28.09.2016 [09:50] - Gündəm, DAVAMın yazıları
Bugün Türkiye hala ayaktaysa, yarınlar için bir ümit taşıyorsak, kardeşliğimizin, bütünlüğümüzün bütün sorunları aşmaya yeteceğini düşünüyorsak, bunu sağlayan temel unsur MHP'nin varlığı ve Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli'nin liderlik vizyonudur. Bunu şimdi söylüyor, 15 Temmuz belasının defedilmesinde başrolü üstlenmesine bakarak değerlendiriyor değilim. AKP'nin ihanet projesiyle ülkeyi çözüp uçuruma götürdüğü günlerde de bunu sık sık dile getiriyordum. Zira, ülke bir kardeş kavgasına sürüklenmek ve bir iç savaş ortamına çekilmek istenirken, gelip takıldıkları ve bir türlü aşamadıkları yer, hep MHP ve Devlet Bahçeli oldu. Bu engeli aşabilmek için provokasyonlar yapıldı, ayak oyunlarına başvuruldu, tezgahlar kuruldu, ama hepsi sayın Bahçeli'nin dirayetiyle boşa çıkarıldı.
TÜRKİYE İPTEN ALINDI
15 Temmuz kalleşliğinde yine dik duran, herkesten önce demokrasiye ve ülkesine sahip çıkan, bu hainliğe karşı ilk dakikadan itibaren direnen parti MHP, lider sayın Devlet Bahçeli olmuştur. Bu sayede, yine sayın Devlet Bahçeli'nin tabiriyle, Türkiye âdeta ipten alınmıştır. Kalleş darbe girişiminin hemen ertesinde yazdığımız ve çok büyük bir ilgi gören, "Demokrasiyi Devlet Bahçeli kurtardı" başlıklı yazımız Gazetemizin sitesinde mevcuttur. Tekrar okunmasını özellikle tavsiye ederim. 15 Temmuz sonrasında en çok ihtiyacımız olan birlik ve beraberliğin yine MHP'nin tavrı, tutumu ve çabalarıyla ayakta kalabildiğine bütün Türk milleti şahittir. Hükümetin özellikle terörle mücadele konusunda MHP çizgisine gelmiş olması memnuniyet vericidir. Ancak önemli olan bunun sürdürülmesi ve sonuca ulaştırılmasıdır. Doğrulara nasıl destek veriyor ve onaylıyorsak, gördüğümüz eksikleri ve zaman zaman ortaya çıkan yanlışları hükümete hatırlatma görevini, bundan sonra da kararlılıkla sürdüreceğiz.
MHP'Yİ HDP İLE BİRARAYA GETİRME ÇABASI
Bu değerlendirmelerden sonra, dikkatlerden kaçan ve bazı kesimlerin hala MHP düşmanlığına malzeme yaptıkları bir başka konuya değinmek istiyorum. Malum 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında hiçbir partinin tek başına iktidar olmadığı bir meclis yapısı ortaya çıkmıştı. AKP, koalisyon kapılarını tamamen kapatıp ülkeyi bir seçime zorlarken, bazı kesimler MHP'yi CHP ve HDP'nin içinde olacağı bir koalisyona itmeye çalıştılar. Sayın Bahçeli, çok kararlı bir duruş ortaya koymuş, PKK uzantıları ile hiçbir şart altında biraraya gelinemeyeceğini kesin şekilde beyan etmiş ve bütün dayatmalara rest çekmişti. Bu onurlu duruş özellikle CHP cenahında ve bu sol medyanın etkisi altında kalan kesimlerde bazen kasıtlı biçimde, bazen de bilgi eksikliği sebebiyle, haddini çok aşan ve hakarete varan eleştirilere sebep olmuştu. Daha ilginç tarafı, MHP'ye genel başkan olacaklarını söyleyerek ortalığa çıkanlar da benzer şeyler söylemiş ve bu garabete ortak olmuşlardı. Hala aynı şeyi söyleyip, MHP'ye hücum edenlere hayretle rastlıyoruz.
TARİHİN EN ZOR DÖNEMİ
Zerre kadar akıl ve vicdan sahibi olan herkes, sayın Bahçeli'nin bu kararlı ve onurlu duruşuyla ve bedel ödeyerek, Türkiye'yi nasıl bir felaketten daha kurtardığını bugün çok daha iyi görüp anlıyor. Ülke 14 yıldır tek başına bir iktidarla yönetiliyor. Ancak, tarihin en zor ve sıkıntılı dönemini yaşamak zorunda kaldık. AKP'nin çözüm dediği çözülmeyle şehirleri ele geçirip, bir isyan hazırlığını tamamlayan bölücüler çok daha azmış ve kahpeliklerini sonucu ulaştırmak için harekete geçmişlerdir.Nitekim, AKP'nin yeniden tek başına iktidarında daha da azdılar. Kahpeliği, kalleşliği, katliamı en son sınırına ulaştırabilmek için seferber oldular.
AB VE ABD DÜŞMANLIK EDİYOR
ABD'nin ve Avrupa'nın Türkiye'ye karşı nasıl bir açık düşmanlık içinde olduklarını ibretle izliyoruz. Teröristlere aleni desteğin ötesine geçip yataklık ediyor, silah veriyorlar. Etrafımız kuşatılmış durumdadır. Bu kuşatmayı yapabilmek için şehitler veriyor, bedel ödüyoruz. Fırat Kalkanı, çok geç kalmışoperasyondur. Bugün yapılıyor olması bir tesellidir. IŞİD belası defedilse de, Suriye sınırımızın 800 kilometrelik bölümü bölücü örgüt PKK'nın uzantısı olan PYD'nin kontrolündedir. Bu ağır tablonun başımıza ne belalar açacağı, hangi bedelleri ödeyeceğimiz henüz belli değildir.
FETÖR KALLEŞLİĞİ
FETÖ kalleşliği ayrı bir vahamettir. 14 yıldır her istedikleri verilmiş ve bir darbe yapacak noktaya gelecek kadar azdırılmışlardır. Habis bir ur gibi devletin istisnasız her yerini sardıklarını, toplumun her kesiminde örgütlendiklerini bugün dehşet içinde görüyoruz. Hergün yeni bir bilgi, yeni bir belge ortalığa saçılıyor. Büyük bir mücadele verilse de, ne kadarının ortaya çıkarıldığı belli değildir.Bu kanlı belanın siyasi ayağına henüz hiç dokunulamamıştır. Bundan sonra neler yapabileceklerini kimse kestiremiyor. Kesin olan, tehdit ve tehlikenin devam ettiğidir.
VELEVKİ!
Tablo ana hatlarıyla budur. Bu tablo aynı zamanda sayın Bahçeli'nin büyük öngörüsünün, vizyonunun ne kadar sağlam olduğunun, misyonunun bu ülkenin varlığını ve birliğini ayakta tutmak olduğunu da kesin şekilde ispatlıyor. Biran için bu güruhun söylediklerinin hayata geçtiğini ve MHP'nin her hangi bir şekilde HDP'li bir formüle yol verdiğini düşünelim. Bugün yaşananlara bakarak, neler olabileceğini tahmin edebiliyor musunuz?Bugünkü tablo aynıyla, belki de çok daha ağır şekilde hayata geçirilecekti. Bunun aksini hiç kimse söyleyemez. HDP gibi terör uzantısı partinin bir şekilde içinde olduğu, CHP gibi tutarsız ve her türlü etkiye açık bir partiyle kurulmuş bir hükümet, bu kadar belayla, bu kadar ihanetle nasıl uğraşır, nasıl bu alçaklıkları defedilebilirdi? Böyle bir hükümet ne kadar ayakta kalabilirdi?
AKP YÜZDE 70'LE GELİRDİ
Hadi çıksın, vicdan ve ahlak ölçüleri içinde bu soruya cevap versin.Bu kadarla da kalmayacaktı. Muhalefet durumunda olan AKP, kendi ürünü olan bütün bu tablonun günahını, bedelini MHP'ye yıkıp, büyük bir keyifle meydanlarda kahramanlığa soyunacak ve kendileri iktidarda olmadıkları için bunların yaşandığını söyleyecekti.Yapılacak ilk seçimde ki, muhtemelen bu en fazla bir yıl içinde olurdu, AKP bu defa belki de yüzde 70'le tek başına iktidara gelirdi. Anayasayı da değiştirir, başkanlık sistemini de getirir, kendi istediği ve bir türlü başaramadığı düzeni de rahatlıkla kurardı.
Neresinden bakılırsa bakılsın, bugün hala Cumhuriyetten, demokrasiden, hukuktan, gelecekten, ülkenin varlığı ve birliğinden söz edilebiliyorsa, sayın Devlet Bahçeli sayesindedir.
TÜRKİYE İPTEN ALINDI
15 Temmuz kalleşliğinde yine dik duran, herkesten önce demokrasiye ve ülkesine sahip çıkan, bu hainliğe karşı ilk dakikadan itibaren direnen parti MHP, lider sayın Devlet Bahçeli olmuştur. Bu sayede, yine sayın Devlet Bahçeli'nin tabiriyle, Türkiye âdeta ipten alınmıştır. Kalleş darbe girişiminin hemen ertesinde yazdığımız ve çok büyük bir ilgi gören, "Demokrasiyi Devlet Bahçeli kurtardı" başlıklı yazımız Gazetemizin sitesinde mevcuttur. Tekrar okunmasını özellikle tavsiye ederim. 15 Temmuz sonrasında en çok ihtiyacımız olan birlik ve beraberliğin yine MHP'nin tavrı, tutumu ve çabalarıyla ayakta kalabildiğine bütün Türk milleti şahittir. Hükümetin özellikle terörle mücadele konusunda MHP çizgisine gelmiş olması memnuniyet vericidir. Ancak önemli olan bunun sürdürülmesi ve sonuca ulaştırılmasıdır. Doğrulara nasıl destek veriyor ve onaylıyorsak, gördüğümüz eksikleri ve zaman zaman ortaya çıkan yanlışları hükümete hatırlatma görevini, bundan sonra da kararlılıkla sürdüreceğiz.
MHP'Yİ HDP İLE BİRARAYA GETİRME ÇABASI
Bu değerlendirmelerden sonra, dikkatlerden kaçan ve bazı kesimlerin hala MHP düşmanlığına malzeme yaptıkları bir başka konuya değinmek istiyorum. Malum 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında hiçbir partinin tek başına iktidar olmadığı bir meclis yapısı ortaya çıkmıştı. AKP, koalisyon kapılarını tamamen kapatıp ülkeyi bir seçime zorlarken, bazı kesimler MHP'yi CHP ve HDP'nin içinde olacağı bir koalisyona itmeye çalıştılar. Sayın Bahçeli, çok kararlı bir duruş ortaya koymuş, PKK uzantıları ile hiçbir şart altında biraraya gelinemeyeceğini kesin şekilde beyan etmiş ve bütün dayatmalara rest çekmişti. Bu onurlu duruş özellikle CHP cenahında ve bu sol medyanın etkisi altında kalan kesimlerde bazen kasıtlı biçimde, bazen de bilgi eksikliği sebebiyle, haddini çok aşan ve hakarete varan eleştirilere sebep olmuştu. Daha ilginç tarafı, MHP'ye genel başkan olacaklarını söyleyerek ortalığa çıkanlar da benzer şeyler söylemiş ve bu garabete ortak olmuşlardı. Hala aynı şeyi söyleyip, MHP'ye hücum edenlere hayretle rastlıyoruz.
TARİHİN EN ZOR DÖNEMİ
Zerre kadar akıl ve vicdan sahibi olan herkes, sayın Bahçeli'nin bu kararlı ve onurlu duruşuyla ve bedel ödeyerek, Türkiye'yi nasıl bir felaketten daha kurtardığını bugün çok daha iyi görüp anlıyor. Ülke 14 yıldır tek başına bir iktidarla yönetiliyor. Ancak, tarihin en zor ve sıkıntılı dönemini yaşamak zorunda kaldık. AKP'nin çözüm dediği çözülmeyle şehirleri ele geçirip, bir isyan hazırlığını tamamlayan bölücüler çok daha azmış ve kahpeliklerini sonucu ulaştırmak için harekete geçmişlerdir.Nitekim, AKP'nin yeniden tek başına iktidarında daha da azdılar. Kahpeliği, kalleşliği, katliamı en son sınırına ulaştırabilmek için seferber oldular.
AB VE ABD DÜŞMANLIK EDİYOR
ABD'nin ve Avrupa'nın Türkiye'ye karşı nasıl bir açık düşmanlık içinde olduklarını ibretle izliyoruz. Teröristlere aleni desteğin ötesine geçip yataklık ediyor, silah veriyorlar. Etrafımız kuşatılmış durumdadır. Bu kuşatmayı yapabilmek için şehitler veriyor, bedel ödüyoruz. Fırat Kalkanı, çok geç kalmışoperasyondur. Bugün yapılıyor olması bir tesellidir. IŞİD belası defedilse de, Suriye sınırımızın 800 kilometrelik bölümü bölücü örgüt PKK'nın uzantısı olan PYD'nin kontrolündedir. Bu ağır tablonun başımıza ne belalar açacağı, hangi bedelleri ödeyeceğimiz henüz belli değildir.
FETÖR KALLEŞLİĞİ
FETÖ kalleşliği ayrı bir vahamettir. 14 yıldır her istedikleri verilmiş ve bir darbe yapacak noktaya gelecek kadar azdırılmışlardır. Habis bir ur gibi devletin istisnasız her yerini sardıklarını, toplumun her kesiminde örgütlendiklerini bugün dehşet içinde görüyoruz. Hergün yeni bir bilgi, yeni bir belge ortalığa saçılıyor. Büyük bir mücadele verilse de, ne kadarının ortaya çıkarıldığı belli değildir.Bu kanlı belanın siyasi ayağına henüz hiç dokunulamamıştır. Bundan sonra neler yapabileceklerini kimse kestiremiyor. Kesin olan, tehdit ve tehlikenin devam ettiğidir.
VELEVKİ!
Tablo ana hatlarıyla budur. Bu tablo aynı zamanda sayın Bahçeli'nin büyük öngörüsünün, vizyonunun ne kadar sağlam olduğunun, misyonunun bu ülkenin varlığını ve birliğini ayakta tutmak olduğunu da kesin şekilde ispatlıyor. Biran için bu güruhun söylediklerinin hayata geçtiğini ve MHP'nin her hangi bir şekilde HDP'li bir formüle yol verdiğini düşünelim. Bugün yaşananlara bakarak, neler olabileceğini tahmin edebiliyor musunuz?Bugünkü tablo aynıyla, belki de çok daha ağır şekilde hayata geçirilecekti. Bunun aksini hiç kimse söyleyemez. HDP gibi terör uzantısı partinin bir şekilde içinde olduğu, CHP gibi tutarsız ve her türlü etkiye açık bir partiyle kurulmuş bir hükümet, bu kadar belayla, bu kadar ihanetle nasıl uğraşır, nasıl bu alçaklıkları defedilebilirdi? Böyle bir hükümet ne kadar ayakta kalabilirdi?
AKP YÜZDE 70'LE GELİRDİ
Hadi çıksın, vicdan ve ahlak ölçüleri içinde bu soruya cevap versin.Bu kadarla da kalmayacaktı. Muhalefet durumunda olan AKP, kendi ürünü olan bütün bu tablonun günahını, bedelini MHP'ye yıkıp, büyük bir keyifle meydanlarda kahramanlığa soyunacak ve kendileri iktidarda olmadıkları için bunların yaşandığını söyleyecekti.Yapılacak ilk seçimde ki, muhtemelen bu en fazla bir yıl içinde olurdu, AKP bu defa belki de yüzde 70'le tek başına iktidara gelirdi. Anayasayı da değiştirir, başkanlık sistemini de getirir, kendi istediği ve bir türlü başaramadığı düzeni de rahatlıkla kurardı.
Neresinden bakılırsa bakılsın, bugün hala Cumhuriyetten, demokrasiden, hukuktan, gelecekten, ülkenin varlığı ve birliğinden söz edilebiliyorsa, sayın Devlet Bahçeli sayesindedir.
Bu xəbər oxucular tərəfindən 754 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |