30.10.2016 [11:32] - Gündəm, DAVAMın yazıları
Bu topraklarda yaşayan, bu bayrağın dalgalanmasından onur duyan, Türk kimliği taşımayı şeref sayan, vatanın bölünmez bütünlüğünden yana olan herkesin büyük bir sevinç ve coşku yaşaması gereken bir günü idrak ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 93'ncü yılını gururla, onurla ve büyük bir şerefle yaşıyoruz.
29 Ekim 1923 Tarihi, sadece bir devletin doğuşu değildir.Bağımsızlığına düşkün olan Türk milletinin, yeniden silkinişi, şahlanışı ve medeni dünyada yerini almasıdır. Milli mücadelenin tapu senedidir. Bunu başarmak kolay olmamıştır. 7 düvele karşı mücadele verilmiş, ancak asla vazgeçilmemiş ve hedeften sapılmamıştır. Devletsiz millet, milletsiz devlet Türk'ün tarihinde hiç olmamıştır.Türkiye Cumhuriyeti, muhteşem bir dirilişin, hala gıpta ve hayranlıkla andığımız dimdik bir duruşun eser ve hediyesidir.Sayın Bahçeli'nin, Cumhuriyeti anlatırken söylediği gibi, Cumhuriyetimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ülkü arkadaşlarının en önemli kazanımı, Türk tarihinin kaydettiği en muhteşem atılımlardan birisidir.Tersini düşünen varsa en başta kendini ve niyetini sorguya çekmelidir. Bunun da ötesinde karşımızdaki milli gerçeği inkâr etmek şanlı mazimize saygısızlık olduğu kadar milletimize de hakaret anlamına gelecektir.
ŞER CEPHESİ BOŞ DURMUYOR
Ne acıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti, 93 yıllık tarihinin en ağır şartlarını yaşıyor.Bölücü terör ve etnik tahrikler gittikçe ivme kazanmaktadır. Etrafımız amansız şekilde kuşatılmış ve doğrudan varlığımız hedef alınmıştır. İç huzur, kardeşlik ve dayanışma ruhu ağır yara almış, şer ve ihanet cephesinin yeni maskelerle, yeni oyunlar sergilemekten geri durmamıştır. 15 Temmuz'da başımıza gelenleri, içimizdeki hainlerin cüretini, teröristlerin ve destekçilerinin kahpeliklerini vicdanlı ve namuslu hiçbir vatandaşın kabul etmesi asla mümkün olamayacağı gibi, Allah korkusu ve vatan sevgisi olan herkes bu alçaklıklara sonuna kadar direnmek zorundadır.
MİLLİ DEĞERLERİN İÇİ BOŞALTILDI
Bu günlere gelinmesinde akıl almaz siyasi yanlışların, teslimiyetlerin, özel hesapların büyük rolü olduğu şüphesizdir. Bütün milli değerlerimizin planlı biçimde içi boşaltıldı. Belli bir yaşın üzerindeki herkes artık milli bayramlarımızda eski heyecanı, eski coşkuyu yaşayamadıklarını söylüyorlar. Bizim bayramlarımız bu değildi, böyle kutlanmazdı. Küskünlükleri, kırgınlıkları unutup kucaklaşırdık. Şanlı tarihimizi, milli kahramanlarımızı hatırlar, yarınlara daha bir güvenle bakar, milli dayanışmanın en mükemmel örneklerini yaşardık. Cumhuriyeti iliklerimize kadar hissederdik. En önemli günlerimiz, en anlamlı bayramlarımız giderek anlam değiştirdi, vahim tartışmaların ve acı gelişmelerin yaşandığı günlere dönüştü.15 Temmuz hainleri işte böyle bir iklimden, böyle bir anlayıştan imkan ve cesaret bulup, kendi milletini, kendi meclisini, kendi kurumlarını bombalayacak kadar ileri gitti. Bölücü hainler, yine bu fırsatı ganimet saydılar ve kalleşliğin zirvelerine çıktılar. Bunun adına da "özgürleşme, demokratikleşme, sivilleşme" dediler. Türküm demenin, Türkçe konuşmanın, birlik ve bütünlüğü savunmanın suç olduğu bu dönemde, özgürleşen sadece hainler, demokratikleşen bölücüler, ilerleyenler teröristler oldu.
KILIKTAN KILIĞA GİRENLER
Gaflet de, ihanet de yeni değildir.Cumhuriyet'i içine sindiremeyenlerin, nesiller boyunca aktardıkları öfke ve garaz, her fırsatta kendisine yeni ittifaklar bulmuş ve sürekli olarak mutasyona uğrayarak kılıktan kılığa girmekte bir sakınca görmemiştir. Geleneklere saygı altında maskelenmiş ikiyüzlülükler, inançlara bağlılık ekseninde üzeri örtülmüş tahammülsüzlükler, geçmişin yüceltilmesi etrafında gizlenmiş derin nefretler ve demokrasinin geniş perspektifine tutunmuş kötü emeller. Açıklıkla söylemek lazımdır ki; Samsun'da doğan bağımsızlık sevdasını yüreğinde taşıyanların arasında bunları gören yoktur. Sakarya Meydan Muharebesindeki fedakârlıkları yapan vatan evlatları arasında yer aldıklarına şahit olan da bulunmamaktadır. Dumlupınar'da, Türk'ün yumruğu esaretin kafasına inerken, bunların milli şahlanışa destek olduklarına dair en ufak bir emare görülmemiştir. Milletimizin acısını paylaşmayanlar, sevincine ortak olmayanlar şimdi kalkıp, hiçbir katkıda bulunmadıkları Cumhuriyet'i yıkmak için tertipler içine girebilmektedirler.
CUMHURİYET ŞEREF NİŞANEMİZ
MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli'nin, son grup toplantısında Cumhuriyet düşmanları içinyaptığı ikazı hatırlatarak bitirelim: "Cumhuriyeti karalamakla sonuç ve mesafe alacaklarını sanan gafiller şunu iyi bilmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti onun bunun lütfu, ikram ve bağışı değil, bizzat Türk milletinin başarısıdır.Her taşı bir yakut olan bu cennet vatan, uğruna can verip kan dökerek toprağın altında sıradağlar gibi duran kahramanların sayesinde Cumhuriyetle buluşmuştur.Bu herkes için bağlayıcı bir sonuçtur.Hiç kimse Cumhuriyet'in ilke ve esaslarını değiştirme yanlışına kapılmamalıdır.Nitekim yanlış hesap şüphesiz ki milletin iradesine çarparak dönecek, muhataplarını da rezil edecektir.Geleceğimizin ana çatı ve rotası Türkiye Cumhuriyeti'dir.Ve de Türkiye Cumhuriyeti bizim şeref nişanemiz, koruyup kollamakla mükellef olduğumuz kutlu devletimizdir.Bağımsız yaşamaktan başka seçenek tanımayan, milli ruh ve inanmışlığın üstünde bir güç takmayan soylu bir milletin onun bunun elinde oyuncağa dönüşmesi görülmüş, duyulmuş şey değildir.Çünkü biz Türk milletiyiz.
GÜVENCE MHP'DİR
Hukukun üstünlüğünü esas alan, milli ve üniter bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti ne pahasına olursa olsun yaşayacak ve yaşatılacaktır.Güvence Türk milletinin bizatihi varlığı ve hizmetkarı olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin inanmış kadrolarıdır.Devletimize anlam katan, geleceğimize istikamet çizen, birlikte yaşamanın asgari müştereklerini tanzim eden milli ve hukuki kuralların itibar ve irtifa kaybına muhakkak surette dur diyeceğiz.Teröristlere, işbirlikçilere, Türkiye'ye diş bileyen, punduna getirip ümüğünü sıkmayı gözleyen her türlü örgüt ve oluşuma karşı milletimizle omuz omuza verip sonuna kadar direneceğiz."
Türk milletinin Cumhuriyet Bayramını tebrik ediyor; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi şükran, minnet ve rahmetle anıyorum.
29 Ekim 1923 Tarihi, sadece bir devletin doğuşu değildir.Bağımsızlığına düşkün olan Türk milletinin, yeniden silkinişi, şahlanışı ve medeni dünyada yerini almasıdır. Milli mücadelenin tapu senedidir. Bunu başarmak kolay olmamıştır. 7 düvele karşı mücadele verilmiş, ancak asla vazgeçilmemiş ve hedeften sapılmamıştır. Devletsiz millet, milletsiz devlet Türk'ün tarihinde hiç olmamıştır.Türkiye Cumhuriyeti, muhteşem bir dirilişin, hala gıpta ve hayranlıkla andığımız dimdik bir duruşun eser ve hediyesidir.Sayın Bahçeli'nin, Cumhuriyeti anlatırken söylediği gibi, Cumhuriyetimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ülkü arkadaşlarının en önemli kazanımı, Türk tarihinin kaydettiği en muhteşem atılımlardan birisidir.Tersini düşünen varsa en başta kendini ve niyetini sorguya çekmelidir. Bunun da ötesinde karşımızdaki milli gerçeği inkâr etmek şanlı mazimize saygısızlık olduğu kadar milletimize de hakaret anlamına gelecektir.
ŞER CEPHESİ BOŞ DURMUYOR
Ne acıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti, 93 yıllık tarihinin en ağır şartlarını yaşıyor.Bölücü terör ve etnik tahrikler gittikçe ivme kazanmaktadır. Etrafımız amansız şekilde kuşatılmış ve doğrudan varlığımız hedef alınmıştır. İç huzur, kardeşlik ve dayanışma ruhu ağır yara almış, şer ve ihanet cephesinin yeni maskelerle, yeni oyunlar sergilemekten geri durmamıştır. 15 Temmuz'da başımıza gelenleri, içimizdeki hainlerin cüretini, teröristlerin ve destekçilerinin kahpeliklerini vicdanlı ve namuslu hiçbir vatandaşın kabul etmesi asla mümkün olamayacağı gibi, Allah korkusu ve vatan sevgisi olan herkes bu alçaklıklara sonuna kadar direnmek zorundadır.
MİLLİ DEĞERLERİN İÇİ BOŞALTILDI
Bu günlere gelinmesinde akıl almaz siyasi yanlışların, teslimiyetlerin, özel hesapların büyük rolü olduğu şüphesizdir. Bütün milli değerlerimizin planlı biçimde içi boşaltıldı. Belli bir yaşın üzerindeki herkes artık milli bayramlarımızda eski heyecanı, eski coşkuyu yaşayamadıklarını söylüyorlar. Bizim bayramlarımız bu değildi, böyle kutlanmazdı. Küskünlükleri, kırgınlıkları unutup kucaklaşırdık. Şanlı tarihimizi, milli kahramanlarımızı hatırlar, yarınlara daha bir güvenle bakar, milli dayanışmanın en mükemmel örneklerini yaşardık. Cumhuriyeti iliklerimize kadar hissederdik. En önemli günlerimiz, en anlamlı bayramlarımız giderek anlam değiştirdi, vahim tartışmaların ve acı gelişmelerin yaşandığı günlere dönüştü.15 Temmuz hainleri işte böyle bir iklimden, böyle bir anlayıştan imkan ve cesaret bulup, kendi milletini, kendi meclisini, kendi kurumlarını bombalayacak kadar ileri gitti. Bölücü hainler, yine bu fırsatı ganimet saydılar ve kalleşliğin zirvelerine çıktılar. Bunun adına da "özgürleşme, demokratikleşme, sivilleşme" dediler. Türküm demenin, Türkçe konuşmanın, birlik ve bütünlüğü savunmanın suç olduğu bu dönemde, özgürleşen sadece hainler, demokratikleşen bölücüler, ilerleyenler teröristler oldu.
KILIKTAN KILIĞA GİRENLER
Gaflet de, ihanet de yeni değildir.Cumhuriyet'i içine sindiremeyenlerin, nesiller boyunca aktardıkları öfke ve garaz, her fırsatta kendisine yeni ittifaklar bulmuş ve sürekli olarak mutasyona uğrayarak kılıktan kılığa girmekte bir sakınca görmemiştir. Geleneklere saygı altında maskelenmiş ikiyüzlülükler, inançlara bağlılık ekseninde üzeri örtülmüş tahammülsüzlükler, geçmişin yüceltilmesi etrafında gizlenmiş derin nefretler ve demokrasinin geniş perspektifine tutunmuş kötü emeller. Açıklıkla söylemek lazımdır ki; Samsun'da doğan bağımsızlık sevdasını yüreğinde taşıyanların arasında bunları gören yoktur. Sakarya Meydan Muharebesindeki fedakârlıkları yapan vatan evlatları arasında yer aldıklarına şahit olan da bulunmamaktadır. Dumlupınar'da, Türk'ün yumruğu esaretin kafasına inerken, bunların milli şahlanışa destek olduklarına dair en ufak bir emare görülmemiştir. Milletimizin acısını paylaşmayanlar, sevincine ortak olmayanlar şimdi kalkıp, hiçbir katkıda bulunmadıkları Cumhuriyet'i yıkmak için tertipler içine girebilmektedirler.
CUMHURİYET ŞEREF NİŞANEMİZ
MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli'nin, son grup toplantısında Cumhuriyet düşmanları içinyaptığı ikazı hatırlatarak bitirelim: "Cumhuriyeti karalamakla sonuç ve mesafe alacaklarını sanan gafiller şunu iyi bilmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti onun bunun lütfu, ikram ve bağışı değil, bizzat Türk milletinin başarısıdır.Her taşı bir yakut olan bu cennet vatan, uğruna can verip kan dökerek toprağın altında sıradağlar gibi duran kahramanların sayesinde Cumhuriyetle buluşmuştur.Bu herkes için bağlayıcı bir sonuçtur.Hiç kimse Cumhuriyet'in ilke ve esaslarını değiştirme yanlışına kapılmamalıdır.Nitekim yanlış hesap şüphesiz ki milletin iradesine çarparak dönecek, muhataplarını da rezil edecektir.Geleceğimizin ana çatı ve rotası Türkiye Cumhuriyeti'dir.Ve de Türkiye Cumhuriyeti bizim şeref nişanemiz, koruyup kollamakla mükellef olduğumuz kutlu devletimizdir.Bağımsız yaşamaktan başka seçenek tanımayan, milli ruh ve inanmışlığın üstünde bir güç takmayan soylu bir milletin onun bunun elinde oyuncağa dönüşmesi görülmüş, duyulmuş şey değildir.Çünkü biz Türk milletiyiz.
GÜVENCE MHP'DİR
Hukukun üstünlüğünü esas alan, milli ve üniter bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti ne pahasına olursa olsun yaşayacak ve yaşatılacaktır.Güvence Türk milletinin bizatihi varlığı ve hizmetkarı olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin inanmış kadrolarıdır.Devletimize anlam katan, geleceğimize istikamet çizen, birlikte yaşamanın asgari müştereklerini tanzim eden milli ve hukuki kuralların itibar ve irtifa kaybına muhakkak surette dur diyeceğiz.Teröristlere, işbirlikçilere, Türkiye'ye diş bileyen, punduna getirip ümüğünü sıkmayı gözleyen her türlü örgüt ve oluşuma karşı milletimizle omuz omuza verip sonuna kadar direneceğiz."
Türk milletinin Cumhuriyet Bayramını tebrik ediyor; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi şükran, minnet ve rahmetle anıyorum.
Bu xəbər oxucular tərəfindən 860 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |