Sevgili okuyucularım, Diyarbakır’dan sonra Musul’da da bayrağımız indirildi, toprağımız AKP hükümetinin bugüne kadar nice yardımlar gönderdiği IŞİD isimli İslamcı terör örgütü tarafından ele geçirildi.
Ailelerle birlikte 30 özel harekatçı, Ankara’dan gelen emir doğrultusunda teröristlere bir tek mermi bile sıkamadan teslim oldu. Konsolosluk binaları ele geçirildi, Türk Bayrağı çöpe atıldı.
Demek ki özel harekatçılarımız binaları sadece amatör hırsızlara, kapkaççılara, tinercilere karşı koruyormuş!
Şimdi dikkat ediniz, AKP’nin genel müdürü olan şahıs ilk kez dün konuştu ama tutarlı hiçbir şey söyleyemedi. Oysa işine gelen her konuda bağırıp çağırmanın, sağa sola posta koymanın ustasıdır!
Nasıl oldu da dün yine konuşuyordu ama somut hiçbir şey söylemiyordu!
* * * *
Güneydoğu’daki teröristlerin marifetleri tartışılırken “B planımız, C planımız var” demişti.
Musul’da konsolosluk elden gitmiş, bayrak indirilmiş, elinde hangi plan var, bilinmiyor.
Belki orada D planı, E ve Z planları vardır!
* * * *
Suriye’de Esad‘ı devirmeye karar verdi, rezil oldu. Esad‘a karşı savaşan IŞİD dahil bütün İslamcı terör örgütlerine Suriye sınırımızdan silah, cephane, bomba, gıda gönderdi.
Adana’da yoldan çevrilen MİT‘e ait TIR’larda ne vardı?
O silahlar Musul’da konsolosluk işgalinde kullanıldı!
Mısır’da İslamcı terör örgütü Müslüman Kardeşler‘e destek verdi, Mısır’ın içişlerine karıştı, yine rezil oldu. Mısır Türkiye’yi düşman ülke ilan etti.
Irak’ta yargılanıp idam cezası alan Haşimi‘yi Türkiye’ye getirip ona İstanbul’da ev verdi, örtülü ödenek parasıyla besledi.
Dikkat ediniz, konsolosluk olayından sonra günler geçti, IŞİD’i halen terör örgütü ilan edemedi.
Suriye’de yaralanan bütün İslamcı teröristleri Türkiye’ye getirtti, hastanelerimizde ücretsiz tedavi ettirdi.
Utanç tablosudur.
* * * *
Evet, her gün kürsülere ekranlara çıkan, satılık yandaş medyada poz attıran Tayyip, dün işi yine laf kalabalığı ile gargaraya getirmeye çalıştı…
Çünkü Tarzan zor durumda.
Öyle ki, bütün hükümet üyelerine emir verdi:
“Muhalefet partilerine sakın ola ki laf söylemeyin, bu sıkıntılı süreç bitene kadar iyi geçinin!..”
Öylesine tırstı ki, Hariciye Nazırı saçları boyalı Ahmet‘i muhalefet partilerine gönderdi… Her gün alay etmeye, eleştirmeye, hakaret etmeye kalkıştığı muhalefet partilerinden medet umuyordu…
Çünkü paçası sıkışmıştı.
Ama dün yine muhalefete çattı, muhalefetin ateşle oynadığını söyledi…
Demek ki bu olanların sorumlusu kendisi değil, muhalefetti!
Bu malum şahıs gerçekten komik, gerçekten acınacak durumda.
* * * *
Hariciye Nazırı Ahmet derseniz, gerçekten komik bir adam. Her çuvalladığında, ezberindeki aynı cümleyi söylüyor, aklınca dünyayı korkutuyor:
“Hiç kimse bu gibi eylemlerle Türkiye’nin gücünü test etmeye çalışmasın.”
Eylül 2011, İsrail’e… Haziran 2012, düşürülen uçağımız nedeniyle Suriye’ye… Mayıs 2013, Reyhanlı bombalaması sonrasında Suriye’ye… Mart 2014, Süleyman Şah türbesi olayında türbeyi kuşatanlara… Ve şimdi, konsolosluk olayı sonrasında ortaya!..
Ezberlemiş, hep aynı sözleri söylüyor. Kim takar seni!
* * * *
Oysa hepimiz beklerdik ki Tayyip konsolosluk olayı sonrasında da piyasaya çıkıp yine aslanlar gibi kükresin, bir dünya devine, dünya liderine (!) yakışır sözler söylesin:
“Musul’da bayrağımızı indirenlerin kim olduğunu biliyoruz. MİT bu olayı araştırdı, ortada IŞİD diye bir örgüt olmadığını, işin arkasında paralel devletin, cemaatin bulunduğunu ortaya çıkardı…
Bunlar haşhaşidir.
İnlerine en kısa zamanda gireceğiz!..”
Başbakan Yardımcısı “Şeyini şey ettiğimin şeyi” Bülent dün konuştu:
“IŞİD’in konsolosluğumuzu hedef aldığını az çok biliyorduk!”
Şu rezilliklere, bize yaşatılan şu kepazeliklere bakınız… Aklımızla alay ediyorlar.
Tanrı hepimize yardımcı olsun, aklımızı korusun. Amin.
Yoksa topluca fıttırıp cinnet geçirmek üzereyiz.