26.01.2012 [14:46] - Türk dünyası-Turan
Gözlerimiz “Işık Şehri” Paris’te, kulaklarımız anayasaların, hürriyetlerin vatanı Fransa’nın senatosundaydı. Nefeslerimizi tutmuş bekliyorduk. 1915’te zamanın Türk devleti tarafından Ermeni soykırımı yapıldığı iddialarını inkâr edenleri hapis ve para cezasına çarptıracak yasa kabul edilecek mi diye!.. Ve sonunda hayret; yasa Senato’da 86’ya karşı 127 oyla kabul edildi... Bunun böyle olacağı yıllardan beri bu konuda olanlardan belli idi. Kararlarını vermişler, kaziye-i muhkeme olmuş...
Ama bazılarının, hatta Erdoğan’ın umudu, parlamentodan 60 kişinin Anayasa Mahkemesi’ne başvurup yasanın iptalini istemesinde... Ham hayal!..
***
Bu ortamda gerçekleri dile getirmek, hatta tartışmak güç! Kararı tarihçilere bırakalım demek boşuna. İngiliz tarihçi Profesör Bernard Lewis bunu yapmaya çalışmış, fakat cezalandırılmıştı... ASALA’dan da bomba tehdidi almıştı...
Ben şahsen bu konudaki gerçekleri asıl Türklere karşı, Ermeni mezaliminin yakın tanıklarından bildiğim kadarıyla dışarıda ve içeride anlattım. Şimdi artık abesle iştigal etmeyeceğim.
***
Önceki akşam İngiltere’den, BBC’den aradılar ve Senato kararı konusunda yorum istediler... Gerçekleri anlatmaya çalıştım. Dedim ki: “Bu konuda asıl hayretten öte dehşet verici olan, hürriyetlerin vatanı bildiğimiz Fransa’nın parlamentosunda Sarkozy’nin politika ve oy çıkarları uğruna söz ve ifade hürriyetine bu derecede aykırı bir yasanın kabul edilmesidir!..” Ve sonunda ekledim: “Farz edin ki, Türk Parlamentosunda ‘Ermenilere soykırımı yapılmadı ve Türkiye özür dilemez demeyen hapisle cezalandırılacak’ şeklinde bir yasa kabul edildi... Türkiye’de hürriyetler kısıtlanıyor diye dışarıda ve Türkiye içinde koparılacak yaygaraları düşünün!..
Ve ’farzımuhal’ya, Fransa’da Ermenilerden fazla Türk olsaydı, Sarkozy oy hesaplarıyla böyle bir yasa çıkarmaya teşebbüs eder miydi?.. Ama o zaman belki Türk oyları için ’Ermenilere soykırımı yapıldı’ diyenleri cezalandıracak bir yasa çıkardı!..
Evet “Aydınlanma” çağının öncüsü, anayasalar, hürriyetler vatanı Fransa’da işte böylesine bir çifte ölçü ve küçük politikacılık ayıbı!..”
***
Ermenilerden özür kampanyasının cengâverlerinden Birand, D kanalında bu haberi sunarken, Başbakanı soğukkanlılığından ötürü övdü... Bir bakıma haklı. Bundan önce benzer durumlara iktidar kükredi, tehditler savruldu... Fransa’ya karşı yaptırımlardan söz edildi. Ama arkası gelmedi... Saman alevi gibi söndü... Bu da düşmanlara cesaret verdi... Ama galiba şimdi Erdoğan da biraz fazla soğukkanlı... Âdeta “Dur bakalım, neler olacak” beklentisi içinde. Ama artık ne olacağı besbelli... AKP iktidarının bu konuda en kesin yaptırımları hemen uygulaması gerek... Tabii Fransa ile ekonomik ve ticari ilişkilerin kesilmesi bazılarının Fransa ile işlerine sekte vurmayacaksa!..
Ben bu yaşımda Fransa’ya gidip Concorde meydanında televizyon kameralarına “Ermenilere asla soykırımı yapılmadı” diye bağırmak isterim... Bugünkü Fransa’nın Bastil zindanına sokulmaktan da onur duyardım... Keşke Erdoğan da böyle yapsa!.. Onu hapse atarlar mı bilmem ama işte o zaman Türklerin “kahramanı” olurdu.
Fakat Ermenilere ve destekçilerine cesaret veren bir şey var: Bizim içimizde “Ermenilerden özür dilemek” meraklısı adamlar, kadınlar var.. Ve tam şu sırada, “Hepimiz Hrant Dink’iz”, “Hepimiz Ermeniyiz” diye İstanbul sokaklarında ayaklanmışlar!.. Onlar varken düşmana ne gerek var?!
***
Erdoğan bu sırada “Eski Türkiye”ye, yani Atatürk Türkiyesine karşı kendi “Yeni Türkiyesi”ni çıkarırken bu arada İstiklâl Mahkemelerinden, babam Kılıç Ali’nin de aralarında bulunduğu “Üç Alilerden” söz etmiş!.. Düşmanla işbirliği yapan ve İstiklâl Mahkemesince idam edilen İskilipli Atıf Hoca’ya takılı kalmış!!! Cevap hakkım var ama şimdilik şunu söyleyeyim; “Eski Türkiye” olmasaydı Erdoğan yenisini kurmak imkânını bulamazdı!..
Ama bazılarının, hatta Erdoğan’ın umudu, parlamentodan 60 kişinin Anayasa Mahkemesi’ne başvurup yasanın iptalini istemesinde... Ham hayal!..
***
Bu ortamda gerçekleri dile getirmek, hatta tartışmak güç! Kararı tarihçilere bırakalım demek boşuna. İngiliz tarihçi Profesör Bernard Lewis bunu yapmaya çalışmış, fakat cezalandırılmıştı... ASALA’dan da bomba tehdidi almıştı...
Ben şahsen bu konudaki gerçekleri asıl Türklere karşı, Ermeni mezaliminin yakın tanıklarından bildiğim kadarıyla dışarıda ve içeride anlattım. Şimdi artık abesle iştigal etmeyeceğim.
***
Önceki akşam İngiltere’den, BBC’den aradılar ve Senato kararı konusunda yorum istediler... Gerçekleri anlatmaya çalıştım. Dedim ki: “Bu konuda asıl hayretten öte dehşet verici olan, hürriyetlerin vatanı bildiğimiz Fransa’nın parlamentosunda Sarkozy’nin politika ve oy çıkarları uğruna söz ve ifade hürriyetine bu derecede aykırı bir yasanın kabul edilmesidir!..” Ve sonunda ekledim: “Farz edin ki, Türk Parlamentosunda ‘Ermenilere soykırımı yapılmadı ve Türkiye özür dilemez demeyen hapisle cezalandırılacak’ şeklinde bir yasa kabul edildi... Türkiye’de hürriyetler kısıtlanıyor diye dışarıda ve Türkiye içinde koparılacak yaygaraları düşünün!..
Ve ’farzımuhal’ya, Fransa’da Ermenilerden fazla Türk olsaydı, Sarkozy oy hesaplarıyla böyle bir yasa çıkarmaya teşebbüs eder miydi?.. Ama o zaman belki Türk oyları için ’Ermenilere soykırımı yapıldı’ diyenleri cezalandıracak bir yasa çıkardı!..
Evet “Aydınlanma” çağının öncüsü, anayasalar, hürriyetler vatanı Fransa’da işte böylesine bir çifte ölçü ve küçük politikacılık ayıbı!..”
***
Ermenilerden özür kampanyasının cengâverlerinden Birand, D kanalında bu haberi sunarken, Başbakanı soğukkanlılığından ötürü övdü... Bir bakıma haklı. Bundan önce benzer durumlara iktidar kükredi, tehditler savruldu... Fransa’ya karşı yaptırımlardan söz edildi. Ama arkası gelmedi... Saman alevi gibi söndü... Bu da düşmanlara cesaret verdi... Ama galiba şimdi Erdoğan da biraz fazla soğukkanlı... Âdeta “Dur bakalım, neler olacak” beklentisi içinde. Ama artık ne olacağı besbelli... AKP iktidarının bu konuda en kesin yaptırımları hemen uygulaması gerek... Tabii Fransa ile ekonomik ve ticari ilişkilerin kesilmesi bazılarının Fransa ile işlerine sekte vurmayacaksa!..
Ben bu yaşımda Fransa’ya gidip Concorde meydanında televizyon kameralarına “Ermenilere asla soykırımı yapılmadı” diye bağırmak isterim... Bugünkü Fransa’nın Bastil zindanına sokulmaktan da onur duyardım... Keşke Erdoğan da böyle yapsa!.. Onu hapse atarlar mı bilmem ama işte o zaman Türklerin “kahramanı” olurdu.
Fakat Ermenilere ve destekçilerine cesaret veren bir şey var: Bizim içimizde “Ermenilerden özür dilemek” meraklısı adamlar, kadınlar var.. Ve tam şu sırada, “Hepimiz Hrant Dink’iz”, “Hepimiz Ermeniyiz” diye İstanbul sokaklarında ayaklanmışlar!.. Onlar varken düşmana ne gerek var?!
***
Erdoğan bu sırada “Eski Türkiye”ye, yani Atatürk Türkiyesine karşı kendi “Yeni Türkiyesi”ni çıkarırken bu arada İstiklâl Mahkemelerinden, babam Kılıç Ali’nin de aralarında bulunduğu “Üç Alilerden” söz etmiş!.. Düşmanla işbirliği yapan ve İstiklâl Mahkemesince idam edilen İskilipli Atıf Hoca’ya takılı kalmış!!! Cevap hakkım var ama şimdilik şunu söyleyeyim; “Eski Türkiye” olmasaydı Erdoğan yenisini kurmak imkânını bulamazdı!..
Bu xəbər oxucular tərəfindən 1608 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |