davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Xəbərlər, Türk dünyası-Turan > AYNI OYUN, AYNI SONUÇ
AYNI OYUN, AYNI SONUÇ |
|
SURİYE, Irak benzeri bir sona doğru hızla yol alıyor. Saddam senaryosu i ile Irak'da oynanan oyun, bütün ayrıntılarıyla birlikte Esad bahanesiyle Suriye'de tekrarlanıyor. Irak'dan Türkiye'ye gelen göç PKK'nın bölgeye yerleşmesi sonucunu doğurmuştu. Suriye'den gelen göç de PKK'nın diğer ayağı ile birlikte Batı Kürdistan'ı tamamladı.
BENZERLİK iki ülkenin akıbetinde de yaşanıyor. Irak Saddam sonrasında üçe bölündü. Milyonlarca insan ölmesine rağmen huzur ve güvenlik bir türlü sağlanamadı. Esad sonrasında Suriye'nin de bölünmesi ile birlikte uzun ve kanlı bir iç savaşın yaşanması kaçınılmaz görünüyor. ABD-AKP-PKK üçgeninde hayata geçirilen senaryo, içerideki ihanete de yeni bir kapı aralıyor BOP, Suriye'de daha önce sahnelediği kanlı senaryoları tekrarlıyor. Suriye,Irak benzeri bir sona doğru hızla yol alıyor. Saddam bahanesi ile Irak'da oynanan oyun, bütün ayrıntılarıyla birlikte Esad bahanesiyle Suriye'de tekrarlanıyor. Saddam'ı devirme bahanesiyle Irak'da çıkarılan iç kargaşa sonunda Türkiye'ye büyük bir göç başlamıştı. Bu göçe Saddam'ın saldıracağı öne sürülerek Kuzey Irak'a Çekiç Güç yerleştirilmiş ve bu bölgede Barzani - Talabani'nin kendi düzenlerini kurmalarına izin verilmişti. Gelen göç PKK'nın bölgeye yerleşmesi sonucunu doğurmuştu. Bu oyun Kuzey Irak'da Kürt devletinin kurulmasına, PKK'nın da Türkiye'nin başına yeniden bela olmasına sebep olmuştu. KİM BUNLAR? Şimdi aynı oyun Suriye'de sahneleniyor. Suriye'den Türkiye'ye büyük bir göç başlatıldı. Türkiye'ye geçen Suriyeli sayısı 50 bini buldu. Bu sayının 500 bine yükselmesi bekleniyor. Gelenlerin büyük bölümünün PKK'nın Suriye ayağı olan PYD teröristleri olduğu kısa zamanda ortaya çıktı. O kadar ki bizim topraklarımızda Türk bayrağını indirip PKK paçavralarını asacak kadar ileri gittiler. Aradan çok kısa bir zaman geçtikten sonra da Türkiye Sınırındaki bir çok şehrin kontrolünün PYD'nin kontrolüne girdiği ilan edildi ve Batı Kürdistan'ı tamamladı. Benzerlik, sadece bölücülerle sınırlı kalmıyor. İki ülkenin akıbetinde de yaşanıyor. Irak Saddam sonrasında üçe bölündü. Milyonlarca insan ölmesine rağmen huzur ve güvenlik bir türlü sağlanamadı. Esad sonrasında Suriye'nin de, Nusayri/Alevi, Suni ve Kürtler arasında bölünmesi ile birlikte uzun ve kanlı bir iç savaşın yaşanması kaçınılmaz görünüyor. BÖL-PARÇALA YÖNET TAKTİĞİ ABD-AKP-PKK üçgeninde hayata geçirilen bu senaryo, içerideki ihanete de yeni bir kapı aralıyor. Son yaşanan gelişmeler de bunun işareti. Suriye'de ordu Türkiye sınırına yakın bölgelerden çekilirken, boşluğu Kürtler ve terör örgütü PKK dolduruyor. Kobani, Afrin ve Derik bölgeleri Suriyeli Kürtlerin denetimine geçti. Bu bölgelere sözde Kürt bayrağı asıldı. Onlara göre bu bölgelerin kontrolü herhangi bir çatışma olmaksızın ele geçirildi. Ele geçirdikleri bölgelerde giriş çıkışları denetim altına alan Kürtler, özerk bir yönetim talep ediyor. SURİYE IRAKLAŞIYOR Tıpkı Irak'ın kuzeyinin etnik tefrika üzerinden "özerk bölge" olarak Bağdat'tan koparılması gibi, Suriye'nin kuzeyinde Türkiye sınırında Nusaybin'den Akdeniz'e uzanan hatta "tampon bölge"yle oluşturulacak "otonom bölge" ile aynen "Kuzey Irak bölgesel yönetimi" gibi sonradan Şam'dan ayrılmakla bağımsızlığını ilan edecek "Kürt federe devleti"ne alan sağlanmanın yolları açılıyor. ABD ve İsrail, bununla da yetinmeyip, tıpkı Irak'ta olduğu gibi mezhep farklılıklarını kaşımakla ülkenin ortasıyla doğusunda "Sünnî Arap", batısında "Nusayri" özerk devletçiklere parçalanması planını devreye soktu. TAMPON BÖLGE/"TAMPON BÖLME" Diğer yandan silâhlı muhalefetin kontrol ettiği "Kürt kuşağı"nda oluşturulacak "tampon bölge" üzerinde PKK'lı unsurların da önemli roller alacağı, "otonom bölge"nin sadece Suriye'yi etnik ve mezhebi ayırımlar üzerinden bölüp parçalamayı ateşlemekle kalmayıp, bunun da ötesinde Irak ve Suriye'den koparılacak parçalarla Erbil'den Akdeniz'e Kürt devletinin siyasi coğrafyasının oluşturulacağının sinyalleri geliyor BOP Eşbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümeti ise bütün bu gelişmelere gözlerini kapayıp "küresel strateji"lere taşeronluk etmeyi sürdürüyor. Geri dön |