18.08.2016 [11:42] - Gündəm, DAVAMın yazıları
Kalleş darbe girişiminin ardından bir aydan fazla zaman geçti. Olağanüstü Hal Uygulaması imkanlarından da faydalanılarak, bütün kurumlarda detaylı bir temizlik yapılıyor. Ancak, devlet öyle sarılmış, ihanet o kadar ilerlemiş ki, bir türlü bitmiyorlar. Binlerce insan tutuklandı, ama daha ne kadar oldukları, nerelere kadar sızdıkları bilinmiyor. İtiraflar ve birbirlerini ele vermeler olmasa, tam olarak temizlenmelerinin hiçbir zaman mümkün olmayacağı anlaşılıyor.
Diğer taraftan kurunun yanında yaşın yandığına dair çok çarpıcı örnekler ortalığa saçılıyor.
KİM KİMİN ADAMI BELLİ DEĞİL
Neresinden bakılırsa bakılsın çok zor bir sürecin içinden geçiyoruz. Bu öyle bir zorluk ki, sonunun nasıl geleceğini kestirebilmek imkansızdır. Bu imkansızlık hükümetin işlerine de yansıyor. Yıllarca birlikte yürüdüler. İçiçe geçtiler. Etle tırnak gibi oldular. Sonra aralarında kavga çıktı ve ayrıldılar. Fakat kurulan dehşet dengesi öyle bir hal almış ki, nerede ayrıldıkları, nerede buluştukları hala belli değil. Kim kimdir, kimin adamıdır, kime hizmet etmektedir anlamak imkansız. Açık düşenleri, itiraf edenleri, nerede durduğu belli olanları, darbe ihanetine bulaşanları bulmak ve ayıklamak işin en kolay tarafı. Ama en ince damarlara girmiş, en hayati kurumlara yerleşmişler. Kendilerini gizlemek ve duruma göre vaziyet almak en mahir oldukları şey.Bunlar nasıl bulunacak, nasıl temizlenecek, bulunamamaları durumunda nasıl bir tehlike oluşturuyorlar, kimse bilmiyor.Suçsuz günahsız insanları iftiralarla hedefe koyup, bir zulüm ortamı oluşturulmasını sağlayanlar yine bunlar olabilir.
HAİNLER İŞBİRLİĞİ YAPMIŞLAR
Kabul etmek durumundayız ki, Türkiye kuşatma altındadır. İhanet asla hız kesmiyor ve her koldan saldırıyor. FETÖ kalleşliğinin tozu-dumanı kalkmadan, PKK kahpeliği sıraya girdi ve vahşi biçimde kan dökmeye devam ediyor. Diğer taraftan bu kalleşlerin daha önce nasıl işbirliği yapıp, birbirlerini tamamladıkları da ortaya çıkmaya başladı. Bir kere daha ve altını çizerek hatırlatalım: Millet olarak meydanlarda FETÖ ihanetine gösterdiğimiz tepkiyi, PKK için de göstermek zorundayız. Sayın Bahçeli'nin daha önce söylediği gibi, İstanbul meydanlarında bayrak salladığımız kadar, bu vatanın dağlarına, taşlarına da şanlı bayrağımız korkusuzca dikilmediği müddetçe, son terörist teslim alınıp son silahı kırılmadığı sürece bu millete huzur, bu ülkeye rahat yoktur.
HİMAYE EDİLDİLER
İhanetin en kesif olduğu yere, FETÖ yapılanmasının bel kemiğini oluşturan alana henüz sıra gelmemiştir. Herkes çok iyi biliyor ki, ihanet bu kadar ileri gidebilmiş, hainler devletin içine bu kadar rahat yerleşebilmişse, bunun sebebi karar mekanizmasından, yani siyasetten gördükleri yardım, destek ve himayedir. Soruları çalıp sınav kazandılar, ama onların atamasını, görevlendirmesini, terfisini, tayinini, görev alanlarını siyaset yapanlar, daha doğrusu millet adına hükümet etme yetkisini kullananlar belirledi. Nitekim, sayın Cumhurbaşkanı da bu sorumluluğu ve yapılan yanlışı açık şekilde kabul edip, af diledi. Burada iki soru akla gelmektedir. Birincisi, af dilemek ortadaki acı gerçeği ortadan kaldırmaya ve ödenen bedeli görmezden gelmeye yeter mi?İkincisi, af dilemeyenleri, kendini hala gizleyenleri, araziye uyup fırsat kollayanları ne yapacaksınız? Bunları nasıl bulup, nasıl ayıklayacaksınız ve nasıl hesap soracaksınız?
SİYASİ UZANTILAR
En kritik alana, yani siyasete henüz sıra gelmemiştir. Herkes çok iyi biliyor ki, eğer gerçek anlamda bir temizlik yapılacak ve bu ihanet örgütlenmesinin kökü kurutulacaksa, siyasi uzantılarına el atılması şarttır.Daha önce de yazdık: Bu hainler ne istedilerse verilmiş ve önleri açılmıştır. Durumdan vazife çıkaranların çok daha ileri gittikleri ve parsel parsel paylaşım yaptıkları, işin içinde olanlar tarafından itiraf edilmiştir. Kaldı ki bu hazin durum sadece FETÖ yapılanması için geçerli değildir. Bugün ülkemizin bekasına tehdit oluşturan PKK ve IŞİD'in de, benzer ihmaller, yanlışlar ve hatta ihanetler üzerinden ilerlediğini, aklı başında olan herkes görüyor ve biliyor.
AKP GIRTLAĞINA KADAR GÖMÜLMÜŞ
Şimdiye kadar hep önce yargı, Ordu ve Emniyet başta olmak üzere bütün bürokraside ki temizliği tamamlayıp, arkayı sağlama almaya çalıştıklarını düşünmüştük. Ancak, ortaya saçılanlar gösteriyor ki, neresinden başlayıp, nereye varacaklarını kendileri de bilemiyorlar. Basına yansıyan haberlere, kulislerde konuşulanlara ve daha da önemlisi genel gidişata bakılırsa, AKP'nin gırtladığına kadar FETÖ'ye gömüldüğü anlaşılıyor. Kime dokunulsa, bir ucu FETÖ'den çıkıyor. Bırakın teşkilatları, belediyeleri, AKP grubu içinde dahi önemli miktarda FETÖ'cü olduğu, hatta Beştepe'de hala etkin yerlerde kalmayı başardıkları yönünde her gün yeni bir haber veya itirafla karşılaşıyoruz. Bunların hiçbiri yalanlanmıyor. Dolayısı ile bu işi nasıl temizleyeceklerine, nasıl bir yol ve yöntem izleyeceklerine bir türlü karar veremiyorlar. Sonuçta neyle karşılaşacaklarını ve bunun partiyi ve hatta iktidarı nasıl etkileyeceğini kimse kestiremiyor. İbret veren bağlantılardan, ilişkilerden söz edilmektedir. Kesin olan şey, siyasete henüz el atılmadığı, ancak bu alanda ciddi, kararlı ve esaslı bir temizlik yapılmadan asla sonuç alınamayacağı ve bunun AKP'yi temellerinden sarsacağıdır.
Vicdan ve insaf sahibi herkesin kabul ettiği bir gerçeğin altını çizip, bir hakkı teslim ederek bitirelim: Bu toz-duman içinde pırıl pırıl parlayan, en ağır şartlara, en amansız saldırılara rağmen temiz kalmayı başaran, hep haklı çıkan ve bugün milletin her yönüyle güvenip, inanacağı tek kurumun MHP, tek lider Devlet Bahçeli kalmıştır.
Diğer taraftan kurunun yanında yaşın yandığına dair çok çarpıcı örnekler ortalığa saçılıyor.
KİM KİMİN ADAMI BELLİ DEĞİL
Neresinden bakılırsa bakılsın çok zor bir sürecin içinden geçiyoruz. Bu öyle bir zorluk ki, sonunun nasıl geleceğini kestirebilmek imkansızdır. Bu imkansızlık hükümetin işlerine de yansıyor. Yıllarca birlikte yürüdüler. İçiçe geçtiler. Etle tırnak gibi oldular. Sonra aralarında kavga çıktı ve ayrıldılar. Fakat kurulan dehşet dengesi öyle bir hal almış ki, nerede ayrıldıkları, nerede buluştukları hala belli değil. Kim kimdir, kimin adamıdır, kime hizmet etmektedir anlamak imkansız. Açık düşenleri, itiraf edenleri, nerede durduğu belli olanları, darbe ihanetine bulaşanları bulmak ve ayıklamak işin en kolay tarafı. Ama en ince damarlara girmiş, en hayati kurumlara yerleşmişler. Kendilerini gizlemek ve duruma göre vaziyet almak en mahir oldukları şey.Bunlar nasıl bulunacak, nasıl temizlenecek, bulunamamaları durumunda nasıl bir tehlike oluşturuyorlar, kimse bilmiyor.Suçsuz günahsız insanları iftiralarla hedefe koyup, bir zulüm ortamı oluşturulmasını sağlayanlar yine bunlar olabilir.
HAİNLER İŞBİRLİĞİ YAPMIŞLAR
Kabul etmek durumundayız ki, Türkiye kuşatma altındadır. İhanet asla hız kesmiyor ve her koldan saldırıyor. FETÖ kalleşliğinin tozu-dumanı kalkmadan, PKK kahpeliği sıraya girdi ve vahşi biçimde kan dökmeye devam ediyor. Diğer taraftan bu kalleşlerin daha önce nasıl işbirliği yapıp, birbirlerini tamamladıkları da ortaya çıkmaya başladı. Bir kere daha ve altını çizerek hatırlatalım: Millet olarak meydanlarda FETÖ ihanetine gösterdiğimiz tepkiyi, PKK için de göstermek zorundayız. Sayın Bahçeli'nin daha önce söylediği gibi, İstanbul meydanlarında bayrak salladığımız kadar, bu vatanın dağlarına, taşlarına da şanlı bayrağımız korkusuzca dikilmediği müddetçe, son terörist teslim alınıp son silahı kırılmadığı sürece bu millete huzur, bu ülkeye rahat yoktur.
HİMAYE EDİLDİLER
İhanetin en kesif olduğu yere, FETÖ yapılanmasının bel kemiğini oluşturan alana henüz sıra gelmemiştir. Herkes çok iyi biliyor ki, ihanet bu kadar ileri gidebilmiş, hainler devletin içine bu kadar rahat yerleşebilmişse, bunun sebebi karar mekanizmasından, yani siyasetten gördükleri yardım, destek ve himayedir. Soruları çalıp sınav kazandılar, ama onların atamasını, görevlendirmesini, terfisini, tayinini, görev alanlarını siyaset yapanlar, daha doğrusu millet adına hükümet etme yetkisini kullananlar belirledi. Nitekim, sayın Cumhurbaşkanı da bu sorumluluğu ve yapılan yanlışı açık şekilde kabul edip, af diledi. Burada iki soru akla gelmektedir. Birincisi, af dilemek ortadaki acı gerçeği ortadan kaldırmaya ve ödenen bedeli görmezden gelmeye yeter mi?İkincisi, af dilemeyenleri, kendini hala gizleyenleri, araziye uyup fırsat kollayanları ne yapacaksınız? Bunları nasıl bulup, nasıl ayıklayacaksınız ve nasıl hesap soracaksınız?
SİYASİ UZANTILAR
En kritik alana, yani siyasete henüz sıra gelmemiştir. Herkes çok iyi biliyor ki, eğer gerçek anlamda bir temizlik yapılacak ve bu ihanet örgütlenmesinin kökü kurutulacaksa, siyasi uzantılarına el atılması şarttır.Daha önce de yazdık: Bu hainler ne istedilerse verilmiş ve önleri açılmıştır. Durumdan vazife çıkaranların çok daha ileri gittikleri ve parsel parsel paylaşım yaptıkları, işin içinde olanlar tarafından itiraf edilmiştir. Kaldı ki bu hazin durum sadece FETÖ yapılanması için geçerli değildir. Bugün ülkemizin bekasına tehdit oluşturan PKK ve IŞİD'in de, benzer ihmaller, yanlışlar ve hatta ihanetler üzerinden ilerlediğini, aklı başında olan herkes görüyor ve biliyor.
AKP GIRTLAĞINA KADAR GÖMÜLMÜŞ
Şimdiye kadar hep önce yargı, Ordu ve Emniyet başta olmak üzere bütün bürokraside ki temizliği tamamlayıp, arkayı sağlama almaya çalıştıklarını düşünmüştük. Ancak, ortaya saçılanlar gösteriyor ki, neresinden başlayıp, nereye varacaklarını kendileri de bilemiyorlar. Basına yansıyan haberlere, kulislerde konuşulanlara ve daha da önemlisi genel gidişata bakılırsa, AKP'nin gırtladığına kadar FETÖ'ye gömüldüğü anlaşılıyor. Kime dokunulsa, bir ucu FETÖ'den çıkıyor. Bırakın teşkilatları, belediyeleri, AKP grubu içinde dahi önemli miktarda FETÖ'cü olduğu, hatta Beştepe'de hala etkin yerlerde kalmayı başardıkları yönünde her gün yeni bir haber veya itirafla karşılaşıyoruz. Bunların hiçbiri yalanlanmıyor. Dolayısı ile bu işi nasıl temizleyeceklerine, nasıl bir yol ve yöntem izleyeceklerine bir türlü karar veremiyorlar. Sonuçta neyle karşılaşacaklarını ve bunun partiyi ve hatta iktidarı nasıl etkileyeceğini kimse kestiremiyor. İbret veren bağlantılardan, ilişkilerden söz edilmektedir. Kesin olan şey, siyasete henüz el atılmadığı, ancak bu alanda ciddi, kararlı ve esaslı bir temizlik yapılmadan asla sonuç alınamayacağı ve bunun AKP'yi temellerinden sarsacağıdır.
Vicdan ve insaf sahibi herkesin kabul ettiği bir gerçeğin altını çizip, bir hakkı teslim ederek bitirelim: Bu toz-duman içinde pırıl pırıl parlayan, en ağır şartlara, en amansız saldırılara rağmen temiz kalmayı başaran, hep haklı çıkan ve bugün milletin her yönüyle güvenip, inanacağı tek kurumun MHP, tek lider Devlet Bahçeli kalmıştır.
Bu xəbər oxucular tərəfindən 874 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |