Şrift:
Quzey Kıbrısdan ən son xəbərlər
01.02.2013 [12:54] - Türk dünyası-Turan
Quzey Kıbrısdan göndərilmiş xəbərlər bülleteninin növbəti buraxılışını təqdim edirik.

EROĞLU: “DENİZ GÖZETLEME MERKEZİ KENDİLERİNİ KORUMAYA YETMEYECEK”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sözde münhasır ekonomik bölge içinde Deniz Gözetleme Merkezi kurmasını değerlendirerek “Gözetleme merkezi kurmakla, o yeri savunma arasında çok büyük fark var. Gayri yasal yollara gireceklerse, Anavatan Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin haklarına halel getirecek bir durum yaşanırsa bu gibi yerler kendilerini korumaya yetmeyecek” dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, dün bir kabulü sırasında gazetecilerin sorusu üzerine, Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölge”deki denizin gözetlenmesi amacıyla, “Ulusal Deniz Gözetleme Merkezi” kurmasını değerlendirdi.
Diyalog kapısının açık olması halinde böyle bir önleme gerek kalmayacağını söyleyen Eroğlu, Rumların kendi topraklarına deniz gözetleme merkezi kurulmasına engel olmayacaklarını ancak yapılanın gereksiz olduğunu belirtti.
Eroğlu, “Eğer akıllarında suları ısıtma ya da gayri yasal yollara başvurmazlarsa, gözetleme yerlerinin hiçbir gereği yoktur” dedi.
Gözetleme merkezi kurmakla, o yeri savunma arasında çok büyük fark olduğunu belirten Eroğlu, “Gayri yasal yollara gireceklerse, Anavatan Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin haklarına halel getirecek bir durum yaşanırsa bu gibi yerler kendilerini korumaya yetmeyecek” uyarısında bulundu.
Kıbrıs Türk tarafının doğalgazı çıkardıktan sona Avrupa’ya pazarlanması yönünde önerileri olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rumların yeni seçilecek başkan ve hükümetin bu önerileri değerlendirmesi ve diyalog kapısını açık tutması durumunda, gözetleme merkezlerine ihtiyaç kalmayacağını belirtti.

EKONOMİ VE ENERJİ BAKANI ATUN: “İYİ NİYETTEN UZAK”

Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sözde Münhasır Ekonomik Bölgeyi gözetleme adına “Ulusal Deniz Gözetleme Merkezi” kurma girişimlerini gereksiz ve bugüne kadarki çağrılarına karşı iyi niyetten uzak bir girişim olarak değerlendirdiklerini açıkladı.
Atun, Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO), bütün kurumlarıyla Kıbrıs adasındaki çalışmaları büyük bir titizlikle gerçekleştirdiğini ve bu çalışmalardan sonuç alındığını kaydederek, gelecek dönemde de karadaki sondaj ve denizdeki sismik çalışmalara da ışık tutacağını belirtti.
Bakan Atun, Güney Kıbrıs’ın ulusal deniz gözetleme merkezi kurma girişimlerini yazılı açıklamayla değerlendirdi.
Atun, Kıbrıs Türk tarafının, Güney’de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarının başladığı ilk günden itibaren Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun New York’ta yaptığı yapıcı öneriler başta olmak üzere, bugüne kadar bu konuda iyi niyetli tutum ortaya koyduğu ve Ada üzerinde oluşabilecek doğal kaynaklarda Kıbrıslı Türklerin de hakkı olduğunu açıkça belirttiğini hatırlattı.
Bakan Sunat Atun, kısa bir dönem öncesine kadar Adada bir çözüme ulaşılması adına müzakere masasında olmaya devam eden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, bir taraftan bütün dünyaya müzakerelerle “çözüm isteği” mesajı vermeye çalışırken, bu konuda sergilediği samimiyetsiz tutumuyla aslında masada hangi istek ile oturduğunu da çok açık ortaya koyduğunu kaydetti.
Atun, şöyle devam etti:
“KIBRISLI TÜRKLERİN HAKLARINI GÖRMEZDEN GELEN ZİHNİYET”
“Bize göre, çözümün asıl anahtarı Adada Kıbrıslı Türklerin de varlığını kabul ederek bir sonuca ulaşmaktır. Bu çerçeveden bakıldığında, Kıbrıslı Türklerin haklarını görmezden gelen bir zihniyetin hangi istek ve iradeyle bugüne kadar masada oturduğu da tartışma konusudur.
Güney Kıbrıs Yönetiminin Gözetleme Merkezi kurma gibi son derece anlamsız ve samimiyetten uzak girişimleri adada varılması muhtemel olan bir çözümün adeta Güney için bir ‘isteksizlik anıtını’ oluşturacaktır.”
Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, şubatta seçilecek yeni Rum Yönetimi Başkanı’nın bu samimiyetsiz girişimlere bir son vereceği ve bu konuda Adada hak sahibi konumundaki Kıbrıslı Türklerle iyi niyet çerçevesinde bir sonuca varacağı umudunu ifade ederek, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun önerilerinin kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğunu belirtti.
Son günlerde kamuoyunda Piri Reis gemisinin yaptığı çalışmalarla ilgili yöneltilen eleştirilere de bir anlam vermenin mümkün olmadığını kaydeden Atun, hükümetin ve bakanlığın onayıyla Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) verdikleri izin çerçevesinde Sınırüstü köyündeki sondajdan olumlu neticeler alındığını, bundan sonraki çalışmalar için önemli kaynaklar elde edildiğini anlattı.
Bakan Atun, şunları kaydetti:
“213 MİLYAR DOLARLIK YÜKSEK TEKNOLOJİYE SAHİP YENİ GEMİ”
“Bütün bunların yanında TPAO, geçtiğimiz yılın sonlarında yaklaşık 213 Milyon Dolar maliyetle yüksek teknolojiye sahip, üç boyutlu sismik araştırma yapabilen bir gemiyi de bünyesine katmıştır. Söz konusu gemi, Ada üzerinde önümüzdeki dönemlerde daha geniş çalışmalar yapabilecek kabiliyettedir.
Hal böyle iken TPAO’nın ada içerisi ve çevresinde yapmış olduğu çalışmaları farklı yorumlayarak bunu bir iç siyaset malzemesi haline getirmeye hiç bir anlam vermek mümkün değildir.
“IŞIK TUTACAK”
Bize göre TPAO, bütün kurumlarıyla Kıbrıs adasında yaptığı çalışmaları büyük bir titizlik ile gerçekleştirmiş ve bu çalışmalardan sonuç alınmıştır. Bu çalışmalar önümüzdeki dönemde gerek kara üzerinde yapılacak olan sondaj ve gerekse deniz üzerinde yapılacak sismik çalışmalara da ışık tutacaktır.”

DOĞU AKDENİZ’DE “BIG BROTHER”

Güney Kıbrıs’ın, ilan ettiği sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisindeki denizin gözetlenmesi amacıyla, “Ulusal Deniz Gözetleme Merkezi” kurulmasına karar verildiği belirtildi.
Rum Politis gazetesi “Kıbrıs MEB’inde Big Brother” başlıklı haberinde Rum Bakanlar Kurulu’nun, Savunma Bakanlığı’nın, ilgili diğer üç Bakanlıkla vardığı uzlaşma sonucu sunduğu, “Ulusal Deniz Gözetleme Merkezi” kurulması önerisini, geçtiğimiz Pazartesi günü onayladığını yazdı.
Gazete “Ulusal Deniz Gözetleme Merkezi”nin Rum Savunma Bakanlığı koordinatörlüğünde, ilgili diğer üç Bakanlık ile yapılacak işbirliği çerçevesinde hizmet vereceğini belirtti.
Gazete, Mari’deki, “Evangelos Florakis” Deniz Üssünde bulunan ve de Deniz Gözetleme Merkezi bünyesinde hizmet veren, mevcut izleme sistemlerinin, birbirleri arasında irtibat bulunmadığını, bütünlüklü ve kayda değer deniz görüntüsü sunma konumunda olmadığını belirtti.
Deniz araştırmaları ve de Doğu Akdeniz’deki hidrokarbondan faydalanılması nedeniyle artan gereksinimlerden dolayı “Ulusal Deniz Gözetleme Merkezi” kurulmasına karar verildiğini belirten gazete, Gözetleme Merkezi’nin geliştirilmesinin, ilk aşamadaki maliyetinin 21 bin Euro olacağını ancak 2015 yılına kadar bunun maliyetinin aşamalı olarak 6 milyon Euro’ya çıkacağını yazdı.
Gazete söz konusu maliyetin, Rum Savunma, Bayındırlık ve Adalet Bakanlıkları tarafından üstlenileceğini de belirtti.
Habere göre Rum Savunma Bakanlığı tarafından Bakanlar Kurulu’na gönderilen ilgili öneride “Özellikle Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin ve de bölgedeki devletlerin, Münhasır Ekonomik Bölgelerinde, hidrokarbon bulunmasının ardından, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin deniz gözetleme çizgisinde artan faaliyetlerin, gerek askeri gerekse ticari alandaki gözetimin artırılmasını, ayrıca buna eş zamanlı olarak ilgili birimlerin faaliyetlerinin koordinasyonunu gerektirdiği” ifadesi yer aldı.
Söz konusu öneride ayrıca “Buna eş zamanlı olarak AB ile diğer uluslararası unsurlar, deniz çevresindeki güvenliğin artırılması yönünde çalıştığı” şeklinde ifade de yer aldı.
Gazete önerinin onaylanmasıyla birlikte, deniz bölgesinin içinde bulunduğu duruma ilişkin net verilerin elde edilmesinin mümkün olacağını, aynı zamanda denize ilişkin söz konusu net verilerin, devletin uluslararası anlaşmalara hizmet etmesi çerçevesinde, AB üyesi ülkelere ve diğer ülkelere de verilebileceğini yazdı.
Gazete Güney Kıbrıs’ta bugün bulunan deniz gözetleme sistemleri arasında “Vessel Traffic Monitoring and Information System”(VTMIS), “Vessel Monitoring System(VMS) gibi sistemlerin ve bazı balıkçı sığınakları ile limanlarda kameraların da var olduğunu belirtti.

CUMHURBAŞKANI EROĞLU BUGÜN MECLİSTEKİ SİYASİ PARTİLERLE BİRARAYA GELECEK

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen siyasi parti yetkilileriyle bugün bir araya gelecek.
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Başbakan İrsen Küçük ile Meclis’te temsil edilen 4 partinin Genel Başkan ve yetkililerinin katılımıyla Cumhurbaşkanlığı’nda yapılacak yemekli toplantı saat 18.30’da başlayacak.
Toplantıda, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in devam eden temasları ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanlık seçiminin 17 ya da 24 Şubat tarihlerinde sonuçlandırılmasının ardından Kıbrıs konusunda girilmesi beklenen yeni süreç üzerinde görüş alış verişinde bulunulması planlanıyor.
Toplantıda, Cumhurbaşkanı’nın Özel Temsilcisi Osman Ertuğ ile Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Hasan Güngör de hazır bulunacak.

KÜÇÜK: "TANINMA GÜNDEME GELECEK" Başbakan İrsen Küçük, toplumlararası müzakereleri desteklediklerini ve görüşmeleri sabırla beklediklerini ancak bunun da bir sonu olması gerektiğini belirterek, “KKTC halkı ilanihaye beklemek zorunda kalmamalıdır” dedi. Küçük, belli bir noktadan sonra beklenen çözüm gerçekleşmezse, KKTC’yi tanıtmanın gündeme geleceğini söyledi.Başbakan Küçük, dün öğleden sonra, İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Gençlik Buluşması için KKTC’ye gelen Hamza Akbulut başkanlığındaki Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı ile İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği heyetlerini kabul etti.Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre Başbakan Küçük kabulde, KKTC’nin Anavatan Türkiye dışında henüz tanınmamış bir ülke olduğuna dikkat çekerek, Müslüman ülkelerle ilişkilerin ve bu ülkeler arasında yapılan çalışmaların bu bağlamda büyük önemi bulunduğunu söyledi.Katkı ve desteklerin KKTC’nin geleceği için büyük önem taşıdığını vurgulayan Başbakan Küçük, bu tür ziyaretlerin KKTC için önemli olduğunu, böyle büyük ve güçlü kuruluşların ülkeyi ziyaretlerinden mutlu olduklarını ve gurur duyduklarını kaydetti.Başbakan Küçük, toplumlararası müzakereleri desteklediklerini ve görüşmeleri sabırla beklediklerini ancak bunun da bir sonu olması gerektiğini belirterek, “KKTC halkı ilanihaye beklemek zorunda kalmamalıdır” dedi.Başbakan Küçük, “Belli bir noktadan sonra beklenen çözüm gerçekleşmezse tanıtma gündeme gelecektir” diyerek, bununla ilgili zeminin hazırlanmasının önemine işaret etti ve bu zeminin hazırlanmasında Müslüman ülkelerle olan ilişkilerin büyük önemi bulunduğunun altını çizdi.Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Müslüman ülkelerle çok başarılı ilişkiler kurduğuna dikkat çeken Başbakan Küçük, kurulan iyi ilişkilerle işbirliği yönünde tohumların atıldığını, günü geldiğinde ise bunun meyvelerinin toplandığını dile getirdi.Anavatan Türkiye’de ekonomik alanda, dış ilişkiler, sanayi, yerel yönetimler gibi birçok alanda başarılı çalışmalar ortaya koyulduğuna dikkat çeken Başbakan Küçük, bu başarılı çalışmalar bir araya geldiğinde bugün Anavatan Türkiye’nin etkin gücünün ortaya çıktığını kaydetti.Başbakan Küçük, Anavatan’la ilişkilerin her zaman kardeşlik ilişkileri olduğunu ifade ederek, “Bizim ilişkimiz, Anavatan-Yavruvatan ilişkisidir ve bizlerin Anavatan ve Yavruvatan olmak üzere iki vatanı vardır” dedi.KKTC’nin kurulduğu süreçte verilen bağımsızlık mücadelesi ve devlet kurma yolunda Anavatanın her zaman desteği bulunduğunu kaydeden Başbakan İrsen Küçük, Kıbrıslı Türklerin atalarının Anadolu’dan geldiğini ve bu ilişkilerin 5-6 asırdan beridir mevcut olduğunu anlattı.Başbakan Küçük, işadamlarına iş yapması, yatırım yapması için büyük olanaklar sağlandığına dikkat çekerek, ülkede çeşitli alanlarda gelişmeler yaşandığını, özellikle eğitim ve turizm alanında büyük ivme yakalandığını belirtti ve yapılan her yatırımın ülke ekonomisine güç verdiğini kaydetti.AKBULUTKabulde konuşan Türkiye Gönüllü Teşekkülleri Vakfı Başkanı Hamza Akbulut ise, vakıf çalışmaları hakkında Başbakan’a bilgi verdi ve burada bulunma amaçlarını anlattı.Heyette birçok ülkeden temsilcilerin de bulunduğunu kaydeden Akbulut, çalışmalardan örnekler de verdi. Anavatan Türkiye ile KKTC’nin manevi bağları bulunduğunu ve bu nedenle sivil kuruluşlar olarak KKTC’ni ziyaret etmek istediklerini kaydeden Hamza Akbulut, neler yapabileceklerini ve kardeş devlet KKTC’ye nasıl yardım edebileceklerini de inceleyeceklerini kaydetti. “TÜRKİYE GÖNÜLLÜ TEŞEKKÜLLER VAKFI” KKTC’DE

İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) tarafından düzenlenen 9’uncu Gençlik Buluşması için KKTC’de bulunan Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı, temaslarını sürdürüyor. Meclis Başkanı Hasan Bozer tarafından da kabul edilen Vakıf heyetine Din İşleri Başkanı Talip Atalay ile Kıbrıs Türk İslam Cemiyeti Başkanı Okyay Sadıkoğlu eşlik etti.
Cumhuriyet Meclis Başkanı Hasan Bozer heyeti kabulünde, vakfın KKTC ziyaretinden memnuniyet belirtti ve “bu ziyaretle Kıbrıs Türk halkının hayrına adımlar atılacağını” söyledi.
Birlik, beraberlik ve ortak akılla hareket etmenin önemine değinen Bozer, bu sayede sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel olarak ülkeye birçok katkı konulabileceğini vurguladı.
Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı Başkanı Hamza Akbulut ise, İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) tarafından düzenlenen 9’uncu Gençlik Buluşması için adada bulunduklarını dile getirdi.
Türkiye ve Kıbrıs’ın kültürel yanları ile manevi bağlarının aynı olduğunu kaydeden Akbulut, “Kıbrıs’ı Mardin, Erzurum, Edirne, Konya, Sivas gibi Türkiye’nin bir vilayeti olarak görüyoruz ancak iki ülke insanının birbirini yeterince tanımadığını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Akbulut, iki ülke insanın daha iyi iletişim kurabilmesi için görüş alışverişinde bulunacaklarını dile getirerek, “Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkı için neler yapabileceğini konuşacağız” dedi.

YUNANİSTAN BAŞBAKANI SAMARAS: ''TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN ARASINDAKİ İLİŞKİLERDE SORUNLAR VAR ANCAK, BUNLARIN ÇÖZÜMLENMESİ İÇİN İSTEK DE VAR''

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Katar'daki temasları sırasında Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras ile görüşmesi Yunan basınında geniş yankı buldu.
Başbakan Samaras'ın ''Türkiye ile Yunanistan arasında sorunlar bulunduğunu ancak bunların çözümlenmesi konusunda iyi niyetin de mevcut olduğunu'' belirttiği demecine yer veren gazetelerde, Başbakan Erdoğan'ın Batı Trakya konusunu Türk Yunan ilişkilerinde ilk sırada tuttuğu bilgisine de yer verildi.
Resmi bir ziyaret için gittiği Katar'ın başkenti Doha'da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesinin ardından gazetecilere açıklama yapan Samaras, Türkiye ve Yunanistan'ın NATO çerçevesinde müttefik iki ülke olduğunu belirtti.
''İki ülke arasındaki ilişkilerde sorunlar bulunduğunu ancak bunların çözümlenmesi için istek ve arzunun da bulunduğunu'' ifade eden Samaras, 5 Mart'ta iki ülkenin bakanlar kurullarının ortak toplantısı için bakanlarıyla birlikte Ankara'ya gideceğini söyledi.
Samaras, gazetecilerin, görüşmede Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) konusunu gündeme getirip getirmediğine ilişkin soruları üzerine, ''görüşmede sadece Ankara’da ortak bakanlar kurulu toplantısında görüşülecek konuların kısaca ele alındığını'' söylemekle yetindi.
ERDOĞAN-SAMARAS GÖRÜŞMESİ YUNAN BASININDA
Erdoğan ile Samaras'ın Katar'ın başkenti Doha'ya gerçekleştirdiği ikili görüşme Yunan medyasında da geniş yankı buldu.
Yunanistan'ın en prestijli gazetelerinde görüşmeye tam sayfa ayrılırken, Başbakan Erdoğan'ın Batı Trakya konusunu, Türk-Yunan ilişkilerinde ilk sırada tuttuğu bilgisi geniş yer aldı.
İki ülke başbakanlarının görüşmesinin önceden planlandığından daha uzun sürdüğüne dikkati çekilen haberlerde, Erdoğan ile Samaras'ın, 5 Mart'ta Ankara'da geniş çaplı hükümetler arası bir toplantı yapılması konusunda anlaşmaya vardıkları belirtildi.
Yunan resmi haber ajansı AMNA, Erdoğan ile Samaras arasındaki görüşmenin ''gayri resmi'' olmasına rağmen 40 dakika sürdüğünü belirttiği haberinde, görüşmede iki ülkeyi ilgilendiren ortak konuların yanı sıra, bölgedeki ve Avrupa’daki ekonomik gelişmelerin ele alındığını duyurdu.
AMNA, hükümet çevrelerine dayandırdığı haberinde, iki ülke başbakanlarının görüşmesinde kısaca ele alındığını belirttiği konular arasında ''240 İmam Yasası''yla ilgili kanuni düzenleme, Atina'ya cami yapılması ve Yunanistan'ın deniz hakları konusunun bulunduğunu belirtti.
Ajans, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Samaras'ın Diplomatik Ofis Müdürü Stavros Vasilopulos'un da hazır bulunduğunu belirttiği görüşmede, iki başbakanın özelleştirme konularını da konuştuğunu, Başbakan Erdoğan’ın, Samaras’a, ''Ben krizi özelleştirmelerle aştım'' dediğini kaydetti.
AZINLIK KONUSU MANŞETLERDE
Kathimerini gazetesi, birinci sayfada fotoğraflı olarak manşetten verdiği ''İyi atmosferde görüş farklılığı'' başlıklı haberinde, Erdoğan'ın, İmamlar konusunda şikayette bulunduğunu, Samaras'ın ise MEB konusunu gündeme getirdiğini yazdı.
Gazete, Samaras ile Erdoğan'ın Doha'daki görüşmesinin, "tezlerin belirlendiği, aynı zamanda da görüş farklılıklarının dile getirildiği bir buluşmaya dönüşmesine rağmen, iyi bir atmosferde geçtiğini" belirttiği haberinde, iki ülke başbakanlarının 4-5 Mart’ta Türkiye’de yeniden bir araya gelmek üzere randevularını tazelediğini kaydetti.
Kathimerini, görüşmede Samaras’ın, Yunan Parlamentosu’nun deniz hukukunda belirlendiği şekilde, MEB ilan edilmesi de dahil olmak üzere, Yunanistan’ın Ege’deki haklarını uygulamaktaki kararlılığını dile getirdiğini, Erdoğan’ın İmam Yasası’yla ilgili kanuni düzenlemeyi gündeme getirerek bunun iptal edilmesini istediğini belirtti.
Merkez sol eğilimli PASOK yanlısı Ethnos gazetesi, ''Erdoğan tekrar azınlık konusunu açıyor'' ve ''Erdoğan’ın azınlık konusuyla ilgili yeni oyunu'' başlıklarını kullandığı haberinde, ''Erdoğan’ın, ikili ilişkiler gündeminde (Batı) Trakya konusunu devam ettirerek, 'Türk azınlığın talepler paketini Patrikhane ile ilişkili olarak gündeme getirdiğini'' yazdı.
Ethnos, iki ülke başbakanlarının görüşmesinde, 2010 yılından beri “sürüncemede" bulunduğunu belirttiği Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısının 4-5 Mart’ta yapılmasının kararlaştırıldığını belirterek, "İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilecek toplantılarda iki hükümetin, ikili ilişkilerle ilgili siyasi konuların görüşülmesinde ambalaj oluşturacak işbirliği konuları keşfetmeleri gerektiğini" kaydetti.
SAĞ EĞİLİMLİ GAZETELER TEPKİLİ
Sağ eğilimli ''Elefteros Tipos'' gazetesinin, "Geniş arka planlı teke tek Samaras-Erdoğan görüşmesi – Erdoğan Heybeliada ve cami konusunda kendi havasında" başlığı altındaki haberinde, Erdoğan ve Samaras'ın Katar'da yaptıkları 45 dakikalık görüşmede Atina'daki cami, yeni "imam yasası", Heybeliada Ruhban okulu ve MEB konularının konuşulduğu belirtildi.
İki ülke başbakanları arasındaki görüşmede, Ankara'da 4 ve 5 Mart'ta Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzey İşbirliği Konseyi'nin düzenlenmesinin kararlaştırıldığı bilgisi verilen haberde, Erdoğan'ın Samaras'la görüşmesinden sonra yaptığı açıklamalar yer aldı.
Haberde, Erdoğan'ın 'Atina'da cami' konusunu Samaras'a ilettiği, Samaras'ın ise caminin inşasının Yunan Parlamento'sundan onaylandığı bilgisini verdiği belirtilirken, Erdoğan'ın "sizin inşa etmenize gerek yok, izin verirseniz biz yaparız" ifadelerine karşı Samaras'ın caminin Yunan Devleti tarafından inşa edileceğini beyan ettiği kaydedildi.
Haberde ayrıca, Eroğan'ın Samaras'dan, 240 imamın Müslüman çocuklara Kuran-ı Kerim öğretme amaçlı tayin edilmesini öngören yeni 'İmam Yasası'nın geri çekilmesini istediği belirtildi.
Yunan hükümet çevrelerine dayandırılan habere göre, Samaras ise yeni yasanın eski yasaya göre yanlışları düzelttiğini ve İmamların kamu görevlisi olmasının, azınlığın eğitimini yükselttiğini ifade etti. Ayrıca Samaras, Yunanistan'ın tüm vatandaşlarının ve Müslüman azınlığının din özgürlüğüne saygı duyduğunu sözlerine ekledi.

PUTİN HRİSTOFYAS’I TELEFONLA ARADI

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Sırbistan’da bulunan Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’la telefon görüşmesi yaptığı, görüşmede para finans alanında işbirliği de dâhil olmak üzere, ikili işbirliği konularının ele alındığı haber verildi.
Kremlin sarayından geç saatlerde yapılan açıklama ile duyurulan bu telefon görüşmesi, Rum basınında, Rusya’dan Güney Kıbrıs’a yeni kredi senaryolarının yeniden canlandığı yorumlarıyla aktarıldı.
Politis “Rublelerle De Kurtarmaya Doğru... Hristofyas-Putin Dün Yeniden Telefon Görüşmesi Yaptı” başlığıyla yansıttığı haberinde Rum Maliye Bakanı Vasos Şarlis ve Eurogroup’un da istediği gibi Rusya’nın Güney Kıbrıs’ı kurtarma paketine katılması ve Güney Kıbrıs’a yeni Rus kredisi senaryolarının yeniden canlandığını yazdı.
Gazeteye göre Putin-Hristofyas telefon görüşmesini, Rusya’nın Güney Kıbrıs’a yeni kredi verme yönünde hareketlenmesi olarak değerlendiren diplomatik kaynaklar, Güney Kıbrıs’ın, 2011’de aldığı 2,5 milyar Euro’luk kredinin geri ödeme vadesinin uzatılması talebinin yerine getirildiğini de düşünüyor.
Rum yönetiminin Putin-Hristofyas telefon görüşmesiyle ilgili açıklamasını bugün (dün) yapacağına da işaret eden gazete, Avrupalı ortaklarının, Güney Kıbrıs’ı kurtarma paketine Rusya’nın da özlü katılım göstermesi yönünde baskı yaptıklarını dün Rum Maliye Bakanı Vasos Şarlis’in de doğruladığını yazdı.
Habere göre Şarlis 17,5 milyar Euro’ya ulaşması beklenen kurtarma paketine Rusya’nın da katılımı konusunun Eurogroup düzeyinde görüşüldüğünü açıkladı; Güney Kıbrıs’ın Rusya’dan tek istediği şeyin, halen almış olduğu 2,5 milyar Euro’luk kredinin geri ödeme süresinin 2016’dan 2021’e uzatılması olduğunu söyledi.
Avrupalıların, Güney Kıbrıs’ı kurtarma paketine Rusya’nın da katılmasındaki ısrarlarının, memorandum aracılığıyla Güney Kıbrıs’taki Rus sermayesini ödeme endişesini gidermeyi amaçladığına işaret edilen haberde, Rusya’nın, Troyka’da, Rum borcunun sürdürülebilirliğinden kuşkulu olan IMF’nin yerini alabileceği değerlendirmeleri de yapıldığına dikkat çekildi.
Simerini “Moskova İle Kredilendirme Konusunda Direkt Hat” başlıklı haberinde Moskova’nın memorandum çerçevesinde Güney Kıbrıs’a kredi vermesi için Avrupa Komisyonu, Uluslararası Para Fonu ve Rusya arasında direkt iletişim hattı bulunduğunu yazdı.
Almanya başta olmak üzere diğer AB üyesi ülkelerin; Rum bankalarının yeniden sermayelendirilmesinden Güney’deki Rus sermayelerinin de yararlanacağı, bu nedenle Rusya’nın da katılması gerektiği görüşünde olduklarını hatırlatan gazete Moskova’nın ise memorandum ve kuralları temelinde olmak kaydıyla böyle bir şeye niyetli göründüğünü yazdı.
Gazete Vladimir Putin’in dün gece Dimitris Hristofyas’la telefon görüşmesi yaptığını ve Kremlin’den geç saatlerde yapılan açıklamada; gündemdeki ikili meselelerle ve para finans alanında işbirliği konularının ele alındığı belirttiğini kaydederken; Alithia haberi “Krediyi Konuştular... Vladimir Putin Belgrat’taki Dimitris Hristofyas’ı Telefonla Aradı, Rusya’nın Kıbrıs Memorandumuna Katılımını Görüştüler” başlığıyla yansıttı.

“KIBRIS HAVAYOLLARI”NIN ERCAN NEDENİYLE ZARARA UĞRADIĞI İDDİA EDİLDİ

Kıbrıs Havayolları (Cyprus Airways) yöneticileri, Ercan Havalimanı üzerinden seyahat eden Rum yolcularda artışından dolayı zarar gördüklerini iddia ederek önlem alınmasını talep etti.
Fileleftheros gazetesi, “Cyprus Airways” yönetiminin, ayrıntılı mektuplarla, devlet birimlerini konu hakkında bilgilendirdiğini ve bu konuda tedbir alınmasını istediğini de yazdı.
Habere göre “Cyprus Airways” Yönetim Kurulu Başkanı Stavros Stavru, genel kurulda yaptığı açıklamada Türk çıkarlı şirketlerin, “kullandıkları çeşitli oyunlarla”, Güney Kıbrıs’taki yolculara ulaşmayı başardıklarını, bunun sonucunda bu yolculara, Ercan Havalimanı üzerinden farklı destinasyonlara yönelik alternatif seçenekler sunduklarını savundu.
Stavru, bu eğilimlerin, kontrolsüz bir şekilde gelişmesine müsaade edilmesi durumunda elverişsiz gelişmelerle karşı karşıya kalacakları uyarısında da bulundu.
Gazete Güney Kıbrıs’da ikamet eden Kıbrıslı Rumların, AB vatandaşları ve diğer yabancıların, sadece Türkiye seyahati için değil, Türkiye üzerinden olan başka yerler ve özellikle Avrupa için de Ercan Havalimanı’nı kullandıklarını yazdı.
Gazete Cyprus Airways’e yıllardır zarar veren bir başka olayın ise Türk ambargosu olduğunu, Türkiye’nin, Cyprus Airways’in, Türkiye üzerinden uçmasına izin vermediğini yineledi.

TATAR: “HÜKÜMET ALT GELİR GRUPLARINA İLK 6 AY İÇİN YÜZDE 8’LERE VARAN NET MAAŞ ARTIŞLARI SAĞLAMIŞTIR”

Maliye Bakanı Ersin Tatar çalışanlara yapılan maaş artışlarının, yasa gereği Temmuz 2012 – Aralık 2012 dönemi için açıklanan %2.87’lik hayat pahalılığı oranı olmasına rağmen, fiilen çalışan düşük baremlilerin de 100 TL net maaş artışı alabilmesi için konsolidasyon oranının yüzde 5.64’e kadar çıkarıldığını söyledi.
Tatar, yapılan düzenleme ile hayat pahalılığı oranında verilen artışta 100 TL’nin altında alanların da 100 TL artış almasının sağlandığını kaydetti.
Tatar, kişisel tercihle erken emekliye ayrılanların büyük bir çoğunluğunun baremlerinin düşük olduğunu, bu nedenle baremi düşük olanlara %5.03 ve – % 5.64 arası konsolideler yapılmasına rağmen 100 TL maaş artışına ulaşılamadığını, bu kişilerin büyük çoğunluğunun kamudan emekli olmaları sonrasında gerek kendi adlarına, gerekse özelde çalışarak Sosyal Sigorta emeklisi olmalarından dolayı aldıkları artış miktarlarının yanında 100 TL’lik artışların Sosyal Sigortalar tarafından da verildiğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini kaydetti.
“İKİNCİ 6 AY İÇİN DE ARTIŞ OLACAK”
Tatar, maaş artışları konusunda Türk Ajansı Kıbrıs (TAK)’a yaptığı açıklamada, bunun sadece ilk 6 aylık dönem için düşünüldüğünü, 2013’ün ikinci 6 ayı için de benzer bir maaş artışı düşünüldüğünü açıkladı.
Tatar, düşük baremli çalışanların %14’e ulaşan sosyal güvenlik ve vergi verdiklerine de işaret ederek, eski barem skalasında net maaş artışı olarak 100 TL’ye ulaşabilmek için barem 8’e kadar %5.03 - 5.64 ve barem 8 ile 14 arasında % 3.65 – 5.21 oranında konsolideler yapıldığını açıkladı.
Yasa gereği verilmesi gereken %2.87 hayat pahalılığı oranının dışında üst kademe yöneticilerine ekstra bir konsolidasyon yapılmadığını vurgulayan Tatar, ancak bu kesimin baremlerinin karşılığı olan maaşları yüksek olduğu için nette 100 TL’nin üzerine artış aldıklarının görüldüğünü ifade etti.
Tatar, kendi düşüncesi olan “herkese eşit maaş artışının” yasal düzenleme olmadan yapılamayacağını söyleyerek, bu nedenle böyle bir uygulamaya gidildiğini ifade etti.
Tatar, kişisel tercihleri ile erken emekli olanların düşük baremlerde olması nedeniyle 100 TL artış alamadığını, bunun da nedeninin yasa nedeniyle uygulanan emekli maaşı hesaplama formülü olduğunu söyledi.

“2013 İÇERİSİNDE YAPILACAK DİĞER ARTIŞLA ORAN %10’LARA VARACAK”

Tatar, “Düşük maaş alan gerek kamu çalışanı, gerekse Sosyal Sigorta emeklileri bu artışlarla net %7 – 8’lere varan artışlar almıştır. Bu artışlar 2013 yılının ilk yarısı için olup Temmuz 2013’te benzer şekilde maaş artışları yapılacağını göz önünde bulundurduğumuz zaman, düşük maaşlı bu kesimin 2013 yılı Temmuz ayı itibarı ile toplamda yüzde 10’lar civarında net maaş artışı almış olacaktır” dedi.
Bu xəbər oxucular tərəfindən 1312 dəfə izlənilmişdir!
Google Yahoo Facebook Twitter
Del.icio.us Digg StumbleUpon FriendFeed