Şrift:
Quzey Kıbrısdan yeni xəbərlər.
01.01.2013 [21:48] - Türk dünyası-Turan
Quzey Kıbrısdan göndərilən xəbərlər bülleteninin növbəti buraxılışını təqdim edirik.

BOZER: “YÜCE MECLİSİMİZ, YENİ YILDA DA MİLLETİMİZİN REFAHI VE ÜLKEMİZİN GELİŞMESİ İÇİN BÜYÜK GAYRETLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEKTİR”

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer, halk iradesinin merkezi ve demokrasinin kalbi olan yüce meclisin, yeni yılda da milletin refahı ve ülkenin gelişmesi için büyük gayretle çalışmaya devam edeceğini vurguladı.
Bozer, Kıbrıs Türk halkının geçmişte yaşadığı acıları ve kötü olayları bir kez daha yaşamayacağı, gelecekte kendisini güvende hissedeceği bir barışı arzuladığını da belirterek, “Dileğim Kıbrıs sorunun bu doğrultuda bir çözüme ulaşabilmesidir” dedi.
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Bozer, yeni yıl mesajı yayımladı.
Bozer, bir yılı daha geride bırakarak yeni bir yıla girileceğine işaret ederek, yılbaşının tüm dünya tarafından din, dil, ulus ve ırk ayrımı yapılmadan coşkuyla kutlanmasını temenni etti.


“KKTC'YE, KENDİSİNE YETECEK, HATTA İHRAÇ DAHİ EDİLEBİLECEK MİKTARDA ELEKTRİK ULAŞTIRILACAK”

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Anamur'dan Girne'ye, deniz altına döşenen kablolarla KKTC'ye kendisine yetecek, hatta ihraç dahi edilebilecek miktarda elektrik ulaştırılacağını belirtti.
Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında vatandaşlara seslendi.
Başbakan Erdoğan, uzun zamandır bir hayal olan Türkiye'den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) verimli topraklarına hayat suyu getirilmesini sağlayacak boru hattı projesi çalışmalarını da kararlılıkla sürdüreceklerini ifade etti.
Türkiye ve KKTC'de inşası devam eden barajlardan sonra, 13 Ekim itibarıyla dünyada bir ilk olarak denizaltı geçişli boru döşeme işlemine başlandığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, bu projeyi de inşallah 7 Mart 2014 tarihinde tamamlayarak, Anamur'dan Geçitköy'e yılda toplam 75 milyon metreküp içme ve sulama suyu götüreceklerini söyledi.

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BAĞIŞ’TAN, GÜNEY KIBRIS’A "ALLAH KURTARSIN"

Türkiye’nin Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Güney Kıbrıs’ın yaşadığı ekonomik zorluklar konusunda “Bizim kültürümüz gereği, biz düşene vuran olamayız. 'Allah kurtarsın' diyoruz. Ama bir şeyi de düşünmeleri gerekir. Eğer 2004'te Annan Planı kabul edilmiş olsaydı, siyasi eşitliğe sahip iki kurucu devletin olduğu Kıbrıs Devletler Birliği olmuş olsaydı, Rumların çok şikayet ettikleri adadaki Türk askeri varlığı şu anda kalmayacaktı” dedi.
Ünyeliler Derneği'nin Beyoğlu'ndaki genel merkezine misafir olan Bağış, dernek üyelerinin sorularını yanıtladı.
AB sürecinde yavaşlama olduğu yönündeki eleştirileri nasıl karşıladığı sorulan Bağış, şöyle konuştu:
''Rahmetli Menderes 1959'da bu süreci başlatmış, tam 45 yıl Türkiye müzakerelere başlamak için tarih bile alamamış. 17 Aralık 2004'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan masaya yumruğunu vurmuş, o gün orada Türkiye 45 yıllık beklemeye son vermiş. Türkiye müzakere tarihi almış. 3 Ekim 2005'ten bu yana son 7 yıldır da sürecin içindeyiz. 33 tane müzakere etmemiz gereken başlık var, bunların 13'ünü açtık. Bir karar aldılar, Kıbrıs meselesi çözülene kadar açılan fasılları kapayamıyoruz ve 8 faslın açılışını da tamamen engellediler.''
Bağış, müzakerelerde Türkiye'nin çıkarlarının öncelendiğini belirterek, bazı durumlarda müzakerelerin bilerek yavaşlatıldığını söyledi.
Bir katılımcının, ''Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yakın zamanda iflasını açıklayabilir, bunu Türkiye açısından nasıl değerlendirmeliyiz, sevinmeli miyiz?'' şeklindeki sorusuna karşılık da Bağış, şunları kaydetti:
''Bizim kültürümüz gereği, biz düşene vuran olamayız. 'Allah kurtarsın' diyoruz. Ama bir şeyi de düşünmeleri gerekir. Eğer 2004'te Annan Planı kabul edilmiş olsaydı, siyasi eşitliğe sahip iki kurucu devletin olduğu Kıbrıs Devletler Birliği olmuş olsaydı, Rumların çok şikayet ettikleri adadaki Türk askeri varlığı şu anda kalmayacaktı. Adada bir tek KKTC'nin kendi gücü, Rum Kesimi'nin kendi gücü ve bir de İngiltere'nin askeri üssü var. Daha önemli bir şey var, adada siyasi sorunlar kalktığı için şu anda belki en çok yatırımın, en çok turistin gittiği, senenin 300 günü güneş alan bir yer Kıbrıs, muazzam bir refah oluşacaktı. Bunlar barışı engelleyerek bu ekonomik krizin altyapısını oluşturdu. Zannettiler ki, o günkü bollukları sonsuza dek sürecek.''
Bu xəbər oxucular tərəfindən 1067 dəfə izlənilmişdir!
Google Yahoo Facebook Twitter
Del.icio.us Digg StumbleUpon FriendFeed