Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /home/davam/public_html/engine/modules/show.full.php on line 292 davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Çap səhifəsi > Quzey Kıbrısdan yeni xəbərlər!
davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Türk dünyası-Turan > Quzey Kıbrısdan yeni xəbərlər!

Quzey Kıbrısdan yeni xəbərlər!


Quzey Kıbrısdan göndərilən xəbərlər bülleteninin növbəti buraxılışını təqdim edirik:

“KÜÇÜK 704, KAŞİF 690 OY”

Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) 19. Olağan Kurultayı’nda Genel Başkanlığa 704 oyla İrsen Küçük yeniden seçildi.
Ulusal Birlik Partisi’nin 19. Olağan Kurultayı’nda yeniden UBP Genel Başkanlığı’na seçilen, Başbakan İrsen Küçük, “UBP çatısı altında yapacak işlerimiz var, birbirimize muhtacız” dedi.
Öte yandan, Divanın açıklamasına Kaşif taraftarlarından itiraz geldi. UBP kurultayında divanın açıkladığı sonuca itiraz eden Genel Başkan adayı, Gazimağusa Milletvekili Ahmet Kaşif, “Demokrasinin katledildiği yerdeyiz” dedi.


ATALAY: “KIBRIS’TA İÇ SİYASET GÜNDEMDE AĞIRLIKLI YER TUTUYOR AMA BİZİM İÇİN KUZEY KIBRIS’IN DAHA ÇOK GELİŞMESİ, GELECEĞE DAHA GÜÇLÜ YÜRÜMESİ ÖNEMLİ”

Türkiye'nin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kıbrıs’ta iç siyaset gündemde ağırlıklı yer tutsa da kendileri için Kuzey Kıbrıs’ın daha çok gelişmesi, önemli adımlar atması ve geleceğe daha güçlü yürümesinin önemli olduğunu söyledi.
Atalay, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na (ECO) Kuzey Kıbrıs’ın gözlemci üyeliğinin çok önemli bir gelişme olduğunu, yeni bir siyasi platform kazanıldığını ifade etti.
Beşir Atalay, ECO’da hem bakanlar seviyesindeki toplantılara, hem de iki yılda bir yapılan zirve toplantılarına KKTC’nin de katılacağını söyledi. Bunların öneminin zamanla anlaşılacağını kaydeden Atalat, ECO’ya üye ülkelerden KKTC’ye öğrenci ve turist akışının artacağını anlattı.
“BORULARIN HER BİRİ 500 METRE…ANAMUR’A FABRİKA KURULDU”
Atalay, bir tanesinin uzunluğu 500 metre, eni 1.60 metre, et kalınlığı 6.5 cm olacak boruların başka yerde üretilip taşınması zor olacağı için hemen Anamur’da fabrika kurulduğunu açıkladı.
Mayıs 2014’te su projesinin tamamlanacağını; elektrik için de proje çalışmalarının başladığını kaydeden Beşir Atalay, KKTC’deki gelişmeleri de memnuniyetle izlediklerini; bugün (dün) saat 17.00’de TC Büyükelçiliği Yardım Heyeti’yle toplantıda bir araya geleceğini söyledi.
Türkiye’nin KKTC’de yürüyen işleri çok önemli gördüğünü vurgulayan Beşir Atalay, her şeyin iyi gitmesi yönünde Türkiye’nin katkı vermeye çalıştığını ifade etti.
ÖĞRENCİ SAYISI 47 BİNDEN 53 BİNE
Beşir Atalay, gelmeden önce YÖK’le görüştüğünü, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Mutlu Atasayan’ın da ifade ettiği gibi öğrenci sayısının 52 bin 800’e ulaştığını belirterek, Türkiye’de üniversite sayısının artmasıyla KKTC üniversitelerindeki öğrenci sayısının düşeceği endişesi yaşadıklarını ama geçen yıl 47 bin civarında olan sayının bu yıl 53 bine yaklaştığını ve ciddi bir artış görüldüğünü söyledi.
Türkiye’den gelen öğrenci sayısında kısmen oransal olarak düşüş görülse de, üçüncü ülkelerden gelen öğrenci sayısındaki artışla bu düşüşün kapatılmasından çok memnun olduklarını ifade eden Atalay, KKTC’nin üniversite eğitiminde markalaştığını, akreditasyonlarının arttığını İTÜ ve ODTÜ’nün de KKTC’de kampus açmasının büyük destek olduğunu kaydetti.
UBP KURUTLAYINDAKİ MÜDAHALE TARTIŞMALARI
Türkiye Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, UBP kurultayındaki müdahale tartışmalarıyla ilgili soruya karşılık, “böyle bir konuya girmek istemediğini ama Türkiye’nin hedeflerinin büyük Kıbrıs’la, Kıbrıs’ın geleceğiyle ilgili olduğunu” söyledi.
“Kıbrıs’ın geleceğe güçlü yürümesi bizim için her şeyden önemli” diyen Beşir Atalay; birlik, bütünlük ve istikrarın sürmesini istediklerini; Türkiye’nin ekonomik ve demokratik gelişmelerde istikrardan çok fayda gördüğünü kaydetti.
Atalay, “Ben bunun dışında kurultaya yönelik ifadelerde bulunmadım, bulunmak da istemiyorum. Bizim kongremize Kuzey Kıbrıs’taki tüm partilerin genel başkanları katıldı, biz de buraya katılmayı bir görev addettik ve katıldık” dedi.
TAHRAN - ERCAN SEFERLERİ...
Beşir Atalay, bir başka soruya karşılık, Atlas Havayolları’nın Tahran-Ercan charter seferlerini, KKTC’ye öğrenci gelişi ve turizm açısından önemli gördüğünü ifade ederek, bundan memnuniyet duyup, çok desteklediklerini söyledi.


FENERBAHÇE KULÜBÜ: “TARAFTARLARA, 'KKTC VEYA TÜRK BAYRAKLARINI STADA GÖTÜRMEYECEĞİM’ BEYANNAMESİ İMZALATTIĞI İDDİALARI DOĞRU DEĞİL”

Fenerbahçe Kulübü, futbol takımının Kıbrıs Rum Kesimi ekiplerinden AEL Limassol ile deplasmanda yapacağı UEFA Avrupa Ligi grup maçına gelecek sarı-lacivertli taraftarlara ''KKTC veya Türk bayraklarını stada götürmeyeceğim'' şeklinde bayrak yasaklanmasına yönelik beyanname imzalattığı iddialarının doğru olmadığını, Kıbrıs'taki derneklerin beyannameye bazı maddeler koyarak taraftarların imzasına sunduğunu kaydetti.
Kulüpten yapılan açıklamada, AEL Limassol ile deplasmanda yapacakları müsabakanın UEFA tarafından ''yüksek riskli maçlar'' kategorisinde yer aldığı belirtilerek, şöyle denildi:
''Bu nedenle kulübümüz, mücadeleyi deplasman seyircisi statüsünde izleyecek taraftarlarımızın, UEFA kurallarına uyacağı yönündeki beyannameyi imzalatmakla (yerine getirmekle) yükümlüdür.
Kıbrıs'ta yer alan derneklerimiz ise maçın yüksek risk kategorisinde yer alması sebebiyle tamamen kendi inisiyatifleriyle ilgili beyannameyi bazı maddeler eklemek kaydıyla genişleterek taraftarların imzasına sunmuştur.
Bu vesileyle, bugün (dün) gazetelere yansıyan ve Limassol maçını deplasman seyircisi olarak izleyecek taraftarlarımız için kulübümüzün bayrak yasaklamasına yönelik beyanname imzaladığı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır.
İnancımız ve temennimiz, mücadelenin, fair-play ruhu içinde, spor müsabakası olduğu bilinciyle tamamlanması yönündedir.''

UKÜ’DE AZERBAYCAN BAĞIMSIZLIK GÜNÜ KUTLANDI

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) “Azerbaycan Bağımsızlık Günü” dolayısıyla etkinlik düzenledi.
UKÜ Uluslararası Ofis’in organize ettiği gecede Azeri öğrenciler ülkelerinin bağımsızlığının 21. yıldönümünü çeşitli etkinliklerle kutladı. Azerbaycan ulusal marşının okunmasıyla başlayan etkinlik daha sonra çeşitli konuşmalar ve dans gösterileri ile devam etti.

RUMLARIN EKİM MAAŞLARI TEHLİKEDE
Güney Kıbrıs, AB destek mekanizmasından almak istediği yardım konusunda Troyka ile yapacağı memorandumun, Almanya’nın istediği gibi Eurogruop toplantısında, İspanya ve Yunanistan ile birlikte görüşülerek, paket şeklinde onaylanması fırsatını kaçırma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
Rum basınında, Troyka’nın Güney’e Pazartesi gecesi gideceğine dair bilgiler dolaşırken, Rum Sözcü Stefanos Stefanu’nun heyetin gidiş zamanını tayin etmekten kaçındığı bildirildi.
Fileleftheros “Troyka’nın Gelişi Konusunda Gerilim... Heyetin Lefkoşa’ya Gelişli Planlanmadı, Treni Kaçırıyoruz... Önümüzdeki Ay Ödemeler Yapılamayabilir” başlıklı manşet haberinde Troyka’nın, Rum yönetimi tarafından iletilen tedbir önerilerinden memnun kalmadığını, Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas’ın ve hükümetinin Troyka’ya yönelttiği tepkilerden duyduğu rahatsızlığı da gizlemediğini yazdı.
Gazete, Troyka’nın Güney’e gitmemesiyle Güney Kıbrıs’ın, Eurogroup toplantısında İspanya ve Yunanistan’la birlikte görüşülüp, karara bağlanması ümitlerinin kaybolduğunu vurguladı.
Böyle bir gelişmenin diğer bir boyutunun ise hazinesinde yalnız ekim ayı maaşlarını ödeyebilecek rezervi olan Rum Yönetimi’nin önümüzdeki ay ödeme yapamaması olduğuna dikkat çeken gazete Rum yetkililerin, “sırtı duvara yapışık” (çaresizlik içinde) ve krizin atlatılması ümidi olmadan çalışmakta oldukları sonucunu çıkardı.
Habere göre, basında Troyka’nın Güney Kıbrıs’a Pazartesi gecesi gideceğine dair bilgiler dolaşırken, Rum Sözcü Stefanos Stefanu heyetin gidiş zamanını tayin etmekten kaçındı. Heyetin Rum tarafına hangi gün gideceğinin önemli olmadığını çünkü Troyka ile sürekli temas halinde olduklarını ve müzakerelerin başlayabilmesi için kulislerin devam ettiğini söyleyen Stefanu “Müzakerenin başlaması, elimizdeki olanakları görmemiz için Troyka’nın gelmesi lazım. Müzakereler başladığında ne zaman sona ereceğini belirlemek kolay değil” dedi.
Hristofyas hükümetinin memoranduma imza atma ve Troyka’nın rolüyle ilgili söyleminin son 48 saat içerisinde değiştiğini hatırlatan gazete, Hrirsofyas’ın, imza atmaya hazır olduğu açıklamasının ardından Rum Merkez Bankası Başkanı Panikos Dimitriadis’in de “Kıbrıs ekonomisinin sorunlarını çözmek için Troyka’ya düşman değil, müttefik gözüyle bakıyoruz” mesajını verdiğini yazdı.
Habere göre, Dimitriadis dün Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas ile köşkte yaptığı görüşmenin ardından, “banka sermayelerinin yeniden yapılandırılması için gereken meblağ ne kadar büyük olsa da kamu borcu yönetilebilirdir” diyerek iyimserlik mesajı vermeye çalıştı.

İTALYAN-KORE ŞİRKETLERİNDEN İKİNCİ TUR İZİN ATAĞI

Dünyaca tanınmış İtalyan “ENI Spa” ile Kore “KOGAS” Şirketlerinin, Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisinde bulunan diğer parsellerde doğal gaz aramak için açılan ikinci tur izinlere yönelik konsorsiyum oluşturdukları belirtildi.
Politis gazetesi “ENI-KOGAS için Beş Birincilik- Kıbrıs MEB’ine İlişkin İkinci Tur İzinlere Yönelik İtalyan Kore Atağı” başlıklı haberinde ENI- KOGAS Şirketlerinin, ikinci tur izinlere yönelik hedeflerine ulaşacaklarına şüphe bulunmadığını belirtti.
Gazete, ENI-KOGAS şirketlerinin ileri gelenlerinin, sunmuş oldukları önerilerin, beş parselin değerlendirilmesinde birinci olmasını beklediğini yazdı.
İtalya Başbakanı Mario Monti’nin geçtiğimiz Çarşamba günü Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ile yaptığı görüşmede, Güney Kıbrıs’ın egemenlik haklarını tamamıyla tanıdıklarını ifade ederken, ENI şirketinin başarısını göz önünde bulundurup bulundurmadığının da bilinmediğini yazan gazete, İtalya ve İtalyan Hükümeti’nin, ikinci tur izinler için 15 şirket ve konsorsiyum tarafından sunulan 33 başvurunun değerlendirilmesinin ardından, Güney Kıbrıs’ın bu haklarını savunmak için ek nedenlere sahip olacağına da kesin gözle bakıldığını belirtti.
Gazete, doğalgaza ilişkin Danışma Komitesi’nin değerlendirme raporuna dayanarak, ENI-KOGAS şirketlerinin, toplam 7 parselden 5’i için değerlendirildiğini, geriye kalan 2 parsel için sunulan önerilerde ise dünya enerji piyasasının devlerinden birisi olan Fransız “TOTAL” şirketinin başı çektiğini yazdı.
Gazete ayrıca bu bilgilerin, Rum Ticaret, Sanayi ve Turizm Bakanı Neoklis Silikiotis tarafından teyit edilmediğini bildirdi. Silikiotis’e başvurulduğu ancak Silikiotis’in herhangi bir açıklama yapmayı ret ettiğini belirtildi.
İtalya-Kore işbirliğinin birinci sırada yer alan önerilerinin, sözde “MEB” içerisindeki parsellerden faydalanması ve araştırma izni almasını garanti etmediğine de vurgu yapan gazete, yasa gereği Bakanlar Kurulu’nun, Danışma Komitesi’nin sunduğu değerlendirme raporunu olduğu şekliyle kabul etme ve değerlendirmeyi değiştirme yetkisine de sahip olduğunu yazdı.
Habere göre Bakanlar Kurulu, müzakerelere başlanması konusunda, ihaleye dahil edilen parsellerden hangileri ve kaç tanesi için yeşil ışık yakılacağına karar verme yetkisine de sahip.
Gazete, şirketlerle yapılacak müzakerelerin birkaç ay veya uzun aylar devam etmesinin de beklendiğini yazdı.

SİR STELYOS HACIYOANNU İLE SÖYLEŞİ

EasyGroup kurucusu işadamı Sir Stelios Hacıyoannu, kendisi tarafından kurulan Stelios Hayırseverlik Vakfı’nın (Stelios Philanthropic Foundation), iki toplumdan oluşturulan girişimlere yönelik “Stelios Award for Business Cooperation in Cyprus” yarışmasının amacının barışa katkı olduğunu söyledi.
Alithia gazetesine verdiği özel mülakatta, yarışma çerçevesinde Kıbrıs’taki girişimlere toplam bir milyon Euro vermesinin sorulması üzerine Hacıyoannu, bu paranın işletmelerle sınırlı kalmadığını, adada kalan bir para olduğuna işaret etti.
Yarışmanın amacının, nihai barışa katkı olduğunu ifade eden Hacıyoannu, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar tarafından şu ana kadar oluşturulan yaklaşık 15 işbirliğinin, bir iki tanesi hariç, bugüne kadar faaliyet göstermeye devam ettiğini söyledi.
Hacıyoannu, bunların devam etmesinin, bu işbirliklerinin sadece para almak için kurulan geçici şirketler olmadığını da gösterdiğini ve bu durumun kendisini onurlandırdığını ifade etti.
Hacıyoannu, adada barışın sağlanması için çalışmaya devam etme arzusu içerisinde olduğunu da söyledi.

KKTC SINIRINI İHLAL EDEN RUM POLİSLERİN DONANIMLARI...

Akıncılar bölgesinde KKTC sınırını ihlalden tutuklanan Lefkoşa Rum Polisi Trafik Şube mensubu 3 polis ve Türk polisi tarafından el konulan donanımları Rum basınına konu olmaya devam ediyor.
Haftalık Mahi “Kişisel Verilerin Türkler Tarafından Çalınmasıyla İlgili Yeni İfşaat” başlıklı haberinde, polislerin tutuklanması sırasında el konulan donanımlar kullanılarak, vatandaşların kişisel verilerinin tutulduğu ana bilgisayara erişim sağlandığı ve veri tabanının kopyalandığı haberinin Rumlar arasında endişe yarattığını ancak polisin suskunluğunu koruduğunu yazdı.
Gazete, edindiği yeni bilgiler dayanarak “trajikomik” diye nitelediği bu sahneye yeni bir olgu daha eklendiğini belirtti, şunları yazdı:
“Polis, Türklerin, vatandaşların veri tabanlarına erişim ihtimalini ortadan kaldırmak için zamanında tedbir almadı çünkü Türklerin hem bu cihazlarla meşgul olmayacağını, hem de cihazların nasıl kullanıldığını ve sahip oldukları olanakları anlayamayacaklarını düşündü.”
Gazete, kopyalanan kişisel verilerin, Rumların adres, kimlik kartı ve pasaport numarası, telefon numarası, araç kayıt numaraları, elektronik posta adreslerini içerdiğine işaret ettiği haberinde, KKTC makamlarının trafikte mahkemesiz ceza kesilmesine olanak sağlayan cihazlara da el koyduğunu yazdı.

GÜNEY KIBRIS’TA KKTC’NİN YÜKSELTİLMESİ KORKUSU

Avrupa Sayıştayı’nın, Kıbrıs Türk toplumunun çok yıllık finanse edilmesine yönelik bir mekanizmanın kurulmasına ilişkin “tehlikeli önerisi”nin, Avrupa Parlamentosu’na (AP) götürülmekte olduğu ileri sürüldü.
Fileleftheros gazetesinin “Kıbrıslı Türklerin Yükseltilmesi Avrupa Parlamentosu’nda” başlıklı haberinde, “AB’ye katılma yönünde aday olan üçüncü ülkeler için geçerli olan ve sahte devletin yükseltilmesi koşullarını yaratan, Kıbrıslı Türklerin çok yıllık finanse edilmesi mekanizmasının kurulmasına ilişkin Sayıştay’ın tehlikeli önerisi, Avrupa Parlamentosu’na götürülüyor” denildi.
Gazete, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik güçsüzlüğün ışığı altında, Kıbrıslı Türklerin çok yıllık finanse edilmesi mekanizmasıyla ilgili önerinin, Güney Kıbrıs Dönem Başkanlığı sırasında, 24 Temmuz’da, Avrupa Konseyi Sonuç Bildirgesi’nde “geçer not” ile yer aldığını yazdı. Edinilen bilgilere göre, konuyla ilgili raporlar yayınlandıktan sonra AP’a havale edilecek.
Haberde, Kıbrıs Türk toplumuna verilen ödeneklerin yönetimiyle ilgili Sayıştay raporunun AP’a hava edilmesinin, AP’taki Avrupa Halk Partisi siyasi grubunu harekete geçirdiği kaydedildi. Gazete, Kıbrıs Türk toplumunun finanse edilmesine ilişkin AB’nin mevcut politikasının muhafaza edilmesinin garantilenmesi ve çok yıllık bir mekanizmanın kurulmasıyla ilgili herhangi bir çabaya meydan vermemek için Yannakis Kasulidis’in seferber edildiğini aktardı.
Gazete, bu mekanizmanın kurulmasının, ciddi tehlikelere gebe olacağını çünkü Kıbrıs Türk toplumunu, AB’nin kapısını çalan ve AB’ye katılmayı isteyen aday ülkelerle aynı kategoriye yerleştireceği değerlendirmesinde bulundu.
Gazeteye göre, iki bilirkişi raporunu, Avrupa Halk Partisi Milletvekili Marietta Yannaku (Dışişleri Komitesi adına) ve Nadezhda Neynsky’ın (Bütçeler Komitesi adına) üstlendi.
Tüm bu sürecin ve bahse konu mekanizmanın kurulmasıyla ilgili Sayıştay önerisinin benimsenmesi “tehlikesinin”, Avrupa Parlamentosu’nda faaliyet gösteren Güney Kıbrıs’ın Daimi Temsilciliği’ndeki diplomatları da harekete geçirdiğini kaydedildi.
Gazete, Güney Kıbrıs Dönem Başkanlığı’nda yayımlanan bahse konu sonuç bildirgesinde, Kıbrıslı Türklerin finanse edilmesine yönelik mevcut rejimin korunması önerilmemekle kalmayıp, Sayıştay’ın önerisini güçlendirdiğini ileri sürdü.
Haberde, Rum Dışişleri Bakanlığı’nın da sözkonusu raporlarda, olası mekanizmanın kurulmasıyla ilgili her türlü ifadeyi engellemeye çabaladığı belirtildi. Dışişleri Bakanlığı’nın, AP ve Avrupa Halk Partisi aracılığıyla, Güney Kıbrıs Dönem Başkanlığı sorumluluğunda sunulan ve onaylanan Avrupa Konseyi’nin Sonuç Bildirgesinin açtığı tehlikeli pencereyi kapatmayı arzuladığı kaydedildi.

BAF KENNEDY MEYDANI’NDAKİ EVKAF ARAZİSİ DAVALIK...

Baf’ın Kennedy Meydanı’ndaki Evkaf malının, Yunan cuntası tarafından gerçekleştirilen darbe öncesinde 30 yıllığına kiralandığı “Stasinos Investment & Finance LTD” ile Baf Belediyesi arasında dava konusu olması, bahse konu malla ilgili bazı bilinmeyenlerin ortaya çıkmasına neden oldu.
Politis “Baf’ta Darbe Arifesinde Tanınmış Politikacıların Evkaf İle İşleri... Hukuk Görüşünde, Baf Belediyesi’nin Talep Edilen İnşaat İznini Vermemesine İlaveten Türk İstilasından Sonra Kıbrıs Türk Malının Bir Bölümünü İşgal Ederek Kennedy Meydanını Genişlettiği Belirtiliyor” başlık ve spotlarıyla aktardığı haberinde şunları yazdı:
“Baf Belediyesi’nin hukuk danışmanının, Stasinos Investment & Finance LTD tarafından Kennedy Meydanı’ndaki Kıbrıs Türk arazisiyle ilgili gelir kaybına karşılık 2 milyon Euro tazminat talebiyle açtığı davada uzlaşı önermesi, Baf Belediyesi’nde şaşkınlık yarattı.
Belediyenin Hukuk Danışmanı tarafından sunulan uzlaşı önerisi, belediyenin şirkete 20 bin Euro ödemesi ve şirketin de buna karşılık mahkeme tedbirlerinin geri çekmesini öngörüyor.
Belediye Meclisi önce öneriyi reddetti ancak İçişleri Bakanlığı’yla istişare edip, konuyla ilgili araştırma yaptıktan sonra konuyu yeniden inceleyecek.
Stasinos şirketine 1974’ten bugüne kadar ülke siyasi yaşamında rol oynayan tanınmış politikacılar katılmıyor olsaydı, şirketin açtığı dava bu kadar ilgi çekici olmayacaktı. İkinci bir ilgi çekici unsur da Evkaf ile yapılan anlaşmaların ve kent merkezindeki Kıbrıs Türk malı arazisinin inkişafı için gerçekleştirilen başvurunun yapıldığı dönemdir.
Evkaf ile anlaşma, 15 Haziran 1974’te, arazinin inkişafı için inşaat izni başvurusu da 13 Temmuz 1974’te yani darbeden sadece iki gün önce yapıldı. Şirket 32 bin 800 metrekare büyüklüğündeki araziyi Evkaf’tan, üzerine dükkân, ofis ve konut inşa etmek üzere 30 yıllığına kiralamıştı. 500 Kıbrıs Lirası’ndan başlayan kira miktarı 4 bin 887 Kıbrıs Lirası’na ulaştı. 1974’ten sonra şirket, Evkaf ile yaptığı anlaşmayı hayata geçirmede ısrar etti ve Baf Belediyesi’ne ve hükümete bir dizi mektup göndererek, inşaat izni verilmesi yönünde baskı yaptı.
Ancak belediye, başvuru sahibinin darbe öncesinde verdiği dosyanın kaybolduğu gerekçesiyle arazinin sahibinin yeniden başvuru yapmasını istedi. Baf Belediyesi Hukuk Danışmanı’nın hazırladığı bilgi notunda belirtildiğine göre ‘2000’li yılların başında, Andreas Dimitriadis Avukatlık Bürosu adına Şirketler Mukayyitliği’nde şahsen yaptığı ve belediye mühendisi Savvas Savva’nın da hazır bulunduğu araştırmada, Stasinos şirketi hissedarları arasında o zamanki siyasi iktidarın önemli isimlerinin bulunduğunu saptadı.’
Şirket, 2004 yılında Baf Belediyesi aleyhine; mahkemeye başvurarak belediyenin inşaat izni talebine karar vermedeki ihmalinin geçersiz ve her türlü yasal sonuçtan yoksun olduğu karar çıkartılmasını istedi. Bu başvuruda belediyeyi hukuk danışmanı savundu ve 17 Haziran 2009’da Yüksek Mahkeme’de görülen davada; başvurunun kira süresi bittikten sonra yapıldığı, dolayısıyla başvuru sahibinin yasal menfaat sahibi olmadığı gerekçesiyle şirketin talebi reddedildi.
Hukuk danışmanının bilgi notunda, Baf Belediyesi’nin başvuru sahibine inşaat izni vermemekle kalmayıp 1974’ten sonra Kıbrıs Türk malının bir kısmını işgal ederek Kennedy Meydanı’nı genişlettiği ve buna ilaveten Kıbrıs Türk malının başka bir kısmına, otopark inşa edip bilet kesme makineleri de yerleştirdiği anlatılıyor.
Yine, Kıbrıs Cumhuriyeti arazinin hemen yanındaki polis karakolunun çitlerini biraz genişleterek Kıbrıs Türk arazisinin küçük bir bölümünü işgal etti. Şirket yeni bir dava açarak, Kıbrıs Türk malına inşa edemediği dükkan ve konutlardan edinmesi gereken 30 yıllık gelir için 1 milyon 677 bin 118 Euro Kıbrıs Türk malını kullanamamaktan uğradığı gelir kaybı için de günlük 51,26 Euro’dan toplam 561 bin 275,57 Euro tazminat talep etti. Şirket ayrıca, Evkaf’tan kiraladığı malın otopark olarak kullanılması konusunda hesap verilmesini ve cezai tazminat da talep ediyor.
Mesele 1974 itibarıyla çeşitli aşamalar kaydetti ve nihayet 12 Eylül 2012’de belediye avukatları şirket avukatlarıyla mahkeme huzurunda bir ön anlaşma yaptı. Buna göre davalılar lehine ve belediye aleyhine, dava masrafları da dâhil 20 bin Euro ödenmesi kararı verilecek. Belediyenin hukuk danışmanının notunda ifade edildiği üzere bu ulaşılan çözüm, Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhine açılacak bir davayı etkilemeyecek. Belediye hukuk danışmanı, şirkete ödenecek bu paranın, şirketin Evkaf’a ve projelerin hazırlanması maksadıyla ödediği meblağa karşılık geldiğine dikkat çekerek bu uzlaşının belediye meclisi tarafından onaylanmasını tavsiye ediyor. Belediye meclisinin nihai kararı beklenmek üzere dava 29 Ekim’e ertelendi.”

KIBRISLI TÜRKLERİN, DOĞALGAZDAN FAYDALANMASI İÇİN FON KURULMASI

Kıbrıslı Türklerin, bulunacak doğalgazdan faydalanması ve sahip olacağı kazançlar için şimdiden bir fon kurulması konusunda Güney Kıbrıs’a baskı yapıldığı belirtildi.
Fileleftheros gazetesi “Fon Oluşturulması İçin Baskı- Doğalgazdan Kıbrıslı Türklerin Kazançlarını Belirlemek İçin Lefkoşa’ya Yönelik ‘Dostane’ Tavsiyeler” başlıklı haberinde, bu baskıların, Kıbrıs’ın denizdeki doğal zenginliğinin paylaşılmasına yönelik Türk görüşü mantığında hareket ettiğini savundu.
Gazete, yabancı hükümetlerin, özellikle ABD ile İngiltere’nin, çözümden önce Kıbrıslı Türklerin payına düşecek gelirlerin yatırılacağı bir fonun oluşturulması konusunu her fırsatta gündeme taşıdığını yazdı.
Diplomatik kaynakların “yabancı hükümetler, BM gibi uluslararası örgütler ve AB, Rum Yönetimi’nin sıkça tekrarladığı ‘doğalgazın, Kıbrıs sorununun çözümü için teşvik olacağı’ şeklindeki görüşlerini değerlendirdi” şeklinde açıklama yaptığını yazan gazete, Rum yetkililerin bir adım ileri giderek Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs sorununun çözümünden sonra kendilerine düşenden daha fazla faydalanacaklarını dile getirdiğini belirtti.
Gazete, bu görüşün “her zamanki şüphelilerin” gözünden kaçmadığını ve bu siyasi görüşten faydalanarak bir çerçeve ortaya sunduklarını belirtti.
Gazete tarafından “her zamanki şüpheliler” şeklinde nitelendirilenlerin, Güney Kıbrıs’a, ilk önce, “teşvik” konusuna yönelik görüşünü somutlaştırması için çağrı yaptığını belirten gazete, Rum Yönetimi’ne, ilk gelirlerle birlikte faaliyete geçecek bir fonu şimdiden kurmayı ileriye götürmesi çağrısını yapıldığı ve doğalgazdan elde edilecek gelirlerin, çözümün uygulanmasını finanse edebileceği tavsiyesinde bulunduğunu yazdı.
Türkiye ve KKTC’nin, doğalgazın paylaşılması şeklindeki görüşlerinin, uluslararası toplum tarafından da benimsendiğinin görülmekte olduğunu yazan gazete, bu yaklaşımın, sadece zemin kazanmakla kalmadığını, siyasi görüş olarak da benimsendiğini belirtti.
Gazete, ileriye götürülmekte olan formüllerin, ilk başta Türkiye’nin elde edeceği kârla ilişkilendirildiğini, Amerikalılar gibi birçok yabancı hükümetin ise Avrupa’ya yönelik doğalgazın, Türkiye üzerinden taşınmasını direkt olarak ortaya koyduğunu yazdı.
Gazete, “Türk tarafının bu aşamada arzuladığı noktanın, ikinci tur izinlerini ya iptal etme, ya da sürecin Türk tarafınca kontrol edilmesi olduğunu” savundu.
Gazete “Eroğlu’nun Önerisini Değerlendiriyorlar” alt başlıklı haberinde ise Türkiye’nin “işgal” ile birlikte toprak konusunda oldu bittiler empoze ettiğini ileri sürerek, Türkiye’nin şimdi de Kıbrıs etrafındaki deniz bölgesini kontrol etmek istediğini iddia etti.
Ankara’nın, Kıbrıslı Rumların doğalgazdan tek taraflı faydalanmasını önlemek için müdahalede bulunacağını savunan gazete, bu mesajın, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ve TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu açıklamaları aracılığıyla Güney Kıbrıs’a gönderildiğini iddia etti.
Gazete Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun 29 Eylül’de BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a sunduğu önerinin de, üçüncülerle yapılan görüşmelerde zemini teşkil ettiğini yazdı.
Gazete ayrıca BM Genel Sekreteri Ban’ın, hidrokarbondan elde edilecek gelirlerin iki toplum için çok faydalı olacağı ve Kıbrıs sorununun çözümünü finanse edeceği şeklindeki görüşü benimsemesinin de tesadüf olmadığını yazdı.

SİYASİLERE YÖNELİK KUŞKU ZİRVEDE

Güney Kıbrıs’ta yapılan ankete göre, vatandaşların siyasilere yönelik kuşkularının zirvede olduğu kaydedildi.
Hiçbir Rum siyasi lider ya da liderlik adayının vatandaşlardan geçer not alamadığını ankete göre en yüksek popülerliği ise, yüzde 44 ile Nikos Anastasiadis elde etti. Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın popülerliğinin ise tarihi bir düşüş noktasında bulunduğu belirtildi.
Haftalık olarak yayımlanan Kathimerini gazetesi “Siyasilere Yönelik Kuşkuları... Vatandaşlar Kırmızı Kart Gösteriyor – Kıbrıs Sorunu Değer Kaybına Uğruyor – Ekonomi Ön Planda” başlıklarıyla verdiği haberinde, geçtiğimiz hafta ilk kısmını yayımladığı siyasi-ekonomik atmosferle ilgili anketin ikinci kısmını aktardı.
Buna göre siyasi liderlerin popülerlikleri şu şekildedir:
• Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas: Yüzde 70 olumsuz, yüzde 25 olumlu.
• DİSİ Başkanı ve Rum başkanlık adayı Nikos Anastasiadis: Yüzde 47 olumsuz, yüzde 44 olumlu.
• AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu: yüzde 65 olumsuz, yüzde 27 olumlu.
• DİKO Başkanı Marios Karoyan: yüzde 62 olumsuz, yüzde 27 olumlu.
• EDEK Başkanı Yannakis Omiru: yüzde 51 olumsuz, yüzde 36 olumlu.
• EVROKO Başkanı Dimitris Silluris: yüzde 64 olumsuz, yüzde 21 olumlu.
• Çevreciler ve Ekologlar Hareketi Genel Sekreteri Yoanna Panayotu: yüzde 50 olumsuz, yüzde 27 olumlu.
• Rum Başkanlık adayı-bağımsız Yorgos Lillikas: yüzde 53 olumsuz, yüzde 34 olumlu.
• AKEL’in Rum başkanlık adayı Stavros Malas: yüzde 54 olumsuz, yüzde 32 olumlu.
EN ÇOK KONUŞULAN KONU EKONOMİ
Ankete göre vatandaşların günlük hayatlarında en çok konuştukları konularda değişiklikler olduğunu kaydeden gazete, insanların eskiden olduğu gibi artık Kıbrıs sorununu değil, ekonomiyi konuştuğunu belirtti.
Habere göre, konuşmaların en çok hangi konular üzerinde yoğunlaştığı sorgulandığında, birinci sırada yüzde 92 ile ekonomi yer alırken; bunu yüzde 30 ile Kıbrıs sorunu, yüzde 15 ile Rum Hükümeti ve partilerdeki durum, yüzde 10 ile sağlık ve eğitim konuları, yüzde 9 ile skandallar-yolsuzluklar ve yüzde 2 ile uluslararası-Avrupa konuları takip etti.

CRUİSE GEMİSİ KKTC’DE

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ilk kez bir cruise gemisi ziyaret etti.
Gemi ilk olarak Gazimağusa limanına demir attı.
Mağusa Haber Ajansının haberine göre 120 yolcu kapasiteli ve 60 odalı 70 mürettebatın çalıştığı New Face firmasına ait cruise gemisinde Amerikalı yolcular bulunuyor.
Mısır’dan yola çıkan ve Akdeniz cruise turu yapan gemi Gazimağusa limanının ardından Girne limanına da uğradı ve 2 günlük KKTC gezisinin ardından adadan ayrıldı..
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ersan Saner ile Gazimağusa Liman Başkanı Ahmet Dökmecioğlu ve Kösezade turizm direktörü Andaç Günay da gemiyi ve mürettebatı ziyaret edip bilgi alış verişinde bulundular.
Bayındırılık ve Ulaştırma Bakanı Ersan Saner cruise turizminin gelişmesi için ortaya koydukları kararlı çalışmaların meyvelerini vermeye başladığını söyledi.
Saner, “Bu çalışmaların ülkemizde turizmin gelişmesine ve çeşitlenmesine çok ciddi katkılar sağlayacaktır. Özellikle ada ülkesi olan KKTC cruise turizminden beklentisinin ne kadar yüksek olduğunu bilen bir Bakanlık olarak ülkemizi ziyaret eden NEW FACE şirketine özellikle adamızı seçip ziyaret ettikleri ve uluslararası toplantılarda yaptığımız çağrılara karşılık verdiği için yürekten teşekkür ediyorum'' dedi.
Akdeniz çanağında turlar düzenleyen tüm cruise turizm şirketleri ile çalışmaların artarak devam edeceğini ifade eden Saner, ülkenin sahip olduğu tarihi, turistik zenginliklerinden tanıtılması için ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı.
Kösezade turizm direktörü Andaç Günay ise turizminin geliştirilmesi için çok detaylı çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirtti.

Geri dön