06.09.2014 [10:02] - Gündəm, Türk dünyası-Turan
“Çankaya’da oturmayacağım” demesi iyi bence…
Orada “Cumhurbaşkanlarımız” otururdu…
*
İlk kez yazıyorum…
Utana utana…
*
Cumhurbaşkanı Sezer’in oğlu evleniyordu o gece, birkaç gazeteci davetliydi düğüne…
Ülkemizin güzel bir geleneğidir, gündüzden gidip bilezik aldık… Bilezik küçük ama bir kutusu var ki sanki sandık…
Andree “Cebine koy” dedi…
Bir tarafım şişti koyunca…
*
Çankaya Köşkü’nün büyük salonunda davetliler arasında dolanırken, sağ cebim ona buna çarpacak gibi, rahatsız oldum tabii ki…
“Ben tuvaletlere gidip kutusunu atacağım, bilezik kalsın” dedim…
Andree “Olmaz, çok ayıp olur kutusuz, şöyle çıkartıp takmak lazım” diye itiraz etti…
Ama benim kafam sağ yanımdaki şişliğe takılmıştı…
Kiminle konuşsak gözleri benim cebimde…
Devamlı bakıyorlar…
Dirseğimle arkaya ittirdim sandığı, bu sefer ceketin önü yana geldi…
Bakmasınlar diye yan dönerek konuşmaya başladım…
Arkadakiler görüyorlar…
*
Deniz Baykal yanımıza geldi o sırada, baktım onun da sağ cebi şiş…
Bir yandaş bulmanın sevinci ile iyice cebine doğru eğilerek ve yakından bakarak “Cebiniz nasıl da şiş” dedim…
Deniz Bey “Bu bir gelenektir, ama sayın Cumhurbaşkanı takı takılmasını yasaklamış” dedi…
Nitekim gidip takı takmak için izin isteyenleri geri çevirdi Sezer, izin vermedi…
O gece kimse takı takamadı…
Herkes getirdiği hediyesini geri götürdü…
*
Böyle bir yerdi Çankaya…
O gece harcanan elektrikten başlayıp tüm masrafları cebinden hazineye ödemişti Cumhurbaşkanımız…
*
Oğlunun düğünündeki ya da sünnetindeki takılan altınlarını, torba torba korumalara taşıtarak işe başlayıp…
Dünyanın en zengin devlet adamı çocuklarını yaratanlar, oranın ruhuna uymaz…
*
En iyisi bence de…
Sen Çankaya’da oturma…
Orada “Cumhurbaşkanlarımız” otururdu…
*
İlk kez yazıyorum…
Utana utana…
*
Cumhurbaşkanı Sezer’in oğlu evleniyordu o gece, birkaç gazeteci davetliydi düğüne…
Ülkemizin güzel bir geleneğidir, gündüzden gidip bilezik aldık… Bilezik küçük ama bir kutusu var ki sanki sandık…
Andree “Cebine koy” dedi…
Bir tarafım şişti koyunca…
*
Çankaya Köşkü’nün büyük salonunda davetliler arasında dolanırken, sağ cebim ona buna çarpacak gibi, rahatsız oldum tabii ki…
“Ben tuvaletlere gidip kutusunu atacağım, bilezik kalsın” dedim…
Andree “Olmaz, çok ayıp olur kutusuz, şöyle çıkartıp takmak lazım” diye itiraz etti…
Ama benim kafam sağ yanımdaki şişliğe takılmıştı…
Kiminle konuşsak gözleri benim cebimde…
Devamlı bakıyorlar…
Dirseğimle arkaya ittirdim sandığı, bu sefer ceketin önü yana geldi…
Bakmasınlar diye yan dönerek konuşmaya başladım…
Arkadakiler görüyorlar…
*
Deniz Baykal yanımıza geldi o sırada, baktım onun da sağ cebi şiş…
Bir yandaş bulmanın sevinci ile iyice cebine doğru eğilerek ve yakından bakarak “Cebiniz nasıl da şiş” dedim…
Deniz Bey “Bu bir gelenektir, ama sayın Cumhurbaşkanı takı takılmasını yasaklamış” dedi…
Nitekim gidip takı takmak için izin isteyenleri geri çevirdi Sezer, izin vermedi…
O gece kimse takı takamadı…
Herkes getirdiği hediyesini geri götürdü…
*
Böyle bir yerdi Çankaya…
O gece harcanan elektrikten başlayıp tüm masrafları cebinden hazineye ödemişti Cumhurbaşkanımız…
*
Oğlunun düğünündeki ya da sünnetindeki takılan altınlarını, torba torba korumalara taşıtarak işe başlayıp…
Dünyanın en zengin devlet adamı çocuklarını yaratanlar, oranın ruhuna uymaz…
*
En iyisi bence de…
Sen Çankaya’da oturma…
Bu xəbər oxucular tərəfindən 949 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |