Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /home/davam/public_html/engine/modules/show.full.php on line 292 davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Çap səhifəsi > İranlılık yalanı
davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > DAVAMın yazıları > İranlılık yalanı

İranlılık yalanı


Sözde İslam Cumhuriyetti İran’da, İranlılık kimliğinin çökmesiyle yükselen kimlik, Güney Azerbaycan’daki Türk kimliğidir. Fars merkezli ve Şii-Caferi üzerine inşa edilmiş İranlılık kimliği krizi en çok Güney Azerbaycan’da gözükmektedir.

İran tarihinde Türkler, özellikle Azerbaycan Türkleri, her zaman belirleyici rol oynamışlardır. 1925’ten önce İran uzun süre Türk hanedanları tarafından yönetilmiştir. 1925’ten sonra İran’da iktidar Türklerin elinden çıksa da her zaman belirleyici konumlarını korumuşlardır. Çünkü Azerbaycanlıların İran'ın nüfus denklemi içerisinde çoğunluğa sahip olması ve siyasi olaylara karşı hassas ve açık olması nedeni ile İran siyasal hareketliliği içerisinde ya öncü rolü oynamışlar ya da hareket içerisinde belirleyici işlev görmüşlerdir.

Azerbaycanlılar hem 1906 Meşrutiyet Devrimi’nde hem de 1979 İran İslam Devrimi’nde temel, esas ve belirleyici rol oynamışlardır. İran'da ‘ Tebriz istemezse hiç bir değişim olmaz’ ifadesi bu tarihi gerçekliğin göstergesidir. Türkler uzun süre İran iktidarına ve devlet yapısına egemen olsalar da Farsları ve diğer etnik grupları dışlayan ve Türk kimliğine dayalı bir devlet kurmamışlardır.İran’da uzun süre iktidarda olan Türk hanedanları Fars dilini devlet yazışmalarında kullanmaları, Türkçeyi kurdukları devletin resmi dili yapmamaları İran’ın Türkleşmesini önlemiştir.

Aslında İran’ın bunca Türk akın ve göçlerine rağmen Farslığını korumasında Caferiliğin milli bir İran Fars mezhebi olmasının katkısı büyüktür. Nasıl ki Yahudilik: İbranilerin milli bir dini olarak kalıp Yahudi kimliğini korumuşsa; Caferilikte bu rolü Farsların milli mezhebi olarak Fars kimliğini koruyan bir tutkal olarak üstlenmiştir.1924’ten günümüze kadar İran’da “rejimi ne olursa olsun” Fars merkezli İranlılık olgusundan vazgeçmemiştir. Çünkü 1924'ten sonra İran'da ulus-devlet projesi Fars merkezli bir İranlılık olgusu çerçevesinde oluşturulmuştu.

Fars Merkezli İranlılık düşüncesi hem Pehlevi (1924–1979) Hem Sözde İran İslam cumhuriyeti yanlıları tarafından (1979- ) devam etmiştir. Pehlevi Hanedanının (1924–1979) Fars merkezli İranlılık kimlik anlayışı Şia’yı dışlayan ve eski İran'ı hedef alan bir ulus-devlet projesiydi. İslami dışlayan, Fars milliyetçiliğini esas alan Pehleviler’in çökmesi ile ‘eski İran'ı hedef alan’, ‘İslam'ı dışlayan’ ve ‘Batıcı’ Fars milliyetçiliği de iflas etmiştir.

1979’da İranda sözde İslam cumhuriyetinin kurulmasıyla İslam tarihini hedef alan’ ‘Batı’yı dışlayan’ ve ‘Şia’yı’ esas alan yeni bir Fars merkezli İranlılık kimliği olgusunu ortaya koymuştur. İran aslında hiçbir zaman İslam cumhuriyeti olamamış, İslam cumhuriyeti sadece resmi adıdır, Özünde Şialığı, Fars milliyetçiliğini barındıran bir cumhuriyettir.İslam cumhuriyeti naralarıyla Müslümanları kandırmaya çalışan İran, Karabağ’da, Şuşa’da, Hocali’de, Müslüman kadınların ırzına geçen, Çocukları öldüren Hıristiyan Ermenistan’ın en yakın dostu ve mütefiğidir.

İran kendini İslam cumhuriyeti diye adlandırsa da Azerbaycan’dan algıladığı tehditler nedeniyle Ermenistan’a her zaman destek vermesinin en önemli delili Karabağ savaşıdır, Karabağ Savaşında İran’ın arabuluculuk yapması Azerbaycan açısından adeta felaketle sonuçlanmıştır. 1992 Şubatı’nın sonlarında Tahran’da bir araya gelen Azerbaycan ve Ermenistan devlet başkanları, İran Cumhurbaşkanı Rafsancani’nin de katılımıyla ateşkes anlaşması imzalamışlardır.

Daha anlaşmanın mürekkebi kurumadan Dağlık Karabağ’da Azerbaycanlıların yaşadığı en büyük yerleşim birimlerinden biri olan Hocalı kasabası kuşatma altına alınarak, nüfusunun önemli bir kısmı imha edilmiştir. Rus destekli Ermeni Ordusunun Hocalı işgalini 9 Mayıs’ta Şuşa, 17 Mayıs’ta ise Laçin’in işgalleri izlemiştir. İran’ın bu tutumu başta Güney Azerbaycan’da yaşayan Türkler olmak üzere İran halkını etkilemiş ve İran’ın Ermenistan yanlısı tutumu protesto edilmiştir.

Günümüzde Azerbaycan topraklarının %20’si Ermenistan’ın işgali altında olması Güney Azerbaycan Türklerindeki milli duyguların yükselmesi sağlamış, İran işgal yönetimine karşı büyük bir nefret uyandırmıştır. Artık İranlılık kimliği büyük bir erozyona uğramıştır, İran ne kadar değişik hileyle baş vursa da İran kimliğinin ve İranın parçalanmasını önleyemeyecektir. Ancak geciktirebilir.

Geri dön