19.07.2016 [11:20] - Xəbərlər, DAVAMın yazıları
14 yıldır aldatılmaktan "muktedir" olamayan AKP'nin "iktidar" olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nde 15 Temmuz 2016 akşamı...
İlginç bir bilgi aktaralım.
Hava Kuvvetlerinin üst kademesi, Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Korgeneral Şanver'in kızının İstanbul Moda Deniz Kulübü'nde düğününde… Biri hariç… Ankara 4. Ana Jet Üssü'ndeki Öztürk…
Ve Başkent Ankara'da saat: 22.05 civarı…
Savaş uçakları alçak uçuş yapıyor…
Cumhurbaşkanı Marmaris'te, Başbakan İstanbul'da, İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve CHP Genel Başkanı'ndan ses yok…
Hiçbir hükümet yetkilisi gözetime alınmazken, Genel Kurmay Başkanının rehin alınarak bildiriye imza atmasının istendiği ve cebir uygulandığını daha sonra öğreniyoruz.
Şimdi, aynı akşamın saat: 21.30 sularına geriye dönelim…
MHP lideri Bahçeli, evinden çıkıp kurmaylarını "karargâh"a çağırıyor.
"Karargâh" dediği, Bozkurt kalesi MHP Genel Merkezi…
Semih Yalçın, Mehmet Günal, Şefkat Çetin, Mustafa Kalaycı, Atila Kaya, Sadir Durmaz, Mevlüt Karakaya gibi yetkili kurmaylarının "Güvenli bir yere geçelim" teklifine, "Demokrasinin beşiği siyasi partilerdir. Bizim de demokrasi karargâhımız MHP Genel Merkezi'dir" cevabını vererek Balgat'a geçiyor Bahçeli…
21.50'de "karargâh"ta… Olan biteni, sabrı, soğukkanlılığı, siyasi birikimi, feraseti, devlet tecrübesi ile değerlendiriyor… Ekibiyle istişare halinde takip ettiği gelişmeleri analiz ediyor Devlet Bey…
Ve saat: 22.00 civarında, daha kimseden ses yokken, Başbakan Yıldırım'ı aratıyor, cevap alamıyor. Bir süre sonra Yıldırım kendisini arayınca, "Kalkışma kabul edilemez, hükümetin yanındayız" desteği veriyor.
Ankara semalarında savaş uçakları uçmakta, 22.35'te darbeci tanklar Atatürk Havalimanına getirilmektedir.
Anadolu Ajansı, saat: 23.00 sularında Bahçeli'nin Yıldırım'a "Kalkışma kabul edilemez, hükümetin yanındayız" dediği destek haberini geçiyor.
Bu telefonla hükümete verilen destek, darbenin "ilk psikolojik kırılma noktası" oluyor.
O'nun açıklamasından sonra ürkeklik yerini cesaret ve demokrasi havariliğine bırakmaya başlıyor.
Saat:23.10'da telefonla CNN Türk'e İstanbul'dan bağlanan Başbakan Yıldırım, "Bu bir kalkışmadır. Bunu yapanlar en ağır şekilde bedelini ödeyeceklerdir." diyor; Adalet Bakanı Bozdağ, saat:23.20'de "Ucunda ölüm bile olsa gereği yapılacaktır" açıklaması yapıyor.
Saat:00.20'de CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Demokrasimize sahip çıkıyoruz" açıklaması yapıyor…
Naylon darbeci "Yurtta Sulh" cuntası, 00.45'te TSK internet sitesinde darbe açıklaması yapıp 00.15'te TRT'de bildiri okutarak sözde sıkıyönetim ilan etmektedir!
Nihayet saat: 00.30'da Cumhurbaşkanı telefonla açıklama yapıp halkı meydanlara çağırınca darbeciler ikinci kırılmayı yaşıyor ve halkı kurşunluyor… Meydanlara toplanan şuursuzluk da, masum Mehmetçikleri katlediyor..
Milli Savunma Bakanı Işık ise, saat:01.10'da açıklama yapabiliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, saat.01.10'da Twitter'dan "halkı demokrasiye sahip çıkmaya" çağırıyor.
Ve Bahçeli, arkadaşlarını her şeye rağmen TBMM'deki oturuma yollayıp Genel Merkez'den olayları yakından takibini sürdürüyor.
O "Demokrasi karargâhı"ndan, saat: 02.00'de Türk milletine yazılı bir açıklama yapıyor:
"Milletimizin sağduyulu olması, teenni ve soğukkanlı hareket etmesi önem ve aciliyet arz etmektedir. Halkın sokağa daveti, Türk askeriyle muhtemel bir çatışma içine girmesi vahim bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır. Bilhassa Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in provokasyon ve ajitasyonlara karşı teyakkuzuyla birlikte, sokaklara çıkarak iç savaş şartlarına hizmet etmesi düşünülemeyecektir. Hiçbir dava arkadaşım karanlık sürecin taraf ve faili olmayacaktır."
Yıldırım, ancak 03.00'te açıklama yaparak Ankara'ya, Cumhurbaşkanı saat: 03.20'de İstanbul'a iniyor…
Darbeciler 04.00'te CNNTürk'e girip yayını kesiyor, sabah 06.00'da savaş uçağı Saray'ın yakınlarını bombalıyor!
Saat: 08.55'te Genel Kurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri kurtarılıyor.
Akşamüzeri 3 kere alçakça bombalananı Gazi TBMM'de parti liderleri konuşuyor.
Binali ve Kılıçdaroğlu millete hamasi nutuk çekerken, MHP lideri Bahçeli'den müthiş bir devlet adamı konuşması geliyor:
"Türkiye'mizin diz çökmesi, omurgasının kırılması, milli varlığın tümden yıkılması maksadıyla şerefli Türk ordusunun içine sızmış bir avuç düşman işbirlikçisi ortalığa çıkmıştır. Türk milleti tam kalbinden hançerlenmiştir."
"Şu kahredici hususa lütfen dikkat buyurunuz; çatısı altında bulunduğumuz Gazi Meclis havadan bombalanmıştır. Bu sözün bittiği püf ve kırılma noktasıdır."
"Bu şerefsiz kalkışma, bu karanlık darbe girişimi yalnızca seçilmiş hükümet veya milletvekillerine değil, Türk milletinin tamamını hedef almıştır."
"Aslında dün gece yaşananlar darbe teşebbüsü olduğu kadar aynı zamanda kalleş ve kanlı bir terör saldırısıdır…. Milli iradenin namus ve emanetleri son anda kurtarılmıştır."
"Parti aidiyetimiz ne olursa olsun; siyasi, ideolojik ve dünya görüşümüzün pusulası neyi işaret ederse etsin, hepimiz Türk milletinin mensubuyuz, hepimiz bu cennet vatanın korku tanımaz neferleriyiz."
Ve Bahçeli bir uyarıda bulunuyor:
"Hiçbir şeyden haberi olmayan Mehmetçiği sokaklara çıkaranlar, ardından da linç edilmelerinin önünü açanlar, dahası insanımızı birbirine düşürmeyi planlayanlar işledikleri suçların son zerresine kadar hesabını vermelidir."
TBMM'de müthiş bir alkış, halkın gönlünde taht kuruyor, millet rahatlıyor onun demokrasi ve hukuk teminatıyla… Başbakan ve bütün AKP'liler MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi demokrasi öncülüğü için tebrik kuyruğuna giriyor!
Bahçeli'nin şu sözleri işin can damarı: "Türk milletinin ortak geleceği hukuk ve demokrasidir. Devlet tektir, bayrak tektir, dil tektir, ülke tektir, vatan tektir, millet sonuna kadar birdir, diridir, zalimlere karşı da tavizsizdir. Kararımızdan dönmeyeceğiz!"
Bu tecrübe, soğukkanlılık ve demokrasi tutkusuyla gelen zafer; 3 Mayıs ve 12 Eylül zindanlarından ders alan Başbuğ'un MHP'sine, karargâhı asla terk etmeyen, ilk açıklama, ilk tepki ve eylemi yapan Devlet Beye aittir!
İlginç bir bilgi aktaralım.
Hava Kuvvetlerinin üst kademesi, Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Korgeneral Şanver'in kızının İstanbul Moda Deniz Kulübü'nde düğününde… Biri hariç… Ankara 4. Ana Jet Üssü'ndeki Öztürk…
Ve Başkent Ankara'da saat: 22.05 civarı…
Savaş uçakları alçak uçuş yapıyor…
Cumhurbaşkanı Marmaris'te, Başbakan İstanbul'da, İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve CHP Genel Başkanı'ndan ses yok…
Hiçbir hükümet yetkilisi gözetime alınmazken, Genel Kurmay Başkanının rehin alınarak bildiriye imza atmasının istendiği ve cebir uygulandığını daha sonra öğreniyoruz.
Şimdi, aynı akşamın saat: 21.30 sularına geriye dönelim…
MHP lideri Bahçeli, evinden çıkıp kurmaylarını "karargâh"a çağırıyor.
"Karargâh" dediği, Bozkurt kalesi MHP Genel Merkezi…
Semih Yalçın, Mehmet Günal, Şefkat Çetin, Mustafa Kalaycı, Atila Kaya, Sadir Durmaz, Mevlüt Karakaya gibi yetkili kurmaylarının "Güvenli bir yere geçelim" teklifine, "Demokrasinin beşiği siyasi partilerdir. Bizim de demokrasi karargâhımız MHP Genel Merkezi'dir" cevabını vererek Balgat'a geçiyor Bahçeli…
21.50'de "karargâh"ta… Olan biteni, sabrı, soğukkanlılığı, siyasi birikimi, feraseti, devlet tecrübesi ile değerlendiriyor… Ekibiyle istişare halinde takip ettiği gelişmeleri analiz ediyor Devlet Bey…
Ve saat: 22.00 civarında, daha kimseden ses yokken, Başbakan Yıldırım'ı aratıyor, cevap alamıyor. Bir süre sonra Yıldırım kendisini arayınca, "Kalkışma kabul edilemez, hükümetin yanındayız" desteği veriyor.
Ankara semalarında savaş uçakları uçmakta, 22.35'te darbeci tanklar Atatürk Havalimanına getirilmektedir.
Anadolu Ajansı, saat: 23.00 sularında Bahçeli'nin Yıldırım'a "Kalkışma kabul edilemez, hükümetin yanındayız" dediği destek haberini geçiyor.
Bu telefonla hükümete verilen destek, darbenin "ilk psikolojik kırılma noktası" oluyor.
O'nun açıklamasından sonra ürkeklik yerini cesaret ve demokrasi havariliğine bırakmaya başlıyor.
Saat:23.10'da telefonla CNN Türk'e İstanbul'dan bağlanan Başbakan Yıldırım, "Bu bir kalkışmadır. Bunu yapanlar en ağır şekilde bedelini ödeyeceklerdir." diyor; Adalet Bakanı Bozdağ, saat:23.20'de "Ucunda ölüm bile olsa gereği yapılacaktır" açıklaması yapıyor.
Saat:00.20'de CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Demokrasimize sahip çıkıyoruz" açıklaması yapıyor…
Naylon darbeci "Yurtta Sulh" cuntası, 00.45'te TSK internet sitesinde darbe açıklaması yapıp 00.15'te TRT'de bildiri okutarak sözde sıkıyönetim ilan etmektedir!
Nihayet saat: 00.30'da Cumhurbaşkanı telefonla açıklama yapıp halkı meydanlara çağırınca darbeciler ikinci kırılmayı yaşıyor ve halkı kurşunluyor… Meydanlara toplanan şuursuzluk da, masum Mehmetçikleri katlediyor..
Milli Savunma Bakanı Işık ise, saat:01.10'da açıklama yapabiliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, saat.01.10'da Twitter'dan "halkı demokrasiye sahip çıkmaya" çağırıyor.
Ve Bahçeli, arkadaşlarını her şeye rağmen TBMM'deki oturuma yollayıp Genel Merkez'den olayları yakından takibini sürdürüyor.
O "Demokrasi karargâhı"ndan, saat: 02.00'de Türk milletine yazılı bir açıklama yapıyor:
"Milletimizin sağduyulu olması, teenni ve soğukkanlı hareket etmesi önem ve aciliyet arz etmektedir. Halkın sokağa daveti, Türk askeriyle muhtemel bir çatışma içine girmesi vahim bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır. Bilhassa Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in provokasyon ve ajitasyonlara karşı teyakkuzuyla birlikte, sokaklara çıkarak iç savaş şartlarına hizmet etmesi düşünülemeyecektir. Hiçbir dava arkadaşım karanlık sürecin taraf ve faili olmayacaktır."
Yıldırım, ancak 03.00'te açıklama yaparak Ankara'ya, Cumhurbaşkanı saat: 03.20'de İstanbul'a iniyor…
Darbeciler 04.00'te CNNTürk'e girip yayını kesiyor, sabah 06.00'da savaş uçağı Saray'ın yakınlarını bombalıyor!
Saat: 08.55'te Genel Kurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri kurtarılıyor.
Akşamüzeri 3 kere alçakça bombalananı Gazi TBMM'de parti liderleri konuşuyor.
Binali ve Kılıçdaroğlu millete hamasi nutuk çekerken, MHP lideri Bahçeli'den müthiş bir devlet adamı konuşması geliyor:
"Türkiye'mizin diz çökmesi, omurgasının kırılması, milli varlığın tümden yıkılması maksadıyla şerefli Türk ordusunun içine sızmış bir avuç düşman işbirlikçisi ortalığa çıkmıştır. Türk milleti tam kalbinden hançerlenmiştir."
"Şu kahredici hususa lütfen dikkat buyurunuz; çatısı altında bulunduğumuz Gazi Meclis havadan bombalanmıştır. Bu sözün bittiği püf ve kırılma noktasıdır."
"Bu şerefsiz kalkışma, bu karanlık darbe girişimi yalnızca seçilmiş hükümet veya milletvekillerine değil, Türk milletinin tamamını hedef almıştır."
"Aslında dün gece yaşananlar darbe teşebbüsü olduğu kadar aynı zamanda kalleş ve kanlı bir terör saldırısıdır…. Milli iradenin namus ve emanetleri son anda kurtarılmıştır."
"Parti aidiyetimiz ne olursa olsun; siyasi, ideolojik ve dünya görüşümüzün pusulası neyi işaret ederse etsin, hepimiz Türk milletinin mensubuyuz, hepimiz bu cennet vatanın korku tanımaz neferleriyiz."
Ve Bahçeli bir uyarıda bulunuyor:
"Hiçbir şeyden haberi olmayan Mehmetçiği sokaklara çıkaranlar, ardından da linç edilmelerinin önünü açanlar, dahası insanımızı birbirine düşürmeyi planlayanlar işledikleri suçların son zerresine kadar hesabını vermelidir."
TBMM'de müthiş bir alkış, halkın gönlünde taht kuruyor, millet rahatlıyor onun demokrasi ve hukuk teminatıyla… Başbakan ve bütün AKP'liler MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi demokrasi öncülüğü için tebrik kuyruğuna giriyor!
Bahçeli'nin şu sözleri işin can damarı: "Türk milletinin ortak geleceği hukuk ve demokrasidir. Devlet tektir, bayrak tektir, dil tektir, ülke tektir, vatan tektir, millet sonuna kadar birdir, diridir, zalimlere karşı da tavizsizdir. Kararımızdan dönmeyeceğiz!"
Bu tecrübe, soğukkanlılık ve demokrasi tutkusuyla gelen zafer; 3 Mayıs ve 12 Eylül zindanlarından ders alan Başbuğ'un MHP'sine, karargâhı asla terk etmeyen, ilk açıklama, ilk tepki ve eylemi yapan Devlet Beye aittir!
Bu xəbər oxucular tərəfindən 1136 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |