26.10.2016 [10:11] - Gündəm, DAVAMın yazıları
Musul'da devam eden operasyonun sonunun nereye varacağını bugünkü şartlarda kestirmek zor görünse de, kimin ne beklediği netleşmeye başlamıştır. Operasyona, her birinin ayrı hesabı olan 3 grup katılıyor. Bunlardan birincisi İran destekli, Şii merkezli Irak hükümetidir. IŞİD'ni şii türevi olan ve yine İran'ın destekleyip koordine ettiği Haşdi Şabi'yle ortak hareket ediyor. Hedefi Musul'u kendi bölgesine dahil etmek. Oysa Musul sünni ağırlıklı bir şehirdir. Dolayısı ile bu maksat Musulluları son derece tedirgin ettiği gibi, IŞİD'in işini de kolaylaştırıyor.
BARZANİ PKK İŞBİRLİĞİ
Musul operasyonunu yürüten ikinci grup, ABD destekli Barzani'nin temsil ettiği peşmergelerdir. Şehri kurtarıp kendi bölgelerine dahil etmek istiyorlar. İlk başta PYD ve PKK ile aralarına mesafe koymuşlardı. Ancak IŞİD'in Kerkük'deki saldırılarını da bahane eden ABD'nin PKK ve PYD'yi Barzani ile yakınlaştırdığı, hatta ortak hareket etme noktasına getirdiği anlaşılıyor. PYD'yi zaten açıktan destekleyip, her türlü yardımı yapıyorlardı. Şimdi buna PKK'yı da dahil ettiler. Nitekim, artık saklama gereği dahi duymuyorlar. Kerkük'de eli silahlı PKK'lıların dolaştığı bütün dünya ile birlikte Türk medyasına da yansıdı.
SÜNNİ GRUP
Türkiye'nin eğittiği ve destek verdiği grup Musul'un yerli halkıdır. Arap ve Türkmenlerden oluşmaktadır. Ancak, Barzani, PYD-PKK ve Haşdi Şabi arasında sıkışan bu sünni grup ne yazık ki, bir ağırlık merkezi haline gelemediği gibi, sivil unsurlar şehri terk etti. Bu şartlarda bir sonuç almaları mümkün görünmediği gibi, IŞİD'in kucağını itilmeleri gibi bir durum da ortaya çıkmıştır. IŞİD'in bu dehşet dengesi içinde çok daha fazla direnme imkanı buluyor ve Musul'un temizlenmesinin uzun zaman alması kaçınılmaz görünüyor. Hatta değişen dengelere bağlı olarak, bu zamanın tahminlerin çok ötesine geçip birkaç yılı bulması dahi söz konusudur.
IRAK ÜÇE DEĞİL İKİYE BÖLÜNÜYOR
Musul operasyonlarının ortaya çıkardığı asıl gerçek, Irak'ın geleceği ile yapılan projeksiyonların tamamen değişmesidir. Oluşan dengeler dikkate alındığında, Barzani'nin Kürt bölgesi, Bağdat merkezli Şii bölge ve Sünni bölge olmak üzere, Irak'ın üçe bölünmesinden söz ediliyordu. Ancak, artık sünni bölge denklemin dışına çıkmak üzeredir ve Irak'ın fiili olarak ikiye ayrıldığını bütün dünya ibretle izliyor. ABD'nin yardım ve teşviki ile Barzani'nin PKK ve PYD'yle işbirliğini daha da ileri götürmesi kuvvetle muhtemeldir. Bu aynı zamanda, 4 parçalı büyük Kürdistan kalleşliğinin hayata geçirilmesinin de çok önemli bir dönüm noktasını oluşturmaktadır.
TÜRKİYE ANGAJE TUTULUYOR
Bütün bu olup bitenleri elbette Türkiye'de görüyor. Sayın Cumhurbaşkanının son günlerde çok sık şekilde konuyu gündeme getirip Misak-ı Milli'yi, hatırlatması, meydan okuması bu yüzdendir. Irak'ın ikiye bölünmesi ile ortaya çıkacak yeni durum, felaketimiz olacaktır. Etrafımızdaki kuşatmaya yeni bir halka eklenecek, PYD'nin Suriye'deki hedeflerine ulaşması kolaylaşacak ve PKK daha da azgınlaşacaktır. Plan son derece detaylı hazırlanmıştır. Bu duruma itiraz eden ve gerekirse müdahale edeceğini açıklayan Türkiye'yi angaje tutmak için de bazı kalleşlikler hazırlanmaktadır. Musul'dan Irak topraklarından sürülen IŞİD unsurlarının Rakka'ya ve hatta mümkünse El Bab'a çekilmeleri için özel olarak koridor oluşturulmaktadır. IŞİD doğrudan doğruya Türkiye'nin karşısına itilmektedir. Türkiye IŞİD'le meşgul edilirken, Suriye ve Irak'daki asıl maksat hayata geçirilecek ve kalleşler yapılanmalar tamamlanacaktır.
BARZANİ YANILTMADI!
Yaklaşık 20 gün önce, Musul operasyonu henüz başlamadan Barzani üzerinden yapılan palanları gündeme getirerek, bu peşmergeye güvenilemeyeceğini yazmış ve şu soruları sormuştuk: ABD uşağı olan bu peşmergeye ne kadar güvenilebilir? Yarın ABD bu peşmergeden Türkiye'den uzak durmasını, hatta kalleşlik etmesini isterse, bunu yapmayacağını kim söyleyebilir? Musul'u IŞİD'den temizleyip Barzani'ye teslim etmek, mesela bölgedeki Türkmenler için nasıl bir fayda sağlayacaktır? Demografik yapıyı değiştirmek için nüfus dairelerini yakıp Türkmen soykırımı yapan, bu Barzani değil miydi? Barzani ile ortak hareket etmek Irak Merkezi hükümetine nasıl anlatılacaktır? Bu yeni ve sonu kestirilemeyen gerginlikler ve buna bağlı olarak Başika'daki askerimizin varlığını hedef alan bir tehlike doğurmayacak mıdır? Barzani, çok sevdiği için mi, yoksa PKK ile aralarındaki hakimiyet kavgasında, öne geçme hesaplarıyla mı Türkiye'ye yanaşıyor?
BİRŞEYLER YAPMAK GEREKİYOR
Bütün bu soruların cevabını şimdi çok net şekilde alıyoruz. Bu peşmerge yine arkadan dolanmıştır. Çok vahim bir sürece doğru gidiyoruz. Irak'da her şeyin dışında kalmamız gibi bir sonuçla karşılaşmamak için içi boş efelenlerin dışında bir şeyler yapmak gerekiyor. Burada uğrayacağımız kayıplar, Suriye'de çok daha acı şekilde karşımıza çıkacaktır. Hızlı hareket etmek ve kendi işimizi kendimiz görmek zorunda olduğumuz açıktır. Suriye'de El Bab'ı, Irak'da Musul'u boş bırakamayız. Başika'da Peşmergeye fırtına obüsleriyle destek vermemizin karşılığının ne olduğunu bir türlü anlayamadık. Kimse de anlatamadı. Kendi kendimizi kandırmayalım. B ve C planlarımızın olduğu söylenmişti. Bu planlar nelerdir ve hayata geçirilmesi için artık ne beklenmektedir? Lafla geçirecek zamanımız kalmamıştır. Fırsat kaçmak üzeredir. Musul'un usul usul elden çıkmasına izin vermemeliyiz. Zira, elden çıkan sadece Musul olmayacaktır ve asıl bedeli biz ödemek zorunda kalacağız.
BARZANİ PKK İŞBİRLİĞİ
Musul operasyonunu yürüten ikinci grup, ABD destekli Barzani'nin temsil ettiği peşmergelerdir. Şehri kurtarıp kendi bölgelerine dahil etmek istiyorlar. İlk başta PYD ve PKK ile aralarına mesafe koymuşlardı. Ancak IŞİD'in Kerkük'deki saldırılarını da bahane eden ABD'nin PKK ve PYD'yi Barzani ile yakınlaştırdığı, hatta ortak hareket etme noktasına getirdiği anlaşılıyor. PYD'yi zaten açıktan destekleyip, her türlü yardımı yapıyorlardı. Şimdi buna PKK'yı da dahil ettiler. Nitekim, artık saklama gereği dahi duymuyorlar. Kerkük'de eli silahlı PKK'lıların dolaştığı bütün dünya ile birlikte Türk medyasına da yansıdı.
SÜNNİ GRUP
Türkiye'nin eğittiği ve destek verdiği grup Musul'un yerli halkıdır. Arap ve Türkmenlerden oluşmaktadır. Ancak, Barzani, PYD-PKK ve Haşdi Şabi arasında sıkışan bu sünni grup ne yazık ki, bir ağırlık merkezi haline gelemediği gibi, sivil unsurlar şehri terk etti. Bu şartlarda bir sonuç almaları mümkün görünmediği gibi, IŞİD'in kucağını itilmeleri gibi bir durum da ortaya çıkmıştır. IŞİD'in bu dehşet dengesi içinde çok daha fazla direnme imkanı buluyor ve Musul'un temizlenmesinin uzun zaman alması kaçınılmaz görünüyor. Hatta değişen dengelere bağlı olarak, bu zamanın tahminlerin çok ötesine geçip birkaç yılı bulması dahi söz konusudur.
IRAK ÜÇE DEĞİL İKİYE BÖLÜNÜYOR
Musul operasyonlarının ortaya çıkardığı asıl gerçek, Irak'ın geleceği ile yapılan projeksiyonların tamamen değişmesidir. Oluşan dengeler dikkate alındığında, Barzani'nin Kürt bölgesi, Bağdat merkezli Şii bölge ve Sünni bölge olmak üzere, Irak'ın üçe bölünmesinden söz ediliyordu. Ancak, artık sünni bölge denklemin dışına çıkmak üzeredir ve Irak'ın fiili olarak ikiye ayrıldığını bütün dünya ibretle izliyor. ABD'nin yardım ve teşviki ile Barzani'nin PKK ve PYD'yle işbirliğini daha da ileri götürmesi kuvvetle muhtemeldir. Bu aynı zamanda, 4 parçalı büyük Kürdistan kalleşliğinin hayata geçirilmesinin de çok önemli bir dönüm noktasını oluşturmaktadır.
TÜRKİYE ANGAJE TUTULUYOR
Bütün bu olup bitenleri elbette Türkiye'de görüyor. Sayın Cumhurbaşkanının son günlerde çok sık şekilde konuyu gündeme getirip Misak-ı Milli'yi, hatırlatması, meydan okuması bu yüzdendir. Irak'ın ikiye bölünmesi ile ortaya çıkacak yeni durum, felaketimiz olacaktır. Etrafımızdaki kuşatmaya yeni bir halka eklenecek, PYD'nin Suriye'deki hedeflerine ulaşması kolaylaşacak ve PKK daha da azgınlaşacaktır. Plan son derece detaylı hazırlanmıştır. Bu duruma itiraz eden ve gerekirse müdahale edeceğini açıklayan Türkiye'yi angaje tutmak için de bazı kalleşlikler hazırlanmaktadır. Musul'dan Irak topraklarından sürülen IŞİD unsurlarının Rakka'ya ve hatta mümkünse El Bab'a çekilmeleri için özel olarak koridor oluşturulmaktadır. IŞİD doğrudan doğruya Türkiye'nin karşısına itilmektedir. Türkiye IŞİD'le meşgul edilirken, Suriye ve Irak'daki asıl maksat hayata geçirilecek ve kalleşler yapılanmalar tamamlanacaktır.
BARZANİ YANILTMADI!
Yaklaşık 20 gün önce, Musul operasyonu henüz başlamadan Barzani üzerinden yapılan palanları gündeme getirerek, bu peşmergeye güvenilemeyeceğini yazmış ve şu soruları sormuştuk: ABD uşağı olan bu peşmergeye ne kadar güvenilebilir? Yarın ABD bu peşmergeden Türkiye'den uzak durmasını, hatta kalleşlik etmesini isterse, bunu yapmayacağını kim söyleyebilir? Musul'u IŞİD'den temizleyip Barzani'ye teslim etmek, mesela bölgedeki Türkmenler için nasıl bir fayda sağlayacaktır? Demografik yapıyı değiştirmek için nüfus dairelerini yakıp Türkmen soykırımı yapan, bu Barzani değil miydi? Barzani ile ortak hareket etmek Irak Merkezi hükümetine nasıl anlatılacaktır? Bu yeni ve sonu kestirilemeyen gerginlikler ve buna bağlı olarak Başika'daki askerimizin varlığını hedef alan bir tehlike doğurmayacak mıdır? Barzani, çok sevdiği için mi, yoksa PKK ile aralarındaki hakimiyet kavgasında, öne geçme hesaplarıyla mı Türkiye'ye yanaşıyor?
BİRŞEYLER YAPMAK GEREKİYOR
Bütün bu soruların cevabını şimdi çok net şekilde alıyoruz. Bu peşmerge yine arkadan dolanmıştır. Çok vahim bir sürece doğru gidiyoruz. Irak'da her şeyin dışında kalmamız gibi bir sonuçla karşılaşmamak için içi boş efelenlerin dışında bir şeyler yapmak gerekiyor. Burada uğrayacağımız kayıplar, Suriye'de çok daha acı şekilde karşımıza çıkacaktır. Hızlı hareket etmek ve kendi işimizi kendimiz görmek zorunda olduğumuz açıktır. Suriye'de El Bab'ı, Irak'da Musul'u boş bırakamayız. Başika'da Peşmergeye fırtına obüsleriyle destek vermemizin karşılığının ne olduğunu bir türlü anlayamadık. Kimse de anlatamadı. Kendi kendimizi kandırmayalım. B ve C planlarımızın olduğu söylenmişti. Bu planlar nelerdir ve hayata geçirilmesi için artık ne beklenmektedir? Lafla geçirecek zamanımız kalmamıştır. Fırsat kaçmak üzeredir. Musul'un usul usul elden çıkmasına izin vermemeliyiz. Zira, elden çıkan sadece Musul olmayacaktır ve asıl bedeli biz ödemek zorunda kalacağız.
Bu xəbər oxucular tərəfindən 812 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |