10.10.2016 [08:43] - Gündəm, DAVAMın yazıları
Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlamak, sınırlarını kontrole almak için meclisinden tezkere geçirmesi, daha doğrusu zaten var olan tezkerenin süresini uzatması, ABD'yi ve Irak'ı çok rahatsız etti. Başika kampını gündeme getirip, bunun üzerinden ortalığı ayağa kaldırmaya uğraşıyorlar. Birbirini izleyen ve Türkiye'yi hedef alan açıklamalar geldi. Irak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı.
TEHDİT VE TEHLİKE
Türkiye'nin sırlarını güvenceye alması, başka ülke topraklarından varlığına ve birliğine yönelik tehditleri ortadan kaldırması, uluslararası hukukun da onayladığı bir haktır. PKK ve IŞİD büyük bir tehlikedir ve bu tehdidin ortadan kaldırılması için gereğinin yapılmasında çok geç kalınmıştır. PKK'nın yuvaları hala Irak topraklarındadır.Musul'da IŞİD zulmü altında inim inim inleyenler soydaşlarımız ve dindaşlarımızdır. Kuzey Irak'da Türkmen varlığına yönelik kalleş saldırılar uzun yıllardır hiç durmamıştır ve bu konuda da Türkiye'ye görev düşmektedir. Bütün bunlara ilave olarak tarihten gelen yakınlığımız, Misak-ı Milli'den doğan haklarımız var.
KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZ
AKP öncesinde bütün dünyaya ilan ettiğimiz kırmızıçizgilerimiz mevcuttu. Bu çizgileri,Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması, bölgede bir Kürt oluşumuna izin verilmemesi, Türkmen varlığının korunması ve bölücü örgütün yuvalanmasına göz yumulmaması oluşturuyordu. Bunlardan birinin bozulmasını savaş sebebi sayacağımızı bütün dünyaya ilan etmiştik.Uzun yıllar bölgedeki herkes buna uymak mecburiyetinde kaldı. AKP geldi ve ilk iş olarak bu kırmızıçizgilerden vazgeçtiğini duyurdu. Sonrası kendiliğinden geldi. Ne Irak'ın toprak bütünlüğü kaldı, ne Türkmen varlığından söz eden oldu. PKK bölgeye yeniden yerleşti. Oradan tehdit etti ve saldırdı. Barzani önce özerk bölge oluşturdu, şimdi de devlet ilanına hazırlanıyor.
ABD REZİLLİĞİ
Bugün Irak Merkezi hükümetinin Türkiye kafa tutma cüreti göstermesinin de, ABD'nin rezil ve ahlaksız siyasetinin de altında, yılların yanlışları yatıyor. Nihayet bu yanlışlardan dönülmüş olması, memnuniyet vericidir. Bölgedeki gelişmeler ve dengeler dikkate alındığında, Başika'daki varlığımız her şartta sürdürülmelidir. PKK ve IŞİD gibi terör yuvalarına gerekli müdahale kararlılıkla yapılmalıdır. Türkmen varlığının korunması ve devamı için her türlü tedbiri almak bir görevdir. Bu dünde böyleydi, bugünde böyledir ve yarın da değişen bir şey olmayacaktır. Sorun da burada çıkıyor. Bölgede ve topraklarımız üzerinde başka hesapları olan ABD, Türkiye'nin kendi güvenliği için tedbir almasından rahatsız oluyor. Kendi siciline, kendi kirli geçmişine bakmadan Türkiye'yi suçluyor. Kontrolündeki Irak hükümetini yönlendirip, gerginliği tırmandırıyor. Güvenlik Konseyini toplama girişiminin ardında da ABD'nin olduğunu anlamak için kahin olmak gerekmiyor.
IRAK ÖNCE AYNAYA BAKMALI
En yetkili ağızlardan defalarca açıklandığı gibi, Türkiye'nin ne Irak, ne Suriye topraklarında gözü yoktur. Kaldı ki, eğer bölgede bir hak iddia edecekse, bu konuda tek hak ve söz sahibi olabilecek ülke, Türkiye'dir. Musul ve Kerkük'ün nasıl kalleş bir İngiliz oyunuyla elimizden çıktığı bütün dünyanın malumudur. Bütün bunlara rağmen,Irak merkezi hükümetinin Türkiye ile ilgili açıklamaları tam bir komedidir. Kendilerine tavsiyemiz, önce dönüp aynaya bakmalarıdır. Zira, o aynada hem mensup oldukları dine, hem temsil ettikleri halka karşı mahcup olacakları bir akis olacaktır. O aynada, ABD'nin milyonlarca Müslümanın hayatına malolan, son derece vahşi cinayetlerin işlenmesine ve ülkeyi üçe bölen işgaline sessiz kalınmasını, hatta bu işgalin bayram olarak kutlanmasını göreceklerdir.IŞİD'in şehirleri ele geçirip yakıp yıkmasına, Musul'un hiçbir direniş gösterilmeden bu cinayet şebekesine teslim edilmesine hiçbir itirazlarının olmadığını fark edeceklerdir.Barzani'nin Irak'ı bölüp ayrı devlet kurduğunu anlayacaklardır. Talabani'yi Cumhurbaşkanı yaptıklarını, İran'ın Bağdat'ta cirit attığını izleyeceklerdir. Bu sicillerine bakmadan Türkiye'nin kendi güvenliği için tedbir almasını, Türkmen varlığına sahip çıkmasını savaş sebebi saymaları, "komedi" dışında, ancak aleni düşmanlıkla izah edilebilir.
TÜRKİYE DOĞRU YAPIYOR
Haklı olarak Türkiye adına yapılan bütün açıklamalarda, Irak'a aynaya baktığı zaman görecekleri hatırlatılıyor. Benzer hatırlatmaların ABD'ye de yapılmasının isabetli olacağı kanaatindeyiz. Eğer mesele IŞİD ile mücadeleyse, Türkiye'nin yaptığı budur. İster koalisyon olarak değerlendirin, ister müttefik penceresinden bakın, isterseniz bölge halkına sorun. Neresinden bakarsanız bakın Türkiye doğru yerde duruyor ve nihayet doğru şeyler yapıyor. Ama, maksat Irak üzerinden Türkiye'yi sindirmek, karşı karşıya kaldığı terörle mücadelesini engellemek ve sınır güvenliği için aldığı tedbirlerin altını oymaksa, bunu ne anlarız, ne de kabul ederiz. PYD ile Türkiye'yi yanyana getirip terör örgütlerini meşrulaştırmaya çalışmanın iyi niyetle izahı mümkün değildir. ABD'nin özellikle son dönemlerde açık bir düşmanlık siyaseti geliştirdiğini ibretle izliyoruz.
TEHDİT VE TEHLİKE
Türkiye'nin sırlarını güvenceye alması, başka ülke topraklarından varlığına ve birliğine yönelik tehditleri ortadan kaldırması, uluslararası hukukun da onayladığı bir haktır. PKK ve IŞİD büyük bir tehlikedir ve bu tehdidin ortadan kaldırılması için gereğinin yapılmasında çok geç kalınmıştır. PKK'nın yuvaları hala Irak topraklarındadır.Musul'da IŞİD zulmü altında inim inim inleyenler soydaşlarımız ve dindaşlarımızdır. Kuzey Irak'da Türkmen varlığına yönelik kalleş saldırılar uzun yıllardır hiç durmamıştır ve bu konuda da Türkiye'ye görev düşmektedir. Bütün bunlara ilave olarak tarihten gelen yakınlığımız, Misak-ı Milli'den doğan haklarımız var.
KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZ
AKP öncesinde bütün dünyaya ilan ettiğimiz kırmızıçizgilerimiz mevcuttu. Bu çizgileri,Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması, bölgede bir Kürt oluşumuna izin verilmemesi, Türkmen varlığının korunması ve bölücü örgütün yuvalanmasına göz yumulmaması oluşturuyordu. Bunlardan birinin bozulmasını savaş sebebi sayacağımızı bütün dünyaya ilan etmiştik.Uzun yıllar bölgedeki herkes buna uymak mecburiyetinde kaldı. AKP geldi ve ilk iş olarak bu kırmızıçizgilerden vazgeçtiğini duyurdu. Sonrası kendiliğinden geldi. Ne Irak'ın toprak bütünlüğü kaldı, ne Türkmen varlığından söz eden oldu. PKK bölgeye yeniden yerleşti. Oradan tehdit etti ve saldırdı. Barzani önce özerk bölge oluşturdu, şimdi de devlet ilanına hazırlanıyor.
ABD REZİLLİĞİ
Bugün Irak Merkezi hükümetinin Türkiye kafa tutma cüreti göstermesinin de, ABD'nin rezil ve ahlaksız siyasetinin de altında, yılların yanlışları yatıyor. Nihayet bu yanlışlardan dönülmüş olması, memnuniyet vericidir. Bölgedeki gelişmeler ve dengeler dikkate alındığında, Başika'daki varlığımız her şartta sürdürülmelidir. PKK ve IŞİD gibi terör yuvalarına gerekli müdahale kararlılıkla yapılmalıdır. Türkmen varlığının korunması ve devamı için her türlü tedbiri almak bir görevdir. Bu dünde böyleydi, bugünde böyledir ve yarın da değişen bir şey olmayacaktır. Sorun da burada çıkıyor. Bölgede ve topraklarımız üzerinde başka hesapları olan ABD, Türkiye'nin kendi güvenliği için tedbir almasından rahatsız oluyor. Kendi siciline, kendi kirli geçmişine bakmadan Türkiye'yi suçluyor. Kontrolündeki Irak hükümetini yönlendirip, gerginliği tırmandırıyor. Güvenlik Konseyini toplama girişiminin ardında da ABD'nin olduğunu anlamak için kahin olmak gerekmiyor.
IRAK ÖNCE AYNAYA BAKMALI
En yetkili ağızlardan defalarca açıklandığı gibi, Türkiye'nin ne Irak, ne Suriye topraklarında gözü yoktur. Kaldı ki, eğer bölgede bir hak iddia edecekse, bu konuda tek hak ve söz sahibi olabilecek ülke, Türkiye'dir. Musul ve Kerkük'ün nasıl kalleş bir İngiliz oyunuyla elimizden çıktığı bütün dünyanın malumudur. Bütün bunlara rağmen,Irak merkezi hükümetinin Türkiye ile ilgili açıklamaları tam bir komedidir. Kendilerine tavsiyemiz, önce dönüp aynaya bakmalarıdır. Zira, o aynada hem mensup oldukları dine, hem temsil ettikleri halka karşı mahcup olacakları bir akis olacaktır. O aynada, ABD'nin milyonlarca Müslümanın hayatına malolan, son derece vahşi cinayetlerin işlenmesine ve ülkeyi üçe bölen işgaline sessiz kalınmasını, hatta bu işgalin bayram olarak kutlanmasını göreceklerdir.IŞİD'in şehirleri ele geçirip yakıp yıkmasına, Musul'un hiçbir direniş gösterilmeden bu cinayet şebekesine teslim edilmesine hiçbir itirazlarının olmadığını fark edeceklerdir.Barzani'nin Irak'ı bölüp ayrı devlet kurduğunu anlayacaklardır. Talabani'yi Cumhurbaşkanı yaptıklarını, İran'ın Bağdat'ta cirit attığını izleyeceklerdir. Bu sicillerine bakmadan Türkiye'nin kendi güvenliği için tedbir almasını, Türkmen varlığına sahip çıkmasını savaş sebebi saymaları, "komedi" dışında, ancak aleni düşmanlıkla izah edilebilir.
TÜRKİYE DOĞRU YAPIYOR
Haklı olarak Türkiye adına yapılan bütün açıklamalarda, Irak'a aynaya baktığı zaman görecekleri hatırlatılıyor. Benzer hatırlatmaların ABD'ye de yapılmasının isabetli olacağı kanaatindeyiz. Eğer mesele IŞİD ile mücadeleyse, Türkiye'nin yaptığı budur. İster koalisyon olarak değerlendirin, ister müttefik penceresinden bakın, isterseniz bölge halkına sorun. Neresinden bakarsanız bakın Türkiye doğru yerde duruyor ve nihayet doğru şeyler yapıyor. Ama, maksat Irak üzerinden Türkiye'yi sindirmek, karşı karşıya kaldığı terörle mücadelesini engellemek ve sınır güvenliği için aldığı tedbirlerin altını oymaksa, bunu ne anlarız, ne de kabul ederiz. PYD ile Türkiye'yi yanyana getirip terör örgütlerini meşrulaştırmaya çalışmanın iyi niyetle izahı mümkün değildir. ABD'nin özellikle son dönemlerde açık bir düşmanlık siyaseti geliştirdiğini ibretle izliyoruz.
Bu xəbər oxucular tərəfindən 824 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |