27.07.2012 [13:44] - Xəbərlər, Türk dünyası-Turan
Quzey Kıbrıs Türk Cümhuriyyətindən xüsusi olaraq davam.az-a göndərilmiş rəsmi xəbərlər büllütüninin növbəti buraxılışını orijinal variantda təqdim edirik:
ERCAN' DA TOPLU MEZAR MI?
Bundan bir süre önce Ercan Havalimanında başlatılan uçak pisti çalışmaları sırasında bir çok insan kemiğine rastlandığı iddia edildi.Kıbrıslı GazetesiPist çalışmalarını yakından gözleyen bazı ilgili kaynaklara göre Ercan Havaalanı’ndaki ikinci uçak pisti çalışmaları bundan yaklaşık iki ay önce başladı.Pistin yapılması için söz konusu pist alanının kazılması sırasında hayret verici bir manzara ile karşılaşıldığı öne sürülüyor.Gazeteye göre bu sırda insan kemiklerine rastlandığı, bu kemikleri gören kişilerin ise konuyu sorumlu kişilere aktardığı belirtildi.ÖNLEM ALINDIAynı kaynaklar ortaya çıkan manzaranın yetkililere duyurulması ile geniş çaplı önlemler alındı. İddialara göre 100'e yakın çalışan oradan uzaklaştırılarak, çalışmalarla ilgili daha az sayıda bir ekip ayarlandı.önlemlerin alınmasından sonra yine öne sürülen iddialara göre, söz konusu pist alanının stabilize çalışmaları tamamlandı ve ortaya çıkan insan kemikleri de pist alanının altında bırakıldı. BİLİNİYORDUSöz konusu yerde insan kemiklerinin olduğunun daha önceden bilindiğine dikkat çeken ilgili çevreler, uçak pisti alanları, serbest bölgeler ve buna benzer stratejik alanlarda kazı yapılamayacağı şeklinde kurallara dikkat çektiler.KAYIP ŞAHIŞLARBulunan insan kemikleri kimlere veya hangi topluma ait olup olmadığı bilinmezken, Kıbrıs'ın her iki tarafındaki Kayıp Şahıslarla ilgili yetkililerin mevcut çalışmalarında bu bölge hakkında bilgisi olup olmadığı da bilinmiyor. GARANTİ BANKASI LEFKOŞA ŞUBE MÜDÜRÜ “KAYIP”
Garanti Bankası, Lefkoşa Şube Müdürü Mahmut Karımış'tan 24 Temmuz'dan bu yana haber alınamadığını bildirdi.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Garanti Bankası'ndan yapılan yazılı açıklamada, ''Bankamızın Lefkoşa Şube Müdürü Mahmut Karımış'tan 24 Temmuz Salı günü saat 13.15'ten bu yana haber alınamadığını üzülerek bildirmek isteriz. Konuyla ilgili emniyet birimleri bilgilendirilmiştir. En kısa sürede kendisinden haber almayı temenni ediyoruz'' denildi.7,5 Milyon TL ile 24 Temmuz'dan bu yana kayıp olan Garanti Bankası Lefkoşa Şube Müdürü Mahmut Karımış, Facebook hesabında "Ben artık Havanalı'yım" mesajı bıraktı. Karımış'ın KKTC'ye gelmek yerine başka bir ülkenin uçağına bindiği kesinlik kazanırken polis soruşturması devam ediyor. (TAK-Havadis) OKUL İÇİNDE OKUL! TED KOLEJİ'NDE NELER OLUYOR Ülkemizde iki ticari şirketin tek adreste gösterilmesi bile sorun teşkil ederken iki ayrı okulun geçici de olsa tek adreste faaliyet göstermesi ve bu okulların öğrencilerin bir birleri ile nasıl temas ettirilmeden eğitimin sürdürülmesi hesaplarının yapılması KKTC'deki eğitim siteminde gelinen noktayı açık bir şekilde gözler önüne seriyor.Kıbrıs Postası ÖzelYakın geçmişte bir çok protesto ile birlikte temelleri atılan Hala Sultan İlahiyat Koleji binasının tamamlanmasını beklemeden öğrenci kabul etmesi okulun eğitimini nerede sürdüreceği sorusunu gündeme getirmişti.Kıbrıs Postası'nın ulaştığı bilgiler göre, Hala Sultan İlahiyat Koleji ile TED Koleji arasında bir anlaşmaya varıldığı ve İlahiyat Koleji temeli atılan binası tamamlanıncaya kadar Lefkoşa'da bulunan TED Koleji Binasında yapacağının netlik kazandığı bildirildi. Bu durum karşısında ise TED Kolejine çocuklarını eğitim almak amaçlı gönderen veliler ise rahatsızlık içinde.Öte yandan TED Koleji'nin yeni eğitim yılında İlahiyat Koleji öğrencileri ile birlikte iki ayrı eğitim modelini nasıl aynı çatı altında ve birbirinden ayrı götürmeyi başaracağı merak konusu.Konu hakkında Kıbrıs Postası'na değerlendirmelerde bulunan uzmanlar ise TED Koleji'nin Türkiye'deki başarısının ortada olduğu, buna rağmen Lefkoşa TED'de alınan bu kararla kalitenin düşeceğini görüşünü savunuyor.Diğer taraftan Kıbrıs Postası ile irtibata geçen bazı öğrenci velileri ise TED Kolejine ve onun laik çizgisine güvenerek gönül rahatlığı ile kayıt yaptırdıklarını fakat bu noktada endişenin büyük olduğunu ortaya koydu.Bazı veliler ise TED Koleji aldığı bu karardan geri dönmezse çocuklarının kayıtlarını silecekleri konusunda kararlı konuştu. Dün akşam saatlerinde TED Koleji'nde velilere yönelik düzenlenen toplantıda ise gergin saatlerin yaşandığı ve bazı velilerin çocuklarını okuldan alacağını söyleyerek toplantıdan çıktığı öğrenildi. Basın mensuplarına toplantıya giriş izni vermeyen TED yönetiminin bu süreçten sonra ne yapacağı merak konusu. EROĞLU: “KIBRISLI TÜRKLERİN MARONİTLERLE BUGÜNE KADAR HİÇ BİR SORUNU OLMADI VE OLMAYACAK”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıslı Türklerin Maronitlerle bugüne kadar hiçbir sorunu olmadığını ve olmayacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, çoğu köylülerin Güney Kıbrıs’ta yaşadığı Maronit köyü Gürpınar’ın (Aymarina) Muhtarı Parteslis Hacıfessas ve beraberindeki heyeti kabul etti.
HACIFESSAS: “KÖYÜMÜZE DÖNMEK İSTİYORUZ”
Gürpınar Muhtarı Parteslis Hacıfessas konuşmasında, görüşme isteklerine olumlu yanıt veren Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na teşekkür ederek, sorunlarını aktardı.
Köylerinde ayin yapılmasına izin verildiği için de Cumhurbaşkanı Eroğlu’na teşekkür eden Hacıfessas, köylerine geri dönmek ve geri dönebilmeleri halinde köyde bulunan 2 kilise ve mezarlığı kendi imkanlarıyla tamir etmek istediklerini kaydetti.
Köylerinde şu anda asker bulunduğunu ifade eden Hacıfessas, askeri birliklerin Maronitlerin köylerine dönebilmesi için imkan tanımasını istedi.
“TEKRAR TÜRKLERLE BİRLİKTE YAŞAMAK İSTİYORUZ”
Gürpınar’ın (Aymarina) karma bir köy olduğunu, Türkler, Rumlar ve Maronitlerin 1963’e kadar iyi ilişkiler içinde yaşadıklarını, ancak Kıbrıs’ta yaşanan olaylar sonrasında köylerin ayrıldığını anlatan Hacıfessas, ayrılırken Kıbrıslı Türklerle herhangi bir sorunları olmadığını, Türklerle tekrar birlikte yaşamak istediklerini, diğer Maronitler gibi Türk idaresinde yaşayabileceklerini söyledi.
Karpaşa’da ve Kormacit’te olduğu gibi diğer Maronitlerle aynı şartlarda yaşamak istediklerini ifade eden Hacıfessas, “Bütün Maronitlerle aynı kaderi paylaşmak, ayni sistemde yaşamak istiyoruz” dedi.
Hacıfessas, Cumhurbaşkanı Eroğlu’ndan sorunlarının çözümü için yardım talep ederek, konuşması sonrasında taleplerini içeren mektubu da Cumhurbaşkanı Eroğlu’na takdim etti.
EROĞLU: “SORUN YOK, OLMAYACAK”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da, Maronitlerin taleplerini değerlendireceklerini belirterek, Kıbrıslı Türklerin Maronitlerle bugüne kadar hiç bir sorunu olmadığını ve olmayacağını kaydetti.
Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Maronitlerle halkın gayet samimi bir diyalog içinde, birlikte yaşamlarını sürdürdüklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, Maronitlerin gelmek istedikleri yerin askeri bölge olması nedeniyle bunun değerlendirilmesi gerektiğini, kısa bir zamanda konuyla ilgili olarak kendilerine cevap vermeye çalışacaklarını belirtti.
Hem Kıbrıs Türk halkının, hem de Türkiye’nin, Lübnan’daki Maronit komitesiyle de samimi diyalogu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, konunun Maronitler kadar kendileri için de önemli olduğunu vurguladı.
“DEĞERLENDİRMEMİZ LAZIM”
“Şu anda hemen yarın gelin diyecek pozisyonda değilim, bunun değerlendirilmesi lazım” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Maronitleri tanımaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ilerleyen zamanlarda daha sık temasları ve görüşme imkanları olacağını sözlerine ekledi.
BM ÖZEL DANIŞMANI DOWNER, LİDERLER’İN ÖZEL TEMSİLCİLERİYLE BİRARAYA GELDİ
Adada temaslarını sürdüren BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer, liderlerin ardından dün de liderlerin özel temsilcileriyle bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü görevini de sürdüren Özel Temsilci Osman Ertuğ, saat 10:00’da başlayan ve yaklaşık 2 saat süren görüşme sonrasında BRT muhabirinin sorularını yanıtladı.
Görüşmenin iyi geçtiğini söyleyen Ertuğ, komitelerin çalışmaları, bugüne kadar kaydedilen ilerlemeler ve geleceğe yönelik planlama üzerinde fikir teatisi yapıldığını; bazı konularda mutabakata varıldığını kaydetti.
Downer'in gelişmelerden ve kaydedilen ilerlemeden memnun olduğunu belirten Ertuğ, Downer- özel temsilciler görüşmelerinin eylül başından itibaren yeniden başlayacağını söyledi.
Ertuğ, teknik komitelerin görüşmelere devam ettiğini de ekledi.
EROĞLU NUFFEL’İ KABUL ETTİ
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barosso’nun Kıbrıs’taki BM İyi Niyet Misyonu’ndaki Özel Temsilcisi Pieter van Nuffel’i kabul etti.
Cumhurbaşkanlığı’nda saat 15:00’de başlayan, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Hasan Güngör ile Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi ve Sözcü Osman Ertuğ’un da hazır bulunduğu görüşmeyle ilgili açıklama yapılmadı ancak basının görüntü almasına olanak tanındı.
BAŞBAKAN KÜÇÜK, BUCCİ İLE GÖRÜŞTÜ
Başbakan İrsen Küçük, Avrupa Komisyonu Kıbrıs Türk Toplumu Masası Şefi Michaela Di Bucci ile görüştü.
Başbakanlık’ta gerçekleşen görüşme öncesinde basına açıklama yapılmadı.
Görüşmede Başbakanlık AB Koordinasyon Merkezi Direktörü Erhan Erçin de hazır bulundu.
“BM’NİN ÇOKLU KONFERANS HEDEFİ DEĞİŞMEDİ”
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’ın “BM’nin Kıbrıs sorununda çoklu konferans çağırma hedefi değişmedi fakat şu anda bunun gerçekleştirilmesi için gerekli ön şartlar mevcut değildir” dediği haber verildi.
Fileleftheros, “Menüde Teknik Komiteler Var... Downer Başkanlık Seçimlerine Kadar Kıbrıs Sorunundaki Görüntüyü Netleştirdi” başlıklı haberinde uzun bir aradan sonra dün Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’la ayrı ayrı görüşen Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’ın muhataplarına, Kıbrıs sorununda olacaklar konusunda bilgi verdiğini yazdı.
Gazete, Downer’ın, Eroğlu ve Hristofyas’a; Kıbrıs müzakerelerini hayatta tutmanın tek yolunun, Rum tarafında Şubat 2013’te yapılacak başkanlık seçimine kadar teknik komitelerin işletilmesi olduğunu söylediğine dikkat çekti.
Edindiği bilgilere dayanarak, Downer’ın muhataplarına, BM’nin Kıbrıs sorununda çoklu konferans toplama hedefinin değişmediğini ancak şu anda bunun olması için gerekli ön şartların mevcut olmadığını söylediğine de vurgu yapan gazete, BM’nin, Türk tarafının en kısa zamanda konferans çağrılması talebinden vazgeçmediğini ilettiğini de kaydetti.
Haberde Downer’ın; Eroğlu ve Hristofya’a zaten bildikleri şeyleri yani teknik komitelere ağırlık verileceğini söylediği belirtilirken, Cumhurbaşkanı Eroğlu’yla görüşmesinden sonra da küçük de olsa teknik komiteler alanında ilerleme kaydedildiğini belirterek “Teknik komiteler sıkı çalışıyor” ifadesini kullandığı belirtildi.
Gazete Downer’ın dün akşam Ledra Palace’da gerçekleştirilen sosyal etkinlik çerçevesinde teknik komite üyeleri onuruna davet verdiğini, bu sabah Cumhurbaşkanı’nın Özel Temsilcisi Osman Ertuğ ve Rum Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu ile teknik komitelerin işleyişinde kaydedilen ilerlemeyi değerlendirmek üzere görüşeceğini hatırlattı.
HRİSTOFYAS “KIBRIS SORUNU İLKELERİ SAVUNDUĞUMUZ İÇİN ÇÖZÜLMEDİ”
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas “Kıbrıs sorunu, ilkeleri savunduğumuz için çözülmedi” dedi.
Fileleftheros Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın Girne kökenlilerin örgüt başkanları ve sözde “belediye” temsilcilerinden oluşan heyeti kabulünde söylediklerini okurlarına “Hristofyas: ‘Mutsuz Gideceğim, Sizinle Birlikte Acı Çekeceğim... ‘Kıbrıs Sorunu İlkeleri Savunduğumuz İçin Çözülmedi’” başlığıyla aktardı.
Habere göre; “Verdiğim sözü yerine getiremediğim için Başkanlıktan, gerçekten mutsuz gideceğim. Verdiğim söz Türk tavrı nedeniyle gerçekleştirilemez, dolayısıyla, sizinle birlikte acı çekeceğim” ifadelerini kullanan Hristofyas şunları söyledi:
“Mücadele arkadaşıyız. Sizi temin etmek isterim ki bizim taraf, aralarında insan haklarının tesisi ve göçmenlerin geri dönüş hakkının da dâhil olduğu, Kıbrıs sorununun temel çözüm ilkelerini savunduğu için gelişme olmadı.”
Haravgi “Türk Uzlaşmazlığı Zirvede” başlığıyla yansıttığı haberinde Hristofyas’ın; “Rum tarafının insan haklarının tesisi ve göçmenlerin geri dönmesi de dâhil, çözüm ilkelerini savunduğunu, bunların muhtemel yeniden müzakeresinin taksimle eş anlama geleceği” mesajını verdiğini yazdı.
“ANKARA’NIN TAVRI TALAT DÖNEMİNİN AKSİNE ŞU ANDA DEĞİŞTİ”
Hristofyas, “Bazı hareketleri kabul eden Talat’ın Kıbrıslı Türklerin lideri olduğu dönemin aksine Ankara’nın tavrı şimdi Eroğlu döneminde değişti. Derviş Eroğlu sürekli, Mehmet Ali Talat’ın üstlendiği yükümlülükleri kaldırıyor, Talat’ın verdiği taahhütlerin kuşkulu olduğunu savunduğunda da Ankara kendisini destekliyor” dedi.
Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı’nı devralmış olması nedeniyle “Ankara’nın gitgide daha uzlaşmaz ve kibirli olmaya başladığını” iddia eden Hristofyas, Rum tarafının Kıbrıs sorununu, dönem başkanlığı yüzünden ileri götürmediği söylemini reddetti ve dönem başkanlıklarının Türkiye açısından bumerang haline geldiğini savundu.
“Neden itiraz ediyor? Çünkü Kıbrıs egemen devlet olarak tanınıyor, hükümranlığının tamamı ile AB üyesidir ve bu nedenle Türkiye’nin ve Türkiye’nin en sert çevrelerinin emir eri olan Eroğlu’nun protestoları boşa çıkıyor” diyen Hristofyas kendi başkanlık dönemindeki icraatları savunurken şunları söyledi:
“Çözüm onurlu bir uzlaşı olacak, temel ilkelere dayanacak, işleyebilir olacak ve aşamalı da olsa, bütün Kıbrıslıların insan hakları tesis edilecek. Kıbrıs sorununun sıfırdan yeniden müzakere edilmesine gelince... Sıfırdan olması, kendi başına ‘taksim’ demektir”
“BM, BİZİM ULUSLARARASI EMPERYALİZM DEDİĞİMİZ ŞEYİ DAYATIYOR”
Hristofyas konuşmasında BM’nin oynadığı role de değindi ve “Uluslararası alanda eşitliği dayatan odur (BM). Bizim uluslararası emperyalizm dediğimiz şeyi (BM’nin) dayattığını söylememiz gerekir. Rusya, Çin ve Fransa denge rolü oynuyor” dedi.
KIBRIS TÜRK MALI OLAN MACKENZY SAHİLİ “VASİLİK”TEN LARNAKA BELEDİYESİ’NE DEVREDİLİYOR
Rum İçişleri Bakanlığı bünyesindeki “Kıbrıs Türk Malları Vasiliği” Kıbrıs Türk malı olan Larnaka’daki MacKenzy sahilinin Larnaka Belediyesi’ne devredileceğini haber verdi.
Fileleftheros haberi “MacKenzy Belediyenin Eline... İdaresi Kıbrıs Türk Malları Vasiliğinden Çıkartılıyor... Gayrı Meşruluğun Kaldırılması ve Sorunların Çözüm Yolu Açılıyor” başlık ve spotlarıyla aktardı.
Gazete Rum Yönetimi, Başsavcılık, “Kıbrıs Türk Mallarını İdare Birimi” ve Larnaka Belediyesi’nin MacKenzy sahilinin idari statüsünü değiştirmek için işbirliği yaptığını, bahse konu bölgenin idari statüsünün değiştirilmesinin büyük önemi bulunduğunu çünkü yüz milyonlarca Euro’luk kalkınma etkisi yapacağını yazdı.
Gazete edindiği ve Larnaka Belediyesi’nden üst düzey bir yetkiliye doğrulattığı bilgilere dayanarak MacKenzy sahilinin idaresinin, bugün uhdesinde bulunduğu Kıbrıs Türk Malları Vasiliği yerine Larnaka Belediyesi’ne verilmesi meselesinin bir süredir gündemde olduğunu belirtti.
MacKenzy sahili konusunda Rum İçişleri Bakanı Eleni Mavru’nun makamında bir toplantı gerçekleştirildiğini belirten gazete toplantıya Rum Başsavcı Petros Kliridis ve müdahil yetkili merci temsilcilerinin katıldığını yazdı.
Habere göre toplantıda Mavru, Larnaka Belediyesi tarafından dile getirilen genel görüşler çerçevesinde meselenin düzenlenmesine, yani; bölgenin idaresinin tamamıyla belediyeye verilmesine, belediyenin de genel şehircilik düzenlemelerini yapmak üzere Şehircilik Dairesi ile işbirliği yapmasına olur verdi. Bu yöntemle, adı geçen bölgenin bugüne kadar “vasiliğin” elinde olan “yetkilerin tamamı” belediyenin eline geçecek ve yetki boşluğu nedeniyle bugüne kadar yaşanan bir dolu sorun halledilecek.
GENETİK ENSTİTÜSÜ, TÜRK KAYIP YAKINLARININ VERİLERİNİ TÜRK ÜYEYE TESLİM ETTİ
Kayıp Şahıslar Komitesi’nin kayıp şahıslarla ilgili genetik çalışmalarını bugüne kadar yürüten Kıbrıs Nöroloji ve Genetik Enstitüsü (CING), Kıbrıslı Türk kayıp yakınlarına ait veri tabanını Türk tarafına teslim etti.
Bu veriler, kayıplarla ilgili genetik çalışmaları bundan sonra yürütecek Bosna’daki Kayıp Kişilerle İlgili Uluslararası Komisyon’a (ICMP-International Commission of Missing Persons) gönderilecek.
TAK muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Kayıp Şahıslar Komitesi Türk Üyesi Gülden Plümer Küçük, Genetik Enstitüsü’nün, kayıp yakınlarıyla ilgili verileri, sona eren sözleşmesinin şartnamesine aykırı bir şekilde gecikmeli olarak ve gerekmediği halde yönetim kurulu kararı aldıktan sonra dün teslim ettiğini söyledi.
Küçük, kayıp yakınlarının DNA profilleri, aile ağaçları ve benzeri bilgilerden oluşan veri tabanının kodlanma sürecinin başladığını ve kısa sürede “isimsiz ve kodlanmış” şekilde Bosna’ya yollanacağını belirtti.
Gülden Plümer Küçük, Genetik Enstitüsü’nün, Kayıp Şahıslar Komitesi Rum üyesinin talebi doğrultusunda, Rum kayıp yakınlarının DNA profillerini güncelleyeceğini ancak enstitünün, ne kayıp şahıslarla ilgili genetik çalışmalar, ne de Kayıp Şahıslar Komitesi ile bir ilişkisi kalmadığını söyledi.
Kayıp Şahıslar Komitesi’nin “Gömü Yerinden Çıkarma, Kimlik Tespiti ve Kayıp Şahısların Kalıntılarının İadesi Projesi”nin genetik çalışmaları bir süre öncesine kadar Kıbrıs Nöroloji ve Genetik Enstitüsü (CING) yürütüyordu.
Komite, projenin yeniden yapılandırılması çalışmaları sırasında görüş ayrılığına düştüğü Enstitü ile yollarını ayırmış ve UNDP’nin açtığı uluslararası ihaleyle genetik çalışmaları yürütme görevini Bosna’da faaliyet gösteren ICMP’ye vermişti.
CTP: “ÇÖZÜME KADAR OLİMPİYAT BAYRAĞI ALTINDA BİLE OLSA KIBRISLI TÜRKLERİN OYUNLARA KATILIMLARINA OLANAK SAĞLANMALI”
Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG), “Kıbrıs sorunu çözülene kadar Kıbrıslı Türklerin, olimpiyat bayrağı altında bile olsa katılımlarına olanak verilerek bir yandan mevcut olimpizm ruhuna yapılan haksızlık ortadan kaldırılmalı, diğer yandan da Kıbrıslı Türklerin dünya barışına spor alanında da katkı koymalarının yolu açılmalıdır” dedi.
CTP-BG’den Londra Olimpiyatları’nın başlaması nedeniyle yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs Türk sporculara uygulanan ambargolara işaret edildi.
“Din, dil, mezhep, ırk, renk farkı gözetmeden herkesin katıldığı ve barış, dostluk, kardeşlik hedefi ile yapılan ve dünyanın en büyük spor organizasyonu olan Londra Olimpiyatları’nı bir kez daha hem sevinerek ama hem de buruk bir duygu ile karşılıyoruz” denilen açıklamada, “Seviniyoruz çünkü dünya halkları arasında barışın ve dostluğun gelişmesine katkı koyacak bir organizasyona dünyamız tanıklık yapacak ancak Kıbrıs Türk halkı olarak çözümsüzlük koşullarının dayattığı izolasyonlar nedeni ile sporcularımızın böyle bir organizasyona katılma haklarının ellerinden alınması yüreklerimizi burkuyor. Sporcularımızın bunu başkaları adına yapması bizlere yapılan bir haksızlık olarak ortada duruyor” ifadelerine yer verildi.
Olimpizm ruhunun amacının tüm dünya halklarının barış, dostluk ve kardeşlik duygularını geliştirmek olduğu vurgulanan açıklamada, bu durumda Kıbrıs’ta çözüme ulaşana kadar KKTC sporcularının aynı duygularla bu ideallere katkı koymalarına çözüm bulunmasının kaçınılmaz olduğuna işaret edildi ve “Bu olimpizm ruhunun verdiği bir hak olma yanında 2004 referandumunda Kıbrıslı Türklerin ‘evet’ demiş olmasının da yarattığı bir hak olmalıdır” denildi.
TATAR: “KKTC CAZİBE MERKEZİ OLACAK”
Maliye Bakanı Ersin Tatar, KKTC’nin yavaş yavaş cazibe merkezi haline geleceğini; yatırımların süreceğini söyledi.
Bakan Tatar, KKTC’de 3 milyar dolarlık yatırım planladıkları belirtilen Güney Koreli iş adamları heyetini kabul etti.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Güney Koreli iş adamları projelerini ve düşüncelerini bakan Tatar’a aktardı.
Planladıkları yatırım ve projeleri hakkında Maliye Bakanı Tatar’la görüş alış verişinde bulunan Güney Koreli iş adamlarına ülke hakkında bilgi veren bakan Tatar, “KKTC yavaş yavaş cazibe merkezi haline gelecektir. Dış ülkelerden yatırım yapmak için bizlerle görüşenler vardır. Türkiye’nin önde gelen firmaları ve iş adamlarının ülkemizde ciddi yatırımları bulunmaktadır ve gelecekte de bu yatırımlar devam edecektir” dedi.
Doğal yapısı, iklim şartları, deniz sahilleri ile KKTC’nin eşsiz güzelliğe sahip bir ülke olduğunu anlatan Maliye Bakanı Tatar, Güney Koreli iş adamlarını projeleri için KKTC Merkez Bankası ve YAGA’yla da görüşmelerini sağlamak adına kendilerine yardımcı olacağını sözlerine ekledi.
BİRİNCİ BARIŞ HAREKATI’NIN YÖNETİLDİĞİ KOMUTA BİNASI RESTORE EDİLDİ
Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde Boğaz Sancağı tarafından zaman zaman komuta yeri olarak kullanılan ve Birinci Barış Harekatının başında, 20-22 Temmuz 1974 tarihleri arasında harekatın yönetildiği komuta yeri olarak kullanılan bina, o günlerin anısına yeniden tadil edilerek dün düzenlenen törenle açıldı.
Binanın açılışını Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu yaptı. Açılışa, Meclis Başkanı Hasan Bozer, Başbakan İrsen Küçük ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça da katıldı.
Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) tarafından aslına uygun olarak tadil edilen bina içerisinde Boğaz Sancağı’nın mücadele yılları ile Birinci Barış Harekatı’nı yansıtacak şekilde tarihe ışık tutacak hale getirildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan açılış törenine, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Adem Huduti, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Mehmet Daysal, Ana Muhalefet CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, bakanlar, milletvekilleri, siyasi parti başkanları, muharip dernekler, gaziler ve diğer yetkililer de yer aldı.
Tümgeneral Daysal açılışta yaptığı konuşmada, Barış Harekatı döneminde kullanılan binanın yeniden tadil ederek hizmete sunduklarını belirterek, binanın bu şekilde düzenlenmesiyle ilgili olarak kendilerine bir kıvılcım çakan ve ışık veren Emekli Korgeneral Muzaffer Sever’e saygılarını arz etti.
Daysal, Sever’in fikirleri doğrultusunda, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Huduti’nin emirleri doğrultusunda bu binanın tadilatına başladıklarını anlatarak, binaya varoluş mücadelesinde bütün emeği geçen mücahitlerin ve ilgili duyan herkesin desteği ve katkısını gördüklerini kaydetti ve destek veren herkese teşekkürlerini sundu.
Daysal, şehitleri saygıyla, gazileri de minnetle anarak, sözü projeyle ilgili detaylı bilgileri vermesi ve tarihiyle ilgili bilgileri anlatması için Yarbay Ahmet Duman’a bıraktı.
Yarbay Duman da, binanın tadilat çalışmalarının TMT’nin devamı olan Güv.K.K personeli tarafından o yıllarda mücadele veren büyükler ile bizzat görüşerek gerçekleştirdiklerini belirterek, yürüttükleri araştırmalar sırasında milli mücadele yıllarında yer alan büyüklerle çok duygusal anlar yaşadıklarını söyledi.
Duman, o yılları bizzat birinci ağızdan dinleyerek tarihi anlar yaşadıklarını vurguladı ve başlattıkları bu adımın sadece bir ilk olduğunu, gelecek nesillere daha geniş bilgiler sunacaklarını kaydetti.
Kıbrıs Türk halkının hak, hukuk ve özgürlük mücadelesi olan milli davayı, benzeri görülmemiş bir özveri ve dirayet göstererek bu topraklara kanla yazdığını vurgulayan Duman, “Kanla yazılan bu tarih sahnesi, adaya gelen barışın ilelebet kalacağını dünyaya gösteren son perdedir” dedi.
Duman, tarihte hiçbir milletin Kıbrıs Türk halkını esareti altına almayı başaramadığını, söz konusu Kıbrıs Türk halkının hürriyet ve bağımsızlığı olursa mücahit ruhlu Kıbrıs Türk halkı ve Mehmetçik’in seve seve bir bu kadar daha şehit vermeye her zaman hazır olduğunu vurguladı.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Eroğlu, Meclis Başkanı Bozer, Başbakan Küçük ve diğer yetkililer binanın açılışını yaparak, bina için açılan özel defteri imzaladı ve rehber eşliğinde binayı gezdi.
POLONYA DAYANIŞMA SENDİKASI’NDAN DAÜ’YE ZİYARET
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ile Polonya Dayanışma Sendikası arasında uygulanan Öğretmen Değişim Programı kapsamında KKTC’ye eğitim amaçlı gelen Polonyalı öğretmenler Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ)’yü de ziyaret etti.
Üniversiteyi tanıma amaçlı ziyarette konuklar, DAÜ Rektörü Prof. Dr. Abdullah Y. Öztoprak’ı ziyaret ederek bilgi aldı.
DAÜ’den verilen bilgiye göre, heyeti kabulünde konuşan Prof. Dr. Öztoprak, DAÜ hakkında geniş bilgi vererek, üniversitenin dünya üniversiteleri arasındaki yerinden, eğitim kalitesinden ve akreditasyon çalışmalarından bahsetti.
Ziyarete DAÜ Öğrenci Hizmetleri ile Sosyal ve Kültürel İşlerden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ülker Vancı Osam ve Öğrenci İşleri ile Bilişimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa K. Uyguroğlu da eşlik etti.
DAÜ’ye hayran kaldıklarını dile getiren konuklar DAÜ’nün başarılarını takip ettiklerini de sözlerine ekledi.
Ziyaret, DAÜ Tower Restorant’da gerçekleştirilen öğle yemeği ve ardından gerçekleştirilen tanıtım sunumu ile sona erdi.
DOĞALGAZ İHALESİNDE İKİ RUS ŞİRKET
Rum Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) doğalgaz arama çalışmalarının ikinci turuna katılmak isteyen şirketler arasında iki de Rus şirketin bulunduğunu açıkladı.
Haravgi gazetesinin haberine göre, Rusya’ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yaptığı açıklamada Markulli; ikinci tur doğalgaz ihalesine katılma yönünde istek belirten 29 şirket arasında iki de Rus şirketin bulunduğunu, bu şirketlerin “Novatec Overseas Exploration and Production ve Fransız şirketi Total ortaklığı ile Gazprom bankasıyla ilişkili olan GBG Global Resources BV ” şirketleri olduğunu söyledi.
Markulli; “hiçbir ülkenin yada şirketin Türkiye’nin tehditlerine boyun eğmeyerek geri adım atmamasından ötürü duyduğu memnuniyeti dile getirirken, konuyu Rus meslektaşı Sergey Lavrov’la da ele aldıklarını” ifade etti.
Markulli, ihale sürecinin 2012 yılı sonuna kadar tamamlanmasının öngörüldüğünü de vurguladı.
TROYKA BİLGİLENDİRİLDİ
Öte yandan gazete bir diğer haberinde, Güney Kıbrıs’a ziyaret gerçekleştiren AB Troyka heyetinin doğalgaz yataklarının bulunmasının yarattığı beklentiler konusunda bilgilendirildiğini yazdı.
Habere göre, Rum Ticaret Bakanlığı Enerji Dairesi Müdürü Solon Kasinis dün Troyka heyetiyle bir araya gelerek doğalgaz yatakları konusunda bilgi verdi.
Görüşme sonrasında yaptığı açıklamada Kasinis, görüşmede doğalgazın değerlendirilmesi, Noble şirketiyle yapılan görüşmeler ve yakın zamanda planların uygulamaya konulacağı konularını ele aldıklarını belirtirken doğalgazın sadece Güney Kıbrıs ekonomisine değil AB ekonomisine de yapacağı katkıya vurgu yaptıklarını ifade etti.
Kasinis; İsrail gibi komşu ülkelerle doğalgazın değerlendirilmesi imkanlarına da değindiklerini ve Troyka heyetinin doğalgaz konusunu ciddiyetle ele aldığını vurguladı.
Kasinis ayrıca, Güney Kıbrıs’ın doğalgaz yataklarını değerlendirmeye en erken 2017 yılında başlamasının öngörüldüğünü de sözlerine ekledi.
RUM MOTOSİKLETLİLER 3-5 AĞUSTOS’TA SINIR BOYUNCA SÜRÜŞ YAPACAK
Rumların 1996’da Derinya’da gerçekleştirdikleri taşkınlıklar ve sınır delme girişimi sırasında ölen Tasos İsak ve Solomos Solumu için Rum motosikletliler bu yıl da 3-5 Ağustos’da sınır boyunca motosiklet sürecek.
Fileleftheros “Motosikletliler İsak ve Solomu’yu Unutmuyor... Bu Yıl Da 3-5 Ağustos’ta Anı Sürüşü” başlıklı haberinde “İsak-Solomu Anı İnisiyatifi” nezaretinde yapılacak etkinlik için dün basın toplantısı düzenlendiğini kaydetti.
Haberde Rum motosikletlilerin 3, 4 ve 5 Ağustos’ta ara bölgeyi takip ederek gerçekleştirecekleri sürüşün 5 Ağustos tarihinde, Paralimni meydanında düzenlenecek etkinliğin ardından, adı geçen iki Rumun mezarı başında son bulacağı belirtildi.
Gazeteye göre hiçbir partiyle bağlantıları olmadığını açıklayan organizatörler, “unutmuyorum” sloganıyla gerçekleştirilecek sürüşün özerkliğine dikkat çekerek, katılımcılardan, kendilerine dağıtılacak tek tip fanilaları giymelerini istedi.
RUM HÜKÜMETİ’NDEN EŞEL MOBİLİN DURDURULMASINA, 13. MAAŞIN KALDIRILMASINA VE MAAŞ KESİNTİLERİNE “HAYIR”
Rum Yönetimi’nin mali yapılandırması çerçevesinde, adadaki temasları devam eden Troyka temsilcilerinin dün, Rum Yönetimi’nden, eşel mobil ödeneği ile 13. maaşların kaldırılması ve kamu çalışanların maaşlarından yüzde 15, emeklilik maaşlarından da yüzde 10 oranında kesinti yapılmasının dışında, Rum Elektrik İdaresi’nin (AİK), Telekomünikasyon İdaresi’nin (CYTA) ve Limanlar İdaresi’nin özelleştirilmesini de istediği bildirildi.
Fileleftheros gazetesi “Senaryolar Daha Ürkütücü... Troyka AİK, CYTA ve Limanlar İdaresi’nin Özelleştirilmesini İstedi” başlığıyla manşetten aktardığı haberinde, Troyka temsilcilerinin dün, sendikalarla görüşerek, eşel mobil ödeneğinin kaldırılması, emeklilik yaşının yükseltilmesi, kamu sektöründeki işleyiş giderlerinin azaltılması ve birtakım yapısal tedbirler alınması taleplerini ortaya koyduğunu yazdı.
BÜTÇE AÇIĞI 1 MİLYAR EURO
Gazete, Troyka’nın mali çöküşün giderek arttığı ve 2012-2013 yılı bütçe açığının 1 milyar Euro civarına olacağı değerlendirmesinde bulunduğunu yazdı.
Troyka’nın bu tezlerinin tepkilere neden olduğunu belirten gazete, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın dün, Troyka’nın bu görüşleriyle ilgili bilgilendirildiğini ve Rum Yönetimi adına, Troyka’nın istediği bu tedbirlere karşılık bazı kırmızı çizgiler belirlendiğini kaydetti.
Gazeteye göre Rum Yönetimi, Troyka’nın eşel mobilin ve 13. maaşların kaldırılması ile emeklilik maaşlarından ve kamu çalışanları maaşlarından kesinti yapılmasını kabul etmeyecek.
Haberde, Troyka’nın niyetlerinin, bugün Rum Yönetimi’nin müzakere grubuyla yapacağı görüşmeden önce kesinlik kazanmayacağı da belirtildi.
PARTİLERDEN VERYANSIN... BİLGİLENDİRME İSTİYORLAR
Gazete, bir diğer haberinde ise, Rum siyasi partilerin Troyka’nın talep ettiği tedbirlerle ilgili bilgilendirilmedikleri gerekçesiyle “veryansın” ettiklerini ve en kısa zamanda bilgilendirme istediklerini yazdı.
Habere göre DİSİ Başkanı Nikos Anastasiadis, Rum Hükümeti’nin, Troyka’nın partilerle görüşeceğini bilmesine rağmen, birleşik bir siyasi diyalog belirlemek hedefiyle, herhangi bir bilgilendirme yapmadığını söyledi.
EURO. KO Başkanı Dimitris Şilluris ise, Hükümetin partilerle diyaloğunu, Troyka’nın tedbirlerinin hayata geçirilmesinin ardından mı başlatacağı sorusunu sordu. Şilluris, bu tedbirlerin ortaya çıkmasından Hükümeti sorumlu tuttu.
DİKO Basın Sözcüsü Fotis Fotiu da, Troyka’nın gün ışığına çıkan tedbirlerinin “kabus gibi tedbirler” olduğunu ve siyasi liderliğin karanlığa gömüldüğünü kaydetti.
Simerini gazetesi ise, “Troyka Dişlerini Gıcırdatıyor” başlıklı manşet haberinde, Troyka’nın tedbirlerinin gün ışığına çıkmasıyla, Rum Menkul Kıymetler Borsası’nda (HAK) büyük kayıp yaşandığını yazdı.
Haberde, banka hisselerinin, borsadaki düşüşün akabinde “battığı” belirtildi.
Aynı gazete, bir diğer haberinde de, Rum Bakanlar Kurulu’nda dün, Rum Yönetimi’nin üst düzey yetkililerinin maaşlarından, gönüllü olarak yüzde 10 oranında kesinti yapılmasına devam edilmesi kararının alındığını yazdı.
MARFİN LAİKİ, ÇİNLİ YATIRIMCILARLA TEMAS YAPILDIĞI HABERLERİNİ TEYİT ETTİ
Öte yandan Politis gazetesi, Marfin Laiki Bankası’nın, Çinli yatırımcılarla birtakım temaslar yapıldığı haberlerini doğruladığını yazdı.
Habere göre banka, Çinli yatırımcılarla bazı istişareler yaptıklarını, ancak açıklamaya değer herhangi bir sonuç elde edemediklerini ifade etti.
KOT EKONOMİK KRİZ YÜZÜNDEN YURTDIŞINDAKİ 23 BÜROSUNDAN ÇOĞUNU KAPATMA KARARI ALDI
Gazete, bir diğer haberinde ise, Rum Turizm Örgütü’nün (KOT), yurtdışındaki 23 bürosundan birçoğunu, ekonomik kriz yüzünden kapatma kararı aldığını yazdı.
Haberde, KOT’a ait 23 büronun işleyiş giderlerinin yıllık 7,7 milyon Euro olduğu ve KOT’un, mevcut bütçesiyle bu giderleri artık karşılayamayacağı belirtildi.
RUSYA’NIN GÜNEY KIBRIS’TA ASKERİ ÜS KURACAĞI YALANLANDI
Rum Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli; Rusya’nın Güney Kıbrıs’ta askeri üs kuracağı yönündeki haberleri yalanladı.
Fileleftheros ve diğer gazeteler, Markulli’nin dün Moskova’da gerçekleştirdiği temaslar çerçevesinde Rus meslektaşı Sergey Lavrov’la görüştüğünü ve iki bakanın görüşme sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında soruları yanıtladığını yazdılar.
Habere göre Markulli ve Lavrov açıklamalarında, Güney Kıbrıs ile Rusya arasındaki ilişkilerin çok iyi bir düzeyde olduğuna vurgu yaparak, Rusya’nın Güney Kıbrıs’ta askeri üs kurması konusunu yalanladılar.
Markulli açıklamasında; “Rusya’nın Kıbrıs sorununda izlediği tutarlı politikanın, Kıbrıs’ın biriliği, toprak bütünlüğü ve milli bağımsızlığı için koruma kalkanı teşkil ettiğini” ileri sürdü.
Rusya ile Güney Kıbrıs arasındaki turizm işbirliğine de değinen Markulli, iki ülkenin işbirliği sonucunda Güney Kıbrıs’a giden Rus turistlerin sayısının, ülkeyi ziyaret eden turistlerin yüzde 20’sini oluşturduğuna vurgu yaptı.
Markulli, yakında Rusya’da üç konsolosluk daha açacak olmalarının turizm alanındaki işbirliğinin en büyük göstergesini teşkil ettiğini vurgulayarak Rusya’yla ekonomi ve turizm alanlarındaki işbirliğinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
Konuşmasında Suriye’deki krize de değinen Markulli; AB’nin bölgeye en yakın ülkesi konumunda bulunduklarını, Lübnan krizinden ötürü tecrübe sahibi olduklarını, bu yüzden endişe içerisinde olduklarını belirterek krizin çözümüne katkı koymayı arzuladıklarını vurguladı.
LAVROV 2004’TEKİ RUS VETOSUNA DEĞİNDİ
Öte yandan Rus Dışişleri Bakanı Lavrov konuşmasında, Güney Kıbrıs’la özellikle ekonomik ilişkilerin artış göstermesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek Rusya’nın 2004 yılında BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan karara uyguladığı vetoyu değerlendirdi.
“Bazı batılı ülkelerin gelişmeleri etkilemek için Güvenlik Konseyi’ni kullanma yönünde iki yüzlü çabalar sarf ettiklerini, 2004 yılındaki karar tasarısının da buna örnek teşkil ettiğini” iddia eden Lavrov; “Kıbrıs sorununa BM Güvenlik Konseyi ve Genel Sekreterin iyi niyet misyonu çerçevesinde, dış baskılar ve takvimler olmaksızın, adil, kalıcı ve bütünlüklü bir çözüm bulunması” tezini yineledi.
Lavrov; Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığını sürdürdüğü bu dönemde, Rus vatandaşlarının AB’ye vizesiz girişleri konusu gibi, Rusya için öncelikli konuların ileri götürülmesine katkı koyacağını umut ettiğini de belirtirken Rusya’nın Güney Kıbrıs’ta askeri üs kuracağı yönündeki bir soruya ise “gülümseyerek” karşılık verdi.
Suriye’deki krize ilişkin de açıklamada bulunan Lavrov; tek taraflı yaptırımların “ambargo” anlamına geleceğini ve Güvenlik Konseyinin es geçilmesi anlamını taşıyacağını öne sürerek Rusya’nın yaptırımları destekleyemeyeceğini vurguladı.
Gazete, Markulli ve Lavrov’un 2012-2013 dönemini kapsayan siyasi müzakereler planına da imza attıklarını belirtti.
RUM BAKANLAR KURULU KORUÇAM İÇİN BEDAVA OTOBÜS SEFERİ BAŞLATILMASI KARARI ALDI
Rum Bakanlar Kurulu’nun son toplantısında, Koruçam’da ikamet edenler için, KKTC’den Güney Kıbrıs’a bedava otobüs seferi başlatılması kararı aldığı bildirildi.
Politis gazetesi, Koruçam için tahsis edilecek olan otobüsün 23 kişilik olduğunu ve Özhan, Karpaşa ve Koruçam köylerinden yolcu alacağını yazdı.
ÖĞRETMENLER BEDAVA SANDVİÇ DAĞITILMASINI İSTEDİ: “AİLELER ÇOCUKLARIN TEMEL İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMIYOR” Ekonomik krizin pençesinde bulunan Güney Kıbrıs’ta, halen 7 bin 500 fakir öğrenci bulunduğu ancak krizle birlikte bu sayının bu yıl ikiye katlanmasının beklendiği haber verildi.
Alithia, Güney Kıbrıs’taki pek çok okulda açlığın kendini göstermekte olduğu, yetersiz beslenen öğrencilere bedava sandviç dağıtılmasını talep eden öğretmen sayısının da gün geçtikçe arttığına işaret etti.
Rum okullarındaki mevcut fakir öğrenci sayısının 7 bin 500 olduğunu, kriz nedeniyle bu yıl bu sayının ikiye katlanmasının beklendiğine işaret eden gazete, ilkokullardaki fakir öğrenci sayısını, okul aile birliklerinin; 3 bin 859, Rum Eğitim ve Kültür Bakanlığı İlköğretim Dairesi’nin ise; 3 bin 780 olarak verdiğini belirtti.
Gazete, Rum Eğitim Bakanlığı’nın fakir öğrencilere verdiği desteğin çok az olduğunu kaydeden okul aile birliklerinin, bu konunun ele alındığı salı günkü Rum Meclisi Eğitim Komitesi’nde; önümüzdeki ders yılı için kapsamlı bir eylem planı oluşturulmasını talep ettiğini yazdı.
Gazete, “Artan işsizlik çoğu aileyi ekonomik sıkıntıya soktu. Bu aileler artık mali sorunlarıyla başa çıkamıyor ve çocuklarının temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor” ifadesini de kullandı.
GAÜ’NÜN HİNDİSTAN ÜNİVERSİTESİYLE İŞBİRLİĞİNE MÜDAHALE RUM BASININDA
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) ile Hindistan’ın “College of Advance Technology” üniversitesi arasında imzalanan işbirliği anlaşmasının, Güney Kıbrıs’ın müdahalesiyle karşılaşması, Rum basının da yer aldı.
Simerini gazetesine göre; Hindistan’da görevli Rum Yüksek Komiseri Maria Mihail, söz konusu üniversiteye 16 Temmuz tarihinde bir mektup göndererek GAU ile işbirliğine son verilmesini talep etti.
KKTC’deki tüm üniversitelerin yasadışı olduğunu ve bu üniversitelerle yapılacak her türlü işbirliğinin “olumsuz sonuçları olacağı” iddiasında bulunan Mihail, işbirliğinin sonlandırılmasının Güney Kıbrıs ve Hindistan arasındaki dostluğun çıkarına olacağını savundu.
Gazete, Rum hükümetinin bu müdahalesine GAÜ’nin kendi internet sitesinden yaptığı açıklamayla sert tepki gösterdiğini de belirterek GAÜ’nin sitesinde Kıbrıs’ın tarihine ilişkin yer alan bilgilerin ise “aldatmaca” olduğunu iddia etti.
MAKARİOS HASTANESİ’NDEKİ BİR JİNEKOLOG, EK MESAİ UĞRUNA 11 SEZARYEN DOĞUMA GİRDİ
Lefkoşa Rum kesimindeki Makarios Hastanesi’nde çalışan bir jinekoloğun, ek mesai uğruna hafta sonu günlerinde 11 sezaryen doğuma girdiği ve yoğunluk yüzünden yaptığı ihmaller sonucu, bir bebeğin hayatını da tehlikeye soktuğu bildirildi.
Fileleftheros gazetesi, söz konusu jinekoloğun Rum Sağlık Bakanlığı’na şikayet edilmek istendiğini, ancak Sağlık Bakanı Stavros Malas’a, böyle bir mektup ulaşmadığını yazdı.
Haberde, bahsi geçen jinekoloğun hastane personeline de kötü davrandığı belirtildi.
DOLANDIRDIĞI KİŞİLERİN 4,5 MİLYONUNU KUMARDA YEDİ
Bir denetim firmasında, özellikle İsrail’in elektronik kumarhane çeklerinin arşivlenmesinden sorumlu bir Rum’un, yatırım vaadiyle kandırdığı 5 kişiyi dolandırdığı ve aldığı paraları kumarda yediği bildirildi.
Politis “4,5 Milyonu Kumarda Yedi” başlıklı haberinde Hristos Evstathiu (37) isimli Rum’un 2006-2008 döneminde yatırım yaparak paralarını ikiye katlayacağı vaadiyle kandırdığı 5 Rum’dan aldığı 4 milyon 500 bin Euro tutarındaki parayla ortadan kaybolduğunu, hakkında kırmızı bülten çıkarıldıktan sonra tutuklanarak mahkemeye çıkarıldığını yazdı.
Habere göre kandırdığı kişilerden aldığı paraları kumarda kaybettiği anlaşılan Evsthatiu hakkındaki yargı süreci dün tamamlandı, hakkındaki mahkeme kararı ise 1 Ağustos’ta açıklanacak.
LAOS DEMOKRATİK HALK CUMHURİYETİ’NE RUM BÜYÜKELÇİ
Güney Kıbrıs’ın Çin Büyükelçisi İoanna Maliyoti, Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne akredite büyükelçi olarak atandı.
Fileleftheros gazetesinin haberine göre, Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti Başkanı Choummaly Sayasone’ye güven mektubunu sunan Maliyoti, Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığı ve Kıbrıs sorununa iki toplumlu, iki kesimli federasyon temelinde, kalıcı ve fonksiyonel bir çözüm bulunması yönündeki sözde çabalarını iletti.
Gazete, Sayasone’nin ise iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerin devam etmesi dileğini ifade ettiğini yazdı.
BKP: “EKONOMİK POLİTİKALAR ÜLKEDEKİ KRİZİ DERİNLEŞTİRİYOR... EKONOMİK PROGRAM VE PAKETLER İPTAL EDİLSİN”
Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP), ülkede uygulanan ekonomik politikaların ekonomik krizi her geçen gün derinleştirdiğini savunarak, ekonomik program ve paketlerin iptal edilmesini, asgari ücretin artırılmasını ve üretimin geliştirilmesini istedi.
BKP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Salih Efendi dün yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye hükümeti AKP ile UBP hükümetinin izlediği ekonomik politikaların ülkedeki krizi her geçen gün derinleştirdiğini; bu krizin en büyük bedelini ise çalışan kesimlerin ödediğini ileri sürdü.
Efendi, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin Ankara ile imzalanan ekonomik program ve “dayatma” paketlerden kaynaklandığını iddia ederek, “Ankara ile imzalanan açık ve gizli ekonomik program ile dayatma paketler iptal edilmeli” dedi
UBP hükümetinin dolaylı vergiler ve fon vergileri ile yarattığını savunduğu pahalılığın faturasını çalışanların ödediğini, zenginlerden vergi toplanmazken, çalışan ve dar gelirlilerin, zenginlerden daha fazla vergi ödediğini ileri süren Efendi, ülkedeki zor koşullara rağmen asgari ücrete 3 yıldır artış yapılmadığını, çalışanların açlık sınırının altındaki asgari ücretle, sosyal güvencesi ve yatırımları olmadan “köle” durumuna getirildiğini savundu.
TÜRKİYE ve DÜNYA BASININDA KIBRIS AB HABER27.07.2012 Samet Ocakoğlu: Rum Kesiminin AB Dönem Başkanlığını üstlenmesinin Avrupa fikrini zedelediği bir gerçektir Demokrat Parti ileri gelenlerinden Samet Ocakoğlu, Kıbrıs Rum yönetiminin 6 aylık süre için Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığını üstlenmesine ilişkin, "Bugün, Kıbrıs Rum kesiminin AB Dönem Başkanlığını üstlenmesi ile sonuçlanan siyasi ve politik kararların Avrupa fikrini zedelediği bir gerçektir" değerlendirmesinde bulundu. Ocakoğlu yaptığı yazılı açıklamada, AB Dönem Başkanlığını Kıbrıslı Rumların üstlenmesinin sakıncalarına dikkat çekerek, "Bugün görsel ve işitsel bir illüzyonun yarattığı perde aralandığında Türkiye için politik çıkarlarına zararlı, uluslararası alandaki haklarımıza aykırı, tezlerimizi tahrip eden ve büyük yürüyüşümüzün istikametinde ciddi riskler yaratan somut bir durum bütün çıplaklığı ile görülmektedir" dedi. "Hal böyle iken siyaset kurumlarının ve toplumun kaygı verici bu gelişmeler karşında duymaz, görmez tavrı ve olaya yani haklara alakasızlık, zararları gelecekte daha da büyüyecek yanlışlık olacaktır" diyen Ocakoğlu açıklamasında, "Eğer toplum haklarını ve uluslararası alandaki konumunu ilgilendiren gelişmeleri sorgulamaktan böylesine uzak kalırsa tarihin gelecekteki hükmünün ülke için zararlarımızı onarıcı bir yararı da olmayabilir" ifadelerini kullandı. "Bütün bu olup bitenlerin her açıdan fiyasko" olduğu görüşünü dile getiren Ocakoğlu, "Demokrat Parti ve Genel Başkanı Merhum Başvekil Adnan Menderes'in politik uygulamalarına tema olan Büyük Türkiye fikri ülkede Avrupa düşüncesini gönüllere sardığında uluslararası alanda güçlü, hukukuna saygı gösterilen, vazgeçilmez ve medeniyetine saygı gösterilen bir Türkiye Avrupa gündeminin baş sıralarına oturmuştu. AB topluluğunun büyük yanlışları öncelikle her alanda sağlıklı bir Avrupa fikrine zarar vermektedir" dedi. Ocakoğlu açıklamasında şunları kaydetti: "Bugün, Kıbrıs Rum kesiminin AB Dönem Başkanlığını üstlenmesi ile sonuçlanan siyasi ve politik kararların Avrupa fikrini zedelediği bir gerçektir.AB ülkelerinin Kıbrıs Rum Kesimi halkı ile kültürel ve siyasi olarak bütünleşme istekleri eğer Türkiye' ye, KKTC' ye ve Kıbrıs Türk halkına karşı evrensel hukuka aykırı bir ihtiras politikası izlenmemiş olsaydı ihtimaldir ki anlaşılmaya çalışılırdı. Bilgi birikimi ve üstatlığında bu kapının anahtarını da muhafaza eden misyonumuz için, Türkiye ve KKTC önünde duran bu AB tablosunu anlamak ve kabul etmek mümkün değildir.Anlatalım da en azından tarih ve hak huzurunda alnımız açık olsun. Bu fotoğraf bugün ki tasarımı ve manası ile EXPO Adayı İzmir için dahi bir risktir."
ERCAN' DA TOPLU MEZAR MI?
Bundan bir süre önce Ercan Havalimanında başlatılan uçak pisti çalışmaları sırasında bir çok insan kemiğine rastlandığı iddia edildi.Kıbrıslı GazetesiPist çalışmalarını yakından gözleyen bazı ilgili kaynaklara göre Ercan Havaalanı’ndaki ikinci uçak pisti çalışmaları bundan yaklaşık iki ay önce başladı.Pistin yapılması için söz konusu pist alanının kazılması sırasında hayret verici bir manzara ile karşılaşıldığı öne sürülüyor.Gazeteye göre bu sırda insan kemiklerine rastlandığı, bu kemikleri gören kişilerin ise konuyu sorumlu kişilere aktardığı belirtildi.ÖNLEM ALINDIAynı kaynaklar ortaya çıkan manzaranın yetkililere duyurulması ile geniş çaplı önlemler alındı. İddialara göre 100'e yakın çalışan oradan uzaklaştırılarak, çalışmalarla ilgili daha az sayıda bir ekip ayarlandı.önlemlerin alınmasından sonra yine öne sürülen iddialara göre, söz konusu pist alanının stabilize çalışmaları tamamlandı ve ortaya çıkan insan kemikleri de pist alanının altında bırakıldı. BİLİNİYORDUSöz konusu yerde insan kemiklerinin olduğunun daha önceden bilindiğine dikkat çeken ilgili çevreler, uçak pisti alanları, serbest bölgeler ve buna benzer stratejik alanlarda kazı yapılamayacağı şeklinde kurallara dikkat çektiler.KAYIP ŞAHIŞLARBulunan insan kemikleri kimlere veya hangi topluma ait olup olmadığı bilinmezken, Kıbrıs'ın her iki tarafındaki Kayıp Şahıslarla ilgili yetkililerin mevcut çalışmalarında bu bölge hakkında bilgisi olup olmadığı da bilinmiyor. GARANTİ BANKASI LEFKOŞA ŞUBE MÜDÜRÜ “KAYIP”
Garanti Bankası, Lefkoşa Şube Müdürü Mahmut Karımış'tan 24 Temmuz'dan bu yana haber alınamadığını bildirdi.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Garanti Bankası'ndan yapılan yazılı açıklamada, ''Bankamızın Lefkoşa Şube Müdürü Mahmut Karımış'tan 24 Temmuz Salı günü saat 13.15'ten bu yana haber alınamadığını üzülerek bildirmek isteriz. Konuyla ilgili emniyet birimleri bilgilendirilmiştir. En kısa sürede kendisinden haber almayı temenni ediyoruz'' denildi.7,5 Milyon TL ile 24 Temmuz'dan bu yana kayıp olan Garanti Bankası Lefkoşa Şube Müdürü Mahmut Karımış, Facebook hesabında "Ben artık Havanalı'yım" mesajı bıraktı. Karımış'ın KKTC'ye gelmek yerine başka bir ülkenin uçağına bindiği kesinlik kazanırken polis soruşturması devam ediyor. (TAK-Havadis) OKUL İÇİNDE OKUL! TED KOLEJİ'NDE NELER OLUYOR Ülkemizde iki ticari şirketin tek adreste gösterilmesi bile sorun teşkil ederken iki ayrı okulun geçici de olsa tek adreste faaliyet göstermesi ve bu okulların öğrencilerin bir birleri ile nasıl temas ettirilmeden eğitimin sürdürülmesi hesaplarının yapılması KKTC'deki eğitim siteminde gelinen noktayı açık bir şekilde gözler önüne seriyor.Kıbrıs Postası ÖzelYakın geçmişte bir çok protesto ile birlikte temelleri atılan Hala Sultan İlahiyat Koleji binasının tamamlanmasını beklemeden öğrenci kabul etmesi okulun eğitimini nerede sürdüreceği sorusunu gündeme getirmişti.Kıbrıs Postası'nın ulaştığı bilgiler göre, Hala Sultan İlahiyat Koleji ile TED Koleji arasında bir anlaşmaya varıldığı ve İlahiyat Koleji temeli atılan binası tamamlanıncaya kadar Lefkoşa'da bulunan TED Koleji Binasında yapacağının netlik kazandığı bildirildi. Bu durum karşısında ise TED Kolejine çocuklarını eğitim almak amaçlı gönderen veliler ise rahatsızlık içinde.Öte yandan TED Koleji'nin yeni eğitim yılında İlahiyat Koleji öğrencileri ile birlikte iki ayrı eğitim modelini nasıl aynı çatı altında ve birbirinden ayrı götürmeyi başaracağı merak konusu.Konu hakkında Kıbrıs Postası'na değerlendirmelerde bulunan uzmanlar ise TED Koleji'nin Türkiye'deki başarısının ortada olduğu, buna rağmen Lefkoşa TED'de alınan bu kararla kalitenin düşeceğini görüşünü savunuyor.Diğer taraftan Kıbrıs Postası ile irtibata geçen bazı öğrenci velileri ise TED Kolejine ve onun laik çizgisine güvenerek gönül rahatlığı ile kayıt yaptırdıklarını fakat bu noktada endişenin büyük olduğunu ortaya koydu.Bazı veliler ise TED Koleji aldığı bu karardan geri dönmezse çocuklarının kayıtlarını silecekleri konusunda kararlı konuştu. Dün akşam saatlerinde TED Koleji'nde velilere yönelik düzenlenen toplantıda ise gergin saatlerin yaşandığı ve bazı velilerin çocuklarını okuldan alacağını söyleyerek toplantıdan çıktığı öğrenildi. Basın mensuplarına toplantıya giriş izni vermeyen TED yönetiminin bu süreçten sonra ne yapacağı merak konusu. EROĞLU: “KIBRISLI TÜRKLERİN MARONİTLERLE BUGÜNE KADAR HİÇ BİR SORUNU OLMADI VE OLMAYACAK”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıslı Türklerin Maronitlerle bugüne kadar hiçbir sorunu olmadığını ve olmayacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, çoğu köylülerin Güney Kıbrıs’ta yaşadığı Maronit köyü Gürpınar’ın (Aymarina) Muhtarı Parteslis Hacıfessas ve beraberindeki heyeti kabul etti.
HACIFESSAS: “KÖYÜMÜZE DÖNMEK İSTİYORUZ”
Gürpınar Muhtarı Parteslis Hacıfessas konuşmasında, görüşme isteklerine olumlu yanıt veren Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na teşekkür ederek, sorunlarını aktardı.
Köylerinde ayin yapılmasına izin verildiği için de Cumhurbaşkanı Eroğlu’na teşekkür eden Hacıfessas, köylerine geri dönmek ve geri dönebilmeleri halinde köyde bulunan 2 kilise ve mezarlığı kendi imkanlarıyla tamir etmek istediklerini kaydetti.
Köylerinde şu anda asker bulunduğunu ifade eden Hacıfessas, askeri birliklerin Maronitlerin köylerine dönebilmesi için imkan tanımasını istedi.
“TEKRAR TÜRKLERLE BİRLİKTE YAŞAMAK İSTİYORUZ”
Gürpınar’ın (Aymarina) karma bir köy olduğunu, Türkler, Rumlar ve Maronitlerin 1963’e kadar iyi ilişkiler içinde yaşadıklarını, ancak Kıbrıs’ta yaşanan olaylar sonrasında köylerin ayrıldığını anlatan Hacıfessas, ayrılırken Kıbrıslı Türklerle herhangi bir sorunları olmadığını, Türklerle tekrar birlikte yaşamak istediklerini, diğer Maronitler gibi Türk idaresinde yaşayabileceklerini söyledi.
Karpaşa’da ve Kormacit’te olduğu gibi diğer Maronitlerle aynı şartlarda yaşamak istediklerini ifade eden Hacıfessas, “Bütün Maronitlerle aynı kaderi paylaşmak, ayni sistemde yaşamak istiyoruz” dedi.
Hacıfessas, Cumhurbaşkanı Eroğlu’ndan sorunlarının çözümü için yardım talep ederek, konuşması sonrasında taleplerini içeren mektubu da Cumhurbaşkanı Eroğlu’na takdim etti.
EROĞLU: “SORUN YOK, OLMAYACAK”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da, Maronitlerin taleplerini değerlendireceklerini belirterek, Kıbrıslı Türklerin Maronitlerle bugüne kadar hiç bir sorunu olmadığını ve olmayacağını kaydetti.
Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Maronitlerle halkın gayet samimi bir diyalog içinde, birlikte yaşamlarını sürdürdüklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, Maronitlerin gelmek istedikleri yerin askeri bölge olması nedeniyle bunun değerlendirilmesi gerektiğini, kısa bir zamanda konuyla ilgili olarak kendilerine cevap vermeye çalışacaklarını belirtti.
Hem Kıbrıs Türk halkının, hem de Türkiye’nin, Lübnan’daki Maronit komitesiyle de samimi diyalogu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, konunun Maronitler kadar kendileri için de önemli olduğunu vurguladı.
“DEĞERLENDİRMEMİZ LAZIM”
“Şu anda hemen yarın gelin diyecek pozisyonda değilim, bunun değerlendirilmesi lazım” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Maronitleri tanımaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ilerleyen zamanlarda daha sık temasları ve görüşme imkanları olacağını sözlerine ekledi.
BM ÖZEL DANIŞMANI DOWNER, LİDERLER’İN ÖZEL TEMSİLCİLERİYLE BİRARAYA GELDİ
Adada temaslarını sürdüren BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer, liderlerin ardından dün de liderlerin özel temsilcileriyle bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü görevini de sürdüren Özel Temsilci Osman Ertuğ, saat 10:00’da başlayan ve yaklaşık 2 saat süren görüşme sonrasında BRT muhabirinin sorularını yanıtladı.
Görüşmenin iyi geçtiğini söyleyen Ertuğ, komitelerin çalışmaları, bugüne kadar kaydedilen ilerlemeler ve geleceğe yönelik planlama üzerinde fikir teatisi yapıldığını; bazı konularda mutabakata varıldığını kaydetti.
Downer'in gelişmelerden ve kaydedilen ilerlemeden memnun olduğunu belirten Ertuğ, Downer- özel temsilciler görüşmelerinin eylül başından itibaren yeniden başlayacağını söyledi.
Ertuğ, teknik komitelerin görüşmelere devam ettiğini de ekledi.
EROĞLU NUFFEL’İ KABUL ETTİ
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barosso’nun Kıbrıs’taki BM İyi Niyet Misyonu’ndaki Özel Temsilcisi Pieter van Nuffel’i kabul etti.
Cumhurbaşkanlığı’nda saat 15:00’de başlayan, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Hasan Güngör ile Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi ve Sözcü Osman Ertuğ’un da hazır bulunduğu görüşmeyle ilgili açıklama yapılmadı ancak basının görüntü almasına olanak tanındı.
BAŞBAKAN KÜÇÜK, BUCCİ İLE GÖRÜŞTÜ
Başbakan İrsen Küçük, Avrupa Komisyonu Kıbrıs Türk Toplumu Masası Şefi Michaela Di Bucci ile görüştü.
Başbakanlık’ta gerçekleşen görüşme öncesinde basına açıklama yapılmadı.
Görüşmede Başbakanlık AB Koordinasyon Merkezi Direktörü Erhan Erçin de hazır bulundu.
“BM’NİN ÇOKLU KONFERANS HEDEFİ DEĞİŞMEDİ”
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’ın “BM’nin Kıbrıs sorununda çoklu konferans çağırma hedefi değişmedi fakat şu anda bunun gerçekleştirilmesi için gerekli ön şartlar mevcut değildir” dediği haber verildi.
Fileleftheros, “Menüde Teknik Komiteler Var... Downer Başkanlık Seçimlerine Kadar Kıbrıs Sorunundaki Görüntüyü Netleştirdi” başlıklı haberinde uzun bir aradan sonra dün Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’la ayrı ayrı görüşen Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’ın muhataplarına, Kıbrıs sorununda olacaklar konusunda bilgi verdiğini yazdı.
Gazete, Downer’ın, Eroğlu ve Hristofyas’a; Kıbrıs müzakerelerini hayatta tutmanın tek yolunun, Rum tarafında Şubat 2013’te yapılacak başkanlık seçimine kadar teknik komitelerin işletilmesi olduğunu söylediğine dikkat çekti.
Edindiği bilgilere dayanarak, Downer’ın muhataplarına, BM’nin Kıbrıs sorununda çoklu konferans toplama hedefinin değişmediğini ancak şu anda bunun olması için gerekli ön şartların mevcut olmadığını söylediğine de vurgu yapan gazete, BM’nin, Türk tarafının en kısa zamanda konferans çağrılması talebinden vazgeçmediğini ilettiğini de kaydetti.
Haberde Downer’ın; Eroğlu ve Hristofya’a zaten bildikleri şeyleri yani teknik komitelere ağırlık verileceğini söylediği belirtilirken, Cumhurbaşkanı Eroğlu’yla görüşmesinden sonra da küçük de olsa teknik komiteler alanında ilerleme kaydedildiğini belirterek “Teknik komiteler sıkı çalışıyor” ifadesini kullandığı belirtildi.
Gazete Downer’ın dün akşam Ledra Palace’da gerçekleştirilen sosyal etkinlik çerçevesinde teknik komite üyeleri onuruna davet verdiğini, bu sabah Cumhurbaşkanı’nın Özel Temsilcisi Osman Ertuğ ve Rum Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu ile teknik komitelerin işleyişinde kaydedilen ilerlemeyi değerlendirmek üzere görüşeceğini hatırlattı.
HRİSTOFYAS “KIBRIS SORUNU İLKELERİ SAVUNDUĞUMUZ İÇİN ÇÖZÜLMEDİ”
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas “Kıbrıs sorunu, ilkeleri savunduğumuz için çözülmedi” dedi.
Fileleftheros Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın Girne kökenlilerin örgüt başkanları ve sözde “belediye” temsilcilerinden oluşan heyeti kabulünde söylediklerini okurlarına “Hristofyas: ‘Mutsuz Gideceğim, Sizinle Birlikte Acı Çekeceğim... ‘Kıbrıs Sorunu İlkeleri Savunduğumuz İçin Çözülmedi’” başlığıyla aktardı.
Habere göre; “Verdiğim sözü yerine getiremediğim için Başkanlıktan, gerçekten mutsuz gideceğim. Verdiğim söz Türk tavrı nedeniyle gerçekleştirilemez, dolayısıyla, sizinle birlikte acı çekeceğim” ifadelerini kullanan Hristofyas şunları söyledi:
“Mücadele arkadaşıyız. Sizi temin etmek isterim ki bizim taraf, aralarında insan haklarının tesisi ve göçmenlerin geri dönüş hakkının da dâhil olduğu, Kıbrıs sorununun temel çözüm ilkelerini savunduğu için gelişme olmadı.”
Haravgi “Türk Uzlaşmazlığı Zirvede” başlığıyla yansıttığı haberinde Hristofyas’ın; “Rum tarafının insan haklarının tesisi ve göçmenlerin geri dönmesi de dâhil, çözüm ilkelerini savunduğunu, bunların muhtemel yeniden müzakeresinin taksimle eş anlama geleceği” mesajını verdiğini yazdı.
“ANKARA’NIN TAVRI TALAT DÖNEMİNİN AKSİNE ŞU ANDA DEĞİŞTİ”
Hristofyas, “Bazı hareketleri kabul eden Talat’ın Kıbrıslı Türklerin lideri olduğu dönemin aksine Ankara’nın tavrı şimdi Eroğlu döneminde değişti. Derviş Eroğlu sürekli, Mehmet Ali Talat’ın üstlendiği yükümlülükleri kaldırıyor, Talat’ın verdiği taahhütlerin kuşkulu olduğunu savunduğunda da Ankara kendisini destekliyor” dedi.
Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı’nı devralmış olması nedeniyle “Ankara’nın gitgide daha uzlaşmaz ve kibirli olmaya başladığını” iddia eden Hristofyas, Rum tarafının Kıbrıs sorununu, dönem başkanlığı yüzünden ileri götürmediği söylemini reddetti ve dönem başkanlıklarının Türkiye açısından bumerang haline geldiğini savundu.
“Neden itiraz ediyor? Çünkü Kıbrıs egemen devlet olarak tanınıyor, hükümranlığının tamamı ile AB üyesidir ve bu nedenle Türkiye’nin ve Türkiye’nin en sert çevrelerinin emir eri olan Eroğlu’nun protestoları boşa çıkıyor” diyen Hristofyas kendi başkanlık dönemindeki icraatları savunurken şunları söyledi:
“Çözüm onurlu bir uzlaşı olacak, temel ilkelere dayanacak, işleyebilir olacak ve aşamalı da olsa, bütün Kıbrıslıların insan hakları tesis edilecek. Kıbrıs sorununun sıfırdan yeniden müzakere edilmesine gelince... Sıfırdan olması, kendi başına ‘taksim’ demektir”
“BM, BİZİM ULUSLARARASI EMPERYALİZM DEDİĞİMİZ ŞEYİ DAYATIYOR”
Hristofyas konuşmasında BM’nin oynadığı role de değindi ve “Uluslararası alanda eşitliği dayatan odur (BM). Bizim uluslararası emperyalizm dediğimiz şeyi (BM’nin) dayattığını söylememiz gerekir. Rusya, Çin ve Fransa denge rolü oynuyor” dedi.
KIBRIS TÜRK MALI OLAN MACKENZY SAHİLİ “VASİLİK”TEN LARNAKA BELEDİYESİ’NE DEVREDİLİYOR
Rum İçişleri Bakanlığı bünyesindeki “Kıbrıs Türk Malları Vasiliği” Kıbrıs Türk malı olan Larnaka’daki MacKenzy sahilinin Larnaka Belediyesi’ne devredileceğini haber verdi.
Fileleftheros haberi “MacKenzy Belediyenin Eline... İdaresi Kıbrıs Türk Malları Vasiliğinden Çıkartılıyor... Gayrı Meşruluğun Kaldırılması ve Sorunların Çözüm Yolu Açılıyor” başlık ve spotlarıyla aktardı.
Gazete Rum Yönetimi, Başsavcılık, “Kıbrıs Türk Mallarını İdare Birimi” ve Larnaka Belediyesi’nin MacKenzy sahilinin idari statüsünü değiştirmek için işbirliği yaptığını, bahse konu bölgenin idari statüsünün değiştirilmesinin büyük önemi bulunduğunu çünkü yüz milyonlarca Euro’luk kalkınma etkisi yapacağını yazdı.
Gazete edindiği ve Larnaka Belediyesi’nden üst düzey bir yetkiliye doğrulattığı bilgilere dayanarak MacKenzy sahilinin idaresinin, bugün uhdesinde bulunduğu Kıbrıs Türk Malları Vasiliği yerine Larnaka Belediyesi’ne verilmesi meselesinin bir süredir gündemde olduğunu belirtti.
MacKenzy sahili konusunda Rum İçişleri Bakanı Eleni Mavru’nun makamında bir toplantı gerçekleştirildiğini belirten gazete toplantıya Rum Başsavcı Petros Kliridis ve müdahil yetkili merci temsilcilerinin katıldığını yazdı.
Habere göre toplantıda Mavru, Larnaka Belediyesi tarafından dile getirilen genel görüşler çerçevesinde meselenin düzenlenmesine, yani; bölgenin idaresinin tamamıyla belediyeye verilmesine, belediyenin de genel şehircilik düzenlemelerini yapmak üzere Şehircilik Dairesi ile işbirliği yapmasına olur verdi. Bu yöntemle, adı geçen bölgenin bugüne kadar “vasiliğin” elinde olan “yetkilerin tamamı” belediyenin eline geçecek ve yetki boşluğu nedeniyle bugüne kadar yaşanan bir dolu sorun halledilecek.
GENETİK ENSTİTÜSÜ, TÜRK KAYIP YAKINLARININ VERİLERİNİ TÜRK ÜYEYE TESLİM ETTİ
Kayıp Şahıslar Komitesi’nin kayıp şahıslarla ilgili genetik çalışmalarını bugüne kadar yürüten Kıbrıs Nöroloji ve Genetik Enstitüsü (CING), Kıbrıslı Türk kayıp yakınlarına ait veri tabanını Türk tarafına teslim etti.
Bu veriler, kayıplarla ilgili genetik çalışmaları bundan sonra yürütecek Bosna’daki Kayıp Kişilerle İlgili Uluslararası Komisyon’a (ICMP-International Commission of Missing Persons) gönderilecek.
TAK muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Kayıp Şahıslar Komitesi Türk Üyesi Gülden Plümer Küçük, Genetik Enstitüsü’nün, kayıp yakınlarıyla ilgili verileri, sona eren sözleşmesinin şartnamesine aykırı bir şekilde gecikmeli olarak ve gerekmediği halde yönetim kurulu kararı aldıktan sonra dün teslim ettiğini söyledi.
Küçük, kayıp yakınlarının DNA profilleri, aile ağaçları ve benzeri bilgilerden oluşan veri tabanının kodlanma sürecinin başladığını ve kısa sürede “isimsiz ve kodlanmış” şekilde Bosna’ya yollanacağını belirtti.
Gülden Plümer Küçük, Genetik Enstitüsü’nün, Kayıp Şahıslar Komitesi Rum üyesinin talebi doğrultusunda, Rum kayıp yakınlarının DNA profillerini güncelleyeceğini ancak enstitünün, ne kayıp şahıslarla ilgili genetik çalışmalar, ne de Kayıp Şahıslar Komitesi ile bir ilişkisi kalmadığını söyledi.
Kayıp Şahıslar Komitesi’nin “Gömü Yerinden Çıkarma, Kimlik Tespiti ve Kayıp Şahısların Kalıntılarının İadesi Projesi”nin genetik çalışmaları bir süre öncesine kadar Kıbrıs Nöroloji ve Genetik Enstitüsü (CING) yürütüyordu.
Komite, projenin yeniden yapılandırılması çalışmaları sırasında görüş ayrılığına düştüğü Enstitü ile yollarını ayırmış ve UNDP’nin açtığı uluslararası ihaleyle genetik çalışmaları yürütme görevini Bosna’da faaliyet gösteren ICMP’ye vermişti.
CTP: “ÇÖZÜME KADAR OLİMPİYAT BAYRAĞI ALTINDA BİLE OLSA KIBRISLI TÜRKLERİN OYUNLARA KATILIMLARINA OLANAK SAĞLANMALI”
Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG), “Kıbrıs sorunu çözülene kadar Kıbrıslı Türklerin, olimpiyat bayrağı altında bile olsa katılımlarına olanak verilerek bir yandan mevcut olimpizm ruhuna yapılan haksızlık ortadan kaldırılmalı, diğer yandan da Kıbrıslı Türklerin dünya barışına spor alanında da katkı koymalarının yolu açılmalıdır” dedi.
CTP-BG’den Londra Olimpiyatları’nın başlaması nedeniyle yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs Türk sporculara uygulanan ambargolara işaret edildi.
“Din, dil, mezhep, ırk, renk farkı gözetmeden herkesin katıldığı ve barış, dostluk, kardeşlik hedefi ile yapılan ve dünyanın en büyük spor organizasyonu olan Londra Olimpiyatları’nı bir kez daha hem sevinerek ama hem de buruk bir duygu ile karşılıyoruz” denilen açıklamada, “Seviniyoruz çünkü dünya halkları arasında barışın ve dostluğun gelişmesine katkı koyacak bir organizasyona dünyamız tanıklık yapacak ancak Kıbrıs Türk halkı olarak çözümsüzlük koşullarının dayattığı izolasyonlar nedeni ile sporcularımızın böyle bir organizasyona katılma haklarının ellerinden alınması yüreklerimizi burkuyor. Sporcularımızın bunu başkaları adına yapması bizlere yapılan bir haksızlık olarak ortada duruyor” ifadelerine yer verildi.
Olimpizm ruhunun amacının tüm dünya halklarının barış, dostluk ve kardeşlik duygularını geliştirmek olduğu vurgulanan açıklamada, bu durumda Kıbrıs’ta çözüme ulaşana kadar KKTC sporcularının aynı duygularla bu ideallere katkı koymalarına çözüm bulunmasının kaçınılmaz olduğuna işaret edildi ve “Bu olimpizm ruhunun verdiği bir hak olma yanında 2004 referandumunda Kıbrıslı Türklerin ‘evet’ demiş olmasının da yarattığı bir hak olmalıdır” denildi.
TATAR: “KKTC CAZİBE MERKEZİ OLACAK”
Maliye Bakanı Ersin Tatar, KKTC’nin yavaş yavaş cazibe merkezi haline geleceğini; yatırımların süreceğini söyledi.
Bakan Tatar, KKTC’de 3 milyar dolarlık yatırım planladıkları belirtilen Güney Koreli iş adamları heyetini kabul etti.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Güney Koreli iş adamları projelerini ve düşüncelerini bakan Tatar’a aktardı.
Planladıkları yatırım ve projeleri hakkında Maliye Bakanı Tatar’la görüş alış verişinde bulunan Güney Koreli iş adamlarına ülke hakkında bilgi veren bakan Tatar, “KKTC yavaş yavaş cazibe merkezi haline gelecektir. Dış ülkelerden yatırım yapmak için bizlerle görüşenler vardır. Türkiye’nin önde gelen firmaları ve iş adamlarının ülkemizde ciddi yatırımları bulunmaktadır ve gelecekte de bu yatırımlar devam edecektir” dedi.
Doğal yapısı, iklim şartları, deniz sahilleri ile KKTC’nin eşsiz güzelliğe sahip bir ülke olduğunu anlatan Maliye Bakanı Tatar, Güney Koreli iş adamlarını projeleri için KKTC Merkez Bankası ve YAGA’yla da görüşmelerini sağlamak adına kendilerine yardımcı olacağını sözlerine ekledi.
BİRİNCİ BARIŞ HAREKATI’NIN YÖNETİLDİĞİ KOMUTA BİNASI RESTORE EDİLDİ
Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde Boğaz Sancağı tarafından zaman zaman komuta yeri olarak kullanılan ve Birinci Barış Harekatının başında, 20-22 Temmuz 1974 tarihleri arasında harekatın yönetildiği komuta yeri olarak kullanılan bina, o günlerin anısına yeniden tadil edilerek dün düzenlenen törenle açıldı.
Binanın açılışını Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu yaptı. Açılışa, Meclis Başkanı Hasan Bozer, Başbakan İrsen Küçük ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça da katıldı.
Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) tarafından aslına uygun olarak tadil edilen bina içerisinde Boğaz Sancağı’nın mücadele yılları ile Birinci Barış Harekatı’nı yansıtacak şekilde tarihe ışık tutacak hale getirildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan açılış törenine, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Adem Huduti, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Mehmet Daysal, Ana Muhalefet CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, bakanlar, milletvekilleri, siyasi parti başkanları, muharip dernekler, gaziler ve diğer yetkililer de yer aldı.
Tümgeneral Daysal açılışta yaptığı konuşmada, Barış Harekatı döneminde kullanılan binanın yeniden tadil ederek hizmete sunduklarını belirterek, binanın bu şekilde düzenlenmesiyle ilgili olarak kendilerine bir kıvılcım çakan ve ışık veren Emekli Korgeneral Muzaffer Sever’e saygılarını arz etti.
Daysal, Sever’in fikirleri doğrultusunda, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Huduti’nin emirleri doğrultusunda bu binanın tadilatına başladıklarını anlatarak, binaya varoluş mücadelesinde bütün emeği geçen mücahitlerin ve ilgili duyan herkesin desteği ve katkısını gördüklerini kaydetti ve destek veren herkese teşekkürlerini sundu.
Daysal, şehitleri saygıyla, gazileri de minnetle anarak, sözü projeyle ilgili detaylı bilgileri vermesi ve tarihiyle ilgili bilgileri anlatması için Yarbay Ahmet Duman’a bıraktı.
Yarbay Duman da, binanın tadilat çalışmalarının TMT’nin devamı olan Güv.K.K personeli tarafından o yıllarda mücadele veren büyükler ile bizzat görüşerek gerçekleştirdiklerini belirterek, yürüttükleri araştırmalar sırasında milli mücadele yıllarında yer alan büyüklerle çok duygusal anlar yaşadıklarını söyledi.
Duman, o yılları bizzat birinci ağızdan dinleyerek tarihi anlar yaşadıklarını vurguladı ve başlattıkları bu adımın sadece bir ilk olduğunu, gelecek nesillere daha geniş bilgiler sunacaklarını kaydetti.
Kıbrıs Türk halkının hak, hukuk ve özgürlük mücadelesi olan milli davayı, benzeri görülmemiş bir özveri ve dirayet göstererek bu topraklara kanla yazdığını vurgulayan Duman, “Kanla yazılan bu tarih sahnesi, adaya gelen barışın ilelebet kalacağını dünyaya gösteren son perdedir” dedi.
Duman, tarihte hiçbir milletin Kıbrıs Türk halkını esareti altına almayı başaramadığını, söz konusu Kıbrıs Türk halkının hürriyet ve bağımsızlığı olursa mücahit ruhlu Kıbrıs Türk halkı ve Mehmetçik’in seve seve bir bu kadar daha şehit vermeye her zaman hazır olduğunu vurguladı.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Eroğlu, Meclis Başkanı Bozer, Başbakan Küçük ve diğer yetkililer binanın açılışını yaparak, bina için açılan özel defteri imzaladı ve rehber eşliğinde binayı gezdi.
POLONYA DAYANIŞMA SENDİKASI’NDAN DAÜ’YE ZİYARET
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ile Polonya Dayanışma Sendikası arasında uygulanan Öğretmen Değişim Programı kapsamında KKTC’ye eğitim amaçlı gelen Polonyalı öğretmenler Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ)’yü de ziyaret etti.
Üniversiteyi tanıma amaçlı ziyarette konuklar, DAÜ Rektörü Prof. Dr. Abdullah Y. Öztoprak’ı ziyaret ederek bilgi aldı.
DAÜ’den verilen bilgiye göre, heyeti kabulünde konuşan Prof. Dr. Öztoprak, DAÜ hakkında geniş bilgi vererek, üniversitenin dünya üniversiteleri arasındaki yerinden, eğitim kalitesinden ve akreditasyon çalışmalarından bahsetti.
Ziyarete DAÜ Öğrenci Hizmetleri ile Sosyal ve Kültürel İşlerden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ülker Vancı Osam ve Öğrenci İşleri ile Bilişimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa K. Uyguroğlu da eşlik etti.
DAÜ’ye hayran kaldıklarını dile getiren konuklar DAÜ’nün başarılarını takip ettiklerini de sözlerine ekledi.
Ziyaret, DAÜ Tower Restorant’da gerçekleştirilen öğle yemeği ve ardından gerçekleştirilen tanıtım sunumu ile sona erdi.
DOĞALGAZ İHALESİNDE İKİ RUS ŞİRKET
Rum Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) doğalgaz arama çalışmalarının ikinci turuna katılmak isteyen şirketler arasında iki de Rus şirketin bulunduğunu açıkladı.
Haravgi gazetesinin haberine göre, Rusya’ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yaptığı açıklamada Markulli; ikinci tur doğalgaz ihalesine katılma yönünde istek belirten 29 şirket arasında iki de Rus şirketin bulunduğunu, bu şirketlerin “Novatec Overseas Exploration and Production ve Fransız şirketi Total ortaklığı ile Gazprom bankasıyla ilişkili olan GBG Global Resources BV ” şirketleri olduğunu söyledi.
Markulli; “hiçbir ülkenin yada şirketin Türkiye’nin tehditlerine boyun eğmeyerek geri adım atmamasından ötürü duyduğu memnuniyeti dile getirirken, konuyu Rus meslektaşı Sergey Lavrov’la da ele aldıklarını” ifade etti.
Markulli, ihale sürecinin 2012 yılı sonuna kadar tamamlanmasının öngörüldüğünü de vurguladı.
TROYKA BİLGİLENDİRİLDİ
Öte yandan gazete bir diğer haberinde, Güney Kıbrıs’a ziyaret gerçekleştiren AB Troyka heyetinin doğalgaz yataklarının bulunmasının yarattığı beklentiler konusunda bilgilendirildiğini yazdı.
Habere göre, Rum Ticaret Bakanlığı Enerji Dairesi Müdürü Solon Kasinis dün Troyka heyetiyle bir araya gelerek doğalgaz yatakları konusunda bilgi verdi.
Görüşme sonrasında yaptığı açıklamada Kasinis, görüşmede doğalgazın değerlendirilmesi, Noble şirketiyle yapılan görüşmeler ve yakın zamanda planların uygulamaya konulacağı konularını ele aldıklarını belirtirken doğalgazın sadece Güney Kıbrıs ekonomisine değil AB ekonomisine de yapacağı katkıya vurgu yaptıklarını ifade etti.
Kasinis; İsrail gibi komşu ülkelerle doğalgazın değerlendirilmesi imkanlarına da değindiklerini ve Troyka heyetinin doğalgaz konusunu ciddiyetle ele aldığını vurguladı.
Kasinis ayrıca, Güney Kıbrıs’ın doğalgaz yataklarını değerlendirmeye en erken 2017 yılında başlamasının öngörüldüğünü de sözlerine ekledi.
RUM MOTOSİKLETLİLER 3-5 AĞUSTOS’TA SINIR BOYUNCA SÜRÜŞ YAPACAK
Rumların 1996’da Derinya’da gerçekleştirdikleri taşkınlıklar ve sınır delme girişimi sırasında ölen Tasos İsak ve Solomos Solumu için Rum motosikletliler bu yıl da 3-5 Ağustos’da sınır boyunca motosiklet sürecek.
Fileleftheros “Motosikletliler İsak ve Solomu’yu Unutmuyor... Bu Yıl Da 3-5 Ağustos’ta Anı Sürüşü” başlıklı haberinde “İsak-Solomu Anı İnisiyatifi” nezaretinde yapılacak etkinlik için dün basın toplantısı düzenlendiğini kaydetti.
Haberde Rum motosikletlilerin 3, 4 ve 5 Ağustos’ta ara bölgeyi takip ederek gerçekleştirecekleri sürüşün 5 Ağustos tarihinde, Paralimni meydanında düzenlenecek etkinliğin ardından, adı geçen iki Rumun mezarı başında son bulacağı belirtildi.
Gazeteye göre hiçbir partiyle bağlantıları olmadığını açıklayan organizatörler, “unutmuyorum” sloganıyla gerçekleştirilecek sürüşün özerkliğine dikkat çekerek, katılımcılardan, kendilerine dağıtılacak tek tip fanilaları giymelerini istedi.
RUM HÜKÜMETİ’NDEN EŞEL MOBİLİN DURDURULMASINA, 13. MAAŞIN KALDIRILMASINA VE MAAŞ KESİNTİLERİNE “HAYIR”
Rum Yönetimi’nin mali yapılandırması çerçevesinde, adadaki temasları devam eden Troyka temsilcilerinin dün, Rum Yönetimi’nden, eşel mobil ödeneği ile 13. maaşların kaldırılması ve kamu çalışanların maaşlarından yüzde 15, emeklilik maaşlarından da yüzde 10 oranında kesinti yapılmasının dışında, Rum Elektrik İdaresi’nin (AİK), Telekomünikasyon İdaresi’nin (CYTA) ve Limanlar İdaresi’nin özelleştirilmesini de istediği bildirildi.
Fileleftheros gazetesi “Senaryolar Daha Ürkütücü... Troyka AİK, CYTA ve Limanlar İdaresi’nin Özelleştirilmesini İstedi” başlığıyla manşetten aktardığı haberinde, Troyka temsilcilerinin dün, sendikalarla görüşerek, eşel mobil ödeneğinin kaldırılması, emeklilik yaşının yükseltilmesi, kamu sektöründeki işleyiş giderlerinin azaltılması ve birtakım yapısal tedbirler alınması taleplerini ortaya koyduğunu yazdı.
BÜTÇE AÇIĞI 1 MİLYAR EURO
Gazete, Troyka’nın mali çöküşün giderek arttığı ve 2012-2013 yılı bütçe açığının 1 milyar Euro civarına olacağı değerlendirmesinde bulunduğunu yazdı.
Troyka’nın bu tezlerinin tepkilere neden olduğunu belirten gazete, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın dün, Troyka’nın bu görüşleriyle ilgili bilgilendirildiğini ve Rum Yönetimi adına, Troyka’nın istediği bu tedbirlere karşılık bazı kırmızı çizgiler belirlendiğini kaydetti.
Gazeteye göre Rum Yönetimi, Troyka’nın eşel mobilin ve 13. maaşların kaldırılması ile emeklilik maaşlarından ve kamu çalışanları maaşlarından kesinti yapılmasını kabul etmeyecek.
Haberde, Troyka’nın niyetlerinin, bugün Rum Yönetimi’nin müzakere grubuyla yapacağı görüşmeden önce kesinlik kazanmayacağı da belirtildi.
PARTİLERDEN VERYANSIN... BİLGİLENDİRME İSTİYORLAR
Gazete, bir diğer haberinde ise, Rum siyasi partilerin Troyka’nın talep ettiği tedbirlerle ilgili bilgilendirilmedikleri gerekçesiyle “veryansın” ettiklerini ve en kısa zamanda bilgilendirme istediklerini yazdı.
Habere göre DİSİ Başkanı Nikos Anastasiadis, Rum Hükümeti’nin, Troyka’nın partilerle görüşeceğini bilmesine rağmen, birleşik bir siyasi diyalog belirlemek hedefiyle, herhangi bir bilgilendirme yapmadığını söyledi.
EURO. KO Başkanı Dimitris Şilluris ise, Hükümetin partilerle diyaloğunu, Troyka’nın tedbirlerinin hayata geçirilmesinin ardından mı başlatacağı sorusunu sordu. Şilluris, bu tedbirlerin ortaya çıkmasından Hükümeti sorumlu tuttu.
DİKO Basın Sözcüsü Fotis Fotiu da, Troyka’nın gün ışığına çıkan tedbirlerinin “kabus gibi tedbirler” olduğunu ve siyasi liderliğin karanlığa gömüldüğünü kaydetti.
Simerini gazetesi ise, “Troyka Dişlerini Gıcırdatıyor” başlıklı manşet haberinde, Troyka’nın tedbirlerinin gün ışığına çıkmasıyla, Rum Menkul Kıymetler Borsası’nda (HAK) büyük kayıp yaşandığını yazdı.
Haberde, banka hisselerinin, borsadaki düşüşün akabinde “battığı” belirtildi.
Aynı gazete, bir diğer haberinde de, Rum Bakanlar Kurulu’nda dün, Rum Yönetimi’nin üst düzey yetkililerinin maaşlarından, gönüllü olarak yüzde 10 oranında kesinti yapılmasına devam edilmesi kararının alındığını yazdı.
MARFİN LAİKİ, ÇİNLİ YATIRIMCILARLA TEMAS YAPILDIĞI HABERLERİNİ TEYİT ETTİ
Öte yandan Politis gazetesi, Marfin Laiki Bankası’nın, Çinli yatırımcılarla birtakım temaslar yapıldığı haberlerini doğruladığını yazdı.
Habere göre banka, Çinli yatırımcılarla bazı istişareler yaptıklarını, ancak açıklamaya değer herhangi bir sonuç elde edemediklerini ifade etti.
KOT EKONOMİK KRİZ YÜZÜNDEN YURTDIŞINDAKİ 23 BÜROSUNDAN ÇOĞUNU KAPATMA KARARI ALDI
Gazete, bir diğer haberinde ise, Rum Turizm Örgütü’nün (KOT), yurtdışındaki 23 bürosundan birçoğunu, ekonomik kriz yüzünden kapatma kararı aldığını yazdı.
Haberde, KOT’a ait 23 büronun işleyiş giderlerinin yıllık 7,7 milyon Euro olduğu ve KOT’un, mevcut bütçesiyle bu giderleri artık karşılayamayacağı belirtildi.
RUSYA’NIN GÜNEY KIBRIS’TA ASKERİ ÜS KURACAĞI YALANLANDI
Rum Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli; Rusya’nın Güney Kıbrıs’ta askeri üs kuracağı yönündeki haberleri yalanladı.
Fileleftheros ve diğer gazeteler, Markulli’nin dün Moskova’da gerçekleştirdiği temaslar çerçevesinde Rus meslektaşı Sergey Lavrov’la görüştüğünü ve iki bakanın görüşme sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında soruları yanıtladığını yazdılar.
Habere göre Markulli ve Lavrov açıklamalarında, Güney Kıbrıs ile Rusya arasındaki ilişkilerin çok iyi bir düzeyde olduğuna vurgu yaparak, Rusya’nın Güney Kıbrıs’ta askeri üs kurması konusunu yalanladılar.
Markulli açıklamasında; “Rusya’nın Kıbrıs sorununda izlediği tutarlı politikanın, Kıbrıs’ın biriliği, toprak bütünlüğü ve milli bağımsızlığı için koruma kalkanı teşkil ettiğini” ileri sürdü.
Rusya ile Güney Kıbrıs arasındaki turizm işbirliğine de değinen Markulli, iki ülkenin işbirliği sonucunda Güney Kıbrıs’a giden Rus turistlerin sayısının, ülkeyi ziyaret eden turistlerin yüzde 20’sini oluşturduğuna vurgu yaptı.
Markulli, yakında Rusya’da üç konsolosluk daha açacak olmalarının turizm alanındaki işbirliğinin en büyük göstergesini teşkil ettiğini vurgulayarak Rusya’yla ekonomi ve turizm alanlarındaki işbirliğinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
Konuşmasında Suriye’deki krize de değinen Markulli; AB’nin bölgeye en yakın ülkesi konumunda bulunduklarını, Lübnan krizinden ötürü tecrübe sahibi olduklarını, bu yüzden endişe içerisinde olduklarını belirterek krizin çözümüne katkı koymayı arzuladıklarını vurguladı.
LAVROV 2004’TEKİ RUS VETOSUNA DEĞİNDİ
Öte yandan Rus Dışişleri Bakanı Lavrov konuşmasında, Güney Kıbrıs’la özellikle ekonomik ilişkilerin artış göstermesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek Rusya’nın 2004 yılında BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan karara uyguladığı vetoyu değerlendirdi.
“Bazı batılı ülkelerin gelişmeleri etkilemek için Güvenlik Konseyi’ni kullanma yönünde iki yüzlü çabalar sarf ettiklerini, 2004 yılındaki karar tasarısının da buna örnek teşkil ettiğini” iddia eden Lavrov; “Kıbrıs sorununa BM Güvenlik Konseyi ve Genel Sekreterin iyi niyet misyonu çerçevesinde, dış baskılar ve takvimler olmaksızın, adil, kalıcı ve bütünlüklü bir çözüm bulunması” tezini yineledi.
Lavrov; Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığını sürdürdüğü bu dönemde, Rus vatandaşlarının AB’ye vizesiz girişleri konusu gibi, Rusya için öncelikli konuların ileri götürülmesine katkı koyacağını umut ettiğini de belirtirken Rusya’nın Güney Kıbrıs’ta askeri üs kuracağı yönündeki bir soruya ise “gülümseyerek” karşılık verdi.
Suriye’deki krize ilişkin de açıklamada bulunan Lavrov; tek taraflı yaptırımların “ambargo” anlamına geleceğini ve Güvenlik Konseyinin es geçilmesi anlamını taşıyacağını öne sürerek Rusya’nın yaptırımları destekleyemeyeceğini vurguladı.
Gazete, Markulli ve Lavrov’un 2012-2013 dönemini kapsayan siyasi müzakereler planına da imza attıklarını belirtti.
RUM BAKANLAR KURULU KORUÇAM İÇİN BEDAVA OTOBÜS SEFERİ BAŞLATILMASI KARARI ALDI
Rum Bakanlar Kurulu’nun son toplantısında, Koruçam’da ikamet edenler için, KKTC’den Güney Kıbrıs’a bedava otobüs seferi başlatılması kararı aldığı bildirildi.
Politis gazetesi, Koruçam için tahsis edilecek olan otobüsün 23 kişilik olduğunu ve Özhan, Karpaşa ve Koruçam köylerinden yolcu alacağını yazdı.
ÖĞRETMENLER BEDAVA SANDVİÇ DAĞITILMASINI İSTEDİ: “AİLELER ÇOCUKLARIN TEMEL İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMIYOR” Ekonomik krizin pençesinde bulunan Güney Kıbrıs’ta, halen 7 bin 500 fakir öğrenci bulunduğu ancak krizle birlikte bu sayının bu yıl ikiye katlanmasının beklendiği haber verildi.
Alithia, Güney Kıbrıs’taki pek çok okulda açlığın kendini göstermekte olduğu, yetersiz beslenen öğrencilere bedava sandviç dağıtılmasını talep eden öğretmen sayısının da gün geçtikçe arttığına işaret etti.
Rum okullarındaki mevcut fakir öğrenci sayısının 7 bin 500 olduğunu, kriz nedeniyle bu yıl bu sayının ikiye katlanmasının beklendiğine işaret eden gazete, ilkokullardaki fakir öğrenci sayısını, okul aile birliklerinin; 3 bin 859, Rum Eğitim ve Kültür Bakanlığı İlköğretim Dairesi’nin ise; 3 bin 780 olarak verdiğini belirtti.
Gazete, Rum Eğitim Bakanlığı’nın fakir öğrencilere verdiği desteğin çok az olduğunu kaydeden okul aile birliklerinin, bu konunun ele alındığı salı günkü Rum Meclisi Eğitim Komitesi’nde; önümüzdeki ders yılı için kapsamlı bir eylem planı oluşturulmasını talep ettiğini yazdı.
Gazete, “Artan işsizlik çoğu aileyi ekonomik sıkıntıya soktu. Bu aileler artık mali sorunlarıyla başa çıkamıyor ve çocuklarının temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor” ifadesini de kullandı.
GAÜ’NÜN HİNDİSTAN ÜNİVERSİTESİYLE İŞBİRLİĞİNE MÜDAHALE RUM BASININDA
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) ile Hindistan’ın “College of Advance Technology” üniversitesi arasında imzalanan işbirliği anlaşmasının, Güney Kıbrıs’ın müdahalesiyle karşılaşması, Rum basının da yer aldı.
Simerini gazetesine göre; Hindistan’da görevli Rum Yüksek Komiseri Maria Mihail, söz konusu üniversiteye 16 Temmuz tarihinde bir mektup göndererek GAU ile işbirliğine son verilmesini talep etti.
KKTC’deki tüm üniversitelerin yasadışı olduğunu ve bu üniversitelerle yapılacak her türlü işbirliğinin “olumsuz sonuçları olacağı” iddiasında bulunan Mihail, işbirliğinin sonlandırılmasının Güney Kıbrıs ve Hindistan arasındaki dostluğun çıkarına olacağını savundu.
Gazete, Rum hükümetinin bu müdahalesine GAÜ’nin kendi internet sitesinden yaptığı açıklamayla sert tepki gösterdiğini de belirterek GAÜ’nin sitesinde Kıbrıs’ın tarihine ilişkin yer alan bilgilerin ise “aldatmaca” olduğunu iddia etti.
MAKARİOS HASTANESİ’NDEKİ BİR JİNEKOLOG, EK MESAİ UĞRUNA 11 SEZARYEN DOĞUMA GİRDİ
Lefkoşa Rum kesimindeki Makarios Hastanesi’nde çalışan bir jinekoloğun, ek mesai uğruna hafta sonu günlerinde 11 sezaryen doğuma girdiği ve yoğunluk yüzünden yaptığı ihmaller sonucu, bir bebeğin hayatını da tehlikeye soktuğu bildirildi.
Fileleftheros gazetesi, söz konusu jinekoloğun Rum Sağlık Bakanlığı’na şikayet edilmek istendiğini, ancak Sağlık Bakanı Stavros Malas’a, böyle bir mektup ulaşmadığını yazdı.
Haberde, bahsi geçen jinekoloğun hastane personeline de kötü davrandığı belirtildi.
DOLANDIRDIĞI KİŞİLERİN 4,5 MİLYONUNU KUMARDA YEDİ
Bir denetim firmasında, özellikle İsrail’in elektronik kumarhane çeklerinin arşivlenmesinden sorumlu bir Rum’un, yatırım vaadiyle kandırdığı 5 kişiyi dolandırdığı ve aldığı paraları kumarda yediği bildirildi.
Politis “4,5 Milyonu Kumarda Yedi” başlıklı haberinde Hristos Evstathiu (37) isimli Rum’un 2006-2008 döneminde yatırım yaparak paralarını ikiye katlayacağı vaadiyle kandırdığı 5 Rum’dan aldığı 4 milyon 500 bin Euro tutarındaki parayla ortadan kaybolduğunu, hakkında kırmızı bülten çıkarıldıktan sonra tutuklanarak mahkemeye çıkarıldığını yazdı.
Habere göre kandırdığı kişilerden aldığı paraları kumarda kaybettiği anlaşılan Evsthatiu hakkındaki yargı süreci dün tamamlandı, hakkındaki mahkeme kararı ise 1 Ağustos’ta açıklanacak.
LAOS DEMOKRATİK HALK CUMHURİYETİ’NE RUM BÜYÜKELÇİ
Güney Kıbrıs’ın Çin Büyükelçisi İoanna Maliyoti, Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne akredite büyükelçi olarak atandı.
Fileleftheros gazetesinin haberine göre, Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti Başkanı Choummaly Sayasone’ye güven mektubunu sunan Maliyoti, Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığı ve Kıbrıs sorununa iki toplumlu, iki kesimli federasyon temelinde, kalıcı ve fonksiyonel bir çözüm bulunması yönündeki sözde çabalarını iletti.
Gazete, Sayasone’nin ise iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerin devam etmesi dileğini ifade ettiğini yazdı.
BKP: “EKONOMİK POLİTİKALAR ÜLKEDEKİ KRİZİ DERİNLEŞTİRİYOR... EKONOMİK PROGRAM VE PAKETLER İPTAL EDİLSİN”
Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP), ülkede uygulanan ekonomik politikaların ekonomik krizi her geçen gün derinleştirdiğini savunarak, ekonomik program ve paketlerin iptal edilmesini, asgari ücretin artırılmasını ve üretimin geliştirilmesini istedi.
BKP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Salih Efendi dün yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye hükümeti AKP ile UBP hükümetinin izlediği ekonomik politikaların ülkedeki krizi her geçen gün derinleştirdiğini; bu krizin en büyük bedelini ise çalışan kesimlerin ödediğini ileri sürdü.
Efendi, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin Ankara ile imzalanan ekonomik program ve “dayatma” paketlerden kaynaklandığını iddia ederek, “Ankara ile imzalanan açık ve gizli ekonomik program ile dayatma paketler iptal edilmeli” dedi
UBP hükümetinin dolaylı vergiler ve fon vergileri ile yarattığını savunduğu pahalılığın faturasını çalışanların ödediğini, zenginlerden vergi toplanmazken, çalışan ve dar gelirlilerin, zenginlerden daha fazla vergi ödediğini ileri süren Efendi, ülkedeki zor koşullara rağmen asgari ücrete 3 yıldır artış yapılmadığını, çalışanların açlık sınırının altındaki asgari ücretle, sosyal güvencesi ve yatırımları olmadan “köle” durumuna getirildiğini savundu.
TÜRKİYE ve DÜNYA BASININDA KIBRIS AB HABER27.07.2012 Samet Ocakoğlu: Rum Kesiminin AB Dönem Başkanlığını üstlenmesinin Avrupa fikrini zedelediği bir gerçektir Demokrat Parti ileri gelenlerinden Samet Ocakoğlu, Kıbrıs Rum yönetiminin 6 aylık süre için Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığını üstlenmesine ilişkin, "Bugün, Kıbrıs Rum kesiminin AB Dönem Başkanlığını üstlenmesi ile sonuçlanan siyasi ve politik kararların Avrupa fikrini zedelediği bir gerçektir" değerlendirmesinde bulundu. Ocakoğlu yaptığı yazılı açıklamada, AB Dönem Başkanlığını Kıbrıslı Rumların üstlenmesinin sakıncalarına dikkat çekerek, "Bugün görsel ve işitsel bir illüzyonun yarattığı perde aralandığında Türkiye için politik çıkarlarına zararlı, uluslararası alandaki haklarımıza aykırı, tezlerimizi tahrip eden ve büyük yürüyüşümüzün istikametinde ciddi riskler yaratan somut bir durum bütün çıplaklığı ile görülmektedir" dedi. "Hal böyle iken siyaset kurumlarının ve toplumun kaygı verici bu gelişmeler karşında duymaz, görmez tavrı ve olaya yani haklara alakasızlık, zararları gelecekte daha da büyüyecek yanlışlık olacaktır" diyen Ocakoğlu açıklamasında, "Eğer toplum haklarını ve uluslararası alandaki konumunu ilgilendiren gelişmeleri sorgulamaktan böylesine uzak kalırsa tarihin gelecekteki hükmünün ülke için zararlarımızı onarıcı bir yararı da olmayabilir" ifadelerini kullandı. "Bütün bu olup bitenlerin her açıdan fiyasko" olduğu görüşünü dile getiren Ocakoğlu, "Demokrat Parti ve Genel Başkanı Merhum Başvekil Adnan Menderes'in politik uygulamalarına tema olan Büyük Türkiye fikri ülkede Avrupa düşüncesini gönüllere sardığında uluslararası alanda güçlü, hukukuna saygı gösterilen, vazgeçilmez ve medeniyetine saygı gösterilen bir Türkiye Avrupa gündeminin baş sıralarına oturmuştu. AB topluluğunun büyük yanlışları öncelikle her alanda sağlıklı bir Avrupa fikrine zarar vermektedir" dedi. Ocakoğlu açıklamasında şunları kaydetti: "Bugün, Kıbrıs Rum kesiminin AB Dönem Başkanlığını üstlenmesi ile sonuçlanan siyasi ve politik kararların Avrupa fikrini zedelediği bir gerçektir.AB ülkelerinin Kıbrıs Rum Kesimi halkı ile kültürel ve siyasi olarak bütünleşme istekleri eğer Türkiye' ye, KKTC' ye ve Kıbrıs Türk halkına karşı evrensel hukuka aykırı bir ihtiras politikası izlenmemiş olsaydı ihtimaldir ki anlaşılmaya çalışılırdı. Bilgi birikimi ve üstatlığında bu kapının anahtarını da muhafaza eden misyonumuz için, Türkiye ve KKTC önünde duran bu AB tablosunu anlamak ve kabul etmek mümkün değildir.Anlatalım da en azından tarih ve hak huzurunda alnımız açık olsun. Bu fotoğraf bugün ki tasarımı ve manası ile EXPO Adayı İzmir için dahi bir risktir."
Bu xəbər oxucular tərəfindən 3335 dəfə izlənilmişdir!
Yahoo | |||||||
Del.icio.us | Digg | StumbleUpon | FriendFeed |