Gönül Gözü Derneği tarafından Doğu Türkistanda yaşanan acıları göstermek için düzenlenen Gönül Gözüyle Türkistan programında 63 yıldır yaşanan Çin zulmünün bilinmediği vurgulandı
Alaeddin Keykubat Nikah Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe konuşmacı olarak Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk katıldı. Programda MHP MKYK Üyesi Hikmet Çay, MHP Konya İl Başkan Yardımcısı Nihat Çelikkollu, Mustafa Bozdam, Mustafa Yılmaz, Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Mustafa Güçlü, Kamu-Sen Konya İl Temsilcisi Sadi Eriş, Nogay Türkleri Derneği Başkanı Abdurrahman Berkan, Konya Kırım Türkleri Derneği Kurucu Başkanı Vahap Burunduk, Konya Ülkü Ocakları Başkanı Süleyman Nur ve çok sayıda davetli katıldı. Etkinlikte Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Dülger de seslendirdiği Doğu Türkistan ezgileri ile duygu dolu anlar yaşattı.

Gönül Gözü Derneği Başkanı Derviş Ahmet Şahin, 2011 Nisan’ın da 47 kişi ile yola çıktıklarını ve dernekleştiklerini belirterek temel amaçlarının milli hassasiyetlerin buluştuğu bir dernek oluşturmak olduğunu söyledi. Bugüne kadar 7 program gerçekleştirdiklerini İfade eden Derviş Ahmet Şahin, bu programların tamamında Türk İslam coğrafyasında unutulan Doğu Türkistan’ı işlediklerini ifade etti. Doğu Türkistan’da acıların bilinmesine rağmen Çin zulmüne dünyanın, Türkiye’nin ve Konya’nın sessiz kaldığına dikkat çeken Şahin, şöyle konuştu: “Vatandaşlarımız bir Afrika, Ortadoğu, Filistin ve Suriye’yi bildiği kadar Doğu Türkistan’ı bilmiyor. Ramazan ayında Somali ve Filistin’le ilgili onlarca etkinlik yapılmıştı. Biz de Ramazan’da Kayalıpark’ta Doğu Türkistan’da acıları belirten fotoğraf sergisi açtık. Sergide bir genç geldi ve ‘Bizim bayrağı neden maviye boyadınız’ dedi. Çünkü Doğu Türkistan’ı ve bayrağını bilmiyor. Ancak bugün Konya’da 5 yaşında çocuk bile Filistin bayrağını biliyor. Diğer taraftan Doğu Türkistan, Irak Türkmenleri, Batı Trakya bilinmiyor. Buradaki acılar görmezden geliniyor. Uygur ve kazaklara karşı Çin zulmü var. Kafkasya’da Rus zulmü, Karabağ’da ermeni zulmü, İran’da fars zulmü, Musul ve Kerkük’te Türkmenlere karşı Barzani ve Talabani zulmü var. Onun için gençlerimize, çocuklarımıza dünyanın her yerinde Müslümanlara karşı zulmün olduğunu gösterelim. Zulmün sadece Filistin’de olmadığını görsünler” dedi.

Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk de Doğu Türkistan’ın medeniyetin beşiği olduğunu söyledi. Birçok Türk-İslam şairinin buradan çıktığını ve ağaçta oyma harflerle ilk matbaanın bu bölgede yapıldığını ifade eden Tümtürk, “Fakat medeniyetin beşiği Doğu Türkistan 63 yıldır Çin zulmü altında eziliyor. Çünkü Rusya Orta Asya’yı işgal etmesinin ardından diğer uluslara bağımsızlık örneği olur diye Çin’in Doğu Türkistan’ı işgal etmesine izin verdi. 1949’dan itibaren Çin zulmü altında Müslümanlar eziliyor. Çin ise zulmünü dünyadan gizlemek için haberleşme olanaklarını kısıtlıyor. Ülke sınırları içerisinde yaşayan Uygur ailelerle, diasporada yaşayan yakınları veya akrabaları arasındaki iletişimi yakından takip ettiği ve bu iletişimi engellemek için her türlü önlemleri aldığı artık uluslararası raporlara bile yansımış bir hakikattir. Çin, sadece Doğu Türkistan'lı Uygurlara değil, aynı zamanda mültecilerin zorunlu geri dönüşü konusunda, komşularına da baskı uygulamaktadır. Geri dönmek zorunda kalan mülteciler hapis, işkence ve hatta idama maruz kalmaktadır. Farklı ülkelere sığınıp daha sonra Çin'e zorla geri gönderilen ve "terörist" ya da "ajan" gibi nitelendirmelerle yaftalanan Uygurların akıbeti tam bir bilinmezlik arz etmektedir. Çin'e geri dönen pek çok Uygur'un akıbeti, ancak infaz haberi alındığında açığa çıkmaktadır. Birçok kardeşimizi bu şekilde şehit verdik” dedi.

“Türkiye'nin Doğu Türkistanlılar için önemli bir yeri vardır” diyen Tümtürk, şöyle konuştu: “Merhum İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra gibi devlet büyüklerimiz Doğu Türkistan işgale uğradıktan sonra kendilerine, davayı yürütebilecekleri, en güvenli yer olarak Türkiye'yi seçmişlerdir. Doğu Türkistanlıların Türkiye'ye kabul edilmeleri ve yerleştirilmeleri konusunda da çok büyük çabalar sarf etmişlerdir. Bu çalışmalar neticesinde Doğu Türkistan'lı göçmenler, Kayseri ve İstanbul başta olmak üzere belirli bölgelere yerleşmiştir. Her ne kadar biz tamamına ulaşmayı başaramasak da, söylediğim gibi, Türkiye'de 30 bin civarında Doğu Türkistan'lının yaşadığını tahmin ediyoruz.”