09.01.2014 [09:57] - Güney Azərbaycan xəbərləri, DAVAMın yazıları
İran'ın Kuzey Azerbaycan politikası, İran-Azerbaycan münasebetlerinde dengenin bozulması sonucunda İran'ın alde ettiği üstünlüğün korunması için Azerbaycan'la siyasi-askeri çatışmada olan taraflarla münasebetlerin kurulması ve istenilen zaman Azerbaycan'ı, bu devletlerle işbirliğine dayanarak tehdit eden, atak, dinamik, çevik politika gibi kiymetlendirilmelidir. Kuzey Azerbaycan'ın İran politikası hakkında aydın tasavvur oluşturmak için bu politikanın resmi ve gayri - resmi olarak ikiye bölünmesi gerekir. Gayri - resmi politikanın yürütücüsü olan toplum, daha önceki yıllara oranla aktifleşmiştir. İran'la bağlı problemler kütün teferruatı ile öğrenilerek tepki gösterilir. Kuzey Azerbaycan'ın gayri-resmi İran politikası kısaca olarak -Azerbaycan Türklerinin İran'la bağlı problemlerinin öğre¬nmesi, bakış açılarının belirlenmesi, hazırlık aşamasını geçirmesi" gibi karakterize edilebilir. Ülke içinde İran'ın atak politikasını önlemeyen, İran hükümeti tarafından ise "İran aleyhine yönelik kamuoyunu etkisizleştirmemekle" eleştirilen Kuzey Azerbaycan'ın resmi Iran politikası ise oldukça tavizkar, belirsiz ve geleceği olmayan çizgidedir. İktidar Rusya'nın-Çeçenistan savaşını gerekçe göstererek kuzeyden Azerbaycan'ı ablukaya alması sebebiyle İran'la daha sıkı ilişkiler kurmak zorunda kalsa da, daha çok bireysel dostluk görüntüleri vererek, İran'ın Azerbaycan devletçiliğinin esaslarını sarsmağa yöne¬lik her taraflı, ideolojik, psikolojik atak politikasının karşısın¬da savunma politikası yürütmüyor, aksine bu siyasetin daha da derinleşmesine ortam oluşturuyor. Yalnız İran Humeyni İmdad Komitesinin Azerbaycan'da 25 bin tarafdarının olduğu, son dönemde insani yardım adı altında onlarla bu tür teşkilatın faaliyet göstermeleri, oluştur¬dukları kaçkın şehirciklerinde İran bayrağını dalgalandır¬maları bunun göstergesidir. Yakın gelecekte, Azerbaycan - İran politikasının norm ve şekillerini, karakterini Güney Azerbaycan problemi, belirleye¬cektir. Bu problem çözülmeyene kadar Azerbaycan - İran münasebetleri dost, sabit, işbirliğine dayanan münasebet olmayacaktır. Lakin ilişkilerin gelişme süreci, Güney Azerbaycan'da iç teşkilatlanmalara bu problemle bağlı kimi uluslararası konumlar be.irlenene kadar, kuzey Azerbaycan'ın İran siyasetinde iki görüşün olacağını gös-terir: pragmatik, idealist. PRAGMATİKLER Birinci görüşün taraftarları İran siyasetine münasebette tuttukları mevkiye göre "pragmatikler" adlanır. Pragmatikler, Karabağ sorununu çözmeden, İran'la yeni çatışmaya girmemenin, Kuzey Azerbaycan devletçiliğini içte sağlam iktisadi - siyasi - askeri temeller üzerine oturtmadan, gelişmesini sağlamadan yeni problemlerle üzleştirmemenin ve Güney problemini güneylilerin çözmesini sağlamanın, Güney probleminin İran'ın iç meselesi olduğunu ve Kuzey Azerbaycan devletinin problemden mümkün olduğu kadar uzak olmasının taraftarıdırlar. Bunlar; Güney Azerbaycan problemini öne sürmemek şartıyfa, bölgede "denge poli¬tikası" yürütülmesi zorunluluğu adı altında İran'la ikili iyi ilişkilerin kurulmasının, hatta geiecekde "İslam" güç merkezinin esasını koymak için şimdiden bütünleşmeye (entegrasyon)'a gidilmesini savunurlar. Şimdiki iktidarın da dahil olduğu pragmatiklerin İran politikası, Devlet Başkanının Dış işlerinden sorumlu danışmanı Vefa Kuluzade tarafından şöyle ifade edilmiştir: "Azerbaycan Cumhuriyeti İran'ın Azerbaycanlı (Türk - S) vatandaşlarının koruyucusu değil. İran'da Azerbaycanlıların şimdiki durumundan memnun olsak da, olmasak da yapabileceğimiz bir şey yok. İran devletinin, vatandaşlarıyla olan ilişkileri onun kendi sorunudur." Pragmatikler İran politikasının bu yönde kurul¬masını temellendirmek için aşağıdaki gerekçeleri getiriyor¬lar: 1- Kuzey Azerbaycan'ın Ermenistan ve Rusya tarafından ablukaya alınmasından dolayı Azerbaycan'ın İran ile dostluk ve işbirliği içinde olmasına mecbur kaldığı; 2- İran ile yakınlaşma yoluyla İran'ın Ermenistan'la tarafdaş olmasını önlemek ve Karabağ sorununun çözümünde İran'ın bir bölge devleti olarak Ermenistan'a baskı yapmasını sağlamak; 3- Nahçıvan'ın abluka durumundaki ekonomisini iyileştirmek ve ablukadan kurtarmak; 4- İki ülkenin arazi yakınlığından dolayı ithalatın ve ihra¬catın daha ucuz yapılabilmesi; Petrol anlaşması imzalandıktan sonra Rusya ve İran'ın birlikte "Hazar Denizi Sorununu" ortaya atarak Azerbaycan'a baskı yapmasını önlemek ve İran'ın konumu¬nun Azerbaycan'ın çıkarlarına uygun gelmesini sağlamak; 6- Çeçen - Rus savaş sebebiyle şimdilik "unutulmuş" gibi gözüken Rusya'nın BDT bütünleşmesi ve BDT ülkelerinin sınırlarının birlikte korunmasını sağlamak yönünde yürüttüğü politikada Azerbaycan'a karşı "Sınır meselelerine ilişkin Sovyet - İran andlaşması"ndan baskı aracı olarak yararlanmasına engel olmak. Şunu da belirtelim ki, pragmatiklerin tutumunu güçlendiren bir sıra etmenler var: 1- Kuzey Azerbaycan devletçiliğinin güçlü kılınması için yukarıda sayılan ekonomik ve diplomatik sorunların çözülmesinin gerekliliği; 2- Kuzey Azerbaycan'ın İran politikası konusunda sis¬temli ve oturmuş programın olmaması ve bir alternatif pro¬gramın yokluğu; 3- Bu tür (pragmatiklerin yürüttüğü - S) politikanın uygu¬lanmasına kamuoyunun belirli, tek anlamlı, yeterli baskısının olmaması; 4- Güney Azerbaycan Türklerinin İran - Azerbaycan poli¬tikasını etkileyecek kadar etkin olmamaları: 5- Güney Azerbaycan probleminin uluslararası problem statüsünde olmaması; 6- İran'ın terörist devlet gibi dünya komuoyunca yeterli yaptırımla karşılaşmaması, Avrupa Birliğinin iktisadi çıkarları¬na uygun olarak İran'ı destekleme girişimleri ve Avrupa Birliğinin İran'la münasebetlerine etki yapabilecek aktif, çevik Azerbaycan diplomatiyasının yokluğu. Başbakan N. Erbakan'ın şahsında Türkiye'nin İran'la münasebetlerinin sıklaşması, İslam güç merkezinin oluştu¬rulması yönünde girişimlerin varlığı pragmatiklerin konu¬munu güçlendirir. Çünkü Azerbaycan - İran münasebet¬lerinde Türkiye'nin özel bir etkinliği vardır. Türkiye ve İran İslam Cumhuriyetleri arasında ilişkilerin ve ekonomik entegrasyonun artması her iki tarafta Kürt probleminin dondurulması, aynı zamanda Kuzey Azerbaycan'ın da celp edilmesiyle henüz güç merkezi olmasa da, onun fonksiyonlarını yerine getiren İslam Birliğinin fiilen (de-facto) oluşturulması amacı taşır. Söz konusu İslam güç merkezi niteliğini taşıyan bir kurum olursa Kuzey Azerbaycan Vahid Azerbaycan problemini kaldıra¬maz. İran'ın parçalanması Türkiye Devletinin çıkarlarına zıttır. İran ve Türkiye buna karşı gelerek Vahid Azerbaycan isteğinde olan Azerbaycan'a üç tercih sunacak: 1- Güney Azerbaycan probleminin kaldırılmaması; 2- Şimdiki resmi İran'ın önerdiği gibi her iki Azerbaycan'ın İran dahilinde bütünleşmesiyle birleşmek. 3- Güney Azerbaycan'ın İran dahilinde özerkliğiyle yetin¬mek. Birinci ve ikinci tercihin kabulü söz konusu olamaz. Amerika'nın, Avrupa'nın, Türkiye'nin sonunda İran'ın da uzlaşacağı Güney Azerbaycan'ın özerkliği pragamatiklerin çıkarlarına uygundur. Bu sebeple de onlar bugün Güney probleminin yalnız insan hakları açısından değerlendirilmesi¬ni öneriyorlar. Pragmatikler bu dönemde İran'la sağlıklı, iki-taraflı münasebetin taraftarıdırlar. Ama Birleşik Azerbaycan ideali etrafında milli örgütlenme sürecinin var olması gerçek¬liğini de göz önünde bulundurduklarından istedikleri zaman İran'a baskı yapma aracı olarak bu örgütlenmenin savunuculuğuna soyunuyorlar. Bazen de ilişkileri normal bir düzeye indirmek için Birleşik Azerbaycan amacı ile görülen bütün işlere itiraz eden İran karşısında İran - Azerbaycan ilişkilerini çıkmaza sokmaya, bozmaya çalışan her hangi bir "üçüncü güçlerin" varlığından şikayetleniyorlar. Bu pragmatiklerin muhalefet - iktidar konumlarına uygun düşen tak¬tiklerdir. Lakin bu taktikleri yapamayan mevcut iktidarın "pragmatik politikası" Azerbaycan yanlısı değil, İran yanlısı politikaya benzediğinden kuzey Azerbaycan'la İran arasın¬daki gelişmeler tamamen İran'ın çıkarlarına uygundur. İran'la petrol, doğal gaz, ulaştırma, kimya, sağlık, otomatik, tekstil ve gıda sanayisinin çeşitli alanları ile bağlı yaklaşık 30'dan fazla andlaşma tasarılarının görüşüldüğü 96-97 yılları İran -Azerbaycan iktisadi münasebetlerinde son iki asırda yeni bir aşama oluşturuyor ve eğer taslak olarak kalmayıp gerçek¬leşirse buna bütünleşme diyebiliriz. Buna karşılık olarak İran Hazarın statüsü konusunda Rusya'nın tutumuyla aynı olan tutumunu değişeceği, Karabağ sorununun çözümünde arabuluculuk yapmak niyetini beyan eden vaadlerde bulunur. Fiili olarak ise İran hiç bir vakit Azerbaycan'ın stratejik çıkarlarına uygun politika yapmadı. İran stratejik hedeflerini yaşama geçirebilmek için insani yardımlarla kullanabileceği bir taban, grup olması ve bunun içinde söz konusu yardımlara muhtaç insanlara ihtiyaç duymaktadır. Fakat Türkiye - İran münasebetleri, İran'ı Kuzey Azerbaycan politikasını yumuşatmağa itiyor. Başbakan Erbakan'ın İran'ı resmi ziyaretinden sonra İran resmi gazeteleri Ermenistan'ın tecavüzkar politikasını kına¬yarak Ermenistan ordusunun Azerbaycan topraklarından çıkarılmasını talep etti. Eğer Türkiye Avrupa Birliğine alın¬mazsa İran'la tarafdaşlık etmek zorunda kalacak ve o zaman 1- Ermenistan'ın Kuzey Azerbaycan'a baskısını asgariye indirmekle Ermenistan ordularının Azerbaycan'dan çıkarılmasına nail olmak, 2-Güney Azerbaycan'a özerklik vererek problem gibi dondurmak, 3- İran - Türkiye - Kuzey Azerbaycan iktisadi - Siyasi oütünleşmesini, yakınlaşmasını sağlayan siyaset yeritecektir. iktisadi nitelik taşıyan kuruluş gibi gösterilecek bir güç merkezinin oluşturulması amacı taşıyan perspektiv İran -Türkiye - Azerbaycan münasebetleri pragmatikler için oldukça caziptir. İster iktidardaki, isterse de muhalefetteki pragmatikler niç bir stratejik programa sahip olmadıklarından günü birlik siyasi münasebetleri tercih ediyorlar. İDEALİSTLER Kuzey Azerbaycan'ın İran siyasetine münasebette ikinci görüş taraftarları idealistlerdir. Bunlar Birleşik Azerbaycan idealinin gerçek siyasete getirilmesinden, Kuzey Azerbaycan'ın İran siyasetinin Azerbaycan'ın bütünlüğünü hedefleyen bir yönde yürütülmesinden, Kuzey Azerbaycan'la İran arasındaki ilişki¬lerde Güney Azerbaycan probleminin öne çekilmesinden yanadırlar. Pragmatikler genellikle ülkenin sol kesmi ve merkez sağ içindeki liberallardan oluştuğu halde, idealistler, daha çok sağ yönlü partiler, büyük potansiyel güce sahip yetişkin bir öğrenci kitlesi ve aydınlardan oluşmaktadır. Onların Güney Azerbaycan'ın milli uyanış geçiren tüm siyasi, gayri - siyasi kesimlerinden, Avrupa'da meskunlaşmış muhacirlerden ibaret destekçileri vardır ve bir millet, bir devlet, bir vatan şuurunun şekillenmesi sürecinin gittiğini göz önünde bulundurursak idealistlerin tutumunun yarın ulusal zemine tamamen yayılacağı söylenebilir. İdealistler sırf bu inançla mücadeleye katılmışlar. Onların haklı olduklarını gösteren iç ve dış faktörler aşağıdakilerdir. 1- Hem Güneyde, hem de Kuzeyde Birleşik Azerbaycan amacına yönelik kamuoyunun oluşması , siyasi bilinçlenme ve iç örgütlenmenin güçlenmesi; 2- Onların her iki tarafta milli desteğe sahip olmaları; 3- Güney Azerbaycan'ın İstiklal mücadelesinin Milli çıkarlara uygun bir şekilde sonuçlanmasını sağlayacak tarihi ve ideolojik -kültürel bir geleneğe dayanmaları; 4- Milletlerin "Şelf - determination" hakkı ve milli devlet¬lerini kurmak için yürüttükleri mücadeleleri haklı kılan ulus¬lararası prensiplerin mevcutluğu; 5- 20. asrın sonlarında bölünmüş milletler sorununun çözülmesi ve bu yönde belli bir pratiğin olması; 6- İran'ın terörü destekleyen'bir devlet gibi tanınması ve ona karşı yaptırımların uygulanması konusunda belli karar¬ların kabulü ve s. İdealistlerin Kuzey Azerbaycan'fa İran arasındaki dostça ilişkileri olumlu karşılamanın yanı sıra bunun gerçekten taraflar arasında sınırlar doğru tespit edildikten ve beraber hukuklu ilişkiler kurulduktan sonra bir fayda vereceğini söylüyorlar. Buna göre de idealistler günümüz şartlarında sıkı ilişkilerin aleyhinedirler. ABU'nin kabul ettiği İran'la ticaret yapan şirketlere karşı yaptırımları öngören kararın AB, Rusya ve Türkiye tarafından keskin itirazlarla karşılanması ABD'ni İran'a karşı daha ılımlı davranmaya her ne kadar zor-ladıysa da, ABD diplomasisinin bu kararı uygulamak için elverişli ortamın oluşturulması yönünde sıkı bir çalışma içinde olduğundan dolayı gelecekte bu konunun gündeme gelmesi muhtemeldir. Kuzey Azerbaycan'ın İran politikası ABD'nin ve uluslararası örgütlerin uyguladıkları yaptırımların sonuçlarını dikkate alarak yürütülmelidir. Kuzey Azerbaycan'ın İran'la sıcak ilişkide,olması onun AB ve ABD le olan ilişkilerini bozabilir. Bilindiği gibi, 1996 Nisan 21'de Azerbaycan Cumhuriyeti ile AB arasında "Dayanışma ve işbirliği hakkında" bir anlaşma imzalanmıştır. Avrupa Parlamentosu güvenlik komisyonunun başkanı Hane Petternk "Azerbaycan İran'a terörü desteklemekle hata yaptığını söylesin. İran'ın terörist politikasını şu veya bu şekilde destekleyen devlet AB strukturlarından çıkarılacaktır." diyerek Kuzey Azerbaycan - İran ilişkilerine olan tutumunu belirtmiştir. Halbu iken idealistler de şunları öneriyorlar: 1- Bölgede oluşacak ve Birleşik Azerbaycan ülküsüne zıt olan İslami güç merkezi adıyla ortaya çıkan veya gelecek-ie çıkacak hiç bir kuruma girmemek. 2- İç kalkınmayı AB ile dayanışma ve işbirliği içinde sürdürmek, Avrupa ile sıkı ekonomik bağlar oluşturmak 3- ABD'nin uyguladığı yaptırımları belli bir süreç içinde desteklemek .
Yasəmən Qaraqoyunlu
Yasəmən Qaraqoyunlu
Bu xəbər oxucular tərəfindən 1505 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |