05.10.2014 [20:07] - Gündəm, Türk dünyası-Turan
MHP Genel Başkanı Bahçeli, ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın Harvard Üniversitesi'ndeki konferansta söylediği iddia edilen açıklamalarına yönelik, "Türkiye'den ve özellikle de konferansa katılanlardan özür dilemesi lazım" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, genel merkezde partililerle bayramlaşmasının ardından yaptığı konuşmada, Kurban Bayramı'nın hem Türkiye'de hem yakın komşularda çok büyük acılara, ızdıraplara sebebiyet veren bir ortamda geçtiğini söyledi.
Milletin, buruk ve üzüntülü olduğunu ifade eden Bahçeli, "Ortadoğu ülkelerinde yaşayan kardeşlerimiz ise çok büyük bir acı ve ızdırap içerisindeler. İnşallah, bayram sonrasında hem Türkiye'ye hem Ortadoğu'ya barış ve istikrarın gelmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyoruz" dedi.
Bahçeli, çok ağır bir gündem olduğunu, Ortadoğu'da insanlığın katledildiğini, her gün vahşi eylemlerin ortaya konduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla, bu bayram ve bayram sonrasının başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu'daki bütün ülkeler ve yöneticileri çok iyi değerlendirmeli ve bu felaketli sürüklenişe mutlaka bir son verilmelidir. Temennimiz budur. Türkiye'nin böyle bir ortamda etrafı ateşle çevrilmiştir.
TBMM'de milli güvenliğimizin çok yüksek bir tehdit altına alındığı gerekçesiyle bir tezkere çıkartılmıştır. Bu tezkere çok iyi değerlendirilmelidir. Öncelikle ülkemizdeki milli güvenliğimizi tehdit eden unsurlar, hangi terör unsuru olursa olsun, tamamen bertaraf edilmeli, özellikle de sınır kentlerimizde ve Güneydoğu Anadolu'nun bazı il ve ilçelerinde baş göstermiş olan eylemlere de son verilmelidir."
Özellikle "Irak ve Suriye olmak üzere, BM ve oluşturulan koalisyonların, en kısa süre içinde gerekli tedbirleri alma suretiyle karşılıklı savaşa veya çatışmaya son verebilen bir davranışı sergilemesi gerektiğini" belirten Bahçeli, "zamanla bunların yapılacağı" sözüyle toplum ve ülkelerin aldatılmaması gerektiğini bildirdi.
"Biden, özür dilemeli"
Bahçeli, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Faiz krizi yaşandı. ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın ifadeleri oldu. Sonra Cumhurbaşkanının sert tepkisi oldu ve sonradan bir özür geldi. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu cevaplandıran Bahçeli, şunları kaydetti:
"ABD Başkan Yardımcısının, ABD'nin çok önemli bir üniversitesinde verdiği konferansta kullandığı ifadeler gerçek dışı ise mutlaka Türkiye'den ve özellikle de Harvard Üniversitesi'nde konferansa katılanlardan özür dilemesi lazım.
Eğer bu böyle değil, yapılmış olan bir görüşmenin kısa süre içerisinde izinsiz kamuoyuyla paylaşılması olayı ile Türkiye karşı karşıya kalıyorsa o zaman da bu görüşmeleri yapan taraflar arasında Türkiye'nin izni kullanılmadan ne konuşulmuşsa kamuoyuna açıklanması sebebiyle Başkan Yardımcısı, Sayın Erdoğan'dan özür dilemelidir."
Tezkere konusunda atılabilecek somut adımların neler olabileceğine ilişkin soru üzerine de Bahçeli, "Tezkere talebinin Meclis'e sunulmuş olmasıyla ortaya konan gerekçeler üzerinden, bugünkü hükümet tam yetki ile görevli ve sorumlu kılınmıştır. Gereği ne ise yapmalıdır" yanıtını verdi.
"CHP ulusalcılıkta kaldı, milliyetçi olma şansları gözükmemekte"
"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tezkereye verdiğiniz destekten dolayı MHP'yi eleştirdi. 'Ortadoğu bataklığından gelecek şehitlerin hesabını nasıl vereceksiniz?' ifadelerini kullandı, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine de Bahçeli, şunları söyledi:
"MHP ve CHP, Türk siyasi hayatında önemli yeri olan iki siyasal kurumdur. CHP'nin, Türkiye'ye ilişkin her türlü önerileri kendilerinin tesbiti ve tercihleridir. Dolayısıyla MHP bir siyasal kurumun kendi görüşleri doğrultusunda ortaya koymuş olduğu tavır ve eylemlere saygı gösterir. Aynı saygıyı beklemesi hakkıdır.
CHP tezkereye 'hayır' diyorsa onun doğuracağı sonuçlardan kendisi ne kadar sorumlu ise MHP de tezkereye 'evet' demekten doğabilecek her sorumluluğu kabullenecek demektir ki, tezkereye 'evet' demiştir. O bakımdan CHP ile MHP arasında bir milliyetçilik yarışına CHP'nin girmesi çok doğru olmaz. Onlar gele gele en son ulusalcılıkta kaldılar, bir türlü milliyetçi olma şansları da gözükmemektedir."
Bahçeli, bir başka gazetecinin "Kobani'ye saldırılar devam ediyor. 'Kobani düşerse Ankara da düşer' gibi açıklamalar var, nasıl değerlendirirsiniz?" sorunu, "Kobani düşerse Ankara düşer' gibi saçma bir söz olamaz" yanıtını verdi.
"Seçimleri, savaş benzeri gerekçesi ile 6 ay uzatabilirler"
Genel seçimin bir ay önceye alınması için bir çalışma yapıldığına yönelik soru üzerine de Bahçeli, "Bu gündemin aniden bir başka yöne çekilmesi için bazı çevreler tarafından ortaya konulan yaklaşımlardır" dedi.
Bahçeli, bu yaklaşımları sağlıklı ve doğru bulmadıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Ancak bizim kanaatimiz odur ki, Türkiye'nin bugün yönetimi çok güçlüklerle karşı karşıyadır. Hükümet kurulduğu andan itibaren başarısızdır. Ayrıca Türkiye'nin ekonomik sorunları gittikçe artmaktadır. Türkiye'de istikrar zaafa uğramakta, güvenlik sarsılmakta ve sosyal doku tehdit altında bulunmaktadır. Ortadoğu'daki gelişmelerin de ne şekilde olacağını bugünden kestirmek çok zordur. Ancak belki AK Parti, bu başarısızlığın üstünü örtebilmek için 7 Haziran 2015'te yapılacak 25. dönem milletvekilliği genel seçimlerini ötelemek için bir sebep arayabilir. Bu da yasal olarak haklarıdır.
Savaş ve savaş benzeri gerekçesi ile 6 ay kadar süreyi uzatma ihtiyacı duyabilirler. Öyle bir ihtimal söz konusudur. Bu ihtimal dahilinde de 7 Haziran'da da yapılacak seçimlerin en geç 8 Kasım 2015 tarihinde yapılması demektir."
Bahçeli, "bunun alt zeminini hazırlamak için erken seçim kavramları ile Türkiye'nin meşgul edildiğini " ifade ederek, "Bugünkü iktidar 2015'te milletimiz tarafından mutlaka uzaklaştırılması gereken bir iktidardır. MHP, AKP ne zaman isterse o gün seçime hazırdır ve 2015'te seçimlerde hükümet görevden uzaklaştırılacak, 17-25 Aralık başta olmak üzere tüm hesaplar sorulacak ve milletimizle yüzleştirilecektir" diye konuştu.
Bir başka gazetecinin, "Sayın Cumhurbaşkanı dün 'bizim için PKK ne ise IŞİD de odur 'dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine de Bahçeli, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı, PKK'ya demokratik açılım süreci itibariyle Başbakanlık döneminden başlayan günden bugüne kadar önemli destek destek verdi. Şimdi desteğin veriliş gerekçeleri ne kadar sağlıklı ise 'PKK ile IŞİD de aynı terör unsurudur' düşüncesi o kadar sağlıklı olur diye bakmaktayız. İnandırıcı bulamamaktayız."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, genel merkezde partililerle bayramlaşmasının ardından yaptığı konuşmada, Kurban Bayramı'nın hem Türkiye'de hem yakın komşularda çok büyük acılara, ızdıraplara sebebiyet veren bir ortamda geçtiğini söyledi.
Milletin, buruk ve üzüntülü olduğunu ifade eden Bahçeli, "Ortadoğu ülkelerinde yaşayan kardeşlerimiz ise çok büyük bir acı ve ızdırap içerisindeler. İnşallah, bayram sonrasında hem Türkiye'ye hem Ortadoğu'ya barış ve istikrarın gelmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyoruz" dedi.
Bahçeli, çok ağır bir gündem olduğunu, Ortadoğu'da insanlığın katledildiğini, her gün vahşi eylemlerin ortaya konduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla, bu bayram ve bayram sonrasının başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu'daki bütün ülkeler ve yöneticileri çok iyi değerlendirmeli ve bu felaketli sürüklenişe mutlaka bir son verilmelidir. Temennimiz budur. Türkiye'nin böyle bir ortamda etrafı ateşle çevrilmiştir.
TBMM'de milli güvenliğimizin çok yüksek bir tehdit altına alındığı gerekçesiyle bir tezkere çıkartılmıştır. Bu tezkere çok iyi değerlendirilmelidir. Öncelikle ülkemizdeki milli güvenliğimizi tehdit eden unsurlar, hangi terör unsuru olursa olsun, tamamen bertaraf edilmeli, özellikle de sınır kentlerimizde ve Güneydoğu Anadolu'nun bazı il ve ilçelerinde baş göstermiş olan eylemlere de son verilmelidir."
Özellikle "Irak ve Suriye olmak üzere, BM ve oluşturulan koalisyonların, en kısa süre içinde gerekli tedbirleri alma suretiyle karşılıklı savaşa veya çatışmaya son verebilen bir davranışı sergilemesi gerektiğini" belirten Bahçeli, "zamanla bunların yapılacağı" sözüyle toplum ve ülkelerin aldatılmaması gerektiğini bildirdi.
"Biden, özür dilemeli"
Bahçeli, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Faiz krizi yaşandı. ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın ifadeleri oldu. Sonra Cumhurbaşkanının sert tepkisi oldu ve sonradan bir özür geldi. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu cevaplandıran Bahçeli, şunları kaydetti:
"ABD Başkan Yardımcısının, ABD'nin çok önemli bir üniversitesinde verdiği konferansta kullandığı ifadeler gerçek dışı ise mutlaka Türkiye'den ve özellikle de Harvard Üniversitesi'nde konferansa katılanlardan özür dilemesi lazım.
Eğer bu böyle değil, yapılmış olan bir görüşmenin kısa süre içerisinde izinsiz kamuoyuyla paylaşılması olayı ile Türkiye karşı karşıya kalıyorsa o zaman da bu görüşmeleri yapan taraflar arasında Türkiye'nin izni kullanılmadan ne konuşulmuşsa kamuoyuna açıklanması sebebiyle Başkan Yardımcısı, Sayın Erdoğan'dan özür dilemelidir."
Tezkere konusunda atılabilecek somut adımların neler olabileceğine ilişkin soru üzerine de Bahçeli, "Tezkere talebinin Meclis'e sunulmuş olmasıyla ortaya konan gerekçeler üzerinden, bugünkü hükümet tam yetki ile görevli ve sorumlu kılınmıştır. Gereği ne ise yapmalıdır" yanıtını verdi.
"CHP ulusalcılıkta kaldı, milliyetçi olma şansları gözükmemekte"
"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tezkereye verdiğiniz destekten dolayı MHP'yi eleştirdi. 'Ortadoğu bataklığından gelecek şehitlerin hesabını nasıl vereceksiniz?' ifadelerini kullandı, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine de Bahçeli, şunları söyledi:
"MHP ve CHP, Türk siyasi hayatında önemli yeri olan iki siyasal kurumdur. CHP'nin, Türkiye'ye ilişkin her türlü önerileri kendilerinin tesbiti ve tercihleridir. Dolayısıyla MHP bir siyasal kurumun kendi görüşleri doğrultusunda ortaya koymuş olduğu tavır ve eylemlere saygı gösterir. Aynı saygıyı beklemesi hakkıdır.
CHP tezkereye 'hayır' diyorsa onun doğuracağı sonuçlardan kendisi ne kadar sorumlu ise MHP de tezkereye 'evet' demekten doğabilecek her sorumluluğu kabullenecek demektir ki, tezkereye 'evet' demiştir. O bakımdan CHP ile MHP arasında bir milliyetçilik yarışına CHP'nin girmesi çok doğru olmaz. Onlar gele gele en son ulusalcılıkta kaldılar, bir türlü milliyetçi olma şansları da gözükmemektedir."
Bahçeli, bir başka gazetecinin "Kobani'ye saldırılar devam ediyor. 'Kobani düşerse Ankara da düşer' gibi açıklamalar var, nasıl değerlendirirsiniz?" sorunu, "Kobani düşerse Ankara düşer' gibi saçma bir söz olamaz" yanıtını verdi.
"Seçimleri, savaş benzeri gerekçesi ile 6 ay uzatabilirler"
Genel seçimin bir ay önceye alınması için bir çalışma yapıldığına yönelik soru üzerine de Bahçeli, "Bu gündemin aniden bir başka yöne çekilmesi için bazı çevreler tarafından ortaya konulan yaklaşımlardır" dedi.
Bahçeli, bu yaklaşımları sağlıklı ve doğru bulmadıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Ancak bizim kanaatimiz odur ki, Türkiye'nin bugün yönetimi çok güçlüklerle karşı karşıyadır. Hükümet kurulduğu andan itibaren başarısızdır. Ayrıca Türkiye'nin ekonomik sorunları gittikçe artmaktadır. Türkiye'de istikrar zaafa uğramakta, güvenlik sarsılmakta ve sosyal doku tehdit altında bulunmaktadır. Ortadoğu'daki gelişmelerin de ne şekilde olacağını bugünden kestirmek çok zordur. Ancak belki AK Parti, bu başarısızlığın üstünü örtebilmek için 7 Haziran 2015'te yapılacak 25. dönem milletvekilliği genel seçimlerini ötelemek için bir sebep arayabilir. Bu da yasal olarak haklarıdır.
Savaş ve savaş benzeri gerekçesi ile 6 ay kadar süreyi uzatma ihtiyacı duyabilirler. Öyle bir ihtimal söz konusudur. Bu ihtimal dahilinde de 7 Haziran'da da yapılacak seçimlerin en geç 8 Kasım 2015 tarihinde yapılması demektir."
Bahçeli, "bunun alt zeminini hazırlamak için erken seçim kavramları ile Türkiye'nin meşgul edildiğini " ifade ederek, "Bugünkü iktidar 2015'te milletimiz tarafından mutlaka uzaklaştırılması gereken bir iktidardır. MHP, AKP ne zaman isterse o gün seçime hazırdır ve 2015'te seçimlerde hükümet görevden uzaklaştırılacak, 17-25 Aralık başta olmak üzere tüm hesaplar sorulacak ve milletimizle yüzleştirilecektir" diye konuştu.
Bir başka gazetecinin, "Sayın Cumhurbaşkanı dün 'bizim için PKK ne ise IŞİD de odur 'dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine de Bahçeli, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı, PKK'ya demokratik açılım süreci itibariyle Başbakanlık döneminden başlayan günden bugüne kadar önemli destek destek verdi. Şimdi desteğin veriliş gerekçeleri ne kadar sağlıklı ise 'PKK ile IŞİD de aynı terör unsurudur' düşüncesi o kadar sağlıklı olur diye bakmaktayız. İnandırıcı bulamamaktayız."
Bu xəbər oxucular tərəfindən 743 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |