24.08.2013 [11:44] - Gündəm, Türk dünyası-Turan, DAVAMın yazıları
Sevgili okurlarım, Yazımın başında bir “ön geçmiş olsun” dileğimi paylaşmak istiyorum.
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları yaklaşıyor. Ardından da Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacağız.
Kutlamaların her yıldan daha coşkulu olacağı şimdiden anlaşılıyor.
Ulusumuz, yedi düvele karşı savaşıp bağımsızlığımızı kazandıran ve bize laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni armağan eden Büyük Önder Atatürk ve silah arkadaşlarını bu yıl da, sonsuz sevgi ve saygıyla anacak. İnsan seli, Anıtkabir’e akacak.
Ama biliyorum ki bazı AKP önde gelenleri her yıl olduğu gibi bu kutlama günlerinde de malum sendrom nedeniyle rahatsızlanıp, etkinliklere katılamayacak!
Bu nedenle kendilerine şimdiden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum!
* * *
Bilmem seyrettiniz mi?
Başbakan Erdoğan katıldığı bir televizyon programında gözyaşlarını tutamayıp, hüngür hüngür ağladı!
Mısır’daki Müslüman Kardeşlerin liderlerinden Muhammed El Biltaci’nin olaylarda ölen kızı Esma’ya yazdığı veda mektubu Başbakan’ı öylesine derinden etkilemiş ki, programa devam edemedi!
Sonuçta başbakanlar da insandır, başbakanlar da ağlar.
Yürek yakan insanlık suçları karşısında dayanamayıp gözyaşı dökebilir.
Ama dünyanın neresinde olursa olsun insanlık suçlarını işleyenler ve bu canilerin canlarına kıydıkları masum insanlar arasında ayırım yapamazlar!
Örneğin Mısır’da darbecilerin kurbanı olan gencecik Esma’nın kaderine ağlayan Başbakan’dan, AKP’nin desteklediği El Kaide ve El Nusracı teröristlerin 15-16 yaşlarındaki çocukları, gözlerini bile bağlamadan kurşuna dizmelerine, 7-8 yaşındaki Şii kız çocukların kafalarını palayla kopartmalarına da isyan etmesi beklenir!
Bu canileri de gözyaşları arasında lanetlemesi istenir!..
* * *
Anayasa güvencesi altındaki toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanırken feci biçimde dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın olay sırasında kaydedilmiş yeni görüntüleri ortaya çıktı.
Önce “yok” denilen ama Jandarma’nın çalışmalarıyla geri getirilen görüntülerde Ali’nin katilleri açıkça görülüyor.
Kayıtlarda polis şiddetinden kaçarken sokağa giren Ali İsmail Korkmaz, fırın sahibi ve arkadaşları tarafından
durdurulup tekmelerle dövülüyor. Bu acımasız saldırının ardından kaldırımda oturarak kendisini toparlamaya çalışan öğrenciye bu kez polis Mevlüt Saldoğan yaklaşıyor ve başına gelecek şekilde öldürücü üç tekme atıyor.
Tutuklanan beş sanıktan Ebubekir Harlar ifadesinde “Biz devletin polisine yardım etmek istemiştik!” diyor.
“Yüzde elliyi evlerinde zor tutuyorum” diyen Başbakan Erdoğan’ın bu ifade konusunda ne düşündüğü ve gencecik bir vatandaşının Anayasa güvencesi altındaki haklarını kullanırken feci şekilde öldürülmesi karşısında gözyaşı döküp dökmediği bilinmiyor!
Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay vicdanları kanatan bu çifte standarda isyan ediyor ve Twitter’da Ali İsmail Korkmaz için şunları yazıyor:
“Cuma vesile: Kim, bir insanı haksız yere öldürürse bütün insanlığı öldürmüş olur. Maide, 32… Dünyanın neresinde/hangi zamanda olursa olsun!..”
* * *
Belli ki Günay bu satırları Erdoğan’ın ağladığı televizyon programını seyrettikten sonra kaleme almış!
Başbakan’a “Esma’ya ağladığın gibi, Ali İsmail Korkmaz’ın haksız yere öldürülmesine de ağlamalısın!” mesajını göndermiş.
Geçen hafta yiğit meslektaşım Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel ile İzmir’den kalkıp, Ali İsmail Korkmaz ve Abdullah Cömert’in acılı ailelerini ziyaret ederek sabır ve başsağlığı dilemek için Antakya’ya gittik.
Anaların gözyaşlarını paylaştık.
O analar ki, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Mısırlı Esma için akıttığı gözyaşlarının benzerini kendi çocukları için dökmesini beklemiyorlar!
Canlarının parçası yavrularının cenazelerinin ardından bakakalan yüreği yanık analar Başbakan’dan sadece bir şey istiyorlar:
Özür dilemesini!.
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları yaklaşıyor. Ardından da Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacağız.
Kutlamaların her yıldan daha coşkulu olacağı şimdiden anlaşılıyor.
Ulusumuz, yedi düvele karşı savaşıp bağımsızlığımızı kazandıran ve bize laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni armağan eden Büyük Önder Atatürk ve silah arkadaşlarını bu yıl da, sonsuz sevgi ve saygıyla anacak. İnsan seli, Anıtkabir’e akacak.
Ama biliyorum ki bazı AKP önde gelenleri her yıl olduğu gibi bu kutlama günlerinde de malum sendrom nedeniyle rahatsızlanıp, etkinliklere katılamayacak!
Bu nedenle kendilerine şimdiden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum!
* * *
Bilmem seyrettiniz mi?
Başbakan Erdoğan katıldığı bir televizyon programında gözyaşlarını tutamayıp, hüngür hüngür ağladı!
Mısır’daki Müslüman Kardeşlerin liderlerinden Muhammed El Biltaci’nin olaylarda ölen kızı Esma’ya yazdığı veda mektubu Başbakan’ı öylesine derinden etkilemiş ki, programa devam edemedi!
Sonuçta başbakanlar da insandır, başbakanlar da ağlar.
Yürek yakan insanlık suçları karşısında dayanamayıp gözyaşı dökebilir.
Ama dünyanın neresinde olursa olsun insanlık suçlarını işleyenler ve bu canilerin canlarına kıydıkları masum insanlar arasında ayırım yapamazlar!
Örneğin Mısır’da darbecilerin kurbanı olan gencecik Esma’nın kaderine ağlayan Başbakan’dan, AKP’nin desteklediği El Kaide ve El Nusracı teröristlerin 15-16 yaşlarındaki çocukları, gözlerini bile bağlamadan kurşuna dizmelerine, 7-8 yaşındaki Şii kız çocukların kafalarını palayla kopartmalarına da isyan etmesi beklenir!
Bu canileri de gözyaşları arasında lanetlemesi istenir!..
* * *
Anayasa güvencesi altındaki toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanırken feci biçimde dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın olay sırasında kaydedilmiş yeni görüntüleri ortaya çıktı.
Önce “yok” denilen ama Jandarma’nın çalışmalarıyla geri getirilen görüntülerde Ali’nin katilleri açıkça görülüyor.
Kayıtlarda polis şiddetinden kaçarken sokağa giren Ali İsmail Korkmaz, fırın sahibi ve arkadaşları tarafından
durdurulup tekmelerle dövülüyor. Bu acımasız saldırının ardından kaldırımda oturarak kendisini toparlamaya çalışan öğrenciye bu kez polis Mevlüt Saldoğan yaklaşıyor ve başına gelecek şekilde öldürücü üç tekme atıyor.
Tutuklanan beş sanıktan Ebubekir Harlar ifadesinde “Biz devletin polisine yardım etmek istemiştik!” diyor.
“Yüzde elliyi evlerinde zor tutuyorum” diyen Başbakan Erdoğan’ın bu ifade konusunda ne düşündüğü ve gencecik bir vatandaşının Anayasa güvencesi altındaki haklarını kullanırken feci şekilde öldürülmesi karşısında gözyaşı döküp dökmediği bilinmiyor!
Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay vicdanları kanatan bu çifte standarda isyan ediyor ve Twitter’da Ali İsmail Korkmaz için şunları yazıyor:
“Cuma vesile: Kim, bir insanı haksız yere öldürürse bütün insanlığı öldürmüş olur. Maide, 32… Dünyanın neresinde/hangi zamanda olursa olsun!..”
* * *
Belli ki Günay bu satırları Erdoğan’ın ağladığı televizyon programını seyrettikten sonra kaleme almış!
Başbakan’a “Esma’ya ağladığın gibi, Ali İsmail Korkmaz’ın haksız yere öldürülmesine de ağlamalısın!” mesajını göndermiş.
Geçen hafta yiğit meslektaşım Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel ile İzmir’den kalkıp, Ali İsmail Korkmaz ve Abdullah Cömert’in acılı ailelerini ziyaret ederek sabır ve başsağlığı dilemek için Antakya’ya gittik.
Anaların gözyaşlarını paylaştık.
O analar ki, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Mısırlı Esma için akıttığı gözyaşlarının benzerini kendi çocukları için dökmesini beklemiyorlar!
Canlarının parçası yavrularının cenazelerinin ardından bakakalan yüreği yanık analar Başbakan’dan sadece bir şey istiyorlar:
Özür dilemesini!.
Bu xəbər oxucular tərəfindən 1274 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |