04.06.2012 [16:44] - Xəbərlər, Türk dünyası-Turan
Türkistan İslam Kardeşliği Derneği Basın Açıklaması
"Siz hayatınız boyunca bu şüphe içinde kaldınız." İkincisi; "İslâm muzaffer oldu ama sizler sadece seyirci olarak kaldınız."
İslam Düşmanı, Kominist Çin zulmüne ve diğer İslam beldelerindeki saldırılara duyarsız kalan her bir insan ALLAH azze ve celle karşısında günahkardır! Ve Ahirette Hadid süresi 14.ayetin inşallah muhatabı olacaklardır… Hadid süresinde Allah azze ve celle bizlere şöyle seslenir…
(Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Derler ki: "Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz; (Allah'a ve İslâm'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp-aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldatıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, hatta masumca bizden görünerek) aldatmış oldu."Hadid 14 …
Mevdudi tefsirinde bu ayeti şöyle açıklar
Yani, "Biz aynı İslâm cemiyetinde birlikte yaşamamış mıydık? Biz de kelime-i şehadet getirmemiş miydik? Sizinle birlikte namaz kılıyor, oruç tutuyor hacca gidiyor ve zekat vermiyor muyduk? Toplantılarınızda bulunmuyor muyduk? Sizinle aramızda akrabalık, sosyal ilişkiler yok muydu? O halde aramızdaki bu fark niye?" diyeceklerdir.
Yani, "Müslüman olduğunuzu söylemenize rağmen ihlaslı değildiniz. İslâm ile küfür arasında duruyordunuz ve küfürden kendinizi tamamen koparmamıştınız. İslâm'a da hiç bir zaman sıkı sıkıya bağlı olmadınız.
Tıpkı iki yoldan birini seçme durumunda olup hangi tercihi daha kârlı olacağını kestiremeyen kimseler gibi. İslâm'ın en nazik dönemlerinde münafıklar da aynı tavır içindeydiler. Açıkça kafirlerin saflarında değillerdi ama İslâm'a da yararlı olmuyorlardı. Hangi taraf kazanırsa, ona katılmayı bekliyorlardı. Sözgelimi, İslâm kazandığında, kelime-i şehadet getirmiş olmanın avantajından istifade edip Müslümanların arasına girerler; küfür kazanırsa, kafirlerin saflarına katılırlar ve Müslümanların saflarında gözükmenin zararlı olacağını düşünürler. İşte bunlar ihlastan yoksun kimselerdir.
Bu ifade ile münafıkların içine düştükleri şüpheler kastedilmiştir. İşte münafıklığın gerçek nedeni de bu şüphelerdir. Onlar Allah'ın varlığı, Hz. Muhammed'in (s.a) peygamberliği, ahiretteki ceza ve mükafatın gerçekliği hakkında şüphe içindedirler. Yine hak ve batılın mücadelesi konusunda kuşku duymaktadırlar. Bu şüpheler olmaksızın bir kimse münafık olamaz
Bu, iki anlama gelir. Birincisi; "Siz hayatınız boyunca bu şüphe içinde kaldınız." İkincisi; "İslâm muzaffer oldu ama sizler sadece seyirci olarak kaldınız."
TÜRKİSTAN İSLAM KARDEŞLERİ DERNEĞİ
Başkan Yılmaz ŞAHİN
"Siz hayatınız boyunca bu şüphe içinde kaldınız." İkincisi; "İslâm muzaffer oldu ama sizler sadece seyirci olarak kaldınız."
İslam Düşmanı, Kominist Çin zulmüne ve diğer İslam beldelerindeki saldırılara duyarsız kalan her bir insan ALLAH azze ve celle karşısında günahkardır! Ve Ahirette Hadid süresi 14.ayetin inşallah muhatabı olacaklardır… Hadid süresinde Allah azze ve celle bizlere şöyle seslenir…
(Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Derler ki: "Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz; (Allah'a ve İslâm'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp-aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldatıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, hatta masumca bizden görünerek) aldatmış oldu."Hadid 14 …
Mevdudi tefsirinde bu ayeti şöyle açıklar
Yani, "Biz aynı İslâm cemiyetinde birlikte yaşamamış mıydık? Biz de kelime-i şehadet getirmemiş miydik? Sizinle birlikte namaz kılıyor, oruç tutuyor hacca gidiyor ve zekat vermiyor muyduk? Toplantılarınızda bulunmuyor muyduk? Sizinle aramızda akrabalık, sosyal ilişkiler yok muydu? O halde aramızdaki bu fark niye?" diyeceklerdir.
Yani, "Müslüman olduğunuzu söylemenize rağmen ihlaslı değildiniz. İslâm ile küfür arasında duruyordunuz ve küfürden kendinizi tamamen koparmamıştınız. İslâm'a da hiç bir zaman sıkı sıkıya bağlı olmadınız.
Tıpkı iki yoldan birini seçme durumunda olup hangi tercihi daha kârlı olacağını kestiremeyen kimseler gibi. İslâm'ın en nazik dönemlerinde münafıklar da aynı tavır içindeydiler. Açıkça kafirlerin saflarında değillerdi ama İslâm'a da yararlı olmuyorlardı. Hangi taraf kazanırsa, ona katılmayı bekliyorlardı. Sözgelimi, İslâm kazandığında, kelime-i şehadet getirmiş olmanın avantajından istifade edip Müslümanların arasına girerler; küfür kazanırsa, kafirlerin saflarına katılırlar ve Müslümanların saflarında gözükmenin zararlı olacağını düşünürler. İşte bunlar ihlastan yoksun kimselerdir.
Bu ifade ile münafıkların içine düştükleri şüpheler kastedilmiştir. İşte münafıklığın gerçek nedeni de bu şüphelerdir. Onlar Allah'ın varlığı, Hz. Muhammed'in (s.a) peygamberliği, ahiretteki ceza ve mükafatın gerçekliği hakkında şüphe içindedirler. Yine hak ve batılın mücadelesi konusunda kuşku duymaktadırlar. Bu şüpheler olmaksızın bir kimse münafık olamaz
Bu, iki anlama gelir. Birincisi; "Siz hayatınız boyunca bu şüphe içinde kaldınız." İkincisi; "İslâm muzaffer oldu ama sizler sadece seyirci olarak kaldınız."
TÜRKİSTAN İSLAM KARDEŞLERİ DERNEĞİ
Başkan Yılmaz ŞAHİN
Bu xəbər oxucular tərəfindən 1771 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |