKLARI Soykırımın ve Rus işbirliğinin inkar edilmesi için yoğun gayret gösterilmiş olsa da, bütün yaşananlara şahit olan bir gazeteci gördüklerini şu şekilde anlatmıştır: "Dağlık Karabağ'ın Hocalı kentinin düşüşünü bir gün boyunca yaşadım. Görüntülerle belgeledim ve video çekimleriyle bir günde bin 300 Azerbaycan Türk'ünün Ermeni çetecilerce öldürüldüğünü bütün dünyaya duyurdum. Hocalı katliamı anlatılamaz bir vahşetti. Bütün Azerbaycan dehşete kapılmıştır. Ermeni bıçaklarından, kurşunlarından kurtulmaya çalışan kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar karlı dağlarda tipi altında Ağdam'a gelmeyi başardıklarında, çoğunun ayakları donmuştu. Bazılarının ayakları kangrenden dolayı kesilmişti. Ermeniler vahşetin her türlüsünü sanki ibret olsun, örnek olsun diye yapmışlardı. İhtiyar dedelerin, yaşlı anaların yüzleri jiletlerle doğranmış, genç kadınların göğüsleri peynir gibi kesilmiş, bebeklerin kafa derileri yüzülmüştü. Hocalı ile Ağdam arasındaki 12 kilometrelik orman boyunca cesetler dizilmişti." 1 MİLYON AZERİ YURDUNU TERK ETTİ Bu olayın ardından Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si Ermenistan'ın işgaline uğramış, bir milyon civarındaki Azeri yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmışlardır. Aradan 25 yıl geçmiş olmasına rağmen Azerbaycan nüfusunun yüzde 10'undan fazlası ülke içinde yerinden edilmiş sığınmacılardan oluşmaktadır. Bu durumun dünyada başka bir örneği yoktur ve ne yazık ki, zorla topraklarından edilmiş en büyük nüfus hareketi olmasına rağmen, medeni dünya bu durumu sadece seyretmiş ve ciddi hiçbir şey yapılmamıştır. İFTİRALAR VE GERÇEKLER Hocalı katliamı ve sonrasında yaşananlar Birinci Dünya Savaşı sırasında Türk milletine yapılanlarla büyük benzerlik taşımaktadır. Orada da Rusya'nın yardım ve desteği ile sivil halka karşı büyük ve vahşi bir katliam başlatılmış ve soykırım yapılmıştır. Bu soykırım sonunda binlerce insan yerinden yurdundan olmuştur. Bütün bunları yapan ve yaptıranlar, daha sonra da hiç utanmadan çıkıp, tam tersini savunabilmişlerdir. Türk milletinin uğradığı bu büyük zulmü görmezden gelip Ermeni iftiralarını gerçekmiş gibi kabul edilmesi için çırpınanları tarih hiçbir zaman affetmeyecektir. Hocalı soykırımı, asırlar geçse de Ermeni zihniyetinin değişmediğini, Müslüman Türk halkına karşı kin ve nefretin asla bitmediğini ibret verecek biçimde bir defa daha ortaya koymuştur. BATININ İKİYÜZLÜLÜĞÜ Bugün bilgiye çok kolay ulaşan, insan onurunu ve yaşamını esas alan medeni dünya, kurbağalardan kaplumbağalara, küçük akarsulardan okyanuslara kadar her şeye müdahale etmeyi görev sayan sivil toplum örgütleri, her ne hikmetse Ermeni'nin bu soykırımını, yerinden yurdundan edilmiş bir milyondan fazla Azeriyi görmezden gelmektedir. Bu durum Türkler ve Türk dünyası söz konusu olunca batının nasıl ikiyüzlü, riyakâr olduğunu ibret verecek biçimde gözler önüne sermektedir. Bizi asıl kahreden batının ikiyüzlülüğünden çok, bu soykırım karşısında sessiz kalıp, Ermeni iftiralarını alenileştirmeye çalışan ve özür dileyen kendi içimizdekilerin ihanetidir. Azerbaycan sadece ırk ve soy olarak değil, tarih olarak da bizim öz kardeşimizdir. Kardeşlerimizin bu haklı davasında yanında olmak, Ermeni zulmünü dünyaya anlatmak ve bu soykırımı kabul ettirmek bizim için bir ertelenemez bir görev olmalıdır. Geri dön |